Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Senin Sayende Demiyorsanız Senin Yüzünden de Demeyin Hiç

Gönderen Konu: Senin Sayende Demiyorsanız Senin Yüzünden de Demeyin Hiç  (Okunma sayısı 2889 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı -EsiLa-

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 33
  • Cinsiyet: Bayan
  • ...
Senin Sayende Demiyorsanız Senin Yüzünden de Demeyin Hiç
« : Mayıs 03, 2009, 03:08:25 ÖS »
Psikolog / Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu "Öpücük kutusu" adlı kitabından

> 'Senin sayende' demiyorsanız,'senin yüzünden' de demeyin hiç bir zaman.
>
>
>
> Selma, 6 çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğuydu, bana geldiğinde
> 8 yaşındaydı. Selma'nın onu psikolojik olarak susmaya
>
> iten, 'seçici konuşmazlık' dediğimiz sürece getiren olaylar
>
> beş yaşındayken başlamıştı.
>
>
>
> Selma, beş kardeşi, anne ve babasıyla kendi halinde
>
> normal bi yasam sürerken, bir gün annesi hastalanıyor. O dönemlerde
>
> beş yaşlarında. Kendisinden büyük iki abla, bir ağabey ve kendisinden
>
> küçük iki kardeş daha var.. Küçük kardeşin yeni doğduğu dönemde
>
> anne ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor. Uzun süre
>
> tedavi görüyor. Yoğun uğraşılara rağmen iyileşmiyor. Hastane ortamından
>
> evine gidip son günlerini evinde huzur içinde yaşasın diye
>
> doktorlar tarafından eve gönderiliyor. Birkaç ay evde
>
> babaanne, hala ve benzeri yakın akrabaların yardımıyla yaşatılıyor.
>
> Birgün hayata gözlerini kapatıyor.
>
> Anneye en fazla ihtiyaç duyulan dönemde anne, Selma'nın
>
> hayatından çıkıp gidiyor.
>
>
>
> Aradan 1,5 yıl geçiyor. Kendi hallerinde bir şekilde
>
> Yaşamaya alışıyorlar. Büyük kızlar evde yemek yapıp, en küçük
>
> çocuklara annelik yaparken, Selma babasıyla birlikte dükkanda çalışıyor.
>
> Dükkanları evin hemen alt katında olduğu için baba endişe
>
> duymadan iş hayatına devam ediyor. Çocuklarını kimseye
>
> muhtac etmeden yük etmeden idare ediyor.
>
>
>
> Bir gün ablalar ve ağabey, kardeşlerini alarak yakın
>
> Akrabalarına gidiyorlar.
>
> Selma babasının yanından ayrılmıyor. Çok ısrar ediyorlar ama
>
> istemedigi için gitmiyor.
>
> Babası da gitmemesine ses çıkarmıyor. Öğleden sonra baba
>
> Kız dükkanı temizlemeye başlıyorlar. Selma babasının istediği
>
> gibi her yeri bi güzel temizleyip süpürüyor. Daha sonra radyoyu
>
> açıyor. Müzik dinlemeye başlıyor. Ancak dışardan gelen sesler
>
> nedeniyle müziği duyamadığı için, sesini iyice açıyor. Babası
>
> da başının ağrıdığını söyleyerek müziğin sesini kısmasını istiyor.
>
> Selma, babasının söylediğini duymamış gibi yapıyor. Hani çocuklar
>
> sıklıkla yaparlar ya.. Bir süre sonra babası, başının çok
>
> ağrıdığını söylüyor. Yüzü asılıyor. Selma, gidip gelip
>
> babayı kontrol ediyor baş ağrısı geçti mi diye.
>
>
>
> Babası baş agrısına dayanamayarak eve ilaç almaya çıkıyor.
>
> Sıcaktan bunaldığını, kendini kötü hissettiğini söylüyor. Dükkana dikkat
>
> etmesini hemen bi ağrı kesici alıp geleceğini de ekliyor. Eve çıkıyor.
>
> Aradan epey zaman geçmesine rağmen baba yok.
>
> Bekliyor baba yok. Merak edip yukarıya babasına bakmaya
>
> çıkıyor. Eve giriyor.
>
> Babasına sesleniyor. Cevap yok. Tam oturma odasına
>
> giriyor ki babası o anda Selmanın gözleri önünde kalp krizi geçirmeye başlıyor.
>
>
> Selma babasının çırpınmalarına, yerde tırmalamasına...vs.
>
> şahit oluyor.
>
> Babası son nefesini verip yerde cansız yatarken,
>
> Uyandırmaya çalışıyor.
>
> Babası uyanmıyor... Camdan aşağı doğru bağırmaya başlıyor:
>
> 'İmdat.. Babama bişey oldu... Yardım edin!..' kısa süre
>
> içinde ev mahalle halkıyla doluyor...
>
>
>
> Cenaze işlemleri bitince 1,5 yıl önce anneleri ölen bu altı
>
> kardeşin ne olacağı tartışması başlıyor.. kimi 'yanımıza alalım', kimi 'yuvaya
>
> verelim', kimi de 'hepsine birden nasıl bkacağız' diyor. En
>
> sonunda akrabalar aralarında anlaşıyorlar.'herbirimiz birisini
>
> alalım. Böylece çocuklar yurtlarda perişan olmaz, arada sırada
>
> da olsa birbirlerini görürler.' Diye düşünüyorlar. Selma' yı çok
>
> sevdiği halası alıyor. İki yıldır Selma yanlarında ve hiç
>
> konuşmuyor.
>
>
> Duyduklarım beni çok etkilemişti. Daha önce gidilen
>
> Uzmanların isimleri beni endişelendirmişti. Bir yandan da bir şeyler yapabilirim
>
> belki diye düşünmeden edemiyordum.
>
> Hikayesinden çok etkilendigim bu kızı merakla bekliyordum.
>
> Halası olan biteni tek tek anlattı.
>
> 'Gelinimiz ve ağabeyimin ölümünden sonra ben de onu bir türlü
>
> mutlu edemedim. İki yıldır yüzü hiç gülmüyor. Kendiliğinden
>
> hiç bir şey yapmıyor. Sadece konuşmasa neyse ama sanki
>
> kurulmuş bir robot gibi.örneğin sofraya oturup yemek
>
> yiyeceğiz ' Hadi Selma sofraya otur!' diyoruz oturuyor. Hadi Selma artık
>
> kalkabilirsin demeden kalkmıyor. Önceleri aldırmadık. Baktık
>
> olmadı karşımıza aldık uzun uzun konuştuk
>
> anlattık. Ona evimizin bi kızı oldugunu, evdeki herkes
>
> kadar her
>
> şeye hakkı oldugunu... hiçbirisi fayda etmedi. Zamanla
>
> öfkelenip inadını kırmak için bazı taktikler uygulamaya başladık. Sofra
>
> hazır olunca gel otur demedik, aç kaldıgı günler oldu. Ya da artık
>
> kalkabilirsin demedik saatlerce sofrada oturdu. Hadi artık uyu
>
> demedik, sabaha kadar koltukta öyle oturdu. Vicdanın yoksa söyleme...'
>
>
> Onunla yaptığım ilk seans dün gibi aklımda. Hal hareketleri
>
> dinlemiyormuş gibi ama tüm alıcılarını bana cevirdiğini
>
> hissettiğim tavırları.
>
> - Biliyor musun ben seni çok sevdim
>
> - ......
>
> - VALLAH i çok ciddiyim, çok sevdim.
>
> - .....
>
> - Ne güzel hiç konuşmuyorsun, diğer çocuklar gibi kafamı
>
> şişirmiyorsun ..
>
> Gözlerimin içine bakıp gülümsemesini saklamak ister gibi
>
> dudaklarını ısırarak başını salladı.
>
> - Biliyor musun bazen çocukların hayatlarında bazı şeyler
>
> Yolunda gitmiyor, benim işimse bunları yoluna koymak.
>
> Beni dinlediğini biliyorum .. hatta
>
> benimle konustugunu bile hissediyorum. Çocuklar benden
>
> yardım isterler, ben de onlara yardım ederim. Bu hep böyle oldu.
>
> - .......
>
> - Ama şu an işler değişti. Sana yardım etmeyi ben istiyorum.
>
> Eğer bana yardım edersen , izin verirsen seni susturan şeyin ne
>
> oldugunu bulurum. Gerçekten... inan bana...izin verir misin? Başını
>
> salladı! Evet başını salladı!
>
> - Elimde bazı resimler var, o resimleri cocuklara gösteriyorum
>
> onlar da bana resimlerle ilgili hikayeler anlatıyorlar. Onlar
>
> bana hikaye anlatınca ben de onların mutlu olmasını sağlıyorum. Yani
>
> bütün sır hikayede. Biliyorum sen konuşmuyorsun. Ama hikaye
>
> anlatmak istersen, konustugunu kimseye söylemem. Bu ikimizin sırrı olur.
>
> Anlaştık mı?
>
>
>
> Bir süre düşündü. Başını saga sola salladı. Evetle hayır
>
> Arasında gidip geliyordu.
>
> Birden evet anlamına gelecek şekilde başını salladı.
>
> Karşımdaydı... ben ona resimler gösteriyordum o da bana
>
> hikayeler anlatıyordu. İşimiz bittiğinde ona çok teşekür ettim.
>
> Anlattıklarını analiz etmeye bile gerek yoktu. O kadar saf, o
>
> kadar temiz, o kadar kendi hikayesini anlatmıştı ki... Selma'nın bilinçaltı
>
> karmakarışıktı.
>
>
> İşte Selma'nın analizden geçmesine bile gerek bırakmayan,
>
> Halasını dinlerken
>
> gözyaslarına boğan, beni analiz yaparken hıçkırıklara boğan
>
> hikayesi...
>
>
>
> 'Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar bir ülke varmış. Bu
>
> Ülkede anne babasıyla yaşayan çok mutlu çocuklar varmış. Çocuklar
>
> kardeş kardeş hep oynarlarmış, anne babaları onlara hiç kızmazlarmış. Bir
>
> gün bu çocukların annesi hastalanmış. Çocuklar çok üzülmüş. Ama
>
> kimse çocukların üzüldüğünü anlamamış. Anneyi hep hastaneye
>
> götürmüşler. İlaçlar vermişler. hem de acı acı ilaçlar. Anne,
>
> sırf çocuklarını yalnız bırakmamak için içmiş bütün o acı ilaçları.
>
> Çocuklara hep annelerinin iyileşeceği söylenmiş. Bir gün
>
> anneyi eve getirmişler.
>
> Çocuklar anne geldi diye çok mutlu olmuşlar. Anne hep yatakta
>
> yatmaya başlamış. artık
>
> cocuklarına yemekler yapmıyormuş. Çocuklar çok üzülmüşler.
>
> Annelerinin yanında oyunlar oynamaya başlamışlar. Annelerinin
>
> yanında niye oynuyorlarmış biliyor musun ? Anneleri
>
> eğlensin diye. Ama babaanneleri hep kızıyormuş onlara.
>
> 'Gürültü
>
> yapıp durmayın.
>
> Anneniz zaten sizin yüzünüzden hastalandı' diye. çocuklar çok
>
> yaramazlık yaptı diye anne hastalanmış meger. Çocuklar da anne
>
> iyileşsin diye onu eğlendirmek istiyorlarmış ama kimse
>
> anlamıyormuş. herkes çocuklarını azarlayınca anneleri de cok
>
> üzülüyormuş..
>
>
>
> Birgün anne ölmüş. Herkes ağlamış. Çocuklar annenin neden
>
> Öldüğünü anlamış.
>
> Yaramazlık yaptılar diye. Çocuklar evde babalarıyla yaşamaya
>
> başlamışlar.
>
> Bir gün anane gelip yemek yaparken, çocuklar gürültü yapmışlar.
>
> Anneanne onlara kızmış 'kızım sizin yüzünüzden hasta oldu. Hiç
>
> annenizin sözünü dinlemediniz hasta ettiniz
>
> kızımı. Sizin yüzünüzden de öldü. Sözümü dinlemeyip
>
> gürültü yapar, çok konuşursanız
>
> beni de öldürüp ortada kalacaksınız. Kim bakacak size?' demiş.
>
> Bir gün Selma , babasıyla dükkanda oturuyormuş. Ablaları
>
> kardeşleri amcalarına gitmişler. selma babasının yanından
>
> ayrılmak istememiş. Hiç gürültü yapmadan hep babasına yardım ediyormuş.
>
> Anneleri çocuklar evde yokken hastalanmış ya. Babası yalnız
>
> kalır hastalanır diye yalnız bırakmak istemiyormus. Babaları çocuklarını
>
> hiç kızmıyormuş zaten. Gürültü yaptıklarında bile.. Selma dükkanda
>
> babasına yardım etmiş, her yeri mis gibi yapmış.
>
> Elleri de acımış biraz. Radyoyu açmış. Babasının başı
>
> ağrımış. 'Kızım kapat şunun
>
> sesini' demiş. Selma duymuş ama duymamazlıktan gelmiş. En
>
> sevdiği müzikler varmış.
>
> Babası biraz sonra eve gitmiş. İlaç alıp gelecekmiş. Gitmiş gelmemiş.
>
>
> Selmanın aklına hemen anneannesiyle babaannesinin
>
> Söyledikleri gelmiş. Annesi zaten cocukların yaramazlıgı yüzünden ölmüştü
>
> ya. Selma çok korkmuş eve çıkmış. Babasını aramış. Odaya girince bi
>
> bakmış, babası bişeyler yapıyor. Selma çok korkmuş. Babası
>
> Selmaya 'git' der gibi işaretler yapmış. Selma gitmemiş. Babası yerde
>
> Uyumaya başlayınca uyandırmaya çalışmış.
>
> Uyandıramayınca ağlamaya başlayıp komşuları çağırmış.
>
> Sonra ev kalabalık olmuş. Selma kimseye söyleyememiş ama çok
>
> üzülmüş.. babası ' git ' dediği halde gitmemiş. Yine
>
> babasının sözünü dinlememiş. Eger gitseydi, müziğin sesini açıp babasının
>
> başını ağrıtmasaydı babası ölmeyecekti. Selma'nın yüzünden öldü.
>
> akrabalar çocukları paylaşmışlar. Selma ablalarından ayrılmak
>
> istememiş. Küçük kardeşini de çok seviyormuş. Halası yanına
>
> gelip 'kızım sen artık benim kızımsın bizimle yaşayacaksın'
>
> demiş Selma çok mutlu olmuş. Öyle mutlu olmuş ki, halasını
>
> çok seviyormuş, istediği zaman kardeşlerime götürürler, diye
>
> düşünmüş.. Halasının evine gidince 'artık bunlar benim yeni
>
> anne babam' demiş kendi kendine. Ama birden korkmaya
>
> başlamış. 'Annemle babamı ben öldürdüm. Yaramazlık yaptım
>
> sözlerini dinlemedim. Yeni annemi babamı çok seviyorum.
>
> Ya onlara da bişey olursa ben ne yaparım.?' Sonra aklına
>
> Bişey gelmiş. Gece yatmadan önce
>
> yatağının başucuna oturup dua etmeye başlamış.
>
> 'ALLAH ım .. ben çok yaramaz bir kızım. Annem babam benim
>
> Yüzümden öldü.
>
> Halamlar çok iyi insanlar. Ne olur benim yüzümden onları
>
> da yanına alma.
>
> Eğer onları da alırsan ben kimin yanında kalırım? Ne olur
>
> ALLAH ım bana yardım et.
>
> Hiç konuşmamam için bana yardım et. Ne zaman gürültü yapıp
>
> Söz dinlemesem annem babam ölüyor. Hep susmam için bana yardım et
>
> ALLAH ım. Ne söylerlerse yapacağım, onlar söylemeden hiç bişey
>
> yapmayacağım... ne olur onları benden alma!..'
>
> O günden sonra Selma hiç konuşmamış. Gülmemiş. 'Eğer
>
> gülersem evde gürültü olur, başları ağrıyıp ölürler' diye korkmuş. Hep susmuş..
>
> Hikayesi bitince Selma gözlerimin içine baktı ve ekledi;
>
> 'Biliyor musun? Hala her gece dua ediyorum. ALLAH ım nolur
>
> konusmayayım, konusmamam için bana yardım et! Diye. Bazen çok
>
> mutlu oluyorum. O zaman çok korkuyorum sevinçten çığlık atarım da gürültü
>
> olur, annem ölür diye'
>
>
> O küçük bedeniyle ne kadar büyük bir görev üstlenmişti.
>
> Kaçımız en konuşkan, en geveze çağımızda kendimizi susturmayı
>
> başarabiliriz ki?
>
> Kaçımız bir dondurma alındıgında bile sevinç çığlıkları
>
> atabilecekken, bu yogun duyguyu bastırıp susmaya devam
>
> edebiliriz ki? Kaçımız?
>
> Bu kadar sevilmek... bu kadar değer verilmek...
>
> ************************************************** *******************
>
> Yapmayın ne olur... Çocuklarınızın küçücük omuzlarına,
>
> AĞIR yükler yüklemeyin.
>
> Onların akılları da BÜYÜK, yürekleri de KOCAMAN...
>
> Ne olur başınız da ağrısa, bir bardak da kırılsa, eşinizle de
>
> kavga etseniz; demeyin...
>
> Zaten aslında hiç biri çocuğunuz yüzünden değildir.
>
> Aslında hiç bir şey, hiç bir zaman, bir başkası yüzünden
>
> değildir,
>
> kendimizizdir, bir durumu istemediğimiz bir sonuca doğru
>
> yönlendiren.
>
> Ama bunu bilmektense, itiraf etmektense, bir başkasını
>
> Suçlamak hep daha kolay gelir.
>
> 'Senin yüzünden!' demeyin çocuklarınıza...
>
> Hele hiç bir zaman 'Senin sayende' demiyorsanız,
>
> 'senin yüzünden' de demeyin hiç bir zaman.
>
>
> Psikolog / Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu "Öpücük kutusu" adlı kitabından
« Son Düzenleme: Haziran 15, 2010, 06:44:42 ÖS Gönderen: gözyaşı »

Çevrimdışı Kelebekler Diyarı

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5131
  • ...
Senin Sayende Demiyorsanız Senin Yüzünden De Demeyin Hiç
« Yanıtla #1 : Mayıs 13, 2009, 11:13:06 ÖS »
mehtap hanımın bir seminerine katılmıştım,  kendisi anlatmıştı bütün salondakiler göz yaşları içinde dinlemişti aynı hissi yaşadım tekrar teşekkür ederim paylaştığın için...

Çevrimdışı DER!N

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 991
Senin Sayende Demiyorsanız Senin Yüzünden De Demeyin Hiç
« Yanıtla #2 : Mayıs 14, 2009, 09:00:56 ÖÖ »
Etkileyici bir hikaye umarım ders alabilmişizdir.

Teşekkür ederim. +

Çevrimdışı L@vinya

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 414
Senin Sayende Demiyorsanız Senin Yüzünden De Demeyin Hiç
« Yanıtla #3 : Mayıs 14, 2009, 11:43:55 ÖÖ »
çok etkilendim okurken ne kadar hisli bir yavruymuşş....çok tşkler

Çevrimdışı gizem

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 697
  • Cinsiyet: Bayan
Senin Sayende Demiyorsanız Senin Yüzünden De Demeyin Hiç
« Yanıtla #4 : Mayıs 14, 2009, 12:46:27 ÖS »
Teşekkurler guzel paylaşım için.

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek