(https://3.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62ECtX5bII/AAAAAAAAAhY/hn3s3LpEJ24/s320/%C4%B0stanbul+Umumi+Haritas%C4%B1+1950.jpg)
1950'de Istanbul umumi Haritasi
1950'lerde (ben henuz 3 yasindayken), Istanbul nasildi dersiniz ? Yukaridaki harita size o gunleri hatirlatiyor olmali. Henuz, birinci, ikinci, ucuncu Bogaz kopruleri yoktu. Bogazi alttan gececek olan tunelin insaati da baslamamisti. 1950'lerde, Istanbul'da, sakin, huzurlu bir hayat vardi. Bogazin her iki yakasinda, yesillikler, alabildigine uzaniyordu. Trafik, 1 numarali sorun degildi. Bir yerden, bir yere gitmek icin, telaseli davranmaya da gerek yoktu, cunku yasam, (Eminonu - Beyoglu - Uskudar cevrelerinde) dar bir ucgende odaklanmisti. Bogazda, Kalender vapuru, iskeleden iskeleye keyifli, keyifli suzuluyor, uzaktan tramvaylarin "cin, cin" dudukleri yankilaniyordu.
(https://4.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62D49X5bHI/AAAAAAAAAhQ/_53Gplf4dIk/s320/40+paral%C4%B1k+tramvay+bileti.jpg)
(https://4.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62Dx9X5bGI/AAAAAAAAAhI/AEB3Q2joFYc/s320/%C4%B0stanbul+tranvay+bileti,+40+para.jpg)
(https://4.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62Dn9X5bFI/AAAAAAAAAhA/hb23T3LlpJc/s320/40+paral%C4%B1k+osmanl%C4%B1ca+tramvay+bileti.jpg)
40 paralik Osmanlica tramvay bileti
(https://4.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62De9X5bEI/AAAAAAAAAg4/NKl-Fm6q-Us/s320/3c%C3%BC+mevkii+tramvay+bileti+1935-39+aras%C4%B1.jpg)
3cu mevkii tramvay bileti (uzeri 3 kirmizi seritli), 1935-39 arasi
Tramvay , Istanbul'un, tek degilse bile, en onemli ulasim araciydi. Onemli merkezlerinin arsinda dolasip, dururdu.
Tramvaylarda "mevki" farki vardi. 1ci ve 2ci mevki vagonlarinin renkleri, konforlari ve ucretleri farkli olurdu. Birinci mevkiideki koltuklar deriden, ikinci mevkiidekiler tahtadan olurdu. Yolcular, hem bindikleri vagona, hem de gidecekleri mesafeye (kita'ya) gore ucret oderlerdi. 1872 - 1881 yillari arasindaki atli tramvaylar doneminde, 1ci mevkiide kisa mesafe 20 para, en uzun mesafe 60 para; 2ci mevkii icin en kisa mesafe 10 para, en uzun mesafe 40 paraymis. Ben, atli tramvaylar devrini yasamadim. Bu uygulama, benim yetistigim elektrikli tramvaylar doneminde de devam ediyordu. Ucretler, mevkiiye ve mesafeye gore degisiyordu. Pazartesi sabahlari, Ortakoy'deki (Galatasaray) ilk okuluma giderken, Cagaloglu'na en yakin durak olan Divanyolu'ndan binerdim. Bazi hatlar Bebek'e kadar devam ederdi.
Tramvay biletlerinin bir yuzunde, tum kitalar, mevkiiler ve ucretleri tablo halinde gosterilirdi. Arka yuzunde ise, bugunku sistem haritalarina benzer bir sekilde hatlar gosterilirdi. Her bir daire arasi bir kitayi temsil ederdi. Biletlerin uzerinde yazilarin tamami Osmanlica ve fransizca olurdu. Bizim zamanimizda, tramvaylarin akordeon yan kapilari olurdu. Vatman, can calmak icin, ayaginin altindaki bir dugmeye basardi. Iceride dolasan biletcinin, boynuna astigi kahverengi deriden bir para cantasi, elinde, biletleri yanyana dizdigi bir tahta kutusu olurdu. Bileti kopartmadan once, arkasi lastikli kalin kalemle, biletin uzerini isaretlerdi.
(https://1.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62DUNX5bDI/AAAAAAAAAgw/Klob_D-4I_8/s320/70+paral%C4%B1k+Osmanl%C4%B1ca+tramvay+bileti.jpg)
70 paralik Osmanlica-Fransizca yazili tramvay bileti
Biletlerin üzerinde yazılan ifadelere, duraklara birlikte bir goz atalim mi ?
Yedi-Colué, Ak-Serai, Beyazid, Sultan-Ahmed, Emin-Eunu, Sirkedji, Pont, Karakeuy, Cabatache, Bechiktach, Ortakeuy, Courou-Tchechme, Arnaoutkeuy, Bebek, Silivri-Kapou, Daoud-Pacha, Top-Capou, Tchappa, Edirné-Capou, Fatih, Chehzadé-Basi, Eyoub, Aivan-Sérai, Djbali, Cassim-Pacha, Yenicheir, Harbié-Ferikeuy, Chichli-Caracol, Chichli, Azap-Capou, Municipalité, Galata-Sérai, Tunnel, Tatavla, Nichantache !
Fransizca-Turkce arasi garip bir dille ifade edilen bu isimler, tramvay uzerindeki hat tabelalarinda da gorulurdu.
Yukarıda yazilanlar "Asil" duraklardi. Bir de bunlarin yaninda "Ihtiyari" (zorunlu olmayan) duraklar olurdu. Vatman, inecek ya da binecek yolcu yoksa, bu duraklarda durmazdi.
(https://4.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62Ar9X5a5I/AAAAAAAAAfg/yjZ8dQK5oKI/s400/Troleybus.jpg) (https://2.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62AidX5a4I/AAAAAAAAAfY/VZWp1KzXApE/s400/106b.jpg)
Troleybusler
Surat azligi, bakim masraflarinin agirligi nedeniyle kaldirilan tramvaylarin yerine konan troleybusler de cok uzun soluklu olmadi. Halk onlara " boynuzlu" adini takti. En kucuk bir sarsintida, boynuzlari, ustteki telden kurtuluyor, sofor inerek, onlari tekrar tellere yerlestirmek icin caba harciyordu. Troleybuslerin hizlari dusuktu, manevra kabiliyetleri azdi. 1984 yilinda seferden kaldirildilar. Istanbullular, troleybusleri benimsemedikleri icin, onlari, tramvaylara yaptiklari gibi, duygulu torenlerle ugurlamadilar. Troleybusler, sessiz, sedasiz, hayatimizdan silindiler.
(https://3.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62EbtX5bJI/AAAAAAAAAhg/HgziP4SrzXM/s320/70lerin+ortas%C4%B1nda+otob%C3%BCs+bileti.jpg) (https://2.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62EidX5bKI/AAAAAAAAAho/bxeRbmZiC_E/s320/80%27lerin+ba%C5%9F%C4%B1nda,+500+kuru%C5%9Fluk+otob%C3%BCs+bileti.jpg)
70'lerde otobüs bileti, 175 kuruş 80'lerde otobüs bileti, 500 kuruş
(https://1.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62ATNX5a3I/AAAAAAAAAfQ/Nb_glcZTfCQ/s400/Eski+Istanbul+otomobili.jpg) (https://2.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62AMdX5a2I/AAAAAAAAAfI/wpfXOaqCEi8/s400/Istanbul+7869+plakali+otomobil.jpg) (https://3.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R62ACtX5a1I/AAAAAAAAAfA/9nbDmz-MbWc/s400/Mercedes.jpg) (https://4.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R61_o9X5a0I/AAAAAAAAAe4/TgtzKCj9fiw/s400/Taksimetreli+otomobil+1948.jpg)
1948'de taksimetreli otomobil
(https://1.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R61_YNX5ayI/AAAAAAAAAeo/SYUjp54v6g4/s320/3884829_568270_1sos237.jpg)
Direksiyondan vites
Otomobil , Istanbullularin hayatinda hep vardi ama, yollarda cok ender goruluyorlardi. Plakalar, IST 7869 orneginde oldugu gibi, Istanbul'un ilk uc harfiyle baslar, sonra, sira numarasiyla devam ederdi. On camlar, genelde iki parcaliydi. Taksimetre, disarida bulunur, yolcu geldiginde "kurulurdu". Otomobilin "taksi" oldugunu belirten, damali serit, camlarin altinda, otomobili cepecevre sarardi. Otomobiller, 3 vitesli olur, vites direksiyondan degistirilirdi. Agir nikelajlarla suslu olurlardi. Otomobile binebilmek icin, kilik kiyafete de dikkat etmek gerekirdi. Otomobil ile ilgili ozel bir moda bile vardi. Motor yag degisimleri, simdi oldugu gibi 15.000 km'de degil, 2.000 - 3.000 km'de bir yapilirdi. Otomobili olmak, bir ayricalikti. Otomobili olanlar,mutlaka, otomobilleri ile birlikte bir fotograf cektirirlerdi.
(https://2.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R619WdX5awI/AAAAAAAAAeY/K2X0uE0S_uc/s400/Trafik+kontrolu.jpg)
Trafik kontrolu
Otomobilin az olmasina ragmen, trafik polisleri , her zaman oldugu gibi, gene sahnedeydi. Polis arabalarinin tavanlarinda sirenleri olurdu. Ekip olarak gezerlerdi. Henuz "radar tuzaklari" yoktu. Gordukleri otomobili durdurur, evrak kontrolu yaparlardi. Trafik polislerinin, ozel yapilmis, acik renk uniformalari olurdu.
(https://2.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R6189dX5auI/AAAAAAAAAeI/8yiVEaK93jc/s320/Tunel+olabilir+mi.jpg)
Bir ay süren hayvan denemeli seferlerden sonra, 17 Ocak 1875'te hizmete başlayan tünel, 1910 yilina kadar, 150 beygir gucunde 2 buharli makineyle calisirmis
(https://3.bp.blogspot.com/_kznYwq1xKjw/R618ctX5asI/AAAAAAAAAd4/ZjHX9N8WHdI/s400/tunel.jpg)
1940'larda tunelde ahsap vagonlar hizmet veriyordu.
Tunelin hakkini nasil odeyebiliriz ki ? Tunel , hepimizin hayatinda, o veya bu sekilde yer aldi. Ozellikle Beyoglu'nda okuyanlar icin, en yararli tasima araclarindan biriydi. Galata ile Tunel'i birbirine baglayan tunelin (Dersaadet'teki resmi adiyla Dersaadet Mülhakatindan Galata ve Beyoglu Beyninde Tahtel'arz Demiryolu'nun ) , Londra'dan sonra dunyanin en eski ikinci yeralti toplu tasima sistemi oldugu soylenirdi. Yuksek kaldirimdan inmek nisbeten kolay ve eglencelidir ama ya cikmasi ? Tunel olmasaydi, ne yapardik acaba ? Gencligimizde, tunelin on bolumunde durup, hattin tam ortasinda, karsidan gelen vagon ile bulusmayi seyretmeyi pek severdik. Yolculuk iki dakikadan az surerdi. Bizim zamanimizda, vagonlar ahsapti. Tekerlekleri de, simdi oldugu gibi, lastik degildi. Tunelin kendine has bir kokusu da olurdu. Tunel, bize cok hizmet etmisti; bakalim daha ne kadar hizmet edecek ?
Aydın Ataberk