Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
İngilizler Medeni Mi Dediniz

Gönderen Konu: İngilizler Medeni Mi Dediniz  (Okunma sayısı 2328 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
İngilizler Medeni Mi Dediniz
« : Aralık 04, 2008, 12:42:03 ÖS »
1500'lerde İngiltere'de işler şöyle yapılıyordu: İnsanların çoğu Haziran'da evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardı ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu (Gelinlerimizin ellerinde taşıdıkları Gelin çiçeği taşıma hangi kültürden geliyormuş? Anadolu düğünlerinde gelinlerin elinde çiçek yoktur)

Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak ta bebekler aynı suda yıkanıyordu Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü İngilizcedeki "banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın" (Don't throw the baby out with the bathwater) deyimi buradan gelmektedir
(Evlerimizde bulunan Küvet banyolar hangi kültürden kaynaklanıyormuş?)

Evin tuvalet ihtiyacı için avluda bir küçük fıçı bulundurulur, gece herkes bu fıçıda ihtiyacını giderir, sabah köyün uzak bir yerine domuz pislikleri ile birlikte dökülürdü (İspanyada da farklı değildi Cervantes Don Kişot kitabında bundan da bahsetmektedir) Bizlerdeki gibi su ile teharetlenme olayı da yoktu Halen yurtdışındaki tuvaletlerde teharet musluğu yoktur Biz bu muslukları sonradan eklemişiz

(Evlerimizde bulunan alafranga tuvaletler hangi kültürden kaynaklanıyormuş?)

Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler) çatıda yaşıyordu Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu İngilizcedeki "kedi-köpek yağıyor (It's raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir



Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük bir sıkıntı oluşturuyordu Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir
Zemin topraktı Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden yapılmıştı Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çıkmıştır Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman dışarıya taşıyordu Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı Thresh Holder" (saman tutan; Türkçesi eşik) idi



Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu

Bezelye lapası sıcak,

Bezelye lapası soğuk,

Kazandaki bezelye lapası dokuz günlük tekerlemesinin menşei budur



Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardı Eve ziyaretçi gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi Bu etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı Buna "yağ çiğnemek" (chew the fat) adı veriliyordu Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep oluyor, böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu Domatesler buna sık sık sebep olduğu için bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü



Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu Onun yerine tahta tabaklar kullanıyorlardı Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapılıyordu Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların ağızlarında Tabak Ağzı" (Trench Mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu Ekmek itibara göre bölüşülüyordu İşçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu alırdı



Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu Bu bileşim insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyordu Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor¸ aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu Buna Uyanma Nöbeti" deniyordu


İngiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor,kemikleri bir "kemik evi"ne götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı Tabutlar açıldığında yaklaşık her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi Buna mezarlık nöbeti; (graveyard shift) denirdi Bazıları zil sayesinde kurtulur ("saved by the bell") bazıları da "ölü zilci" (dead ringer) olurdu


« Son Düzenleme: Şubat 03, 2009, 05:30:33 ÖS Gönderen: mirac »

Çevrimdışı mirac

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2120
  • Cinsiyet: Bayan
  • * Suskunluğumu En Güzel DUA Kıl Ya RAB ! *
Kim Demiş Tarih Sıkıcıdır Diye?
« Yanıtla #1 : Aralık 04, 2008, 01:00:10 ÖS »
başlıkla yazılanları bağdaştıramadım. sıkıcı yerine daha uygun başka bir başlık yazılabilirdi.

 paylaşım için yinede teşekkürler

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Kim Demiş Tarih Sıkıcıdır Diye?
« Yanıtla #2 : Aralık 04, 2008, 01:25:11 ÖS »
ben teşekkür ederim

Çevrimdışı XAŞİF

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 463
  • Cinsiyet: Bay
  • SEN NE GÜZEL BİR DUYGUSUN
Kim Demiş Tarih Sıkıcıdır Diye?
« Yanıtla #3 : Şubat 03, 2009, 04:47:57 ÖS »
gerçekten başlığı değiştir..konu ilginç güzel bir yazı ama başlık hata emeğine sağlık

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek