Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Ana Dil Becerilerinin Kazandırılmasında Türkçe Öğretmenlerinin Sorumluluğu

Gönderen Konu: Ana Dil Becerilerinin Kazandırılmasında Türkçe Öğretmenlerinin Sorumluluğu  (Okunma sayısı 2545 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı stalker

  • Grupsuz
  • *
  • İleti: 1986
  • Cinsiyet: Bay
Ana Dil Becerilerinin Kazandırılmasında Türkçe Öğretmenlerinin Sorumluluğu

.Bilindiği gibi her öğrenmenin sonunda kişilerin yeni davranışlar kazanmaları veya önceki davranışlarında bazı değişikliklerin olması beklenir. Davranış değişikliklerinin büyük bir kısmı öğrenme ile kazanılmıştır. Eğitim; Toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişmeler için gerekli olan ön şarttır. Yeni bilgilerin edinilmesi, üretilmesi, üzerine başka bilgilerin ilavesi, edinilen bilgilerin hayata geçirilerek başka alanlarda kullanılması, düşüncenin geliştirilmesi eğitim sayesinde gerçekleşebilir.

Okuyan, araştıran, düşünen, karşılaştıran, çevre - insan ilişkilerini değerlendiren, sebep - sonuç ilişkilerini bulabilen, gelişmeleri takip eden ve yararlanan, gelişmeleri kolay kabul eden; Ülke içinde ve uluslar arası alanda girişimci, isabetli kararlar veren kişilerin yetiştirilmesinde, eğitim en önemli etkendir.
Kişinin iletişim yeteneğinin geliştirilmesi, dilini kullanabilme becerisi ile doğru orantılıdır. Ana Dili öğretiminin amacı da kişilerin düşünme ve iletişim becerilerinin geliştirilmesidir. Dil öğreniminin bu önemi itibariyle TÜRK milli eğitiminin amaçları ile Türkçe eğitiminin amaçları çakışmaktadır.
Dil ve düşünme arasında mutlak bir ilişki vardır. Dil aracılığıyla öğrenir, sessiz bir Dil kullanarak düşünür ve yine Dil aracılığıyla düşüncelerimizi başkalarına anlatırız. Öğrenmenin kolaylaşması, doğru ve etkili bir Dil kullanımına bağlıdır. Bu yüzden ana dilin kullanımındaki başarının, okuldaki başarı ile sıkı bir ilişkisi bulunmaktadır.

Türkçe derslerindeki dinleme, okuma, konuşma, yazma etkinliklerinin kişinin öğrenmesinde ve çevreye uyumundaki önemi her zaman dikkate alınmalıdır. Bu etkinlikler bütün derslerdeki öğrenmeler için gereklidir ve bütün derslerde öğrenmenin temelini oluşturur. Düşünmeden yoksun, ezberciliğe alışmış; Okuduğunu, dinlediğini, izlediğini anlayamayan bir öğrencinin diğer derslerden de başarısız olması çok doğaldır. Yapılan bir araştırmada okuduğunu anlama ile bazı derslerdeki başarı arasındaki ilişki katsayısı şöyledir:

Dil ve edebiyat = 70.
Matematik = 72.
Fen bilimleri = 62.

O hâlde örgün öğretimin kapsamında öğrenmenin ön şartı iyi okuma, okuduğunu anlama ve anlatabilmelidir. Ancak kişinin bilgi edinmesinin tek yolu okuma değildir. Çoğunlukla okuma ve dinleme yoluyla edinilen bilgilerin, yazma veya konuşma yoluyla başkalarına aktarıldığında, bilginin öğrenilmesi ve aktarılmasında Dil öğreniminin önemi daha belirgin şekilde görülecektir. Bu bakımdan okuma, dinleme, yazma, konuşma etkinliklerinin, diğer bütün derslerde öğrencilerin başarısı ya da başarısızlıkları ile çok yakından ilgisi vardır. Çok kere öğretmenler Kurulu toplantılarında, öğrencilerin başarı seviyelerinin arttırılması için, Türkçe öğretmenlerinden yardım istendiği gözlenmektedir. Okuduğunu, dinlediğini veya izlediğini, çabuk ve doğru anlama gücü geliştirilmiş, anladıklarını ve düşündüklerini düzgün bir ifadeyle anlaşılır biçimde dile getirme becerisini gösteren bir öğrencinin başarısız olması çok zayıf bir olasılıktır. Öğrenmeyi sağlayacak öğrenme ortamının hazırlanması, öğretmen (Kaynak) - Öğrenci (Alıcı) Arasında sağlıklı bir iletişimin kurulması, öğrenmeyi kolaylaştıracaktır (Tekin, 1980:23 - 24).

Okullarımızda uygulanan öğrenci başarısızlık anketlerinde, öğrencilerin azımsanmayacak bir bölümü"çalışıyorum, fakat anlayamıyorum, başaramıyorum."Demektedir. Bu durum, Türkçe eğitimindeki etkinliklerin, sağlıklı ve sürekli bir iletişime bağlanamamasının başka alanlara yansımasından ortaya çıkmaktadır.

Türkçe dersinde belirlenen amaçlara erişilmesi için, öğretim sırasında öğrencinin Dil seviyesinden hareket edilmeli, bütün derslerden yararlanılmalı, öğretim için doğal bir ortam sağlanmalı, dilin değişik çalışmaları arasında sıkı bir bağ kurulmalı ve çeşitli ders araç gereçlerinden gerektiğinde ve yerinde yararlanılmalıdır.

Türkçe eğitimi çalışmalarında Dil öğretmenlerinin kullandıkları yöntem daha doğrusu öğretime yaklaşımı büyük önem taşımaktadır. Öğretmen neyi, niçin ve nasıl vereceğinin bilincinde olmalıdır. Öğretmenlerin kitaplara sıkı sıkıya bağlılığı öğrencileri ezbere itmektedir. Genellikle her metin sonunda sıralanan sorular, ders öncesinde öğrenciler tarafından defterlerinde cevaplandırılmakta; Öğretmen aynı soruları öğrencilere sınıfta yöneltmekte, defterlere yazılan bu cevaplar okunmakta, daha sonra da öğretmenin verdiği doğru cevaplar öğrenciler tarafından defterlerine geçirilmektedir. Sınavlarda da aynı sorular sorulmakta, böylece öğrencilerin önceden öğrendikleri cevaplar istenmektedir. Böylesine bir uygulamada öğrenci, o cevapları ezberleyebildiği ölçüde başarılı görülecektir.

Örgün öğretimi bitiren gencin bir metni özümseyerek, anlayarak okumasını öğrenmiş olması; Kendini dağıtmadan, konuşmanın düşünce dizisini yitirmeden dinleyebilme yeteneğinin de gelişmiş olması gerekir. Gençlerimizin büyük çoğunluğu bu nitelikleri orta derecede bile edinememektedirler.

Sonuçta Türkçe gereği gibi öğretilememekte, bu durum öğrencilerin diğer derslerdeki başarılarının da düşük olmasına yol açmaktadır. Özellikle örgün öğretim içinde ağırlıkla toplanmış bulunan Türkçe eğitim ve öğretiminin sorunlarına çözüm getirecek olanlar, bu farklı eğitim ve öğretimin gerektirdiği formasyona sahip Türkçe, TÜRK Dili ve edebiyatı öğretmenleri ile konunun uzmanları olacaktır. Bu bakımdan Türkçe öğretmenlerinin çok yönlü formasyona sahip kılınması gerekmektedir. Bu nasıl sağlanmalıdır? Bu, hizmet öncesi ve hizmetiçi eğitim ve öğretimle sağlanmalıdır (Firengiz, 1993:128).

Türkçe öğretmeni yetiştiren bütün programlara diksiyon dersleri eklenmeli ve Türkçemizin en güzel söyleyişine bütün Türkçe öğretmeni adayları ulaştırılmalıdır. Aynı zamanda bu dersi okutma sorumluluğunu yüklenmiş bir öğretmenin genel tarih bilgisi yoksa veya çok eksik ise, ülkemizin sosyal ve kültürel gelişmesi konusunda yeterli bir bilgi birikimi yoksa öğrenciler arasında yapılan tartışmaları yönetmesi ve istenilen amaçlara doğru yönlendirmesi son derece güç olacaktır (Firengiz, 1993:157).

Türkçe dersi bilgi dersi olmaktan çok, doğru ve iyi anlamayı; Söz ve yazılı anlatım gücünü; İyi yazı ve kitaplara ilgi duyarak onları bulup okumayı, sözcüklerin doğru okunuş ve yazılışını öğrenmeyi; Sözcük dağarcığını zenginleştirerek düşüncesini zenginleştirmeyi; Türkçeyi güvenle ve güzel kullanmayı, doğayı, insanı sevmeyi konu ve amaç edinir. Bu anlayış ve bilinçle Türkçe öğretimi yapılmazsa başarıya ulaşılamaz.

İyi bir Türkçe öğretmeni, davranış kazandırmaya çalıştığı öğrencilerin bilişsel, duyuşsal, psiko - motor, sosyal ve Dil ile ilgili gelişim özelliklerini bilmelidir. Kazandırmaya giriştiği davranışların ait olduğu alana ilişkin yeterli bilgi ve birikimine sahip olmalıdır. Bu alana ait davranışları kazandıracağı uygun ve çeşitli yöntemleri bilmelidir.

Dil, becerileri kullanarak geliştirilir. Birinin dinlemesi, konuşması, okuması ya da yazması diğerlerinin dinleme, konuşma, okuma ya da yazma becerilerin gelişimini sağlayamaz. Bunun için, kullanılacak öğretim yöntemleri, öğrencilerin öğretme - öğrenme sürecine etkin katılımını sağlamalıdır. Yöntemler öğrencilerin ilgilerini çekmeli; Onları katılmaya teşvik etmelidir. Gelenekselleşmiş yöntemlerin yanında, grupla öğretim, iş birliğine dayalı öğretim ya da bireyselleştirilmiş öğretim yöntemleri de kullanılmalıdır.

Türkçe dersi başlangıcından sonuna kadar, bir yandan öğretme - öğrenme, bir yandan da ölçme ve değerlendirme süreçlerini iç içe barındırabilir. Dinleme, konuşma, okuma yazma, sözcük dağarcığı ve Dil bilgisi ile ilgili davranışların kazanılıp kazanılmadığı, bütün bir ders esnasında değerlendirilebilir.

Dil ediniminde ve gelişiminde tekrar ve süreklilik çok önemlidir. Öğrenilen bilgilerin Türkçe dersinin dışındaki diğer derslerde de kullanılması, böylece alışkanlık hâline dönüştürülmesi sağlanmalıdır. Öğretmen, herhangi bir Dil becerisinin gelişimine hizmet edecek etkinlikleri, matematik, hayat bilgisi, fen bilgisi, sosyal bilgiler, resim, müzik ya da beden eğitimi gibi derslerde de yaptırabileceğini bilmelidir. Bu becerilere ilişkin davranışların kontrolü kesinlikle yalnızca Türkçe derslerine bırakılmamalıdır. Her derste yapılacak pek çok etkinliğin bunun için bir fırsat olabileceği bilinmelidir.

Türkçe öğretmeni becerilerin kazandırılması için kullanılacak metinler konusunda yalnızca ders kitaplarına bağlı kalmamalıdır. Öğrencilerin düzeylerine uygun, sanat değeri taşıyan, günümüz yazarlarının eserlerinden de yararlanmalıdır. Sınıf sıkıcı bir ortam olmaktan kurtarılmalı; Gereken durumlarda öğrencilerin klâsik oturma düzenleri bozulup, onların farklı düzenlerde oturmaları sağlanmalıdır.

Öğrencilerin sınıfta kazandıkları becerileri, sınıf dışındaki yaşamlarına da taşıyabilmeleri sağlanmalıdır. Bunun için konuşmanın ve yazmanın konuları günlük yaşamdan seçilmelidir. Öğrenciler, güncel yazılı yayınları okumaları ve düzeylerine uygun radyo ya da televizyon programlarını izlemeleri için uygun yaptırımlarla yönlendirilmelidir.

Kaynakça.

Demirel, özcan (1999) Türkçe öğretimi, Ankara.

Firengiz, Mustafa (1993)"Türkçe öğretmenlerinin yetiştirilmesi".

İlköğretim okullarında Türkçe öğretimi (Toplantı bildirileri),Ankara: TÜRK eğitim derneği yayınları.

Sever, sedat (1993) Türkçe öğretiminde uygulanan tam öğrenme kuramı ilkelerinin okuma ve yazılı anlatım becerilerindeki erişiye etkisi, Ankara Üniversitesi, doktora tezi, Ankara.

(1995) Türkçe öğretiminde tam öğrenme, Ankara: Ya - pa yayınları.

Tekın, halil (1980) Okullarımızda Türkçe öğretimi, Ankara.

Yangın, banu (1999) İlköğretimde Türkçe öğretimi, meb y. Ankara.

Zeynep aydın yılmaz.

Çanakkale onsekiz Mart Üniversitesi eğitim fakültesi öğretim görevlisi

Yazar
Zeynep Aydın Yılmaz

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek