Çinilerin üretimine 300 yıldır ara verilmiş olup,teknolojilerine ait en küçük belge bulunamamıştır. Son derece temiz beyaz astarları, sert sırları, sıratlı tekniğindeki bezemeleri ile başarılması çok güç bir seramik tekniği bahis konusudur.
Çini’de kullanılan bazı renkler, özellikle mercan kırmızısı, elde edilmesi ve uygulanışı son derece güç karışımlardır. Hamur, astar, su karışımı olarak %85 oranında kuars-kuarsit ihtiva etmesi açısından, seramik literatüründe teknolojik olarak başarılması çok güç olarak tanımlanmaktadır. Zira kuars-kil-frit karışımının 900 santigrad derece üzerindeki kombinasyonları çok geniş bir termik spektrum içinde dağılmaktadır.
Çini plakalarının hamurlarının içindeki gözenek ve porlar bir ağ oluşturması, sıcak-soğuk ve don olaylarında hem bu plakaların genleşme ve büzülmesini, hem de tatbik edildikler duvarların solumasını sağlamaktadır.
Kullanılan renkler yarı değerli taşların renklerinden etkilenmişlerdir. Mercanın kırmızısı,malakitin veya firuzenin yeşili, lapisin koyu mavisi gibi. Astardaki beyazlık, ara madde kullanılmadan, özellikle mineral olarak elde edilen bir beyazlıktır. Sırların hafif matlığı gözleri yormayan, ışığı çok yansıtmayan bir özelliğe sahiptir.
Çinilerin desen tasarımları allegorik ve sembolik değerlerin yanında, ülkemizin flora(bitki örtüsü) ve faunasını(hayvanlar) yansıtır. Çinilerdeki geometrik örgülü düzenlemeler ise gökyüzü yani semavi kurallarla fert arasındaki ilişkinin,yani kozmolojik düşüncenin yansımasıdır. Mimari yapılarda çini bezemeleri diğer vasıflarla bütünleşmiş olarak, ancak aşırılıktan uzak, çok güzel ama mütevazi ölçülerde tutulmuştur.
Çinilerde kullanılan kuars elektromanyetik dalgaları emme özelliğine sahip olduğundan kullanıldıkları mekanlarda insanlar üzerinde olumlu etki yapmakta, negatif enerjiyi yok etmektedir. Camilerdeki kullanım çinilerin akustik özelliğini kanıtlamaktadır.
https://www.ismekkurs.com/boyaci-cini-islemeci-kursu