Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Kana Bulanan Başörtusu

Gönderen Konu: Kana Bulanan Başörtusu  (Okunma sayısı 2524 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gizem

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 697
  • Cinsiyet: Bayan
Kana Bulanan Başörtusu
« : Ocak 09, 2009, 04:59:33 ÖS »
Heyecan gözlerinin bir an bile olsun uykuyla buluşmasına izin vermiyordu Saatlerce yatakta kıvrandığı halde bir türlü uyuyamamıştı Kafasından film şeridi gibi peş peşe akan düşünceler uyku dünyasına dalmasını engelliyordu

Yeni taşındıkları bu koca şehirde lisede okuyacağını düşündükçe kocaman bir kız olduğuna inanmaya başlamıştı şehir insanı gibi okuyacak ve onun gibi yaşamaya çalışacaktı Her ne kadar ilk zamanlarda şehir hayatı sıkıcı geldiyse de, okulda edineceği yeni arkadaşlarla bunun iyi bir atmosfere dönüşeceğini düşünüyordu

Günün ilk ışıklarıyla birlikte yatağından fırlamış, annesinden önce mutfağa atmıştı kendisini Kahvaltıyı annesiyle birlikte hazırladı Mutluluk ve heyecan kendisini bir an olsun yalnız bırakmıyordu Bir iki lokmanın dışında bir şey yemeden sofradan kalktı Büyük bir itinayla okul elbiselerini giydi Annesiyle birlikte pazardan satın aldığı beyaz başörtüsünü eline alıp öptükten sonra taktı üstüne pardüsosunu giydikten sonra sevinç, heyecan ve korkulu duygularla evin kapısından dışarı çıktı

Birkaç sokak ötede imam Hatip Lisesinin binasına gözü ilişince heyecanı zirveye çıkmıştı Babasının sık sık övdüğü okulda okuyacağından az da olsa kendisiyle övünüyordu Okula yaklaştıkça heyecanı artıyordu Diğer öğrencilerin girdiği okulun bahçe kapısından korka korka, ağır adımlarla içeri girdi Bahçede çok sayıda öğrenci vardı Geçen yıl okuyan öğrencilerin bir yaz boyu ayrı kalışlarından sonra buluşma anlarını bir kenara büzülerek izlemeye başladı Seneye okul dönüşü ben de arkadaşlarımla buluşup doya doya özlem gidereceğim dedi kendi kendine


Heyecanı, birkaç dakika sonra hafif de olsa sakin bir hal almıştı Kız öğrencilerinin örtüleriyle okul bahçesinde dolaştıklarını görünce, örtünün okulda yasak olduğu haberlerinin gerçek olmadığına kanaat getirdi
Zilin çalmasıyla öğrencilerin arasına karışan görevliler, herkesin sıraya geçmesini istediler Zehra, okula yeni kayıt yaptıran kız öğrencilerin toplandığı yerde sıraya geçti istiklal marşı okunduktan sonra asık suratlı, çatık kaşlı ve soğuk benizli çehresiyle yaşlı generalleri andıran, saçları önden dökülmüş okul müdürü kürsüye çıktı Müdürün çehresi Zehranın kalbinde ciddi bir ürpertiye neden olmuştu Resmi, soğuk ve sivri kelimeleri kullanarak başladı konuşmasına Müdürün her şeyiyle askeri komutanı andırması öğrencilerin asker gibi sessizliğe gömülmesine neden olmuştu Kimseden çıt çıkmıyordu Zaten çıt çıkartacak cüreti bulunanın bu okulda okuma imkanının olmadığını eski öğrenciler çok iyi bilirlerdi iki yıldan beri bu okulda görev yapan müdür, sert ve katı disipliniyle okulu askeri karargaha çevirmişti


Küçük bir girişten sonra konuşmaya devam eden müdür, Zehra gibi bütün kız öğrencilerin en fazla korktuğu konuya değinmeye başladı

Bu okulda başörtüsünün yasak olduğunu, geçen yıl burada okuyan öğrencilerin bunu iyi bildiğiniifade eden müdür, bundan sonra hiçbir öğrencinin başı örtülü okula gelemeyeceğini üstüne basa basa ifade etti Bu sözleri duyan Zehranın taşıdığı bütün ümitlerin üzerine kibrit suyu dökülmüştü Bir general, ordunun önünde durup onlara emir ve yasakları iletiyordu Tehdit ifadeleri kullanarak sözlerinin kanun olduğunu dikte etmeye çalışıyordu


Zehra, kürsüde konuşan müdürü baştan ayağa süzdükten sonra, okula karşı nefret dolu duyguların esiri olmaya başlamıştı

Bir köylü olarak köyde yaşamak buralarda okumaktan daha iyidir dedi kendi kendine

Müdürün tehdit yüklü konuşmasından sonra kız öğrencilerin önemli bir kısmı başlarını açtılar Okula bu yıl başlayan öğrencilerden bir kısmının örtüleri henüz başlarında duruyordu Törenden sonra öğrenciler sırayla sınıflarına girmeye başladılar Elinde değnek kapıda bekleyen müdür yardımcısı, müdürün konuşmalarını fiiliyata dökmüşçesine, karakola düşen ağır suçlulara karşı davranır gibi değneğini sallayarak başörtülü kızların içeri girmesini engelliyordu


Herkes içeri girmiş, Zehra ile birlikte başları örtülü yirmi civarında öğrenci dışarıda kalmıştı Bu öğrencilerin yanına yaklaşan müdür yardımcısı, ‘Okumak istiyorlarsa başlarını açıp sınıfa girmelerini, aksi taktirde derhal okulu terk etmelerini, bunu yapmamaları durumunda polis çağıracağını söyledi

Düşmanın büyük savaşçılarını yere seren önlü kahramanlar gibi sopasıyla kız çocuklarının arasına dalan müdür yardımcısı, öğrencileri kovalayıp okul bahçesinin dışına çıkarınca, muzaffer komutanlar gibi göğsünü gere gere odasına yöneldi ilk günkü savaştan zaferle çıkmıştı


Zehranın sıcacık gözyaşları aralıksız boşalıyordu Bütün beklentileri ve bütün umutları bir anda sönüp gitmişti Cansız bir bedene dönüşmüş haliyle okul bahçesinin dış duvarının önünde oturdu Kafasını ellerinin arasına alıp kara kara düşünmeye başladı ım benim ne günahım var?

Benim okumama neden izin vermiyorlardedi kendi kendine Gözünden boşalan yaşlar kar beyazı başörtüsünün üzerine dökülüyordu Bunun farkına varan Zehra, başörtüsünü tutup; Sen nesin ki? Senin yüzünden benim okulum, geleceğim, arzu ve ümitlerim elimden alınıyor Senin yüzünden evin odasına hapsediliyor ve cahil kalıyorum Söyle! Sen nesin? Silah mısın? Bomba mısın? Ben bir köylü kızıyım, senin sırrını bilecek kadar bilgi sahibi değilim Demek o kadar tehlikelisin ki koca bir müdür senden rahatsız oluyor Kesinlikle senin sırrını keşfedeceğim dedi kendi kendine


Diğer kızlar gibi bir saate yakın beklediği halde hiçbir gelişme yoktu Kalbinde merhametten eser bulunmayan müdürden ne beklenebilirdi ki? Eve gitmenin dışında çare yoktu Yüzünde iz yapan kurumuş gözyaşlarıyla evin yolunu tuttu üzüntü ve sıkıntıdan dolayı ayakları bedenini taşımada zorlanıyordu Yorgun savaşçılar gibi bitkin ve pörsümüş haldeydi Kapıya çıkan annesi, kızını bu halde görünce tedirgin olmuştu Evladının başına büyük bir belanın geldiğini zannederek kızına sarıldı

- Kızım, ne oldu sana böyle?

Boğazı dolan Zehradan çıt çıkmıyordu Kısa bir müddet devam eden sessizlikten sonra başından geçenleri teker teker anlattı Ardından:

- Anne! Bu kocaman adamlar neden bu küçücük örtüden korkuyorlar Bu örtünün sırrı nedir? örtümü daha çok sevmeye başladım anne! Onların inadına onu sürekli takacağım, dedi
Annesi, örtünün neden yasaklandığını kocasından duyduğu birkaç kelimeyle ifade etmeye çalıştıysa da kızını tatmin edememişti

Ertesi gün çantasını sırtlayıp yeniden okul yolunu tuttu Okula karşı, bir önceki gün aynı saatlerde beslediği sevgi ve muhabbetten eser kalmamıştı Kocaman idarecilerin küçücük bir bez parçasına karşı bu kadar kin ve nefretle dolu olmalarını bir türlü kavrayamıyordu Okulun giriş kapısına yaklaşınca müdür yardımcısının kapıda durduğunu, elindeki sopayla başörtülü öğrencileri geri çevirdiğini fark etti örtülerini çıkarmamakta direnen öğrenciler ise kapının yakınında bir yerde toplu olarak bekliyor, ürkek gözlerle müdür yardımcısını izliyorlardı Zehra, kendisi gibi mağdur olan arkadaşlarının yanına varınca, onların çaresizliklerini gözlerinden okuyabiliyordu Aralarına karışıp, onlarla birlikte sessice beklemeye başladı Bugünkü bekleyiş uzun süre devam ettiği halde hiçbir gelişme yoktu Sonunda beklemeye son verip evin yolunu tuttu


Her gün sabah saatlerinde yeni bir ümitle okula giden Zehra, okul bahçesinin dış kısmında bir müddet bekledikten sonra çaresizce evine dönüyordu Bu durum Cuma gününe kadar devam etti Okul önünde bekleyen başörtülü öğrenciler, haftanın son günü olan bu gün bir şeyler yapmalarının zorunlu olduğunu ifade etmiş, zorla da olsa okula girme konusunda anlaşmışlardı Hep beraber harekete geçerek, müdür yardımcısının kordonunu yarıp topluca okul bahçesine girmeyi başardılar Aldığı haberle telaşa kapılan okul müdürü, ne pahasına olursa olsun başörtüsü takan öğrencilerin okul bahçesinden atılacağını söyledi çete gibi çalışan dört öğretmeni huzuruna çağıran müdür, bahçeye giren başörtülü öğrencilerin zorla dışarı atılmalarını istedi Ellerine geçirdikleri kocaman sopalarla harekete geçen öğretmenler, aralarına müdür yardımcısını alıp kızların beklediği alana yöneldiler Hakaretler yağdırarak ve kocaman sopaları sallayarak yaklaştıkları halde, öğrenciler yerlerinden kıpırdamıyorlardı Sopalarını büyük bir kinle öğrencilerin üzerine indirmeye başladılar çocukların bedenlerine inen sopaların sesi sınıflara kadar rahatlıkla ulaşıyordu

Ağlama seslerinin sopa seslerine karışmasına rağmen dayakçıların durma gibi bir niyetleri yoktu çaresiz kalan kız öğrenciler, sopa yağmuru altında kendilerini kapının dışına atabildiler Manzarayı penceresinden izleyen müdür, öğrencilerin dışarı atılmasıyla derin bir nefes almıştı
Vücuduna birkaç sopa yiyen Zehra, kar beyazı örtüsünün üzerinde kandan lekeler görünce, elini başına uzattı Başından fışkıran sıcak kanı fark edince kafasının kırıldığını anlamıştı Bu durum onu hiç de telaşlandırmamıştı Vazifesini yapmış, örtüsüne sahip çıktığı için başına bu belalar gelmişti


Başından akan kan henüz kurumadan evin yolunu tuttu Olanları film şeridi gibi kafasından geçiren Zehra, sopalarını silah gibi öğrencilerinin tepesine indiren eğitimcilerin yuvasında okumaya ihtiyacının olmadığının kanaatine vardı Bundan sonra, küçücük bir örtüyü bahane edip ilme, medeniyete ve insanlığa saldıran vahşi ruhlu eğitimcilerin idare ettiği okulda okumayacaktı Kapıda kızını kanlar içerisinde gören annenin ağlaması üzerine, annesini kucaklayıp teselli etmeye çalışan Zehra, kanlı örtüsünü başından çıkarıp:

Anneciğim! Bu örtümü güneşe bırak! üzerindeki kan kuruduktan sonra katla ve güzelce paketleyip kaldır Ben yaşadıkça ve hatta kıyamete kadar bu örtünün kalmasını istiyorum

Bu kanlı örtü, yeryüzünde yaşayan zalimlerin çirkin yüzlerini bütün insanlığa ve gelecek bütün nesillere anlatmalıdır dedi

Sena Hayderi
« Son Düzenleme: Ocak 09, 2009, 08:17:18 ÖS Gönderen: elifsu »

Çevrimdışı Kelebekler Diyarı

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5131
  • ...
Kana Bulanan Başörtusu
« Yanıtla #1 : Ocak 09, 2009, 08:27:18 ÖS »
:( teşekkür ederim böyle eğitimcilerde var gerçeklerden bahsediyoruz Allah ım imanı kuvvetli ahlaklı eğitimciler nasip et yavrularımıza...

Çevrimdışı PamukPrenses

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 680
Kana Bulanan Başörtusu
« Yanıtla #2 : Temmuz 30, 2009, 04:17:55 ÖÖ »
amin..


 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek