Kırmızı mürekkepli kalemimle yazıyorum bu kez...
İslam coğrafyasının tam ortası kan kırmızı bir zulme boyanmışken, neşeli mavileri terkediyorum...
Bugün hüzün var içimde...
Dua'dan başka birşey yapamamanın çaresizliğini en derin hücrelerimde hissediyorum. Filistinde vurulan çocukların acısını bedenim taşıyamıyor artık. Sabrın sonu selamet olmuyor bir türlü. Bize taş atanlara güller ile mukabele ettik bugüne dek. Şimdi acımasız siyonistlerin katil tanklarına ve roketlerine ne ile karşılık verelim?
Umudunu bir sapanın arasındaki taş ile umutsuzluğa savuran mücahidin öpmek istiyorum alnından. ve artık susmanın dışında birşeyler yapmak istiyorum...
Son nefesinin son anında, şehadeti dilinden düşürmeyen filistinli kardeşimin kalbindeki sızıyı kendi yüreğimde hissedemedikten sonra saymıyorum kendimi iyi bir müslüman!.. Dünyanın en uzak köşesindeki müslüman kardeşimin ayağına batan dikenin acısını içimde hissetmem gerekirken, yaşayamam sevinç ve neş'e ile...
ve dönüyorum ülkeme...
Bir zamanların dünyaya hükmetmiş milletinin torunlarına yaşlı gözlerle ve ibtretle bakıyorum. Evimizde ki eşyaların ve boğazımıza takılmadan geçen yiyeceklerin çoğu siyonistlere ait iken, biz hala bize ait olmayan günleri nasıl kutlayacağımızın telaşı içindeyiz...
Yazı Sahibi ; Muhammed ACAR
Yazacak çok şey olsa da, yüzüm olmadığı için ve yazamadığım ciltlerce sayfa için üç nokta koyuyorum...