Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Urvetü'l Vuska

Gönderen Konu: Urvetü'l Vuska  (Okunma sayısı 2029 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı XAŞİF

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 463
  • Cinsiyet: Bay
  • SEN NE GÜZEL BİR DUYGUSUN
Urvetü'l Vuska
« : Ocak 29, 2009, 09:37:39 ÖS »
Urvetü'l vuska -1-

Rabbimiz Zariyat suresi 56.ayetinde 'Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım' buyuruyor. Bu kulluğu O'na nasıl sunacağımızıHz. Muhammed'in (s.a.v) örnekliğinde Kuran'ın rehberliğinde buluyoruz. Kur'an bizim hayat kitabımız. Temel kaynağımız. O ALLAH'ın ipi(Hablullah)sapasağlam kulp (Urvetü'l Vuska)'tur. O hayatımızın merkezinde olduğu müddetçe kuşku duyulacakkorkulacak bir durum söz konusu değilçünkü İslam ümmeti ne zaman ki Kur'an'a sarılıp onun izinden gittihayatınıkültürünüeğitiminisiyasetiniekon omisinikısaca her şeyiniKur'an'i ilkelere göre düzenledi ise yücelmişyükselmişKur'an'ın ilkelerini unutup terk ettiği oranda da zelil ve rüsvay olmuştur.
İlk nesli hatırlayalım. Öncü nesliAsr-ı Saadet Neslini. Onları 'Örnek Nesil' yapan şey ne idi? Kur'an'dı. Rahmetli Şehidimiz Seyyid Kutubyazdığı için şehid edildiği 'Yoldaki İşaretler' kitabında şu üç noktaya işaret ediyordu: İlki; o öncü nesil sadece Kur'an'dan besleniyordu. İkincisi; onlar Kur'an'ı bilgi edinmekgenel kültürümüz artsın diye değil 'yaşamak için' okuyorlardı ve son olarak ta onlar İslamı seçtiklerindeeşikten içeri girdiklerinde cahiliyyenin pisliklerini arkalarında bırakıyorlardıbir daha da o pisliklere bulaşmıyorlardı. İşte onları 'Kur'an Nesli' yapan 'Öncü Nesil' yapan amiller bunlardı. Daha sonra ne oldu? Efendimizin vefatından otuz yıl gibi kısa bir süre sonra çatlaklar oluşmaya başladı ve sonuçta din tahrip ve tahrif oldu. Neden? Çünkü insanlar Kur'an'dan uzaklaşmışlardı. Ve Rabbimizin elçisinin dilinden söylediği şu ayet gerçekleşiyordu. ''Ve elçi dedi ki ' Rabbim gerçekten benim kavmim bu Kur'an'ı terk edilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar ( Furkan 25/30). Sonra ne oldu? Kur'an'ı terk edilmiş bırakınca dine pek çok hurafe girdi başka dinlerde(n) olan şeyler İslam'a bulaştı bu günlere kadar da gelindi. İnsanların elinde vahiy dışı ama vahiyden tortular taşıyan bir din kaldıtaklitçigelenekçi niteliksiz bir halk;bidatlerihurafelerişirki din sanan insanlar;bakiyemiz oldu. Artık biz cahilbilgisiznereye çekilirse oraya gidebilen bir topluluktuk. Hal böyle olunca isteyen istediği yere çekiyordu bizi.
Bu süre zarfında hiç mi ana kaynağa yönelme olmadı? Oldu. Yeniden arıduru İslam'a yönelenzulmesömürüyeseyirci kalmayıp tevhidi bilinçle hareket eden ıslah hareketleri oldu. Fakat hiçbirisi Asr-ı saadetteki gibi evrensel bir başarı yakalayamadılaryerel ölçektekısa süreli başarılar elde ettiler*.
Geçmişten günümüze böyle bir seyir izledik. Günümüzde ise içinde bulunduğumuz toplum ile Hz. Muhammed'in(a.s) peygamber olarak gönderildiği Mekke cahili toplumu arasında pek bir fark bulunmamaktadır. Hatta bugünkü durum daha da kötüdür diyebiliriz. Çünkü bugün din ile din dışı şeyler iç içe girmiş tevhid şirk karışmış bir vaziyet almıştır. İnsanlarımız din adına türbelerden medet ummaktakendilerine aracı olması için 'Medet ya şeyh!' 'Medet ya Abdülkadir Geylani' diyebilmektedirler. Öyleyse bu durumu iyi analiz etmemiz gerekmektedir. Neden Kur'an'i bir nesil oluşturamıyoruz. Yaşayan Kur'an'lar olmaktan bizi alıkoyan amiller nelerdir. Çözüm olarak neler yapılması gerekir. Gelin bunları beraberce analiz etmeye çalışalım ve bir an önce Kur'an ahlakı ile ahlaklanalım. Kur'an'la hayat bulmamızın önündeki engeller nelerdir?

Çevrimdışı XAŞİF

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 463
  • Cinsiyet: Bay
  • SEN NE GÜZEL BİR DUYGUSUN
Urvetü'l Vuska
« Yanıtla #1 : Ocak 29, 2009, 09:38:27 ÖS »

Urvetü'l vuska -2-

Kur'an'la hayat bulmamızın önündeki engeller nelerdir?
1.)GELENEKSEL DİN ALGISI
İnsanlar cahili oldukları şeyden korkarlarmış. Bu sebep dolayısı iledir ki Kur'an'dan da korkuluyor. Tahkik araştırma denen şey yok. Atalardan nasıl görüldüyse öyle hareket
ediliyor. Ya atalar hiçbir şey bilmeyen cahil bir topluluk ise? Geleneksel din de örfler adetler din olarak telakki edilir. Dolayısıyla dine uygun olmayan örf ve adetlerde İslam'a girebilmiş ve insanlar gelenek dininin birer müntesibi olmuşlardır. Zamanla da 'Kur'an İslamı' ile 'Gelenek İslamı' karışmış mevcut bu durumdan 'Kur'an İslamı' çok büyük yara almıştır dolayısıyla Müslümanlarda zamanla gelenek dinini asıl din zannetmeye başlamışlardır.
A.)KUR'AN ABDESTSİZ OKUNMAZ ONA ABDESTSİZ DOKUNULMAZ AVAM KUR'AN'DAN ANLAMAZ: Bu yanlış düşüncelerin insanların Kur'an'dan uzaklaşmasına çok büyük etkileri olduğunu düşünüyorum. Abdestsiz dokunulmazokunmazbiz zaten anlamayız hocalar anlar vb. gibi. Bunları söylerken abdestsiz okunsun manasında söylemiyorsam da bu fikirlerin insanları Kur'an'dan uzaklaştırmak için uydurulduğunu düşünüyorum. Kaldı ki bir Müslüman çoğu zaman abdestlidir zaten. 'Kur'an İslamı' 'Geleneksel İslam'a dönüşünce böyle şeylerin olması da kaçınılmazdı. Aslolan Kur'an'ı okuyup anlamak ve O'nu yaşamsallaştırmakken bazı İslam düşmanları ve cahil halk insanlarla Kur'an arasına böyle engeller koymaktan kaçınmamışlardır. Bir de şöyle bir anlayış söz konusu: 'Kur'an'ı okumak sünnet dinlemek farz' diye bir zihniyet. Ayetlerle Kur'an'ı okumanın farz olduğu sabitken insanımızda böyle bir inanış hakim. Bu anlayışta Kur'an'la insanlar arasına çekilen setlerden bir tanesi. Bunda da şüphesiz geleneğin çok büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum.
B.)KANAAT ÖNDERLERİNİ KİTABIN ÖNÜNE GEÇİRME: Kanaat önderleri etrafındakiler tarafından sevilen sayılan insanlardır. İşte bu sevgi bazen haddi aşabiliyor. İnsanlar liderleriniliderlerinin düşüncelerinikitaplarınırisalelerinidergilerini o kadar benimsiyorlar ki bir zaman sonra Kur'an ikinci planda kalıyorresul ikinci planda kalıyor. Onların yerine liderleri ve liderlerin kitaplarını geçiriyorlar.
C.)SIRF ÖLÜLER İÇİN OKUMA: Bildiğiniz gibi Kur'an evlerimizin baş köşesinde güzel bir kılıf içinde durmaktadır. Ya bir cenaze olduğu zaman ortaya çıkarya da geçmişte ölmüş yakınlarımızın ruhlarına hediye etmek için. Üstelikte Yasin Suresi okunu(yo)r genellikle. Oysa ki Yasin Suresi bu olayı kendi içinde çürütmektedir. ''(Kur'an) güçlü üstün olan esirgeyen(ALLAH'ın) indirmesidir. Babaları uyarılmamışböylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin)''-Yasin36/5-6 ve ''(Kur'an) diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için indirilmiştir''( Yasin36/70 ). Taze okunmuş hatim ve Yasin'ler okunduğunu görünce işin vahameti daha da iyi anlaşılıyor. Artık bu yanlış din algısı birilerininde sermaye kapısı olmuş durumda.
Ç.)KUR'AN'IN BİR KISMINA İNANIP BİR KISMINA İNANMAMAPARÇACI YAKLAŞIMLAR: ' Yoksa siz kitabın bir bölümüne inanıp ta bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? ( Bakara2/85) 'Ki onlar Kur'an'ı parça-parça kıldılar (Hicr15/91). Kur'an'ın emirlerinin işimize gelen taraflarını alıp işimize gelmeyen taraflarını almamayı Rabbimiz O'nun bir kısmına inanmama olarak değerlendiriyor. Bu ayetler günahımı da işlerim sevabımı da işlerim zihniyetini yine benim kalbim temiz namaz kılmasam da olur şu şu ibadetleri yapmasam da olur zihniyetini geçersiz kılıyor. Böyle düşüncelerin Kur'an'ın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak olduğu belirtiliyor.
D.)KUR'AN'A ŞİFRE ve SIR KİTABI OLARAK BAKMAK: Ne zaman tıpta bir hastalık keşfedilseokyanusta balık türünden söz edilse 'bu zaten Kur'an'da vardı' zihniyeti. Bu zihniyet Kur'an'ı muhataplarını hidayete erdirme onları kurtuluşa erdirme hedefini bırakıp çalkaladıkça içinden yağ çıkarılan yayık pozisyonuna indirmektedir. Bu tam olarak maksadı kavrayamamaktır. Olabilir icat edilen keşfedilen şeyden Kur'an bahsediyor olabilir. Bu Kur'an'ın insanları karanlıktan hidayete erdirme doğru yola iletme amacını gölgelemez.
Kur'an'ı okurken maksadını amacını bilerek okumalıyız ki anlayabilelim. Yoksa Kur'an'ın bak dediği yerden bakmamış oluruz ki sonuçta Kur'an'ın gör dediğini de görmemiş oluruz.
E.)YALNIZCA SEVAP KAZANMAK HATİM İNDİRMEK İÇİN KUR'AN OKUMAK: Kur'an hayat kitabı olmaktan çıkıp gelenek kitabı haline geldiğinden beri kitaba yaklaşımlarda doğal olarak değişmiştir. Önceleri okunduğunda derhal hayata müdahale eden kitap yaşam şeklinin kendisine göre belirlendiği kitap olmaktan çıkmış belli başlı ritüellerin sergilendiği bir kitap halini almıştır. İnsanlar Kur'an'ı her zaman kutsal bir kitap olarak benimsemişlerdir. Fakat artık günümüze gelinceye kadar birçok sebebin etkisiyle Kur'an hayat kitabı olmaktan çıkarılmış halk tam olarak O'ndan kopamadığı içinde yüzüne okumalar zamanla da sırf sevap kazanmak için okumalar dönemi başlamıştır. Şunu belirtmeliyim ki yaşamak için okunmayan Kur'an'ın insanlara pek de bir faydası olmayacaktır.
F.)FAL BAKMAK İÇİN OKUMAK:
İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için(Mehmet Akif Ersoy).
Şairin de dediği gibi Kur'an ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için gönderilmiştir. Kur'an insanlar öğüt alıp dinlesinler yaşayan Kur'an'lar olsunlar diye gönderilmiştir. Hayatlarının her aşamasına Kur'an'ı hakim ve şahit kılsınlar için gönderilmiştir.
E.)BİLGİ EDİNMEK İÇİN OKUMAK: Sırf bilgi edinmek için Kur'an okumak insanları kitap yüklü merkepten( Cuma62/5 ) ya da Bel'am'dan başka bir şey yapmaya yaramaz . Bu davranış şekli belki okuyucuya diğer insanlar karşısında saygın bir konum kazandırabilir okuyucuyu bir entelektüel kılabilir genel kültürünü artırabilir ama maksat gözetilmediğinden dolayı bu davranışlara Rabbimiz tarafından itibar edilmez. Amel edilmeden yaşamsallaştırmadan yapılan okumalar insanları ancak birer kitap yüklü merkep yapabilir. Amelsiz ilim meyvesiz ağaca benzer. Nasıl ki meyve vermeyen ağaç odun yapılıp yakılıyorsa bildikleriyle amel etmeyen insanda cehennemde meyve vermeyen ağaç misali cehennem odunu olmaya aday olacaktır. En doğrusunu ALLAH bilir.

Çevrimdışı XAŞİF

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 463
  • Cinsiyet: Bay
  • SEN NE GÜZEL BİR DUYGUSUN
Urvetü'l Vuska
« Yanıtla #2 : Ocak 29, 2009, 09:39:01 ÖS »

Urvetü'l vuska -3-

2.)KUR'AN'A YANLIŞ YAKLAŞIMLAR
A.)MEALCİLİK : Öncelikle şunu belirteyim ki Kur'an meali okumak başka şeydir mealcilik başka şeydir. İnsanlar Kur'an'ı anlayabilmek için kendi dillerindeki meallerden yararlanmak mecburiyetindedirler. O halde mealcilik nedir? Mealcilik itibar edilecek şeyin sadece meal olduğunu söyleyerek Kur'an'a aykırı tutum takınanların tavrıdır. Bu tavırla peygamberimiz dışlanıyor bir postacı durumuna indirgeniyor. Bu zihniyet yalnız Kur'an diyerek Rasulü (s) dışladıkları için düşünceleri kabul edilemezbu zihniyete itibar edilemez. Kur'an'ın anlaşılmasında en büyük engellerden biride bu yaklaşım tarzıdır.
B.)ONDOKUZCULUK: Ondokuzculuk bir nevi Hurufiliktir; harf kelime ayet sure sayılarının ondokuz ile ilişkisinden yola çıkarak (ondokuz rakamı ve katlarına uygun düşmesini delil gibi kullanarak) bir sonuca varma teşebbüsüdür. Amerika'da yaşamış ve öldürülmüş bulunan bir şahıs bu ilişkiyi keşfettiğini ve bu keşfin (ona göre ilhamın hatta vahyin) onun doğruluğunun bir delili elçiliğinin (ALLAH Resulü olmasının) mucize nev'inden bir tasdiki olduğunu iddia etmiş iki ayet bu ondokuz nazariyesine uygun düşmediği için bunların ayet olmadığını Kur'an'a sonradan katılmış olduğunu... ileri sürmüştü. Bu iddiaların hiçbir ilmî ve dinî temelinin bulunmadığı meydandadır ayrıca Kur'an ayetlerinin ondokuz nazariyesine uydurulabilmesi için zorlamalar yapıldığı önceden ortaya konan ilkelerden sapıldığı keyfi tasarruflarda bulunulduğu tesbit edilmiş ve bu nazariye -bu yönden de- çürütülmüştür**. Bu zihniyete mealciğin alt kolu diyebiliriz. Her on dokuzcu aynı zamanda mealcidir de. Bu yaklaşımlar insanların Kur'an'ı doğru bir şekilde anlamalarına engeldirler.
C.)KUR'AN KAVRAMLARININ İÇLERİNİN BOŞALTILMASI: Kur'an'ı bir bina olarak düşünürsek kavramlar Kur'an'ın tuğlalarıdır. Kavramlar söylemek istediğinin dışında anlamlandırıldığı için verilmek istenen mesaj yanlış anlaşılmak durumunda kalmıştır. İnsanlar Kitabı anlayabilmek için onun kavramlarını da doğru anlamak zorundadırlar. Bir kavram Kur'an'da nasıl kullanılıyorsa okuyucu o şekilde anlamalıdır. Kendi düşündüğümüz manaları kitaba yüklersek kendi istediğimiz gibi bir sonuç elde ederiz ki bu da yanlış olur. Önemli olan kavramın Kur'an'da hangi manalarda kullanıldığıdır. Kur'an o kavrama nasıl bir mana yüklemiş bunu bilmektir ve öyle okumaktır. İçi boşaltılmış kavramlara örnek verecek olursak sabır şefaat zikir evliya veli tağut vb... diyebiliriz.
Ç.)TASAVVUF VE TARİKATLAR: Kur'an'a ve sahih sünnete birçok zıt uygulamaları içinde barındırdığı için tasavvuf ve tarikatlar kitabın anlaşılmasının önünde çok büyük engel teşkil etmektedirler. Günümüzde tasavvuf ve tarikatlere baktığımızda bunların tamamen din dışı şeyler olduğu görülecektir. Mucize ve kerametler uçmalar-denizde yürümeler çilekeşlik nefse eziyet hiç evlenmemek gibi anlayışlar yine hulul ittihad vahdeti vücudnuru Muhammedi veya hakikati Muhammedi vb. yanlış düşünceler tasavvuf ve tarikatçilerin inançları arasındadırlar. Bugün baktığımızda tasavvuf ve tarikatlar içinde birçok şirk unsurunu barındırmaktadır.
D.)KUR'AN'I ÖZNE OLMAKTAN ÇIKARIP NESNELEŞTİRMEK: Kur'an'ın nesneleştirerek özne olmaktan çıkarılarak okunması da doğru anlamanınonunla hayat bulmanın önündeki engellerden biridir. Yani insanlar Kur'an'a uymuyor Kur'an'ı kendilerine uyduruyorlar. İnsanların davranışların
da belirleyici olan Kur'an değil. Bir başka deyişle Kur'an'ın hayatımızda etken değil edilgen durumda olması. Artık Kur'an doğruyu öğrenmek için değil düşünülen ve inanılan şeyleri doğrulamak için okunur müracat edilir duruma getirilmiştir. İşte biz buna Kur'an'ın nesneleşmesi ikinci plana itilmesi diyoruz.
E.)KUR'AN OKURKEN ŞEYTAN(LAR)DAN ALLAH'A SIĞIN(A)MAMAK: 'Öyleyse Kur'an okuduğun zaman kovulmuş şeytandan ALLAH'a sığın(Nahl 16/98). Acaba insanlar Kur'an okumaya başlarken euzu-besmele çekip biraz sonra şeytanın istediği şeyleri yapıyorsa kovulmuş şeytandan ALLAH'a sığınmış oluyorlar mı?
F.)NASİH-MENSUHMUHKEM-MÜTEŞABİHMUKATTA'AT KUR'AN'I ANLAMAYA ENGEL DÜŞÜNCESİ: Bunlar kesinlikle Kur'an'ı anlamaya engel teşkil etmemektedir. Aksine anlayabilmemiz için bize verilen birer nimettir dersek yanlış söylemiş olmayız. Konumuzun sonunda vereceğim ayetlerle bu daha da iyi anlaşılacaktır.
3.)İNSANIN TARTIŞMAYA HERŞEYDEN DÜŞKÜN OLMASI ( Kehf18/54) : Rabbimiz Kur'an'da insanlara birçok mesaj öğüt verip onları uyarıyor. Fakat insanlar her şeyden çok cedelci tartışmacı olduğu için bu tabiatları onları etkisi altına alıptartışmayı bırakıp ta öğüt almalarına engel olmaktadır.
4.)KALPLERİN KİLİTLİ OLMASI (Muhammed47/24) : ALLAH'ı zikirden mahrum kalpler kilitlidir.''Haberiniz olsun kalpler yalnızca ALLAH'ı zikirle mutmain olur''( Rad 13/28)

Çevrimdışı XAŞİF

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 463
  • Cinsiyet: Bay
  • SEN NE GÜZEL BİR DUYGUSUN
Urvetü'l Vuska
« Yanıtla #3 : Ocak 29, 2009, 09:39:42 ÖS »
Urvetü'l vuska -4-

5.)EGEMEN ZİHNİYETİN RESMİ İDEOLOJİNİN TAHAKKÜMÜ VE MİLLİ EĞİTİM(ÖĞÜTÜM) SİSTEMİ: Falih Rıfkı Atay 'Çankaya' isimli kitabında ''Kemalizm aslında büyük ve esaslı bir din reformudur'' der. Uygulamaya baktığımızda bu sözün doğruluğunu müşahede ediyoruz. Rad suresinin 11. ayetini ve 'Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir(Şura42/30) ayetini düşününce suçu başkalarına atmak kolaylık olarak değerlendirilebilir fakat kimsede resmi ideolojinin insanların üzerindeki tahakkümünüegemen zihniyetin ikiyüzlülüğünüokullarda çocuklarıngençlerin beyinlerini yıkadıklarınıonlara mahalle baskısı yaptıklarını inkar edemez.
6.)İÇTİHAT KAPISININ KAPATILMASI: Kur'an'ın her şeyi açıklayan olduğunu bildiren ayetin gerçek anlamı Kur'an'da her şeyi açıklayacak temel genel esasların bildirildiği biçimindedir ki onun pratiğe aktarılması içtihadla olur. Taklidçiliğin meşrulaştırılıp uyulması gereken tek hareket tarzı olarak algılanmaya başlanması için içtihad kapısının kapatılması zorunlu görülür. '' Hakim içtihad edip hata ederse ona bir ecir vardır. İçtihad edip isabet ederse iki ecri vardır'' hadisini düşünürsek içtihadın önemini kavrayabiliriz. İçtihad kapısı kapalı olduğu içindir ki yüz yıllardır cahiliyenin bütün pisliklerinden korunabilecek arınacak fikirler üretemiyoruz.
7.)İSLAM ADINA ORTAYA ÇIKAN İNSANLARIN KUR'AN'A ÇAĞIR(A)MAMALARI: İslam adına ortaya çıkan insanların maalesef Kur'an'a değil kendi mezheplerinemeşreplerine fırkalarına çağırmaları. Akide de birleştikten sonra geri kalan davranışlarımız biz Müslümanların birer zenginliği olacakken kişilerin akideye değil kendilerine çağırmaları zenginlik değil birer fitne bölücülük parçalanma ayrılıklar sebebi oluyor. Sonuç olarak ta insanların Kur'an'la aralarındaki ilişki zayıflıyor.
8.)İSRAİLİYYAT: Önceleri İsrailoğulları kaynaklı tüm rivayetlere verilen bir isimkendaha sonra İslam kültürüne girmiş tüm yabancı kaynaklı bilgilerin ortak ismi haline gelmiştir. Bugün İslami kültürü tehdit eden kadim israiliyat değil adı israiliyat olmayan ve kimsenin dikkatini çekmeyen çağdaş israiliyyattır. Bugünün en tehlikeli israiliyat çağdaş ideolojiler ve sistemlerdir. Marksizm sosyalizm şovenizm kapitalizm ve Kemalizm birer israiliyat olduğu gibi pozitivizm materyalizm sekülerizm ve laisizm gibi felsefi ve siyasi akımlar da bugünün İslam kültürünü ve hatta varlığını ciddi bir biçimde tehdit eden israiliyattırlar.*****
9.)DİYANET: ''Yok edemezsen tahrif et!'' mantığı ile ortaya çıkmıştır.''Rejime müdahale etmeyen ama rejimin müdahalelerine açık bir din'' projesinin alt yapısıdır diyanet. Kur'an'ın anlaşılmasınınyaşantıya geçirilmesin önündeki en büyük engellerin başında bu kurum gelmektedir. Diyanet; sistemin mevcut rejimin emniyet sibobudur. Diyanet bugün tam olarak Bel'am vazifesi görmektedir. Bel'am nedir? Sahip olduğu ilim hazinelerine karşılık ''dünya'' için ''din''ini satan ahiretini dünyaya değişen ve bu doğrultuda azgın yöneticiler ve tağutlarla işbirliği yapan onlara hizmet veren dini ve bilimi alet edip kullanarak insanları zalimlerin buyruğuna ve boyunduruğuna sokan kimliği simgeleyen bir addır Bel'am.
Bu gibi yanlış inanışları ortadan kaldırmak için yüzümüzü yeniden vahye çevirmeliyiz hayatımızın merkezine Kur'an'ı almalıyız. Evlerimizi mescit haline getirmeli önce aileden başlayarak suya atılan taşların oluşturduğu halkaların genişlemesi gibi mücadeleyi genişletmeliyiz. ''Musa ve kardeşine şöyle vahyettik:'Mısır'da kavminiz için evler hazırlayınevlerinizi namaz kılınan ve kıbleye dönük yerler yapın ve namazı dosdoğru
kılın(Yunus10/87)''. Gelenekselcahili bidat ve hurafelerle dolu inancı bir kenara bırakıp ALLAH'ın boyası ile boyanmalıyız. Kur'an'la ahlaklanıp iki ayaklıyürüyenyaşayan Kur'an'lar olmalıyız ki kurtuluşa erenlerden olabilelim.
Birçok ayette ALLAH-u Teala(c.c) bize Tezekkür etmez misiniz? Tefekkür etmez misiniz? Akletmez misiniz? Ne kadar az öğüt alıyorsunuz gibi uyarılarda bulunur. Bu uyarıları dikkate almamakta hayat kitabı olan Kur'anla hayat bulmamız arasındaki engellerden sayılabilirler. Şimdi ayetlerle Kur'an'ın bu mesele hakkındaki sözlerine bakalım ve sözümüzü bitirelim:
ElifLamRa. Bunlar kitabın ve APAÇIK KUR'AN'ın ayetleridir.(Hicr15/1)
TaSin. Bunlar Kur'an'ın ve apaçık olan kitabın ayetleridir. Mü'minler için bir HİDAYET ve bir MÜJDEDİR( Neml27/1-2)
Kendilerine indirilen kitap yalnızca BİR ÖĞÜT ve APAÇIK KUR'AN'dır(Yasin36/69)
Bilen bir kavim için ayetleri (çeşitli biçimlerdebirer birer) 'FASILLAR HALİNDE AÇIKLANMIŞ' Arapça Kur'an (veya okunan) kitaptır. Bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak. Ama çoğu yüz çevirdiler. Artık onlar dinlemezler ( Fussilet41/3-4)
Andolsun biz bu Kur'an'ı öğüt alıp düşünmek için KOLAYLAŞTIRDIK. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?( Kamer54/17-22-32 ve 40. ayetler)
Bütün inanlar için HİDAYET REHBERİ olan Kur'an YOL GÖSTERİCİ ve HAKKI BATILDAN AYIRICI APAÇIK BELGELER olarak ramazan ayında indirdik(Bakara2/185)
Sana kitabı HER ŞEYİ AÇIKLAMAK İÇİN Müslümanlara da REHBER(Hüda) RAHMET ve MÜJDE olarak indirdik(Nahl16/89)
Bu Kur'an insanlar için basiret kesin(yakin) olarak inanan insanlar için de hidayet ve rahmettir(Casiye45/20)
Ta-Ha. Bu Kur'an'ı sana güçlük çekesin diye değil ALLAH'tan korkanlara bir uyarı olsun diye indirdik(Taha20/1-3). Şüphesiz ALLAH en doğruyu söyler.
Acaba biz Kur'an'ı tefekkür ederek tedebbür ederek tezekkür ederek aklederek fıkhederek müspet misalleri örnek almak menfi durumları ibret olsun için kendi bütünlüğünü gözeterek siyak-sibakını dikkate alarak uygulamaya yönelik olarak sürekli tekrar tekrar irtibatı kesmeden okudukta anlamadık mı?

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek