peygamberimiz daima şu duâyı okur ve ümmetine de tavsiye ederdi:
“Allah’ım açlıktan Sana sığınırım; o ne kötü bir arkadaştır. Hıyanetten de Sana sığınırım; o ne kötü sırdaştır.” 183
Emanete riayet etmek önemli olduğu kadar, hıyanete girmemek de, o derece önemlidir ve zaten bunlar, birbirinin lazımı hasletlerdir.
Ahde vefa göstermeyen ve böylece hıyanette bulunan insanlar hakkında söylenen şu ürpertici ifade de, yine Allah Resûlü’ne aittir
“Allah, kıyamet gününde, evvel-âhir bütün insanları bir araya topladığında her vefasız için bir sancak çekilecek; ve: ‘İşte falan oğlu falanın vefasızlığı budur’ denilecektir.” 184
Allah Resûlü’nün bütün fenalıklara karşı kapanmış, mühürlenmiş bir ruhu vardı. İyiliğin en küçüğüne hatta teferruat kabul edilenine de alabildiğine sînesini açar ve hep iyilik duygusuyla oturur-kalkardı. O, hayatını hep güven atmosferinde geçirdi. İnsanlık da, O’na güvendi, itimat etti. Halbuki O’na sırt çevirenler, aldandı ve yollarda kaldılar. Ancak O, her zaman bir koruyucu melek gibi ümmetinin üzerine titredi. Kim, ne zaman ve hangi şartlarda O’nun kapısını çaldıysa O’ndan Lebbeyk sesini duydu.