Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Fısk Ve Fücurun Başına Ramazan Kelimesini Getirmeyelim..!

Gönderen Konu: Fısk Ve Fücurun Başına Ramazan Kelimesini Getirmeyelim..!  (Okunma sayısı 1705 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ZiKra

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 456
  • Ummaki, Küsmeyesin..!
Fısk Ve Fücurun Başına Ramazan Kelimesini Getirmeyelim..!
« : Ağustos 24, 2009, 06:14:55 ÖÖ »
Ahlâka aykırı eğlenceler yapmak istiyorsanız hürriyet var, yaparsınız, ancak bunlara dini, Ramazanı karıştırmayınız.

Ramazan çarşıları, etkinlik ve eğlenceleri gayr-i meşru rantlara alet etmemelidir.
Ramazan çarşılarındaki dükkanlar, standlar doğrudan doğruya oralarda iş yapacak esnafa verilmelidir, üzerine kâr koyarak devretme rezaletlerine meydan verilmemelidir.

Her türlü bayağılıktan, âdilikten, mecâzî mânada ucuzluktan, hokkabazlıktan, soytarılıktan uzak kalınmalıdır.

Ramazan çarşılarında iftardan önce yenilip içilmemelidir.

Kendilerini çok akıllı, çok kurnaz, çok hinoğlu hin sanan birtakım kişiler, başına Ramazan kelimesini getirmekle fısk ve fücurun meşrulaşamayacağını idrak edemiyorlar mı?

Müslüman ALLAH'tan korkan, halktan utanan kimsedir. Ramazan ibadet, takva, hayır hasenat, tevbe, kendini islah etme ayıdır. Fısk, fücur, isyan, tuğyan, azgınlık ayı değil.

İlle de para kazanmak istiyorlarsa bin türlü meşru veya gayr-i meşru ticaret, sınaat, zenaat, üretim, alım-satım konusu ve sahası vardır. Onlara yönelsinler. İhtar ediyoruz, uyarıyoruz, mukaddesatımızı, Ramazanımızı kâr âleti yapmaktan kaçınsınlar. Çünkü çarpılırlar, belâlarını bulurlar.

Yahya Kemal'in oruçsuz günlerinde yazdığı "Atik Valide'den İnen Sokak"ta' adlı hüzünlü şiirinde dediği gibi:

Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neşesiz

Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı

Hadsiz yaşattı ruhuma bir gurbet akşamı

Bir tek düşünce oldu teselli bu derdime;

Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime;

"Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür

Mademki böyle duygularım kaldı çok şükür.

Din hayattan ayrı değildir


Din hayatın dışında değildir. Dini hayatın dışına itmek dine büyük bir saygısızlık olduğu gibi, hayata da büyük bir darbedir. Çünkü hayat kendisini anlamlandıran dine büyük bir ihtiyaç duyar.

Ramazan bize dinin hayatla ne kadar iç içe olduğunu gösteren bir ay, fakat dini bir kültür öğesi haline getirmek, onu folklorik bir öğeye dönüştürmek tehlikesine karşı da her zaman teyakkuzda olmak lazım... Din böyle bir durumda bile insanlar için yine de bir değer ifade edecektir, fakat kültürlerinin bir parçası olduğundan dolayı. Yani din kendinden kaynaklanan bir değere sahip olmayacak; bir ırkın, bir milletin kültürünün bir parçası olduğu için önem sahibi olacaktır.

Ramazanı böyle bir tehlikenin beklediğini söylemek zorundayım:

Eski ramazanlar nostaljisinden tutun da, Ramazanın kültür hayatımızdaki (olumsuz anlamda) yansımalarına kadar bir dizi noktada bu tehlikenin yaygınlaşarak devam ettiğini görmek, buradaki tehlikenin gitgide yaklaştığını göstermektedir.

Merhum Necip Fazıl Babıali adlı kitabında özetle şöyle bir anekdot nakleder: Nihal Atsız'a İslam'a bakışının ne olduğunu sordum. Atsız, İslam'a saygı duyduğunu söyledi. "Neden" dedim. Atsız "benim ırkımın dini olduğu için" dedi. "Peki senin ırkının dini Budizm, Şamanizm olsaydı yine de saygı duyar mıydın?"

Atsız'ın Üstada ne cavap verdiğini şimdi hatırlamıyorum fakat bunun meselemizi iyi özetlediği ortada: Benim ırkımın, kültürümün, geleneğimin bir parçası, pekiştiricisi olduğu için değil, kendi başına vazgeçilmez bir değer ifade ettiği için 'İslam' demek gerekir.

Mehmet Talu


 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek