Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Unutulmuş Belde

Gönderen Konu: Unutulmuş Belde  (Okunma sayısı 1454 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sahra cold

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4439
  • Cinsiyet: Bayan
  • ........
Unutulmuş Belde
« : Ocak 17, 2010, 01:39:06 ÖS »
ıssız ve sessiz bir şehirde yıkık duvarlara sürünerek, gölgemden kaçarak yürüyebilsem...
Eğri büğrü kaldırım taşlarının arasından yeşil otlar, mine çiçekleri görünse, sular aksa...
Harap olmuş bir ev, üst katı boş, alt katta kafesli iki pencere, beyaz perdeler. Sobadan mavi bir duman çıkıyor güzel kokulu. Ardıç odunu mu yakıyorlar acaba?
Bahçesindeki hurma ağacından portakal rengi meyveler sarkıyor bir dolu. Kuyu var mı bahçede? Su kesilince sıkıntı çekmezler.
Zaman bu şehirde yavaş akıyor.
Minaresinde hoparlör olmayan bir cami... Beyaz sakallı mazlum imam...
Şu çarşaflı hanımın zembilinde ne var? Zengin mi, fakir mi anlaşılmıyor.
Onüç ondört yaşlarındaki iki çocuk ne kadar mahcup, terbiyeli ve iffetli. Tarihten mi geliyorlar? Gidişleri nereye?
Yüksek duvarlar mahrem bahçeleri gizlemiş.
Çehrelerde hüzünlü tebessümler.
Sarı ve solgun ışıklı lambalar... Tevekkül, sükûnet, rıza, teslimiyet...
Bu şehirde kaderden şikâyet yok.
Ne yerler, ne içerler, nasıl yaşarlar belli değil.
Esrarlı kanaat hazineleri var mutlaka...
Derme çatma kapılarını kilitlemezler. Hırsız yok, hırsızlık yok, çalınacak bir şey yok.
Mangalın közlü külünde kahve pişirmişler, evin her yeri mis gibi kokuyor.
Taşlıktan üst kata çıkan merdivenin yedinci basamağı inler gibi gıcırdıyor. Ne derdi var acaba?
Üzerinde yatmak için karyolaları yok. Gece yüklükten yatak, yorgan, yastığı çıkartıp yere seriyorlar. Sabahleyin tekrar yerine koyuyorlar.
Yer sofrasında yemek yiyorlar. Kap kacakları kalaylı bakırdan. Çatalları yok, kaşık onlara yetiyor.
Seccadelerinin ayak ve secde yerleri aşınmış yıpranmış.
Misafir odasında kumaş üzerine elle işlenmiş bir levhada şu iki mısra yazılı:
Geçme nâmert köprüsünden, ko apartsın su seni.
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni.


Mehmet Şevket Eygi

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek