Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman..." (Ziizâl, 99/1-3)
Ey İnsanlar! Rabbinizden sakının. Doğrusu kıyamet gününün sarsıntısı büyük şeydir. Kıyameti gören her emzikli kadın emzirdiğini unutur. Her hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş gibi görürsün, oysa sarhoş değildirler. Fakat bu sadece Allah'ın azabının çetin olmasındandır." (Hacc, 22/1-21)
Kıyamet koptuğunda kimini alçaltacak ve kimini yükseltecek olan o hadisenin-yalan olmadığı ortaya çıkacaktır. Ey insanlar! Yer sarsıldıkça sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp da toz duman haline geldiği zaman, siz de üç sınıf olursunuz:" (Vakıa, 56/1-7)
Yerin başka bir yerle, göklerin de başka göklerle değiştirildiği, herşeye üstün gelen tek Allah'ın huzuruna çıktıkları günde, sakın Allah'ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma. Doğrusu Allah güçlüdür, öc alandır. O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün. Gömlekleri katrandan olacak, yüzlerini ateş bürüyecektir." (İbrahim, 14/47-49)
Gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın biraraya getirildiği zaman, işte o gün insan: "Kaçacak yer nerede?" der. Hayır, hayır, bir sığınak yoktur. Ey insan! O gün sen, Rabbinin huzuruna varıp durursun. O gün, insanoğluna önde ve sonda yaptığı ne varsa bildirir. Özürlerini sayıp dökse de, insanoğlu, artık kendi kendinin şahididir." (Kıyamet, 75/7-15)
Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresini aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ama Allah'ın verdği bir güç olmaksızın geçemezsiniz ki! Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? Ey insanlar ve cinler! Üzerinize dumansız bir alev ve ateşsiz bir duman gönderilir de kurtulamazsınız. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız?" (Rahman, 55/33-36)