Mutfak masasının yazı yazmak ve ilham çağırmak adına iyi bir yer olduğunu keşfedeli hayli zaman oldu. Fakat buna bir tezat teşkil edecek şekilde sol tarafıma döndüğümde karşı apartmanın kirli beyaz renkli duvarı görülüyor. Buna rağmen böyle bir duvarın insana ilham veremeyeceğini iddia edemeyiz.
Geçen her dakika öyle anlamlı ve öyle yaşamaya değer ki... Peki ömür sermayemizi nerede ve nasıl harcıyoruz? Ayakta iken, otururken ve yanlarımız üzere yatarken Güzel Allah’ı (cc) anabiliyor muyuz? Biz bu dünya perdesi ile öyle garip olduk, öyle garip yollara düştük ki... Perdeler gözlerimizi öyle bir kör, kulaklarımızı öyle bir sağır etti ki; ait olduğumuz Zât’ı, ait olduğumuz yelerleri, namazgahları, secdeleri unutur olduk.
Gecenin bir vaktinde oturup aşk ile salavat okumak varken, televizyon karşısına esir olduk. Bizi bize anlatamayan diziler ne kadar çoğaldıysa, biz de kendimizden o kadar uzaklaştık, özümüzü bilemez, beslemeyiz olduk. Bizi bize en güzel şekilde anlatan ayet–i kerimeler vardı, es geçtik. Gönlümüzde bizi Allah’ı (c.c.) anmaya çağıran bir ses vardı. Bazılarımız bu sese kulak verdik ve karşılaştığımız olayların aslında bize bir şeyler anlatmak isteyen gidişatını izlemeye başladık.
İyi niyetli olunca iyi şeylerle karşılaştığımızı, kalbimizde öfkeye, kıskançlığa, kibre yer verdiğimizde ise bir yerlerde birşeylerin bozulduğunu farkettik. Sanki Yaradan olaylar ve insanlar vasıtası ile bizimle konuşuyordu. Güzel konuşanların O’nun terbiyesi ile konuştuğunu ve dinleyene huzur ve dinginlik verdiğini keşfettik. Bazı insanlar farklıydı, bu farkı ayırt ettik.
Öyle insanlar var ki onlarla konuştuğunuzda çok susamış olup dağ başındaki bir çeşmeden su içmiş gibi olursunuz, onlar sizi size anlatırlar da şaşarsınız, “iyi ki böyleleri de var” diye geçirirsiniz içinizden. Onlar ki Yaradan’ın has kullarıdır ve bizi O’na yaklaştırırlar. Havanın rüzgarlı oluşunun bir anlamı vardır, güneşin bulutların ardından bakışının, yağmurun ince ince yağışının lisan–ı hâl ile bir anlamı... Sizin yürüyüşünüzde bir anlam vardır, dudaklarınızdaki kıpırtıda... Güzel isimleri zikrederseniz, evrendeki toplu zikre iştirak etmiş olursunuz. Kendinize anlam katmış olursunuz, yaşadığınız âna değerini vererek. Belki zikreden duvarları duyamazsınız ama bilirsiniz aslında onların da önemli gerçeklerden haberdar olduklarını ve kendi lisan–ı hâlleri ile zikrullaha katıldıklarını... Hatta benim sol tarafımdaki beğenmediğim duvar neler söyledi dersiniz; “İnsan yaşarken Allah’a vasıl olmak istiyorsa kendini O’ndan uzaklaştıracak sözlerden ve işlerden vazgeçmeli. İnsanın kendini bulacağı istasyona varabilmesi için zikrullah güzel bir vasıtadır. Bil ki asıl garip olan zikrullahtan uzak olandır”.
Muratbey adlı üyemizin yazısı ,günlük hayatımız islama ne kadar uygun halimiz yaşantımız O nun rızasına uygun mu?