Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Yaratana Şaşarım, Yaratılandan Ötürü

Gönderen Konu: Yaratana Şaşarım, Yaratılandan Ötürü  (Okunma sayısı 1314 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sahra cold

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4439
  • Cinsiyet: Bayan
  • ........
Yaratana Şaşarım, Yaratılandan Ötürü
« : Ocak 25, 2010, 02:08:40 ÖS »
Bunlar Nasrettin Hoca'yı görseydiler, kesinlikle deli derlerdi. Bildiğin deli… Arkasına teneke bağlamaya kalkar, peşi sıra “Deli deli kulakları küpeli” diye tempo tutmaya yeltenirlerdi.
Göl kenarında gördükleri adam göle maya çalacak da bütün gölün yoğurt olmasını bekleyecek…
Şaşkınlıkla soran olursa da “Ya tutarsa” diyecek!
Bir başka gün, gittiği davette, kürküne kaşık kaşık pilav yedirmeye çalışacak…
Yetmezmiş gibi “Ye kürküm ye!” diyecek!
Hele eşeğin üstüne ters binmesinden hiç bahsetmeyelim.
Bizim aslan 'bunlar'ımız, bütün bu davranışları düz anlar.
Eviremez, çeviremez ve şüphesiz deli der. Şıkkı yok.
*
İyi de kim bunlar?
Bunların içinde ulusalcı var, milliyetçi var, dinci var, dinsiz var… Liberal bile var.
Çünkü zekâ ve akıl, insanların ideolojilerine göre, hayat görüşlerine göre taksim edilmemiş.
İdrak yeteneği ve izan, gelir seviyeleriyle, meslek veya rütbeleriyle orantılı gelişmiyor.
Humordan anlamayanın homurdanmasını anlamak şart.
*
Soğuk savaş dönemi, Doğu ve Batı blokları arasında duvar var. Adamın biri merak etmiş Sovyetler Birliği'ne geçecek, bir süre kalacak. Arkadaşlarına da orada durumun nasıl olduğunu mektupla bildirecek. Ancak denetim olduğu için her şeyi açık açık yazamam diyor. Mavi mürekkep kullanırsam bilin ki yazdıklarım tamamen doğru. Şayet yeşil mürekkeple yazarsam, her cümlenin zıddını anlayın.
Gelen mektup mavi mürekkeple yazılmıştır. Oranın bir cennet olduğu uzun uzun anlatılmaktadır. Fakat sonunda ufak bir not vardır: “Günlerce aradım, yeşil mürekkep bulamadım.”
*
Sevdiğinden ayrılan biri de onun ardından bir şiir yazıp şarkı yapmış.
“Yeni sevgilinle çok mutlu ol, beni hiç düşünme, ben de seni unuttum” diyor.
Bizim 'bunlar'ımız, o şarkıyı da aynen algılar.
Terkeden sevgilisini hiç unutamadığını ve dönmesini istediğini anlamaz; “Madem unuttun, niye arkasından şiir yazıp şarkı besteliyorsun? Bu nasıl unutmaktır?” demezler.
*
Her şeyi kafalarına göre yorumlayıp, ona göre de tepki gösterirler.
Gösterilen tepkinin seviyesine bakınca, “Edep ulan” diyesi geliyor insanın.
Efendice söyleyince anlamıyorlar. Nezaketten yana nasipsiz bunlar.
Asırlarca “Edep yahu” dendi de ne oldu? Geldiğimiz yere bak! O yüzden edep ulan!
*
Ve aynı sebeplerle yaratana şaşarım hep, yaratılandan ötürü.
Gelen tebriklere mi sevineyim, hakaretlere mi üzüleyim?
Biri beni yanında sanıyor, diğeri karşısında.
Komşular, nedir bu vaziyet?
Bir tarihte “Benim de telefonum dinleniyor, çok yorulmuştu” diye yazmıştım da ertesi gün “Mehmet Şeker de telefonlarının dinlendiğini yazdı” diye haber yapmışlardı memleketin büyük gazetelerinden birinde.
Bunlar sadece başlık okuyor galiba. Hepsine baksa da basmıyor kafa. Bunların derdi büyük.
*
“Oynülen de Kör Arabım sen oyna, senden başka yiğit kalmadı” denildiği için Kerimoğlu'nu da dağların tek yiğidi bilir bunlar.
Yiğit deniyorsa, tamamdır. Bitmiştir…
Kerimoğlu'nun nasıl bir hain olduğunu bilmezler.
Kinaye minaye anlamazlar. Hepsi boş laf! Söz sanatı dediğin salata!
Öyleyse bütün yollar aynı yere çıkar.
Ne desek nafile!
İdrak yolları doğuştan tıkalı bunların… Üstelik epey kalabalıklar, az da değiller.
Tek merkezden komut almış robotlar gibi hareket ederler. Özellikle hakaret fırsatı varsa. Ne diyelim, hepimize Allah selamet versin, biz de şaşmaya devam edelim


Mehmet Şeker

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek