Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Kadın Giyiminde Manto mu, Çarşaf mı?

Gönderen Konu: Kadın Giyiminde Manto mu, Çarşaf mı?  (Okunma sayısı 16274 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fatihakca14

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 39
Çarşaftan Pardesüye...
« Yanıtla #30 : Ekim 27, 2008, 09:34:41 ÖÖ »
Sedef hanım öncelikle içinzi rahat olsun.Vucut hatları belli olmadığı sürece pardesüde giyilebilir.İlla çarşaf giyerim dersenzi bu da sizin tercihiniz.Üstünlük takvadadır.tesettür ayetlerine dikkat edildiği sürece sorun yok..
selam ve dua ile. :D

Çevrimdışı hakkinihelalet

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2752
  • Canim Oğlum
Kadın Giyiminde Manto mu, Çarşaf mı?
« Yanıtla #31 : Ekim 28, 2008, 01:26:59 ÖÖ »
Bazı hanımlar manto giymekte, eşarp örtmekte, el yüz dışındaki bedenini böyle bir giyimle kapamaktadır. Bazıları da bunun üzerinden bir de çarşaf bürünmekte, kendini ayrıca bir de çarşafla tesettür etmektedir. İslâm'ın emri hangisidir? Çarşaf mı, yoksa manto mu?

Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla İslâm'da elbisenin ismi ve resmi mühim değildir. Mühim olan vasfıdır. Yâni, el yüz dışındaki bütün bedeni örtüyor mu, vücut hatlarını belli etmeyecek genişlik ve uzunlukta bedeni kaplıyor mu? Aranan vasıf budur.
Bir elbise böyle ise, yâni eşarp saçın telini dahi göstermiyor, manto vücudun hatlarını dahi gizliyor, kalın çoraplar diz üstlerine kadar çıkıp teni kapatıyorsa farz olan giyim hâsıl olmuştur. Siz bunun adına ne derseniz deyin.
İşte bu giyim bir (fetva) gereğidir. Yâni mecburi olan kısımdır.
Ayrıca bu giyimin üzerine bir de çarşaf ilâve eden olursa, elbette bu da bir (takvâ) gereğidir, tebrike şayân bir titizliktir. Kendini bütünüyle gizlemektir.
Ne var ki (fetva) mecburi, (takvâ) ihtiyarî olduğundan çarşafa herkesi zorlamamız mümkün değildir. İlgi duyanlar, gönülden alâka hissedenler tercih eder, istemeyenlere ısrar olunmaz. Zira takvâsını zorlamak, bazan fetvasını da kayba sebeb oluyor, başka mahzurlar da tevlid edebiliyor.
Hem fetva gereği olan giyime herkes alâka duyabilir. Ama, henüz fetvayı göze alamayanlara takvâyı gösterecek olursak büsbütün zorlanır, iyice alâkasızlığa sebeb olabilir.

Demek ki, geniş bir eşarp, vücud hatlarını belli etmeyecek bolluk ve uzunlukta bir manto, yahut pardesü, kalınca çorap, topukları kapalı ayakkabı, (fetva) gereği olan bir tesettürü temin etmektedir. Bunu hemen herkes benimseyip tatbik edebilir. Bunun yanında ayrıca çarşafa da alâka duyup ilâve etmek, bir takvâ gereği olduğundan itirazı mümkün olmayan yüce bir fazilettir. Ancak ısrarla değil, sevdirmekle, içinden ilgi duymakla hâsıl olacak bir tercihtir bu.
En iyi, iyinin de icrasına mani oluyor bazan. O takdirde pişmanlık zuhur ediyor, keşke sadece iyiyi yapsaydık da, en iyiyi sonraya bıraksaydık denebiliyor.

Ayrıca bugün muhafazakâr giyimi sevdirmek zorunda olduğumuz da bir vakıadır. Çarşaf gibi nihaî noktaya herkes talip olamaz. Ancak güzel bir manto, yahut zarif bir pardesü, geniş ve zarif baş örtüsü, kalın ve sağlam bir çorap, hemen her hanımefendinin dikkatini çekip alâka duymasına sebeb olabilir. Giyenler bunun içinde çevrenin baskısına mâruz kalmayacakları gibi, görenlerin de imrenme ve gıbtalarına sebeb olabilir. Böylece muhafazakâr giyimin lehte bir örneği verilmiş olunur, aleyhte bir manzara bahismevzu olmaz. Nasibi olanların da böyle bir giyim içinde olmanın huzur ve saadet getireceğine aklı keser. Tercih ettiği bu fetva gereğinde huzur bulduktan sonra, takvâ gereği düşünülebilir, içinden duyacağı alâkayla tekamül bahismevzu olabilir.

Şurası bir gerçektir ki, bugün kim gibi giyinip, kim gibi yaşayacağını bilemez hale gelmiş mütereddid ve mütehayyirler pek çoktur. Onlara güzel örnek olmak, beğenecekleri bir giyim içinde görünmek, İslâm?ın emrini tatbik edebilecekleri hissini vermek çok mühim bir hizmet ve irşadî bir fazilettir. Yâni muhafazakâr giyimli bir hanımefendi böyle mütereddid ve mütehayyirlere birer vaiz ve mürşiddirler. Sevimli giyimleriyle onlara örnek oluyor, ikaz ve tembihte bulunmuş oluyorlar. Nasibi olanlar bu makul ve mantıkî giyimden nasiblerini alır, duymaları gereken alâkayı hissedebilirler. Yeter ki muhafazakâr giyimli hanımefendilerimiz örnekliklerini güzelce yapsınlar, giyimi çirkin ve kötü göstermekten uzak bir temizlik ve zarafette bulunsunlar.

Peygamberimizin hadisinden aldığımız şu ölçü tesettürlü hanımlarımıza pek güzel ikaz ve irşadda bulunmaktadır:
İyi giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar sebeb olduklarının sevabına lâyık olmaktalar. Kötü giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar da kötü giyimin vebaline mâruz kalmaktalar.

Demek ki, asıl mesele, iyi giyim örneği verip, sevaba lâyık olmak; kötü giyimin örneğine bürünüp de günaha sebeb olmaktan uzak kalmaktır.
 

Ahmet Sahin
« Son Düzenleme: Ekim 28, 2008, 01:29:47 ÖÖ Gönderen: hakkinihelalet »

Çevrimdışı fatihakca14

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 39
Çarşaftan Pardesüye...
« Yanıtla #32 : Ekim 30, 2008, 11:19:51 ÖÖ »
Soru
sitenizde cilbabın bir karşılığınında çarşaf olduğu ve Allah'ın tesettür emrine uymak için giyilen dış örtünün Kur'an-ı Kerîm'deki adı olduğunu okudum. "Ey Peygamber! hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar" ayeti kerimeye göre mümin hanımların dış kıyafeti çarşafmı olmalıdır? aksi takdirde diğer kıyafetlerle (pardesü, tunik vs.) tanınmaktadır. 
  25-Eylül-2006 - 12:01:49 
Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla İslâm’da elbisenin ismi ve resmi mühim değildir. Mühim olan vasfıdır. Yâni, el yüz dışındaki bütün bedeni örtüyor mu, vücut hatlarını belli etmeyecek genişlik ve uzunlukta bedeni kaplıyor mu? Aranan vasıf budur.

Bir elbise böyle ise, yâni eşarp saçın telini dahi göstermiyor, manto vücudun hatlarını dahi gizliyor, kalın çoraplar diz üstlerine kadar çıkıp teni kapatıyorsa farz olan giyim hâsıl olmuştur. Siz bunun adına ne derseniz deyin.

İşte bu giyim bir (fetva) gereğidir. Yâni mecburi olan kısımdır.

Ayrıca bu giyimin üzerine bir de çarşaf ilâve eden olursa, elbette bu da bir (takvâ) gereğidir, tebrike şayân bir titizliktir. Kendini bütünüyle gizlemektir.
Ne var ki (fetva) mecburi, (takvâ) ihtiyarî olduğundan çarşafa herkesi zorlamamız mümkün değildir. İlgi duyanlar, gönülden alâka hissedenler tercih eder, istemeyenlere ısrar olunmaz. Zira takvâsını zorlamak, bazan fetvasını da kayba sebeb oluyor, başka mahzurlar da tevlid edebiliyor.
Hem fetva gereği olan giyime herkes alâka duyabilir. Ama, henüz fetvayı göze alamayanlara takvâyı gösterecek olursak büsbütün zorlanır, iyice alâkasızlığa sebeb olabilir.

Demek ki, geniş bir eşarp, vücud hatlarını belli etmeyecek bolluk ve uzunlukta bir manto, yahut pardesü, kalınca çorap, topukları kapalı ayakkabı, (fetva) gereği olan bir tesettürü temin etmektedir. Bunu hemen herkes benimseyip tatbik edebilir. Bunun yanında ayrıca çarşafa da alâka duyup ilâve etmek, bir takvâ gereği olduğundan itirazı mümkün olmayan yüce bir fazilettir. Ancak ısrarla değil, sevdirmekle, içinden ilgi duymakla hâsıl olacak bir tercihtir bu.
En iyi, iyinin de icrasına mani oluyor bazan. O takdirde pişmanlık zuhur ediyor, keşke sadece iyiyi yapsaydık da, en iyiyi sonraya bıraksaydık denebiliyor.

Ayrıca bugün muhafazakâr giyimi sevdirmek zorunda olduğumuz da bir vakıadır. Çarşaf gibi nihaî noktaya herkes talip olamaz. Ancak güzel bir manto, yahut zarif bir pardesü, geniş ve zarif baş örtüsü, kalın ve sağlam bir çorap, hemen her hanımefendinin dikkatini çekip alâka duymasına sebeb olabilir. Giyenler bunun içinde çevrenin baskısına mâruz kalmayacakları gibi, görenlerin de imrenme ve gıbtalarına sebeb olabilir. Böylece muhafazakâr giyimin lehte bir örneği verilmiş olunur, aleyhte bir manzara bahismevzu olmaz. Nasibi olanların da böyle bir giyim içinde olmanın huzur ve saadet getireceğine aklı keser. Tercih ettiği bu fetva gereğinde huzur bulduktan sonra, takvâ gereği düşünülebilir, içinden duyacağı alâkayla tekamül bahismevzu olabilir.

Şurası bir gerçektir ki, bugün kim gibi giyinip, kim gibi yaşayacağını bilemez hale gelmiş mütereddid ve mütehayyirler pek çoktur. Onlara güzel örnek olmak, beğenecekleri bir giyim içinde görünmek, İslâm’ın emrini tatbik edebilecekleri hissini vermek çok mühim bir hizmet ve irşadî bir fazilettir. Yâni muhafazakâr giyimli bir hanımefendi böyle mütereddid ve mütehayyirlere birer vaiz ve mürşiddirler. Sevimli giyimleriyle onlara örnek oluyor, ikaz ve tembihte bulunmuş oluyorlar. Nasibi olanlar bu makul ve mantıkî giyimden nasiblerini alır, duymaları gereken alâkayı hissedebilirler. Yeter ki muhafazakâr giyimli hanımefendilerimiz örnekliklerini güzelce yapsınlar, giyimi çirkin ve kötü göstermekten uzak bir temizlik ve zarafette bulunsunlar.

Peygamberimizin hadisinden aldığımız şu ölçü tesettürlü hanımlarımıza pek güzel ikaz ve irşadda bulunmaktadır:

— İyi giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar sebeb olduklarının sevabına lâyık olmaktalar. Kötü giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar da kötü giyimin vebaline mâruz kalmaktalar.

Demek ki, asıl mes’ele, iyi giyim örneği verip, sevaba lâyık olmak; kötü giyimin örneğine bürünüp de günaha sebeb olmaktan uzak kalmaktır.



Ahmed Şahin
Selam ve dua ile...
 

Çevrimdışı fatihakca14

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 39
Çarşaftan Pardesüye...
« Yanıtla #33 : Ekim 30, 2008, 11:24:50 ÖÖ »
--------------------------------------------------------------------------------

- Çarşaf giymek şart mı? Pardesu altında pantolon giymek caiz mi?

Cevap:
Kıyafet meselesi adete bağlı bir şeydir. Bir memlekette pardesu giymek adet ise giyilir. Adet değil dikkat çekiyor ise dışarıda onu giymek doğru değildir.

Burada önemli olan; kıyafet avret yerlerini tam örtmeli ve hatları belli edecek kadar dar olmamalı. Pardesunun altına pantolon giyilmesini tavsiye edilir. Herhangi bir düşme veya pardesunun açılmasına vesile olacak durumda pantolon kısmen de olsa tesettür sağlamaktadır.

Ayrıca kibire vesile olacak , kibir için giyilen kıyafetlerden de sakınmak lazımdır. Peygamber (SAV) Efendimiz “Kalbinde zerre miktarı kibir olan kimse Cennet’e giremez” buyurmuştur. Bir zat: “İnsan elbisesinin güzel olmasını istiyor”. demiş, bu kibir sayılır mı? , Peygamber (SAV) Efendimiz “Şüphesi Allah güzeldir. Güzelliği sever. Kibir ; hakkı inkar ve insanları tahkir etmektir.” buyurmuştur. Netice olarak diyebiliriz ki , dar ve vücud çizgilerini gösterecek kadar şeffaf olmadığı takdirde insanlar arasında genelde giyilip de renk ve biçimi ile dikkati çekmeyen elbiselerin giyilmesinde beis yoktur. Bir zaman ve bölgede kibir alameti sayılan bir giysi , başka bir yer ve zamanda böyle sayılmayabilir.

Prof. Dr. M. Esad Coşan

Çevrimdışı gece_yürüyüşü

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 31
Çarşaftan Pardesüye...
« Yanıtla #34 : Aralık 25, 2008, 01:59:58 ÖS »
çaşaf ve ya pardesü farketmez vüvut hatlarını belli etmemesi esas olan.Artık bunu nasıl sağlıyorsan o şekide yaparsın.Giysinin dini yoktur.Bugün dünyanın heryerinde müslüman yaşıyor bir hindistanlıda, arapta, türkte yada herhangi bir avrupa ülkesinden bir müslümanın giyimi farklılıklar gösterebilir.Biraz gelenek,çoğrafi şart ve maddi imkanlara görede deşiyor bu giyim önemli olan bu ortünme emrini vücudunu belli etmiycek şekilde yerine getirmek.Arabistan sıcak,kadın giyebiliyor inca kumaştan çarşafı .Sosyal hayatın içindede fazla değil.Türkiye gibi bir yerde yada kutuplarda diyelim yaşayan bir müslüman soğuk hava şartlarında nasıl giyebilir ince kumaştan çarşafı.Bunun için soğuğa karşı uygun manto giyer vs.isteyen giyebilir çarşafı ama çarşafı tesetüre direk karşılık göstermek ondan vazgeçtik pardesü giydik demeyi sanki biri doğru diğeri yanlış gibi doğru bulmuyorum bunu.İsteyen bol bir pardesüyle ister üzerine şal alarak sağlayabilir bu şartları.Birde siyah rengide öne çıkarmışsınız yazıdaki eleştiride.Takvanın, en uygun testürün rengi siyah mıdır? Halktada öyle yanlış bir inanış var.Bizzat en hayırlı rengin beyaz olduğuyla ilgili hadis var.Toprak renkleride dikkat çekmemk için güzel renkler siyah çarşaf siyah cilbap siyah örtü karşılaştırmasını yada öne çıkarılmasını uygun bulmuyorum.Arabistanda beyaz çarşaf görünümlü hanımlada var daha hoş görünüyor ve daha az dikkat çekiyor.Renk sınırlamasıda mı getirilmiş yoksa dinimizde?dikkat çekmiycek ölcüde renkliliğe bir karşıtlık yok benim bildiğim.Birtek baştan ağaşı kırmızı tasvip edilmiyor.Bazı değşimler iyide olabilir eleştirirken eskiyle kıyas yaparken biraz daha bilinçlli eleştirelim.Bir sözüm daha var takva çok ince mesele şu takvadır bu değildir diyemeyiz onu niyetimiz ve gayretimiz dahilinde ancak Allah bilir çok ince bir sınırdır.Burda gıybet olur fazla uzatmak istemiyorum.Bence elimizden geleni yaparak dikkatli yaşamaya çalışalm Allah bizi takva sahiplerinden kıllsın çünkü bunu ancak Allah bilir ve Allah ancak niyetlere göre mumele eder
« Son Düzenleme: Aralık 25, 2008, 02:24:36 ÖS Gönderen: gece_yürüyüşü »

Çevrimdışı tonquc

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 301
  • Cinsiyet: Bay
Çarşaftan Pardesüye...
« Yanıtla #35 : Aralık 25, 2008, 03:47:06 ÖS »
Bunu Buduruma getirenler utansin..yazikki ALLAH(c.c)'in emrini moda haline aksesuar haline getirenlere yaziklar olsun..

Çevrimdışı rabia gül

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 30
  • ... bil ki kin, sapıklığın, kafirliğin temelidir!
Çarşaftan Pardesüye...
« Yanıtla #36 : Ocak 29, 2009, 03:20:35 ÖS »
insallah kardesim. 

yuce rabbımız ayetı kerımede buyuruyor kı ey peygamber ummetının kadınlarına soyle  avret yerlerını kapatan bol gıyısıler gıyınsınler...

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek