Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Esir Maddesini Yeniden Düşünmek

Gönderen Konu: Esir Maddesini Yeniden Düşünmek  (Okunma sayısı 3284 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı stalker

  • Grupsuz
  • *
  • İleti: 1986
  • Cinsiyet: Bay
Esir Maddesini Yeniden Düşünmek
« : Şubat 16, 2009, 10:35:03 ÖS »
Esir Maddesini Yeniden Düşünmek



1993 senesinin başında Boston'da, Amerika'nın önde gelen üniversitelerinden MİT'ten emekli Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz'ın ziyaretine gittik. Çünkü, 1992 senesinde bizim gazetemiz Zaman'ın arka sayfasında "Einstein'in hatasını bulan Türk" diye bir haber çıkmıştı.
Kendisi, Denizlili ve arkadaşlarımızdan Halil İbrahim Yılmaz'ın da amcalarından. 1960'lı yıllarda Amerika'ya gelen Hüseyin Hoca, orada evlenip yerleşmiş. Yanılmıyorsam, Emre ve Levni isminde iki oğlu vardı. Sohbetimiz sırasında, bazılarının Einstein'ın hatasını bulma meselesinde "Öyle şey mi olurmuş?.." diyerek gülüp geçtiklerini söyledim. "Öyle mi?" dedi ve kalkıp ilmî dergilerde yayınlanan yazılarını gösterdi. Einstein'ın alan teorisinde hata yaptığını, kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi. Konuşmalar ilerleyince Hüseyin Hoca'nın, esir maddesi konusunda Einstein'dan farklı düşünen Prof. Dr. Paul Dirac ekolünden olduğunu anladım.

Fizik profesörü Dirac, Bilim ve Teknik dergisinin Mart 1977 tarihli 112. sayısındaki "Bir Esir Var mı?" başlıklı yazısında, bu soruyu, müsbet olarak cevaplandırıyor ve her yanı kaplayan ve gelişigüzel hareket eden bir elektron denizi olduğunu ifade ediyor. Yazının devamında ayrıca esir maddesinin kabul edilmesi ile ilmî görüşlerde yeni değişiklikler olacağı ve ucuz enerji üretiminde faydalar elde edileceği anlatılmaktadır.

Esir maddesi konusunda "Rusya'da Tanrıya Dönüş" isimli kitapta Rus fizikçi Nikola Kozirev'in "zaman" üzerinde düşüncelerini okumuştum. O, zamanı bir madde olarak ele alıyor ve ona enteresan özellikler atfediyor. Jiroskop deneyi dikkatimi çekti. Kitabın dipnotlarında da işaret edildiği üzere Kozirev'in aslında esir maddesinden bahsettiği anlaşılıyor.

Daha sonra Pittsburg Üniversitesi'nden Dr. Meno'nun esir maddesi hipotezinden haberdar olduk. Dr. Frank M. Meno, esir üzerindeki çalışmalarına 1961 yılında başlamış. İlk makalesini Amerika'da hiçbir yerde bastıramayınca ancak 1990 yılında Kanada'da "Physics Essays" isimli dergide yayınlatma imkanı bulmuş. Çünkü fizik dünyası "Einsteinizm" denilebilecek görüş dışında her şeye kapalı.

Dr. Meno'nun teorisine göre: Gyron (Jayron) denilen atom altı parçacık esir maddesinin temelini teşkil ediyor. Bu parçacık kürevî olmayıp iki ucu sivri ve ortası dar bir kalem şeklindedir. Kainatta her şey bu maddeden ve bu maddenin dinamiğinden ibarettir. Atomda yaklaşık 1020 Gyron vardır. Dolayısıyla kâinatın en küçük parçacığı Gyron'dur. Esirin uygulama alanları telepati gibi düşünce akışı, iletişim, enerji kontrolü, tıbbî tedaviler gibi alanlar olacaktır. Esir maddesinin yokluğuna bina edilen Michelson ve Morley'in meşhur deneyleri hatalıydı.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri'nin ilmî keşifleri de vardır. Mesela 1914'te yazdığı İşâratü'l-İ'caz tefsirinde 1930'larda ancak anlaşılan Güneş'in silkinme hareketinden bahsetmiştir. Aynı şekilde, esir maddesi ile de ilgili keşif gibi sözleri vardır: "Esir, Cenab-ı Hakk'ın gayet lâtîf, nazenin, itaatkâr bir icraat sayfası, emirlerinin nakil vasıtası ve tasarruflarının zayıf bir perdesi; yazılarının lâtif bir mürekkebi, en nazenin bir icraat hullesi, sanat eserlerinin mayası ve bir mezraa-i hububâtı (en küçük maddelerin, atomların yaratıldığı, hammaddesi ve tarlası)dır." (30. Lem'a, 6. Nükte, 1. Şua) Yani atomlar esir maddesinden yaratılmaktadırlar.

Bu esir maddesinin üzerinde zaman zaman durmamın sebebi fizikçilerimizin bu hususa özel önem vermesi içindir. Çünkü bu noktadaki keşif ve buluşların, insanlık için enerji probleminin çözülmesinde ve tedavîsi müşkül bazı hastalıkların tedavisinde yepyeni ufuklar açacağına dair kanaatimdir. Belki de âhirzamandaki müjdelenen mesut dönemde, yerlerin ve göklerin insanlık için bütün hazinelerini açması bu yolla olacaktır...


Abdullah AYMAZ

Çevrimdışı CaSaMpY

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 192
  • Cinsiyet: Bayan
  • OsLeM
Esir Maddesini Yeniden Düşünmek
« Yanıtla #1 : Temmuz 27, 2009, 12:50:20 ÖS »
"Esirin uygulama alanları telepati gibi düşünce akışı, iletişim, enerji kontrolü, tıbbî tedaviler gibi alanlar olacaktır.
.
.
.
Bu esir maddesinin üzerinde zaman zaman durmamın sebebi fizikçilerimizin bu hususa özel önem vermesi içindir. Çünkü bu noktadaki keşif ve buluşların, insanlık için enerji probleminin çözülmesinde ve tedavîsi müşkül bazı hastalıkların tedavisinde yepyeni ufuklar açacağına dair kanaatimdir. "


paylaşım için teşekkürler..


Çevrimdışı stalker

  • Grupsuz
  • *
  • İleti: 1986
  • Cinsiyet: Bay
Esir Maddesini Yeniden Düşünmek
« Yanıtla #2 : Temmuz 29, 2009, 12:58:24 ÖÖ »

Atom'un yapısında çekirdek içerisinde proton ve netronlar bulunur.Proton ve netronlar kuark ve lepton denilen atom altı parçacıklar içerirler.Bu parçacıkların 6şar çeşidi vardır.Ayrıca bunların karşıt parçacıkları 8 çeşit gulon ve 3 çeşit bozondur.Leptonlar ve kuarklar karşıt parçacıklarıyla etkileşime girerek evrendeki gördüğümüz tüm maddeleri meydana getiriyorlar.Bu model şu anda bilimin ulaşabildiği ve Bohr Modeli ya da standart model denilen modeldir.

(Bir de her parçacık türüne karşı gelen anti parçacıklar vardır ki bunlar da anti maddeyi oluşturur.)

İşte bahsettiğim bu ataomaltı parçacıkların oluşturduğu maddeler evreni oluşturan maddenin sadece %4üdür ve bu  görülebilen ve bilinebilen maddedir.%21 i karanlık madde(görünmeyen fakat varlığı tahmin edilen) geri kalan bölümü ise karanlık enerjidir.(Hakkında bilgi sahibi olunamayan)

Bazı fizikçilere göre ve benim de kanaatime göre  esir madde bu karanlık madde olabilir.
Bediüzzaman'da Risle-i Nurda bu konuya geniş bir şekilde değinmiştir.

Bu konu bilim dünyası ve  Cenab-ı Allah'ın evreni yatamasıyla ilgili çok önemli bir konudur.Derinlemesine araştırılması ve takip edilmesi gereken ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

Beyin cimnastiği yapmama ve bu konu üzerinde tekrar durmama vesile olduğun yorumun için ben teşekkür ederim.


« Son Düzenleme: Temmuz 29, 2009, 01:36:54 ÖÖ Gönderen: stalker »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek