Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Sohbet İnsanı Olgunlaştırır...

Gönderen Konu: Sohbet İnsanı Olgunlaştırır...  (Okunma sayısı 2339 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı lalegül

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 507
  • Cinsiyet: Bayan
  • Vazgeçilmez olmadığını kabul et...
Sohbet İnsanı Olgunlaştırır...
« : Nisan 19, 2010, 09:24:50 ÖÖ »

Kimlerle arkadaşlık yaparsanız, kimlerle oturup kalkarsanız, onlarınahlâkından size, sizin ahlâkınızdan onlara bir şeyler geçer. İnsan, beraber bulunduğu kişilerden etkilenir. İnsanoğlunun mayasında var olan bu özelliğe, en genel manada, sohbetdeniliyor. Sohbet; bir arada bulunma, birbirinde...n etkilenmenin adı. İnsanlara peygamber gönderilmesinin temelinde, yaratılıştaki bu etkilenmeözelliği yatıyor. Sahabe nesli, en hayırlı nesil olma lütfuna Resul-i Ekrem s.a.v. Efendimizile beraber olmakla ulaşmıştı. Öyle bir gönül beraberliği ki bu, adeta O’nun rengine
boyanmışlardı. Peki bizim gibi Saadet Asrı’ından nice asırlar sonra yaşayanlar, o nuryüzlüyü göremeyenler ne yapacak? İnsan aynı insan, ihtiyaçları aynı. İlâhi nuru bize de taşıyacak, bizim deiçimizi-dışımızı güzel kılacak beraberliğe, sohbete ihtiyacımız yok mu? Evet; bir model insan ve onun etrafında bir ışık halesi gibi beraberlikler,yani sohbetler, her yerde, her zamanda en büyük ihtiyacımız. İnsan hayatı sohbet üzere kuruludur. Sohbet, kendi cinsiyle bir olmak, ortak dille dertleşmek ve aynı hayatı paylaşmaktır. İnsan, ünsiyete muhtaçtır. Ünsiyet, birileri ile yalnızlığı gidermek, derdi dindirmek, sevgiyi paylaşmak ve muhabbet etmektir. Tek başına olmak, Yüce Allah’a mahsus bir haldir. Peygamberler bile hayatıinsanlarla paylaşmak zorundadır. Tek başına din de yaşanmaz dünya da. Onuniçin ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem a.s. tek başına bırakılmamıştır.Her şeyden önce hayatı paylaşacağı, muhabbet edeceği bir eş yaratılmış, Hz.Havva validemiz kendisine arkadaş yapılmıştır. Böylece, insanlık hayatı ikiinsanın muhabbet, sohbet ve beraberliği ile başlamıştır. Kıyamete kadargelecek bütün insanlar da bu usül üzere yaşayacaklardır.
İKİ SOHBET, İKİ SONUÇ
İki türlü sohbet vardır. Birisi güzel, diğeri kötüdür. Güzel olan sohbetinedebi ve hedefi güzeldir. Sohbetin edebi helal ve harama dikkat etmektir.Hedefi ise, Allah rızası ve cennettir. Güzel sohbet, güzel arkadaş ve güzelçevre demektir. Güzel arkadaş, din ve dünya adına hiçbir zarar vermeyen,sözü ve işi ile faydalı olan kimsedir. Kötü sohbet, kötü arkadaş ve kötü çevre ile oluşur. Hedefi dünya menfaati ve boş heveslerdir. Bu beraberliğin, hedefi gibi edebi de bozuktur. Kötüsohbet, din ve dünyaya yaramayacak, boş ve nahoş konuşmalardan oluşur. O,helali bırakıp harama dalmaktır. Yalan, iftira, gıybet, alay ve dedikodudanzevk almaktır. İnsanların şeref ve namusunu zedeleyecek, kötü işlereözendirecek, güzel şeylerden nefret ettirecek bütün sözler kötü sohbettir.Bunu yapanlar kötü arkadaştır. Böyle sohbetlerin yapıldığı yerler kötümeclistir. Tevbe edilmezse böyle bir sohbet ve dostluğun sonu ahirettebirbirine düşman olmak ve ebediyyen ağlamaktır. ARKADAŞINI SÖYLE, KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM
Sohbet bir aynadır. İnsanın içini yansıtır, cevherini ortaya koyar. Meyil ve
muhabbetini gösterir, fıtratını tanıtır. Yani, insan sevdiği ve hayatınıpaylaştığı dostları ile ölçülür, arkadaşları ile tanınır.Herkes sevdiği ile beraber olur. Bu beraberliğin aslı, sevenlerdeki ortaközelliklerdir. Aynı cinsler, benzer fıtratlar, ortak yaratılışta olanlarbirbirleri ile kolayca tanışır, sevişir ve kaynaşır. Birbirlerine aynaolurlar. “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” sözü bununiçin söylenmiştir.Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:“Ruhlar, değişik sınıflara göre dizilmiş ordular gibidir. Ruhlar alemindebirbirleri ile tanışanlar (ortak özellikler taşıyanlar), dünyada kolaycatanışıp kaynaşırlar. Orada birbirlerine yabancı olanlar, burada da zıtlaşıpdururlar.” (Buharî, Müslim, Ebu Davud)Hadis-i Şerif’te bildirildiği gibi insanların birbirleriyle tanışıpkaynaşmaları farklılık gösterir, ama insanların her zaman uyumluolabildikleri insanlarla birlikte yaşama imkanına sahip olduklarısöylenemez. Bizimle aynı meşrep, aynı mizaçtan olmayan insanlarla da yaşamak
zorunda kalabiliriz. Her iki halde de, yani uyumlu ya da uyumsuz olduğumuz insanlarla birlikte yaşadığımız sürece, en temel insanî ilişkimiz sohbettir. Burada
önemli olan sohbetin Allah için olmasıdır.
SAMİMİYET YOKSA SOHBET OLMAZ
Allah için sohbetin temelinde ilâhi sevgi yatar. Bu sohbet, hakkı öğrenmek,öğretmek ve yaşamak için yapılır. Böylesine yapılan sohbet, Allah yolundadost olmanın ve bu dostlar ile güzel ahlâkı elde etmenin temelini oluşturur.İşte bu, Allah yolunda cemaat olmaktır. Bu cemaat, asıl vazifesinin iyiliğiöğretmek ve kötülükten sakındırmak olduğunun farkındadır. Ki bu vazifemüslümanlara farzdır. Her müminin bu farzı gücü nisbetinde yerine getirmesi gerekir.Bu farzı yerine getirmede birinci adım, kalben iyiliği sevip kötülüktennefret etmektir. İkincisi, iyilerle beraber olup, kötülerden kaçınmak;üçüncüsü ise, insanları iyi işlere davet edip, kötü işlerden sakındırmaktır.Dördüncü ve en önemli adım ise, güzel ahlâkı bizzat yaşamak ve buna ölene kadar devam etmektir.Allah Rasulü s.a.v.: “Din nasihattan ibarettir.” (Buharî, Müslim, Ebu Davud) buyurmuştur. Nasihatin iki manası vardır. Biri samimiyet, diğeri hayra davettir.Bu hadis-i şerif, Allah için sohbette nasihatın önemine dikkat çekmiştir.Hadisin devamında bu samimiyetin, Allah’a, kitabına, Rasulü’ne,müslümanların başındaki imama ve bütün müslümanlara karşı
korunması gerektiği belirtilmiştir.
MÜMİNİN HER HALİ SOHBETTİR
Bir müslümanın en başta gelen işi, kendisini ve diğer insanları Allah’a,Kur’an’a, Sünnet’e, birliğe, cemaate ve müminleri sevmeye davet etmektir. Bu daveti, sözü ve yaşantısı ile yapmalıdır. İşte buna gerçek sohbet denir. Bu sohbeti
yapan gerçek bir dosttur ve onunla beraber olmak herkese rahmettir.Sohbetin zamanı olmaz, ama sohbetin faydalı olması için edep ve sevgişarttır. Gönüllerin birbirine sevgi ile açılmaları ve samimi olmalarıgerekir. Ayrıca iki taraf da Allah rızasını düşünmelidir. Bu düşünce işinbaşında olduğu gibi, sonunda da devam etmelidir. Bu niyetle kurulan her ilim ve
zikir meclisi birer sohbet çeşididir.Ayrıca maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidermek niyetiyle bir mümin kardeşininhal ve hatırını sormak, selamlaşmak, ondan dua istemek, ona hayır dua etmek,görünen bir kusurunu düzeltmek, kendisine güzel tavsiyelerde bulunmak dasohbettir.Bütün bunlar her müminin yapması gereken sohbet ve dostluk türleridir. Buna,hayırda yardımlaşma, birbirine hakkı öğretme ve sabrı tavsiye etme denir.
İYİLERLE BİRLİKTE İYİYE ULAŞMAK
Sohbetin en kıymetlisi, salih insanlarla olanıdır. Bu sohbet, Allah dostlarıile beraber olmak ve onların nazarı altına girmektir. Buna manevi terbiyedenir. Böyle bir sohbet ve beraberlik bütün hayırların anahtarıdır. Çünkü busohbetle gönülden gönüle ilâhi sevgi akar, ruhlar feyzlenir.Allah dostlarının sözünden çok hali insanı etkiler. Onları görenler Allah’ıhatırlar, güzel ahlâka yönelir. Sahabenin Allah Rasülü s.a.v ile yaptığısohbet böyleydi. Efendimiz s.a.v.’in saadetli kalbinden aldıkları nur vesevgi ile Yüce Allah’ı tanıdılar, sevdiler. Hallerini ıslah edipgüzelleştiler ve ebedi saadete erdiler.Sahabe-i Kiram hep bu sohbet ile ayakta duruyordu. Efendimiz s.a.v.’den ayrıkaldıklarında, bunu kendi aralarında yapmaya çalışıyorlardı. Abdullah b.Revaha r.a. bazen arkadaşlarına: “Gelin, Allah için oturup meclis kuralım,bir saat imanımıza iman katalım.” derdi. Bunun ne demek olduğunu
anlamayan bir sahabi, gidip durumu Hz. Peygamber’e anlattı. Efendimiz s.a.v: “Allahİbnu Revaha’ya rahmet etsin. O, meleklerin katıldığı ve övündüğü zikirmeclislerini seviyor. Sizi ona davet ediyor.” (Ahmed) buyurdu.Saadet asrından sonra böyle bir sohbet, ancak Hz. Peygamber s.a.v.’in ahlâkıile ahlâklanmış Allah dostları ile yapılabilir. Her insan böyle bir sohbetemuhtaçtır. Çünkü kalplerin ilacı ondadır. Bir edep ehlini görmeyen edebiöğrenemez.
MANEVİ TERBİYE YOLU SOHBET
Bütün Allah dostları, kâmil insanlarla sohbet etmek üzerinde durmuşlar ve bugönül beraberliğinin manevi terbiye için şart olduğunu belirtmişlerdir.Büyük veli Şah-ı Nakşibend k.s. diyor ki: “Bizim terbiye yolumuz sohbetüzere kuruludur. Hayırlar, Allah için salih insanlarla beraber olmadadır.Onlarla sohbete devam ede ede hakiki imana kavuşmak nasip olur.”Ömer b. Abdulaziz rh.a. ise: “Medinei’nin fakihlerinden Ubeydullah b.Abdullah ile bir mecliste bulunmak, benim için bütün dünyadan daha sevimlive daha hayırlıdır. Onun gibilerle oturup kalkmakla akıl nurlanır, kalphuzura erer, edep elde edilir.” diyor.Alimlerden Cafer b. Süleyman rh.a., salih insanlarla beraberliğin kendisinene kazandırdığını şöyle anlatır:“Kalbimde bir katılık hissettiğim zaman, kalkar hemen Muhammed b Vasi’inyanına gider, meclisine katılır, yüzüne bakardım. Böylece kalbimdeki katılıkgider, içime ibadet neşesi gelir, tembellik üzerimden kalkar ve bu neşe ilebir hafta ibadet ederdim.” (Zehebî, Tarihu’l-İslam; Gazalî, İhya,)
MUHABBETTE SADAKAT ARANIR
Allah dostları ile yapılan sohbet ve beraberlik ölene kadar devam etmelidir.Çünkü insan, manevi desteğe ve salih insanlar ile Allah yolunda beraberolmaya devamlı muhtaçtır. Bu dostluk ve beraberlik özellikle ölüm anındagereklidir. Benim artık sohbete ve desteğe ihtiyacım yok, ben bana yeterimdemek son derece yanlış ve tehlikelidir.Büyük veli Ebu’l-Hasan Şazelî k.s.’nin talebelerinden birisi bir müddetsohbet ve zikir meclisinde bulunmuştu. Sonra sohbetleri terketti. Bir günHazret bu talebe ile karşılaştı. Ona: “Niçin bizden ayrıldın, sohbetlerimiziterk ettin?” diye sordu. Talebesi: “Bu zamana kadar sizden aldıklarım veöğrendiklerim bana yeter, artık size ihtiyacım kalmadı” cevabını verdi.Büyük arif bundan rahatsız oldu ve onu şöyle uyardı:Eğer bir kimse, birisinden aldığı feyz ile yetinseydi, Hz. Ebu Bekir Sıddık r.a.’ın, Hz. Peygamber s.a.v.’den aldığı feyz ile yetinmesi gerekirdi.Halbuki o, Allah Rasülü’nden vefat edene kadar ayrılmadı. Sen nasılayrılıyorsun?” (İbnu Acibe, el-Fütuhatü’l-İlâhiyye)Allah dostlarını bulduktan sonra onların sohbetinden ayrılan kimse, sudançıkmış balığa benzer. Kısa zamanda gücü biter, nefesi tükenir, karada ölürgider.Allah dostları ile yapılan sohbet kalbin hayatıdır. Din, böyle bir sohbetinfeyzi ile güzel yaşanır. Kalp bu sohbetle uyanır. Gönül bu sohbetle huzuraulaşır. İnsan bu sohbetle halini değiştirir, ahlâkını güzelleştirir. Sohbet,mümin için günlük bir gıdadır. Onu devamlı almalıdır. Her gün olmazsa hiçdeğilse haftada veya ayda bir sohbete katılmalıdır. Bu da olmazsa, rehberinsanların eserlerini okumalı, örnek hallerinden ibret almalıdır.
Muhammed Emin GÜL/Semerkand Dergisi
« Son Düzenleme: Nisan 19, 2010, 09:25:36 ÖÖ Gönderen: lalegül »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek