Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Muhyiddini Arabi

Gönderen Konu: Muhyiddini Arabi  (Okunma sayısı 2747 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Muhyiddini Arabi
« : Kasım 10, 2008, 05:03:34 ÖS »
On ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda Endülüs'te ve Şam taraflarında yaşamış büyük velîlerden İsmi, Ebû Bekir Muhammed bin Ali olup, künyesi Ebû Abdullah'tır İbn-i Arabî ve Şeyh-i Ekber diye meşhûr olmuştur Âilesi meşhûr Tayy kabîlesine mensuptur Cömertliğiyle meşhûr Adiy bin Hâtem'in kardeşi Abdullah bin Hâtem'in neslindendir 1165 (H560) senesinde Endülüs'teki Mürsiyye kasabasında doğdu 1240 (H638) senesinde Şam'da vefât etti Kabri Şam'da olup sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir

Küçük yaşında ilim tahsîl etmeye başlayan Muhyiddîn-i Arabî, sekiz yaşındayken babasıyla birlikte İşbiliyye'ye gitti Pekçok âlimin ilim meclislerinde bulunup, ilim öğrendi Keskin zekâsı, kuvvetli hâfızası ile dikkatleri çekti

Muhyiddîn-i Arabî pekçok ilimleri tahsîl etti Filozof İbn-i Rüşd'le görüştü 1194 (H590) senesinde Endülüs'ten ayrılarak Tunus'a, 1195'de Fas'a gitti Karşılaştığı birçok âlimle sohbet edip, ilim meclislerinde bulundu 1199 senesinde tekrar Endülüs'e dönüp Kurtuba'ya geldi 1201 senesinde tekrar Endülüs'ten ayrılıp doğuya gitmek üzere Tunus'a geçti Hacca giderken Mısır'a uğradı Oradan Mekke-i mükerremeye giderek hac farîzasını yerine getirdi İki yıl kadar Mekke'de kalıp, Medîne-i münevvereye geldi ve sevgili Peygamberimizin kabr-i şerîfini ziyâret etti

Endülüs'te, Fas'ta, Tunus'ta, Mısır ve Mekke-i mükerremede kaldığı zamanlarda hadîs ilmini ve diğer ilimlerden bir kısmını; İbn-i Asâkir ve Ebü'l-Ferec ibn-il-Cevzî, İbn-i Sekîne, İbn-i Ülvan, Câbir bin Ebû Eyyûb gibi büyük âlimlerden öğrendi Gittiği yerlerde büyük âlimler ile görüşüp, onlardan ilim öğrenmek sûretiyle, fen ve din ilimlerinde en iyi şekilde yetişti

Tefsîr, hadîs, fıkıh, kırâat gibi pekçok ilimlerde büyük âlim oldu Tasavvufta, Ebû Midyen Magribî, Cemâleddîn Yûnus bin Yahyâ, Ebû Abdullah Temim, Ebü'l-Hasan ve Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin rûhâniyetinden feyz aldı, yüksek derecelere kavuşup, meşhûr oldu Mekke'de bulunduğu sırada Fütûhât-ı Mekkiyye adlı eserini yazdı

Gavs-ül-a'zam Seyyid Abdülkâdir Geylânî hazretleri, bir gün en önde gelen talebelerinden Cemâleddîn Yûnus bin Yahyâ'yı yanına çağırarak; "Benden sonra, benim künyem olan Muhyiddîn isminde, Allahü teâlânın çok sevdiği evliyâsından bir kimse gelecektir Bu hırkamı ona teslim edersin" buyurdu Yûnus bin Yahyâ, uzun yıllar sonra talebesi olan Muhyiddîn-iArabî'ye, hocasının vasiyeti olan o hırkayı teslim etti Muhyiddîn-i Arabî hazretleri, zamânında, ilminden ve feyzinden istifâde etmek için kendisine mürâcaat edilen belli başlı büyük âlimlerden oldu

Şam, Irak, Cezîre ve Anadolu taraflarına seyâhat etti Konya'ya gelip, Selçuklu Sultanı tarafından çok ikrâm ve hürmet gördü Sultanlardan kendisine birçok tahsisat tâyin olunduğu ve hediyeler gönderildiği halde, hepsini fakirlere dağıtırdı Sofiyye-i âliyyeden ve kelâm âlimlerinden olan Sadreddîn-i Konevî'nin hocası ve üvey babası oldu

Hocasının üstâdı olan Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin hırkasını üvey oğlu ve talebesi olan Sadreddîn-i Konevî'ye giydirdi

Konya'da bir müddet kaldıktan sonra Haleb'e giden Muhyiddîn-i Arabî hazretleri, 1215 senesinde tekrar Konya'ya döndü Aynı sene içinde Sivas'a, oradan da Malatya'ya gitti 1230 senesinde Şam'a giderek oraya yerleşti

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek