Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Zeka Nedir?

Gönderen Konu: Zeka Nedir?  (Okunma sayısı 4226 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı stalker

  • Grupsuz
  • *
  • İleti: 1986
  • Cinsiyet: Bay
Zeka Nedir?
« : Temmuz 01, 2008, 11:36:05 ÖS »
Zeka Nedir?

Zeka, en bilinen anlamıyla insanın düşünme, gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamıdır. İlk kez karşılaşılan ya da ani olarak gelişen olaylara uyum sağlayabilme, anlama, öğrenme, analiz yeteneği, beş duyunun, dikkatin ve düşüncenin yoğunlaştırılması, ayrıntılara dikkat edilmesi zeka sayesinde gerçekleştirilir. Zekanın farklı tanımlarının olmasına karşılık, zekaya ilişkin teorilerin tümünde zekanın, kişinin doğuştan sahip olduğu, çoğunlukla kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen ve merkezi sinir sisteminin işlevlerini kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevreden kaynaklanan etkenlerle biçimlenen bir birleşim olduğu belirtilir.

Zeka yaşamın ilk on yılında büyük bir gelişme kaydetmektedir. Bu süre içinde en hızlı gelişme ilk iki yılda gerçekleşir. Başlangıçta davranışları sadece birkaç refleksten oluşan bebek, iki yıl sonunda Allah'ın bir yaratış mucizesi olarak kendi başına yürüyebilen, konuşabilen, bazı problemleri çözebilen, neden-sonuç ilişkisi kurabilen, basit planlamalar yapabilen, hatırlayabilen bir kişi haline gelir.

Zekanın Yeri: Beyin

Zekanın beyinde yer aldığı kabul edilir. Bir insan beyninde 10 milyardan fazla sinir hücresi bulunmakta, her bir hücre ortalama 10.000 hücre ile bağlantı içerisinde çalışmaktadır. Nöron adı verilen bu sinir hücrelerinde sinyaller, çok karmaşık elektro-kimyasal olaylar zinciriyle meydana gelen ve sayısı saniyede 1000'e kadar çıkabilen titreşimler halinde iletilmektedir.

"Bir kişi yeni bir ortamda karmaşık problemler çözerken beyninin hangi alanlarını kullanır?" sorusu, zekanın iki temel unsuru olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bunlar "yeni bir bilgiyi işleme hızı" ve "belleğin hızı"dır. Zeki kişiler kısa süreli belleklerinde daha çok sayıda bilgi tutabilmekte ve bu bilgiler üzerinde çeşitli işlemler gerçekleştirebilmektedirler.

Araştırmalar daha zeki insanların, beyin aktivitelerini daha küçük alanlara sığdırarak, karmaşık işlemleri çözümleyebildiklerini göstermektedir. Bu kişilerin beyinlerindeki aktive olan alanlar, o iş için kendilerine gerekli olan alanlardır. Daha az yetenekli kişilerin ise aynı işlem için beyinlerinde çok daha geniş bir alanı aktive etmeleri ve bunun için de çok daha fazla enerji harcamaları gerekmektedir. Kısaca bilimsel bulgular, daha zeki beyinlerin daha verimli çalıştıklarını ortaya koymaktadır. Peki bunun sebebi nedir?

Beynin yapıtaşları sinir hücreleri yani nöronlardır. Nöron adı verilen sinir hücreleri, diğer hücrelerden farklı olarak dendrit ve akson denilen bölümlere sahiptir. Dendrit çok sayıda kısa uzantıdan oluşur ve hücrenin kökleri gibidir. Aksonlar ise hücrenin gövdesinden çıkan uzun, tek bir parçadan oluşan, uyarıların gönderildiği ince liflerdir ve beyne mesajların taşınmasında görev alırlar. Beynimizdeki sinir hücrelerinin yüz trilyon bağlantı noktası vardır. Bu bağlantı noktalarında büyük bir moleküler trafik sürekli devam eder. Her sinir hücresinde, bilgiyi almak üzere bulunan dendrit ve hücrenin uzun bölümünü oluşturan ve bilgi çıkışını sağlayan aksonların çevresi onları korumakla görevli miyelin adlı bir maddeyle kaplıdır. Hücreler arası bilgi aktarımı da sinapslar sayesinde olur. Sinapslar komşu sinir hücrelerinin birbirlerine çok yaklaştıkları fakat tam olarak değmedikleri küçük bölümlerdir.

Kişiler arasındaki zeka farkları, sinir hücresi temel alındığında, dendrit sayısı, nöron sayısı, sinaps sayısı, sinapslardaki bilgi aktarımının kalitesi ya da miyelin kalitesi gibi birçok alandan kaynaklanabilir. Ancak sözü geçen alanların hiçbirini, ölçmek ve değerlendirmek mümkün değildir.

Bu nedenle, zekanın biyolojik temellerini anlamamıza yardımcı olabilecek iki değişik model vardır.

1. Miyelin Hipotezi

Bir elektrik kablosu daha iyi izole edildiğinde, nasıl elektriği daha hızlı iletir, daha verimli çalışır ve kısa devre yapma olasılığı azalırsa, daha sağlam şekilde miyelinle kaplanmış aksonlar da, daha çabuk ve daha az kayıpla çalışırlar. Bu görüş, kişinin gelişimiyle de desteklenmektedir. Kişinin öğrenme hızı yaşamının 15. yılına kadar hızlıdır ve 65. yıldan sonra da düşmeye başlar. Bu zamanlama, miyelinin oluşumu ve tekrar yıkılması ile de paraleldir.

2. Nöral Ayıklama Hipotezi

Kişinin beynindeki sinaps sayısı hep aynı kalmaz. Kişi büyüdükçe, beyinde yeni bağlantılar oluşur. Ancak bu bağlantılar zaman içinde gerilemeye başlar. Bu sürece "nöral temizleme/ayıklama" adı da verilir. Yaşamın ilk beş yılında oluşan bağlantılar, yaşamın 15. yılına kadar ayıklanmaya başlar. Zeka geriliği olan kişilerin ölümlerinden sonra beyinlerinde yapılan incelemeler, bu kişilerin beyinlerinde alışılmışın dışında yüksek sayıda sinaps olduğunu göstermiştir. Bunun açıklaması, bu kişilerin beyinlerinde gereğinden fazla bağlantı olduğu, yani çok fazla şeyin çok fazla şeyle bağlantı kurduğudur. Buna karşılık "deha" olarak tanımlanan kişilerin beyinlerinde, belki de bu temizleme ya da ayıklama işlemi çok verimli bir şekilde gerçekleşmiş ve sadece gerekli sinapslar beyinde saklanmış olabilir. Bu da, bu kişilerin beyinlerinin küçük bir bölümünü kullanmalarını ve daha az enerji harcamalarını açıklayabilir.

Sinapslar, iki nöronun akson terminallerinin uçlarındaki boşluklardır. İki nöron arasındaki iletişim, 'sinaps' denilen bu bağlantı noktalarında kurulur. Nasıl bir telefon santrali sayesinde aynı anda, çok sayıda insan birbirleriyle konuşabilirse; benzer şekilde bir nöron da sinapsları kanalıyla çok sayıda nöronla aynı anda haberleşebilir.

Beynin kendisinin de sinir hücrelerinden oluştuğu düşünüldüğünde, kendi kendini araştıran, inceleyen, analiz edenin bu hücre bağlantılarının ötesinde bir şuur olduğu apaçık bir gerçektir. Elbette bu şuur, beyni oluşturan sinirler, yağ tabakası ve sinir hücrelerine ait değildir. Bu nedenle bu soruya herşeyin maddeden ibaret olduğunu iddia eden materyalistler ve Darwinistler cevap verememektedirler. Çünkü bu şuur, Allah'ın yaratmış olduğu ruhtur. Allah bütün bu algıları her insanın ruhu için ayrı ayrı yaratmaktadır. Bu algıları yaratan Allah mutlak tek varlıktır.

Beyinde Ne Nerededir?

* Sağ beyin (beynin sağ lobu) yeni fikir üretebilmeye, duygulara, seslere ve renklere, hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışmaktadır.
* Sol beyin (beynin sol lobu) mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme değerlendirme ve eleştirmeye daha yatkın olarak çalışmaktadır.


İnsan beyninin bu özellikleri farklı zeka alanlarının tanımlanmasına, zeka testlerinin çok çeşitli kategorilerde ölçümler yapmalarına neden olmuştur.

Zeka Testleri ve IQ

Stanford-Binet Testinde zeka yaşı, çocuğun hangi yaş aralığına giren skoru aldığına göre belirleniyor. Örneğin, 5 yaşındaki bir çocuğun zeka testindeki performansı yüksekse, zeka yaşının daha yüksek olduğu söylenebiliyor.

IQ = (Zihinsel Yaş / Kronolojik Yaş) x 100

Zeka bölümlerinin (IQ) karşılıkları şöyledir:

IQ 0- 25 arası "ağır gerilik"
IQ 26-50 arası "orta gerilik"
IQ 51-75 arası "hafif gerilik"
IQ 76-90 arası "sınır zekalılar"
IQ 91-110 arası "normal zeka"
IQ 111-125 arası "ileri zeka"
IQ 126-140 arası "üstün zeka"
IQ 140-155 arası "çok üstün zeka"
IQ 156-ve üzeri "deha"

Zeka Ve Akıl Farkı

Zeka ve akıl çoğu zaman aynı anlamda kullanılsa da tamamen farklı iki kavramdır. Zeka, sebep ile sonuç arasındaki bağlılıkları bulmak, benzerlik ve farklılıkları anlamaktır. Akıllı bir insan, zekanın sağladığı tüm avantajları kullanmasının yanında, zeki bir insanın sahip olmadığı bir kavrayış ve yeteneğe de sahiptir.

Akıl, insana zekanın çok üstünde bir anlayış kazandıran, derin düşünebilme, doğruyu bulabilme ve her konuda çözüm getirebilme yeteneğidir. Dahası akıl, hayatın her alanına hakim olan ve pek çok konuda başarı sağlayan bir yetenektir. Kişinin doğruyu yanlıştan ayırabilmesini ve böylece yaşamın her safhasında en doğru şekilde düşünebilmesini, en sağlıklı değerlendirmeleri yapabilmesini ve en isabetli kararları alabilmesini sağlamaktadır. Akıl sahibi bir insan, karşılaştığı olaylarda pek çok insanın göremediği detayları görebilir, ince teşhisler yapabilir ve olaylardan doğru ve hikmetli sonuçları çıkarabilir. İleriye yönelik projelerde çok aşamalı düşünebilir, karşılaşılabilecek durumları önceden tespit edebilir ve kusursuz planlamalar yapabilir. Aynı şekilde geçmişteki tecrübelerini de en iyi şekilde değerlendirerek, bunları en gerekli yerlerde en akılcı şekilde kullanabilir.

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek