Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
(4.-6.) Yaşlar

Gönderen Konu: (4.-6.) Yaşlar  (Okunma sayısı 2363 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sahra cold

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4439
  • Cinsiyet: Bayan
  • ........
(4.-6.) Yaşlar
« : Şubat 06, 2010, 12:29:31 ÖS »
(4.-6.) Yaşlar
İlk çocukluk devresinin ikinci bölümünü oluşturan 4 ilâ 6 yaşlan arasında kalan
devrede çocuk yine birtakım iniş çıkışların tesiri altındadır. Ne var ki inatçılık dönemi
atlatıldıktan sonra çocukta "biz" kavramı yavaş yavaş teşekkül ederek sosyalleşmeye
doğru adım atılacaktır. Çocuk "biz" derken anne baba kardeşler ve yakın akrabalarını
kasdetmektedir. Yardımlaşma duygularının gelişmesiyle(24) çevreye karşı da açık bir nitelik
kazanacaktır. Arkadaşlarıyla pek iyi geçinemese bile arkadaşlık etmek onun için en önemli
olaylardan biridir.
Çocukta bu olumlu gelişmelerin yanı sıra birtakım olumsuz yönler de göze
çarpmaktadır. Bu yaştaki her çocukta sık sık 61çüyü kaçırma hareketlerine rastlanır. Gövde
hareketlerinde ölçüyü kaçırır; vurur tekmeler tepinir. Konuşmasında ölçüyü kaçırır
küfürleri ayıp sözleri özellikle başkalarının yanında söyleyerek üstünlüğünü ispatlamaya
çalışır. Aynı şekilde kişisel ilişkilerinde de ölçüyü kaçırır; çevresindekilere buyruk vermeye
ve hükmetmeye özenir kısıtlamalara ve kurallara karşı çıkar. Bu yaşta hayal gücünde de
büyük bir gelişme vardır. Çocuk gerçek ile hayâli çoğu zaman birbirine karıştırır. Bu yüzden
kafasında kurduğu hayalleri gerçekmiş gibi anlatır ve bu da annesi tarafından yalancılıkla
suçlanmasına sebep olur.(25)
Dört yaşındaki çocukta mülkiyet duygusu yoktur. Egosantrik duyguların tesiriyle
gördüğü her şeyin kendisine ait olduğuna inanır.(26) Bunun bir sonucu olarak
komşusunun evinde oynadığı oyuncağı giderken evine götürmek ister. Çünkü ona göre
bir şeyi ele almak ile ona sahip olmak aynı şeydir.
Dinî inancının canlılık kazanması bu yaşın önemli özelliklerinden sayılmaktadır.(27)
Dördüncü yaştan sonra ilk çocukluk devresinin düğüm noktası olarak nitelendirilen
beşinci yaş aile ve çocuk açısından "altın yaş" olarak bilinmektedir. Kendine güveni arttığı
için eskisine oranla daha serin kanlı daha yumuşak daha anlayışlı ve başkalarıyla
ilişkilerinde daha uyumludur. Genellikle becerebileceğini sezdiği işlere girişir ve bu yüzden
de giriştiği işlerde başarı sağlar. Dört yaşındaki çocuğun bocalamalar içinde olmasına
karşılık beş yaşındaki çocuk tutarlı ve kararlıdır. Dört yaşındaki bir çocuk yapmakta
olduğu resmin bitinceye kadar ne resmî olduğunu bilmediği halde beş yaşındaki çocuk ne
yapacağını önceden tasarlar ve bu tasarıyı gerçekleştirmeye çalışır. Başladığı şeyi bitirmek
ister; yaptığı işi nerede bitirmesi gerektiğini bilir. Davranışlarını kontrol edebilir.(28)
İçinde bulunduğu yer ve zamanla sınırlanan dünyası ona yeterlidir. Hayal gücünü
kullanmaz. Nesneleri kullanışlılık açısından tanımlar: "Kuyu kazmak içindir."; "Dondurma
yemek içindir." gibi . Ne çevresiyle ne de kendisiyle çatışma halinde değildir. Üç
yaşlarındayken gösterdiği uyumu bu yaşta daha üst düzeyde olmak üzere yine gösterir.
Annesi hâlen onun için her şeydir. Ona yakın olmayı ona yardım etmeyi onu sevindirmeyi
ister.(29) Dolayısıyla beş yaşından itibaren çocuğun kalbine hitabetmek ve ondan
annesinin hoşuna gidecek davranışları istemek mümkündür.(30)
Zikredilen bu olumlu davranışlar yanında yine de çocuk çevresine bağımlıdır
güçsüzdür. Dolayısıyla bakılmak korunmak ve kollanmak ister. Hızlı bir zihin ve dil gelişmesi
vardır; sürekli deneme ve öğrenme içindedir. Ancak zekâ ve zihnî gelişmesi
tamamlanmamış olduğundan realiteleri olayları hayal gücüyle ve birtakım korkularıyla
çarpıtabilir. Gördüklerini ve duyduklarını eksik idrak ettiği gibi; yanlış bir şekilde de
yorumlayabilir.
Zaman kavramı henüz lâyıkıyla gelişmemiş olup düşüncelerini ve duygularını oyun
vasıtasıyla ifade etmeye meyillidir. Bu yaşlarda da düşüncesi müşahhas olan (görülebilen)
şeylere yöneliktir.
Canlı cansız ayrımı yoktur; canlı olarak kabul etiği bebeğiyle konuşur dertleşir;
ayağına çarpan ve canını acıtan bir eşyaya ise gayet rahat bir şekilde kızarak onu
azarlar.(31)
Bütün bunların yanında denebilir ki beş yaşındaki çocuk her yönden denge içindedir.
Kendi kendine yeterliliği ve çevre ile uyumu vardır. Kendine güvenir ve aynı zamanda
karşısındakilerle de baş kaldırmadan uzlaşabilir. Dikkatli anlayışlı sezgi ve algılarında
güçlüdür. Nâzik düşünceli ve cana yakındır. Kısacası beş yaşındaki çocuk çevresine sevinç
getiren bir varlıktır.(32)
Son çocukluk dönemine geçmeden önce genel anlamda ilk çocukluk yıllarını özetleyici
bilgilere ve bu yıllardaki dinî gelişimin durumunu belirleyen ifadelere yer vermek yararlı
olacaktır.
Aşağı yukarı 2. yaştan başlayarak 5-8. yaşlara kadar süren döneme "oyun çağı" da
denmektedir. Bu yaşlarda büyüme ve fizyolojik süreçler kararlılık kazanmış olup çocuk
kendi başına oynayabilecek ve bazı işleri yapabilecek duruma gelmiştir. Bu yaşlardaki
çocuklar rahatça yürüyebilmekte koşabilmekte ve konuşabilmektedir. Ayrıca kendi
kendine yemeyi giyinmeyi cinsiyet farkını sevmeyi sevilmeyi ve sevgiyi paylaşmayı da
öğrenmiştir. (33)
İlk çocukluk yıllarındaki çocuklarda başkalarına benzeme ve büyükleri taklit etme
arzusu da görülmektedir. Kız çocuğu anneye erkek çocuğu babaya yardımcı olmak onların
işini benimsemek gibi özellikler göstermektedir. Kız çocuklar için anneler erkek çocuklar için
de babalar en güçlü ve en başarılı insanlardır.(34)
Bu yıllara dinî gelişim yönüyle bakılacak olursa; Bu çağdaki çocukların zekâsı henüz
mücerred (=görünmeyen) kavramları anlayacak seviyede gelişmediği için çocuğun dinî
eğitimde kullanılan kelimelerin çoğunu anlayamadığı görülecektir. Bazı kelime ve cümleleri
papağan gibi tekrarlayabilir; fakat bunlar onun için henüz bir şey ifade etmemektedir.
Egosantrik duygular tesiriyle dine olan alâkası da egosantriktir. Duâ çocukça arzuların
yerine getirilmesi için baş vurduğu bir yoldur. Allah'ı ise tıpkı anne-babası gibi bir şey
isteyince yerine getirecek bir kimse olarak düşünmektedir.(35) İlk çocukluk yıllarında
çocukların dinî hikayelerden oldukça etkilendikleri ve bu yaşlarda dine karşı büyük bir ilgi ve
istek duydukları da tespit edilmiştir. Ayrıca zihnî ve ruhî gelişmenin imkanlarına dayanarak
yaratıcı gücün mahiyetini araştırma denemelerine giriştikleri bu yaşlar çocukların
kendilerine anlatılanlardan da kolayca etkilendikleri bir dönemdir. (36)
24. Tuncel Altınköprü Çocuğun Başarısı Nasıl Sağlanır İst. 1979 s. 58.
25. Dodson age s. 94 vd.; Fevzi Samuk agt. s. 10.
26. Rasim Adasal Medikal Psikoloji İst. 1977 s. 122.
27. Yavuz age s. 41; Yavuzer age s. 140.
28. Sandström age s. 41; Yavuzer age s. 140.
29. Dodson agc s. 96.
30. Jacquin agc s. S4.
31. Samuk agt s. 11.
32. Dodson age s. 97.
33. Baymur age s. 57.
34. Ayhan age s. 201.
35. Özbaydar age s i2.
36. Bk. Yavuz age s. 71; Yavuzer age. s. 150-151.

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek