Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Taşları Utandırdığın Yetti; Al Kalbini, Git Cehenneme Odun Ol!

Gönderen Konu: Taşları Utandırdığın Yetti; Al Kalbini, Git Cehenneme Odun Ol!  (Okunma sayısı 3961 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı hakkinihelalet

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2752
  • Canim Oğlum
Taşlar sözünde durur. Nereye koyduysak, öylece kalır orada. Yerinde ağırdırlar. Hangi biçimi verdiysek, sadık kalır yonttuğumuz haline. Beklerler bıraktığımız yerde bizi. Kaypaklık etmezler. Dönmezler verdikleri sözden. Ama senin kanlı dudağından çıkınca söz , "söz" olduğuna utanıyor.
"Dönmek" bile dönüyor anlamından. "Cayma" kelimesi kendi yüzüne bakamaz hale geliyor. Senin durduğun yere ayakucuyla bile girmekten korkuyor vaadler. Fırıldakların başı dönüyor senin dönekliğine bakınca..

Güvenilir taşlara. Emniyet verirler. Yaslanırız kucaklarına. Sırtımızı dayarız hiç kuşkulanmadan. Omuz verirler umutlarımıza. Sert olmaya serttirler ama güleç yüzlerini gösterirler duvar oldukları odalara. Olduğu gibi görünür, göründüğü gibi dururlar. Ama senin yüzün duvardan da duvar... Soğuk. Isınmıyor. Sırtımızı dönmeye gelmiyor. İnsafın kelimesine bile oda olamıyor kalbinin katılığı. Aldatıyor "aldanma"yı bile. Kancık köpeklerin kuyruğuna kuyruk oluyor kanla çapaklanmış kirpiklerin.

İnsaflıdır taşlar yine de. Sular dokununca sırtına, eğilir, erir, yol olurlar. İncecik kökler değince ayak uçlarına, bölünür, dağılır, toprak olurlar. Tazecik filizler dokununca omuzlarına, dönüp bakar, yol verir, çatlayıverirler ortasından. Göz göz pınarlaşır yumuşacık dudaklara değesice. Dereler boyu yoldaşlık eder su serinliğine. Ama senin şom ağzından kin ve nefret akıyor. Senin yüzünü görünce tebessümler donuyor, umutlar kaskatı kesiliyor. Kalbin insafı un ufak ediyor, kovuyor, yok ediyor. İnsaf yüzünün uğursuz kıvrımlarında boş yere yer arıyor kendine.

Çocukla çocuk olur taşlar. Kibirlenmezler. Ele avuc a gelirler. Hoplayıp zıplarlar. Sapan taşı olup sevindirirler çocukları. Çakıl gibi ufalanıp yastık olur çocukça koşmaların kıyısında. Ama senin kalbinin olduğu yerde ufalanıyor çocukça mutluluklar. Senin kalbine değen kibir de utanıyor, kin bile kirleniyor. Kalbinden taşan ateş çocuk ellerini yakıyor, bebe yüzlerini parçalıyor. Sevinçleri doğduğuna pişman ediyor.

Gölgesi olur taşların. Serinlik sunarlar yanı başına gelenlere. Ateşi perdelerler. Yangından uzak tutar evleri, odaları. Soğurur alevleri. Ama senin kalbinin gölgesi bile yok. Gölgesinin değdiği yeri bile ateş topuna çeviriyor. Azıcık serinlik vaad edec ek olsa, gölgeleri bile kıskanıyor,kavuruyor. Gölgen bile alev alev yanıyor, yakıyor.

Yapıcıdır taşlar. Üste üste koyabiliriz onları. Yerlerini bilirler. Altta kalan üstteki kardeşinin hatırını bilir. Üstteki alttakinin üstüne en fazla kendi ağırlığını bindirir. Ama senin kalbin utanmaz, arlanmaz yıkımlar pompalıyor kuruyasıca ellerine. Altta kalmaya razı değilsin, nefret üstüne nefret yığıyorsun. Üste çıkınca hepten azıyorsun. "Ayak yolu"na bile döşenmez senin kalbin. Basmaya bile değmez üstüne. Daha ayakkabılarım değmeden kirletiyor, pislik püskürtüyor suratından.

Hatır bilir taşlar. Toprağımızı beklerler. Kabrimizin başında nöbet tutarlar. Adımızı kazısak üzerlerine, unutmaz, unutturmazlar. Yüzümüzü yontsak yüzlerine, kansız da olsa, cansız da olsa, gülümserler, bakarmış gibi yaparlar. Enselerini dönmezler yüzlerimize. Tükürmezler. Ama senin kalbin ne bebek ağlayışına kanar, ne anne çığlığına yanar. Soğuğu bile titretir senin kalbin, buzları buz kestirir. Balgam bile iğrenir taş kesilmiş kalbinin ifrazatından.

Utanır taşlar. Çeşme olup ağlarlar. Kıvrana kıvrana yola düşerler. Kaldırımlarda kimsesizlere yoldaşlık ederler. Köprü altlarında yetimlere teselli sunarlar. Çıplak ayakları yumuşacık, sıcacık okşarlar. Ama senin kalbin taşları bile utandırır. Senin kalbin taşların başını yarar, taşları korkutur. Senin kandan heykelin, senin ateşe kesilmiş etin taşların kalbini çatlatır, yuvalarından kaçırır.

Değil mi ki senin soyundan kimilerinin cürümleri, katı taşlardan daha da katı etmişti kalpleri, soyun gibi sen de taş ol! Değil mi ki, taşın Yaradan'ı, kalplerin Yaradan'ı, senin ve kimi atalarının kalplerini örnek gösterdi katılıkta taşlara, o ataların gibi sen de defol! Değil mi ki, taşlar sağırlıkta, soğuklukta, duyarsızlıkta geri kaldı soydaşın zalimlerin kalplerinin yanında, sen de yok ol!

Kalbini uzak tut taşların başından... Taş ol. Kalbini sök ve al bizimkilere benzeyen bağrından. Al , o çaresiz çocukların attığı taşlardan birini de kalbinin yerine koy. Def ol yeryüzünden, ufalanıp toz ol! Çek o utanç heykeli yüzünü aynalarımızdan. Bizimkini andıran, "insan" sanılan, kokuşmuş cesedinin içinden kaç. Yok ol!

Senin taş kalbinden merhamet umanlar taş olsun. Senin alev kesilmiş dudağının ateşkesine inananlar ateş olsun. Çekil aramızdan.. . Uzak dur göğümüzden. Al ,o tedavülden kalkmış "insan"lığını. Al, o taşları utandıran kalbini de, git, göğsündeki taşınla, soyunu da utandıran kahrolası "insan"lığınla cehenneme yakıt ol!

İçim serinliyor ilk defa cehennemin varlığından. Haykırdım kaç kere: "Seni seviyorum cehennem..." Sayende.. Sayende. Senin sayende...


Senai Demirci

Çevrimdışı Kelebekler Diyarı

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5131
  • ...
Taşları Utandırdığın Yetti; Al Kalbini, Git Cehenneme Odun Ol!
« Yanıtla #1 : Ocak 08, 2009, 12:11:53 ÖÖ »
teşekkür ederim emeğine bereket...

Çevrimdışı hakkinihelalet

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2752
  • Canim Oğlum
Taşları Utandırdığın Yetti; Al Kalbini, Git Cehenneme Odun Ol!
« Yanıtla #2 : Ocak 08, 2009, 12:13:15 ÖÖ »
teşekkür ederim emeğine bereket...

rica ederim elifsu ablacim...
Okuyan gözlerine saglik...

Çevrimdışı musalli

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4058
Taşları Utandırdığın Yetti; Al Kalbini, Git Cehenneme Odun Ol!
« Yanıtla #3 : Şubat 03, 2009, 01:28:18 ÖÖ »
İçim serinliyor ilk defa cehennemin varlığından. Haykırdım kaç kere: "Seni seviyorum cehennem..." Sayende.. Sayende. Senin sayende...

Okudukca yazıyı,yazının her kelımesı,her kelımede kullanılan harf sayısınca su serpıldı ıcımde yanan atese..Cenab'ı Allah, yazardanda okumama vesıle olan senden de razı olsun herdaım..

Yınede hıcbır soz dındırmıyor yureklerımızdekı sızıyı..Susturmaya yetmıyor avazlarımız bu ıhanetın kulaklarımızdakı cınlayısını..Unutmayan unutturmayan her duaya,her yazıya,her sese, her cıglıga, sonsuz tesekkurler..

Unutmayalım unutturmayalım..Unutmayalım..UTANMAYALIM..

Israıl!! Ihanet, hıc kımsede bu kadar cok utanmamıstı!! Ihanet, hıc kımsede bu kadar cok utanmamıstı!! (p)israil!!




« Son Düzenleme: Şubat 12, 2009, 12:51:38 ÖÖ Gönderen: musalli »

Çevrimdışı stalker

  • Grupsuz
  • *
  • İleti: 1986
  • Cinsiyet: Bay
Taşları Utandırdığın Yetti; Al Kalbini, Git Cehenneme Odun Ol!
« Yanıtla #4 : Şubat 05, 2009, 04:27:38 ÖS »


Allah razı olsun.

Bunları okumak ve paylaşmak ancak dualara vesile olmak, tepkiyi canlı tutmak içindir.Çünkü çok cabuk unutuyoruz, çok çabuk vazgeçiyoruz. Oysa orada kardeşlerimiz şimdide açlıkla,hastalıklarla savaşıyor.Zulum sadece bomba yağdırmak değildir, orada zulum devam ediyor,bir şey değişmedi.Susmayalım, duaları susturmayalım, yüreklermizi sahte avuntularla yatıştırıp kendimizi kandırmayalım.
Allah bizlere de onlara yapabileceğimiz her ne var ise her şeyi eksiksiz yapabilmemizi nasip etsin.Amin.




Duruumun vehametini daha iyi anlayabilmemize yardımcı olması ümidiyle Gazze'den yeni dönen İhh mütevvelli heyetinden Murat Yılmaz'ın Gazze izlenimlerini kaleme aldığı mektubunu aynen paylaşmak istiyorum.

''slm. alykm. çok değerli kardeşlerim, hafta sonu itibariyle gazze'den ayaklarımızı geri geri gitse de geldik. gazzeyle ilgili ilk olarak ilk söyleyebileceğim şey  ilk adımınızı atar atmaz sizi baştan uca kaplayan emniyet duygusu oluyor. ne zaman ve nereden başınıza düşebileceğini bilmediğiniz bir bombanın varlığı başlangıçta bir tenakuz olarak görünüyor olsa da böyle. Allah oradaki bütün insanlara, kardeşlerimize bu emniyet duygusunu vermiş. o nedenle korku ve ölümü çooktan öldüren bu insanlar başları dik direnişi sürdürebiliyorlar ve etle tırnak misali yekvucut olmuşlar.
elh. 1,5 milyonluk gazze, 1,5 milyarlık islam alemini alınlarının akıyla savundular küçücük gazze şeridinde. evet çok yıkım olmuş. sadece yıkılan ev sayısı 4500. hasarlı olan evlerin sayısı ise 20 bini buluyor. en ufağından büyüğüne 1500 tane işyeri yıkılmış. sadece bir fabrikaya girdik Alwadaya grup isimli bir firma. 17000 metrekare alan içindeki makinalarla birlikte f-16'larla vurulmuş ve israil tankları tüm makinaların kullanılmaz hale gelmesinden emin olmak için enkazın üzerinden 20-30 tonluk tanklarla geçmişler ve adamın zararı 50 milyon doların üzerinde. evlere girdik duvarlara küfürler yazmışlar. "asla merhametimiz yok", "ya ölün ya defolup gidin" gibi yazılar yazmışlar duvarlara. kuranı kerimlerin kapaklarına davut yıldızı çizip, paramparça etmişler. meyve ağaçlarını zeytin ağaçlarını köklerinden sökmüşler. yani ekonomik ve yaşamsal tüm alanları, hayatı daha da
zorlaştırmak ve insanları bölgeden uzaklaştırabilmek için neredeyse hemen her yolu denemişler.
hastanieler, okullar, karakollar, camiler, neredeyse bakanlık binalarının tamamı, tarım arazileri... aklınıza başka ne geliyorsa... artık hiçbiri yok. hayat yeniden sıfırdan kuruluyor. tahmini hasar 4 milyar doları buluyor. ve !!!!!!!!!!, aptal ve acımasız ambargo tüm şiddetiyle devam ediyor. bu kadar yıkım var ama tek bir çimento paketinin bile girişi yasak gazzeye. ilaç, gıda maddeleri, yapı malzemeleri. .. insanlara ölün ama ses çıkarmadan deniyo... ama hamdolsun el-cezire ve diğir medya kurumları, İHH, Deniz feneri, kimse yokmu, cansuyu, kızılay, tika, yeryüzü doktorları bu oyunu bozmuşlar. şunu da söyliyim gazzedeki on günlük programımda yardım dağıtan bir tane gavur kuruluş görmedim. hep müslüman ve özellikle türkiyeden gelen kuruluşlar.
israil ve abd mallarına boykot uygulamaya devam ederken, asıl bu hayasız ambargoyu delmemiz gerekiyo. birisinin şu mısıra haddini bildirmesi gerekiyo yanii. abicim aramızda para toplasak, arap ve tüm dünya şeyhlerine haber salsak, çocuklardan harçlıklarını istesek şu 'mübareğe' abd ve israilin verdikleri kadar toplayamaz mıyız??? tabii işin asıl tarafı gazze enerjisinin refah sınırını devirdikten sonraki ilk durağının mübareğin sarayı olması. yani rejim endişesi...
gazze için söylenecek çok şey var elbet ama selamlarla bitireyim şimdilik. şeyh ahmed yasinin oğlu abdülhamid yasının hepinize çok selamı var. ayrıca hamaslı, gazzeli tüm amca ve teyzeler sizleri bizleri bağırlarına basıyor, bu arada gazzenin türkiye'nin 82. vilayeti olma esprileri de yapılmaya devam ediyo. "buraların tapuları sizde burası türkiye" diyolar.
tayyip beyin davostaki yüreklerimizi kabartan çıkışından sonraki gazze mitingine katılmak da nasip oldu. tek kelimeyle muhteşemdi. ihh başkanı bülent abinin konuşması "işte ümmet olduk" dedirtti. her yerden ellerinde hamas, filistin, türkiye bayraklarıyla zuhur eden onbinler... ben böyle bişey görmedim diyerek artık bitireyim. Allaha emanet.
 
murat yılmaz 93''
« Son Düzenleme: Şubat 12, 2009, 12:54:49 ÖÖ Gönderen: musalli »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek