Peygamberimizin halinde sükût, yani sessizlik hakimdi. Sükûtu çok sever, ihtiyaç olmadan konuşmazdı. Güzel konuşmayan veya konuşurken edep ve terbiyeye uymayan kişiden yüzünü çevirirdi. Sahabîlere, “Resulullah’la sohbet eder miydiniz?” diye sorduklarında, onlar, “Evet, fakat o çok az konuşurdu.” şeklinde cevap verirlerdi.
Peygamberimiz, sahabîlerin sorusu üzerine cihat, oruç ve zekâttan sonra en hayırlı ibadetin sükût olduğunu bildirmiş ve şöyle buyurmuştu: “Susmak, konuşunca da hayır konuşmak.” Muaz bin Cebel’in, “Dilimizin söylediklerinden mes’ul olur muyuz?” demesi üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu: “İnsanları cehenneme yüzüstü düşürecek olan şey, dillerinden başkası değildir. Kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin, ya da sussun. Hayır konuşun, faydalanın, kötü konuşmayın ki, selâmette olasınız.” Peygamberimiz her fırsatta yerinde konuşmanın, boş yere söz söylememenin önemini bildirmiştir