Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Argo...!

Gönderen Konu: Argo...!  (Okunma sayısı 4912 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Argo...!
« : Ağustos 01, 2008, 12:20:07 ÖS »

 Argo

Argo, kanundan kaçanların dili. Uydurma dil, tarihten kaçanların...

Argo, korkunun ördüğü duvar; uydurma dil şuursuzluğun.

Biri günâhları gizleyen peçe, öteki irfanı boğan kement.

Argo, yaralı bir vicdanın sesi; uydurma dil, hafızasını kaybeden bir neslin.

Argo, her ülkenin; uydurma dil, ülkesizlerin.

 

Asâletini Kaybeden İrfan
İrfanı hisarla kuşatmış Doğu, mâbede bezirgân sokmamış. Yıllarca davar gütmüş, odun taşımış çömez... Meşaleyi çetin imtihanlardan sonra tutuşturmuşlar eline. “Emanetleri ehline tevdi ediniz,” demiş din.

Mürit: ceset. Can: mürşidin nefesi. Hint’te hocaların soyadı taşınırmış. Karâbetlerin en mukaddesi, şâkirtle üstat arasındaki bağ.

Asırlar geçti, birer birer söndü meşaleler. İrfan asâletini kaybetti. Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür. Genç kuşaklar, Batı’nın bit pazarlarından ithal edilmiş bu hazır elbiselere küçümseyerek bakıyor.

Hoca öğretmen oldu, talebe öğrenci. Öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. Hoca öğretmez, yetiştirir, aydınlatır, yaratır. Öğrenci ne demek? Talebe isteyendir; isteyen, arayan, susayan.

 

Bu Firar Bir Kabil Kompleksi
Her dudakta aynı rezil şikâyet: yaşanmaz bu memlekette!

Neden? Efendilerimizı rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye’nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz” laştıranlardır.
 

Türk aydını, Kitab-ı Mukaddes’in Serseri Yahudisi. Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.

 

(Cemil Meriç,Bu Ülke'den)


Çevrimdışı mirac

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2120
  • Cinsiyet: Bayan
  • * Suskunluğumu En Güzel DUA Kıl Ya RAB ! *
Argo...!
« Yanıtla #1 : Ağustos 01, 2008, 12:37:41 ÖS »
''Türk aydını, Kitab-ı Mukaddes’in Serseri Yahudisi. Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi. ''

çok doğru bir ifade.yazarının ellerine , yüreğine sağlık.

sağolasın hüsrev kardeş



Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Argo...!
« Yanıtla #2 : Ağustos 01, 2008, 02:50:37 ÖS »

 "Bu firar bir Kabil kompleksi. " Kabil kompkleksi nedir diye düşünenler olabilir; "Kişinin, sahip olduklarının en değersizini Allah'a layık görmesi. Vahyin üzerinde çok durduğu Allah için vermekle sınanmanın önemi de buradan kaynaklanıyor. Habil gibi sahip olduğunun en iyisini vermek de var, Kabil gibi sahip olduğunun en kötüsünü vermek de. Aslında sınanan sizin Allah karşısındaki duruşunuzdur. Bu sayede, Allah tasavvurunuz deşifre edilip gözünüzün önüne konulmuş oluyor."
 Sözlüklerde ise büyük kardeşin küçük kardeşine duyduğu öldüresiye kıskançlık olarak geçiyor..
 



Çevrimdışı musalli

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4058
Argo...!
« Yanıtla #3 : Ağustos 12, 2008, 01:25:01 ÖÖ »
Zaman zaman kullanilmamasi gerekilen kelimer malesef ki dilimize yerlesiyor ;ozellikle yabanci -ingilizce-kokenli kelimeler.Once dilimizi bu kelimelerden arindirmak gerekmektedir ; ilk adim olarak.

 Tesekkurler +

Hoca öğretmen oldu, talebe öğrenci. Öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. Hoca öğretmez, yetiştirir, aydınlatır, yaratır.

Burada "yaratmak" kelimesine takildim . Bu kelimenin bir beser icin -soyut ya da somut anlamda- kullanilmasi beni rahatsiz ediyor..

Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Argo...!
« Yanıtla #4 : Ağustos 12, 2008, 01:41:01 ÖÖ »

 Evet, yaratmak kelimesinin sebep her ne olursa olsun Halık-ı Hakim (c.c) haricinde her hangi bir mahluk(yaratılan) tarafından kullanılması benide ziyadesiyle rahatsız ediyor, lakin metnin özüne sadık kalmamız gerektiğinde o kısmı silemezdik.
 
 Cemil meriç ülkemizin yetişdiriği kalemi en güçlü müteffekkirlerden biridir.Lakin bu ona bu kelimeyi kullanma hakkı vermez.Mevzulara bütün olarak bakılınca bazı teferruatlar göz ardı edilebilir.
 
 Yorum yapan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum...

Çevrimdışı musalli

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4058
Argo...!
« Yanıtla #5 : Ağustos 12, 2008, 01:52:27 ÖÖ »
Mevzulara bütün olarak bakılınca bazı teferruatlar göz ardı edilebilir.

Teferruatlar aslinda her daim goz onunde bulundurulmasi gerekiyor..Hayatin anlami ayrintilarda gizlidir..Butunlere anlam veren ayrintilardir..Teferruatlari goz ardi ede ede aslinda yozlasmaya dogru gidiyoruz O yuzden bu cumlenize katilmiyorum

Çevrimdışı mirac

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2120
  • Cinsiyet: Bayan
  • * Suskunluğumu En Güzel DUA Kıl Ya RAB ! *
Argo...!
« Yanıtla #6 : Ağustos 13, 2008, 12:36:39 ÖS »

Hayatin anlami ayrintilarda gizlidir..Butunlere anlam veren ayrintilardir..


  ;)  :)

Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Argo...!
« Yanıtla #7 : Ağustos 13, 2008, 03:25:03 ÖS »

  "‘Bir gemide doksan dokuz masum, bir cani bulunsa, o gemi batırılamaz; hatta doksan dokuz cani, bir masum bulunsa o masumun hakk-ı hatırı için o gemi yine batırılamaz."
 
  Mahz-ı adelet ve insaf dusturu gereğince hadisata bu pencereden bakmak gerekiyor.Konu her ne olursa olsun her zaman bütüne bakıp, bütünden ayrıntıları doğru ilerlemek hadisatın seyrini anlamamızda daha kolay bir yol olur.
  Ayrıntılara bakmakla ayrıntılara takılmak farklı şeylerdir.Zira ayrıntılara takılmak bütünü görmeye engeldir.Yani ayrıntılar önemlidir ama fikir sahibi olmanın en kolay yolu bütünü görmektir diye düşünüyorum.
 
   

Çevrimdışı İsra

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 983
Argo...!
« Yanıtla #8 : Ağustos 13, 2008, 08:05:16 ÖS »
bu konuyada şöylebir yorum getirceğim izniniz olursa tabi içine birdamla pis su düşen bir sütü içmem mesela bence arasında pekbir fark yok....

Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Argo...!
« Yanıtla #9 : Ağustos 13, 2008, 08:59:21 ÖS »

 Evet haklısınız size katılıyorum, o süt artık kirlenmiştir içilmez ama bu sütün esas manasını faydasını; yani zatını değiştirmez.Şöyle ifade etmeye çalışıyım.
  Kainatta cüz ve küll denen iki hakikat vardır.Cüz, küll'ün tüm hassiyetlerini gösterir ve bize küll hakkında fikir verir.Mesela biz güneşin zatını göremeyiz ona yaklaşamayız ve güneşin hakikatını ona vasıl olarak bilmemizin imkanı yotur, ama elimize bir ayna parçası alarak o küllün bir cüz'ünü orada görerek güneşin ısı ve ışık kaynağı olduğunu ayine vasıtasıyla anlarız ulaşamadığımız güneşe bu şekilde vasıl oluruz.
 
   Elimizdeki aynaya bulaşan bir kir güneşin zatına ve hakikatine hiç bir şekilde halel vermez.Güneş tüm haşmetiyle orada durur, kirlenen bizim ayinemizdir güneş değil...
 
   Aynen bunun gibi bizim önümüzdeki süte düşen bir kir evet sütü kirletir içilmez lakin sütün hakikatini abı hayat olma hassiyetini , yani özünü değiştirmez.Süt yine pak ve temizdir.
   
    Konumuzla alakasına gelince, Cemil meriç bir kalem üstadıdır yalçın bir irade ve büyük bir mütefekkirdir, hemen hemen tüm fikir akımları, tüm yazar ve akademisyenlerin bu konuda ittifakı vardır.Onun engin ilminden fışkıran yazı ve makalelerinin içinde bazen kullanılması hoş olmayan kelimeler geçmiş olabilir(meriçin kitap ve makalelerin bir çoğunu okudum, pek az rastlanır bu nevi kelimelere) bu onun dehasını lekelemez, tıpkı ayna ve sütte olduğu gibi.Bütüne bakmak lazım diyorum yine, ayrıntıları görmek ama taklımamak gerekir.

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek