Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Bazı Sözler İnsanı Uçuruma Götürür!

Gönderen Konu: Bazı Sözler İnsanı Uçuruma Götürür!  (Okunma sayısı 2535 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı RindiŞeyda

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 19
Bazı Sözler İnsanı Uçuruma Götürür!
« : Aralık 09, 2008, 10:40:17 ÖS »

İnsan konuşurken kullandığı sözlere dikkat etmeli, imana aykırı sözlerle dilini ve kalbini kirletmemelidir. Allah korusun bilmeden imanımızı kaybedebiliriz.
İman, kişiyi bütün varlığın tek sahibi Allah’a muhatap kılması ve O’na bağlaması itibarıyla, insana huzur ve şeref veren büyük bir güç merkezidir. Çünkü iman sayesinde insan Yaratıcı’sına bağlanır. Bu sayede insan, iman ile insanda görünen İlâhî sanatları ve Cenab-ı Hakk’ın isimlerinin nakışları itibarıyla kıymet kazanır. İnançsızlık ise o bağı koparır. İnsanın Rabb’iyle arasındaki bağ kopunca, Allah’ın insan üzerindeki sanatı gizlenir.
İnsan çok zayıf ve aciz bir varlıktır. Kendisinin veya başkalarının başına gelen musibetlerde çoğu zaman bir şey yapamaz. Bu musibetler, imansızları veya imanı zayıf olan kimseleri aşırı derecede sıkıntıya sokar, huzursuz eder. Fakat huzursuz olmakla elinden de hiçbir şey gelmez.

İmanı elde eden bir mümin ise her şeyde İlâhî rahmetin izini, özünü görür. Her şeyde O’nun hikmetini, adaletinin güzelliğini müşahede eder, tam bir teslimiyet ve rıza ile Rabb’inden gelen musibetleri teslimiyetle karşılar. Hayatın zorlukları karşısında dirençli olur. Böyle kimseler, çeşitli musibetlere maruz kalanlara karşı Cenab-ı Hakk’ın merhametinden daha çok şefkat göstermez ki, elem ve azap çeksinler. Böylece sadece ahiret hayatında değil, dünya hayatını dahi saadet içerisinde geçirirler. Ayrıca imanın insana kazandırdığı en mühim fayda, insanı nefsin ve şeytanın vesveselerine kapılmadan huzurlu bir şekilde kabre imanlı olarak götürmesidir. Bu şekilde insan hem bu dünya hem de öte dünya saadetini elde eder.

AĞZIMIZDAN ÇIKAN SÖZLERE DİKKAT!


Bu şekilde imanı elde ettikten sonra önemli bir aşama da imanı muhafaza etmek, korumak; yıpranmasına, zayıflamasına, herhangi bir tehlikeye maruz kalmamasına çalışmaktır. İnanan bir insan her konuda olduğu gibi, imanî meselelerde de ağızdan çıkan sözlere dikkat etmeli, imana aykırı sözlerle dilini kirletmemelidir. Şayet umursamaz bir biçimde, dikkat etmeden, sözün nereye vardığını, nasıl bir sonuç doğuracağını düşünmeden imana aykırı sözleri söylerse, Allah korusun imanını kaybedebilir.

Böyle bir hataya düşmemek için akıllı, dikkatli ve titiz davranırken, hatasının farkına varır varmaz da, hemen tedbirini almalı, bir an önce tövbe istiğfar etmeli, imanını yenilemeli, kelime-i şahadet getirerek taze bir imanla yeniden hayata başlamalıdır.

Şimdi imana aykırı düşen, imana zarar veren, imanlı hayatı zedeleyen bazı sözlere dikkat çekelim.

“ALLAH GELSE, ELİMDEN ALAMAZ!”

Bir öfke sonucu düşünmeden bu sözü söyleyen kişinin Allah’ın gücü ve kudreti konusunda en ufak bir bilgisinin olmadığı anlaşılıyor. Bir kere Allah’ın gücünün ve kudretinin ne bir sınırı vardır, ne bir hududu… Çünkü Allah’ın kudreti sonsuzdur, sınırsızdır. “Ve hüve alâ külli şey’in kadîr” yani “O’nun her şeye gücü yeter” ifadesi, Kur’an’da 40-50 yerde geçiyor.

“Her şey” derken, bu ifadenin içine girmeyen kalmıyor. Allah’ın kendi Zât’ı (celle celaluhu) dışında, varlık âleminde bulunan, Allah tarafından yaratılmış olan, aklımıza gelen gelmeyen bütün yaratıklar bu “her şey”in içindedir.
“Allah’ın şuna gücü yeter, buna yetmez; şunu yapar, bunu yapamaz; şu kişiyle baş eder, bu kimseyle baş edemez” diye bir şey söz konusu olamaz.
Bu ifadeler bir insan olarak, bizim için söylenebilir. Mesela, ben 10 kiloyu çok rahat kaldırırım, 20-30 kiloda biraz zorlanırım, 50 kiloda çok zorlanırım; ama 100 kiloyu asla kaldıramam.

Neden? Çünkü benim gücüm ve kudretim bellidir. Ama Cenab-ı Hak için, ağır-hafif, büyük-küçük, az-çok, aşağı-yukarı gibi kavramlardan söz edilmez.
Allah’ın kudreti karşısında bir sinekle dünyamızdan 1 milyon 300 bin defa büyük olan güneş aynıdır.

Ufacık bir sineği aynı kolaylıkla havada tuttuğu ve uçurduğu gibi, koca güneşi aynı kolaylıkla uzayda tutar ve seyrettirir. İçinde milyarlarca yıldızın yer aldığı galaksiyi de aynı kolaylıkla uzayda gezdirir.

Bu açıdan bilir bilmez biçimde, olur olmaz yerde, anlamlı anlamsız durumlarda, ne manaya geldiğini düşünmeden ileri geri konuşup, “Allah gelse, seni elimden alamaz.” gibi sözlerin hiçbir değeri, kıymeti ve anlamı yoktur. Bu değerlendirme, yazımızdaki diğer ifade kalıpları için de geçerlidir.

“BURASI ALLAH’IN UNUTTUĞU YER!”


Bu da çok tehlikeli bir ifade kalıbıdır. Allah’ın unutması mümkün mü? Dünyada yan yana gelmeyecek iki kelime varsa, o da “Allah” ve “unutma” kelimeleridir.
Kur’an, Allah’a “unutma” yakıştırmasını şiddetle reddediyor, Musa aleyhisselamı n diliyle Kur’an diyor ki: “Onlar hakkındaki bilgi Rabbimin katında bir kitaptadır. Rabbim yanılmaz ve unutmaz.” (Tâhâ, 20/52)
Cebrail aleyhisselamı n ağzından da şu gerçeği dile getiriyor:
“Biz ancak Rabb’imizin emriyle ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve ikisi arasındaki her şey O’na aittir. Ve Rabbim hiçbir şeyi unutmaz.” (Meryem, 19/64)

Bundan dolayı Allah için “unutma” kelimesini kullanmak hem caiz değildir, hem de insanın ayağını kaydırır, kişiyi inançsızlık/imansı zlık çukuruna yaklaştırır. Çünkü “unutmak” noksan bir sıfattır. Allah ise bütün noksan ve eksik sıfatlardan beridir ve uzaktır. Böyle bir ifadeyi mecaz manasında kullanmak da doğru değildir. Bir mümin, hangi manayı kasdederse etsin ağzına, neticesi itibariyle kendisini çıkmaz sokaklara götürecek böylesi tehlikeli sözleri alıştırmamalıdır.

“BU ADAM ALLAH’LIĞIN BİRİ!”

Bu söz, imana ve inanca leke getiren, insanın kalbini rencide eden, bir yerde vicdanı sızlatan bir yakıştırma… Çoğu zaman bu ve benzeri sözler rastgele, gelişigüzel kullanılıyor, sözün nereye vardığı hiç mi hiç düşünülmüyor, hesabı kitabı yapılmadan dillerde gezip duruyor. Halbuki bu sözler sakıncalı sözlerdir. Her yönüyle saçma ve bayağı ifadelerdir.

TDK sözlüğü, “Allah’lık” kelimesi için şöyle bir açıklama getiriyor: “Kendisinden hiçbir işte yararlık umulmayan saf ve zararsız kimse.” Bir de örnek cümle veriyor: “Bu adam Allah’lığın biri, elinden hiçbir şey gelmiyor.”
Günlük dilde de şu şekilde dönüp dolaşıyor:

“İşiniz Allah’lık”, “Allah’lık adam”, “Allah’lık Ali Bey misali”, “Tam Allah’lık bir hal, ahı gitmiş vahı kalmış.”

Dikkat edilirse, bilgisiz, beceriksiz, sorunlu ve hiçbir işe yaramayan insanlar bu sözlerle anlatılıyor. Sanki insan Allah’a yaklaşırsa, Allah’a kul olmaya çalışırsa, Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirirse aptal/budala ve sefil bir hale gelirmiş gibi bir mana çıkıyor.

Yahut bir iş yolunda gitmiyorsa, planlandığı ve düşünüldüğü gibi bir sonuca varılamıyorsa, suç Allah’a atılıyor, hata Allah’a mal ediliyor. Böylece insan farkına bile varmadan Allah’a isyan ediyor. Oysa beceriksizlik insanın kendinden kaynaklanır, dağınıklık kişinin kendi ihmali ve tembelliği sonucudur. Neden Allah’a verilsin, bu konularda niçin Allah suçlansın?

Kur’an bu konuda diyor ki: “Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle işledikleriniz yüzündendir.” (Şûra, 42/30)

“ALLAH BABA KIZAR!”


Allah’a baba ve oğul isnadı yapılmaz, caiz de değildir, mümkün de değildir. Böyle bir sözü, bir Müslüman söylememelidir. Çünkü mesele doğrudan doğruya Allah’ın birliği ile alakalıdır. Bir kere bütün babaları ve oğulları, erkekleri ve kızları yaratan Allah’tır. Yaratıcı, yaratılan olamaz. İslamî deyimle Hâlık, mahluk olmaz. Böyle bir sözü ve inancı kesin olarak Kur’an reddeder. Hepimizin bildiği İhlas Suresi’nde, “Lem yelid velem yûled” diyoruz. Bunun anlamı, “O doğurmamış ve doğurulmamıştır” demektir. Yani, doğanlar ve doğurulanlar Yaratıcı ve Allah olamaz.

Yabancı filmlerdeki sözler olduğu gibi tercüme ederek söylendiği ve bazı eski Türk filmlerinde düşünülmeden bilinçsizce kullanıldığı için bu batıl inanç ve ifade, dilimize bu filmler kanalıyla geçmiştir. Böyle bir sözü söylemek doğru değildir.

“KADER UTANSIN.. KAHPE KADER!”

Kaderi suçlayan o kadar söz var ki, saymakla bitmez. Kendine söz geçiremeyen, kadere taş atar. Kimseyi suçlayamayan, kaderi taşlar. Karşısındakine gücü yetmeyen kadere yüklenir. Böyle bir kör dövüşüdür gider. Kime vurduğunu bilemez, vurduğu yeri göremez, rastgele hücum eder. Beceriksizliğini, tembelliğini ve bilgisizliğini kendi üstüne almaz, eline geçen taşı kadere fırlatır, durur. “Kader utansın” der. Kader ne yapmış ki utansın, kaderin utanacağı neyi vardır? Gerçekten utanması gereken birisi varsa, o da kişinin kendisidir aslında.

Kader bir suç işlememiş, bir hata yapmamış, bir yanlışa girmemiştir. Suçu işleyen, hatayı yapan, yanlışa giren kişinin kendisi; neden kader hatalı olsun? Geçen zaman içinde daha büyük bir kayba uğramış, daha büyük bir zarar etmiş, daha büyük bir belaya çarpılmışsa, kadere olan kızgınlığının dozunu biraz daha artırır.

Bu sefer ağzından çıkanı kulağı duymaz halde, söylediği sözlerin nerelere vardığını düşünmez biçimde, açar ağzını, yumar gözünü, Allah muhafaza “kahpe kader” deyiverir. Bu sözler insanı o kadar boşluğa atar, o kadar uçuruma sürükler ve o kadar sert bir duvara toslatır ki, insanı iman dairesinden çıkarabilir…

Bu gereksiz ve yersiz sözlerin hiçbirinin bir Müslüman’ın ağzından çıkmaması lazım… İnanan bir insanın böyle sözleri söylememesi gerekir. Söylenmemesi bir tarafa, bu sözlere karşı tavır koymalı, böyle sözlerin toplumda barınmasına, tutunmasına meydan vermemelidir.

“SENİNLE CENNET’E BİLE GİRMEM!”

Karşısındakine o kadar kızmış, o kadar öfkelenmiş, o kadar içerlemiş, o kadar kin ve nefret duymuş ki, Cennet’te bile onunla birlikte olmak istemiyor. Bu durumdaki ve bu kanaatteki bir kişiye “Cennet’e girmen kesinleşse, fakat şu kişiyle girmen gerekir, başka türlü girmen mümkün değil” dense, sözünün nereye gittiğini bile düşünmeden, “Allah korusun, onunla mı, asla, Allah yazdıysa bozsun” gibi sözleri bile sarf edebilir. Hatta, “Eğer Allah bana şu kişiyle Cennet’e girmeyi emretse, girmem” diyecek kadar, hiç hesap kitap etmeden Allah’ın emrine bile karşı gelmeyi göze alabilir.

Cennet, Allah’ın rahmetinin tecelli ettiği bir yer, her türlü nimetinin bolca bulunduğu bir âlem, altı iman rüknünden âhirete imanın bir parçası ve bir âhiret yurdu…

Cennet ve ebedi hayat ve sonsuz saadet Cenab-ı Hakkın mü’min kullarına sırf bir hediyesi, ikramı ve özel bir ödülüdür. Bu ödülü reddetmek, bir dostunuzun verdiği bir hediyeyi reddetmek gibi değildir, öyle düşünülmez. Bu, Allah’a isyandır, Allah’a başkaldırmak, Allah’a karşı gelmektir, Allah’ın rahmetini reddetmektir.

Çünkü Rabbimiz mü’min kullarını Cennet’e davet ediyor ve buyuruyor ki: “Allah, sizi izniyle Cennet’e ve bağışlanmaya çağırıyor.” (Bakara, 2/221)
Bu ve bunun gibi pek çok âyette yapılan Allah’ın davetini sırt çevirir bir anlamda, ileri geri konuşarak, bilir bilmez laf ederek “Onunla Cennet’e bile gitmem” sözlerini sarf etmek, insanı çok büyük kayıplara sürükler. Gerçi kişi, “Ben bu sözü bahsini ettiğiniz manada kullanmıyorum” dese de bir müminin ağzından böylesi ifadeler çıkmamalı.

“ÖKÜZ ALEYHİSSELAM!”

Kötü bir kimseye -hâşâ- “öküz aleyhisselam” demek, insanı uçuruma götürebilecek sözlerden biridir.

Aleyhisselam, “Allah’ın selamı üzerine olsun” anlamında bir selam ve saygı ifadesidir. Dinî literatürde peygamberlerin adını söyledikten sonra “aleyhisselam” derken, Peygamber Efendimiz için “aleyhissalâtü vesselam” veya “sallallâhu aleyhi ve sellem” deriz.

“Aleyhisselam” ifadesi peygamberler için kullanılır. Bu söz bırakın bir hayvan için, peygamberlerin dışında hiçbir insan için dahi söylenmez. Çünkü peygamberler, Allah tarafından özel olarak görevlendirilmiş Allah’ın elçilerdir. Peygamberler, insanlığın en yüce ve en yüksek mertebesinde bulunan insanlardır.

Bunun içindir ki, bir mümin, peygamberlerin adını söylerken, onlardan bahsederken, onları anlatırken kullanmış olduğu saygılı ifadeleri ne bir insan için, ne de bir hayvan için kullanmamalı. Hele hele bir hakaret anlamı taşıyan “öküz” lafıyla birlikte hiçbir zaman kullanma cüretinde bulunmamalı.

İmanı tehlikeye atan diğer bazı sözler:

- “Seni Allah’tan çok seviyorum.” demek.

- Bir adamı sevmediği zaman, “Cehennem’e girmeye imza verdim.” demek.

- “Allah bize zulmediyor.”, “Ben Allah mallah tanımam.”, “Şu işe Allah’ın bile gücü yetmez.” gibi sözleri söylemek.

- Hasta olan birisine, “Seni Allah unuttu.” demek.

- Karısı veya başka birisi için, “Onun hakkından Allah bile gelemez, ben nasıl geleyim” demek.

- “Allah bana merhamet etme hususunda cimrilik etti.” demek.

-Herhangi bir şey için, “Allah’ın hiç işi kalmamış da bunu mu yapıyor veya yaratıyor?” demek.

-Peygamberimiz’in sünnetlerinden veya hadislerinden birisini alaya alır bir tarzda “Çok dinledik bunları” demek.

- Herhangi bir işi yapan kimseye yapmaması söylendiği zaman, “Peygamber gelse de ‘Yapma!’ dese veya gökten ‘Yapma!’ diye ses duysam yine yaparım” demesi.

- Kendisine, “Dünya için ahiretini terk etme!” denilen kimsenin cevap olarak, “Ben veresiye için peşin olanı bırakmam.” demesi.

- Fakir bir kişinin, “Allah falan kuluna şu kadar zenginlik veriyor; bana ise az veriyor. Böyle adalet olur mu?” demesi.

- “Namaz ve helal olan şeyler, bana iyilik getirmiyor” veya “Ne için namaz kılacağım; malım yok, mülküm yok. Çoluğum yok, çocuğum yok” yahut “Namazı rafa bıraktım” demek.

- “Sensiz Cennet’i de istemem, orası da benim için zindandır.” demek.

* İmanı tehlikeye atan veya insandan imanı kaldıran sözler elbette bu kadar değildir.

Burada bu sözlerin bir kısmına yer verilmiştir.

Bu ve benzeri sözleri söylemekten kesinlikle kaçınmalı ve yanlışlıkla bu sözler söylenirse de hemen kelime-i şehadet getirilmelidir.
« Son Düzenleme: Haziran 10, 2009, 01:18:43 ÖÖ Gönderen: musalli »

Çevrimdışı Gül-i_Hamra

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 14
  • Cinsiyet: Bayan
Bazı sözler insanı uçuruma götürür!
« Yanıtla #1 : Aralık 10, 2008, 10:13:08 ÖS »
sağol allah celle celaluhu razı olsun

Çevrimdışı RindiŞeyda

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 19
Bazı sözler insanı uçuruma götürür!
« Yanıtla #2 : Aralık 12, 2008, 07:16:21 ÖS »
Amin cümlemizden

Çevrimdışı kuzu

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 1379
  • <....Uzaklarda.....>
Allah Gelse Seni Elimden Alamaz Sözünü Kullanmak Doğru Mudur ?
« Yanıtla #3 : Temmuz 10, 2009, 03:19:37 ÖS »
"Allah gelse seni elimden alamaz!" sözünü kullanmak doĞru mudur ?

Bir öfke sonucu bir kizginlik aninda düsünmeden bu sözü söyleyen kisinin Allah'in gücü ve kudreti konusunda en ufak bir bilgisinin olmadiği anlasiliyor.

Bir kere Allah'in gücünün ve kudretinin ne bir siniri vardir ne bir hududu... Çünkü Allah?in kudreti sonsuzdur sinirsizdir.

"Ve hüve alâ külli sey'in kadîr" yani "Allah'in her seye gücü yeter" ifadesi Kur'an da 40-50 yerde geçiyor.

"Her sey" derken bu ifadenin içine girmeyen kalmiyor. Allah?in kendi zati disinda varlik âleminde bulunan Allah tarafindan yaratilmis olan aklimiza gelen gelmeyen bütün yaratiklar bu her seyin içindedir.

"Allah'in suna gücü yeter buna yetmez; sunu yapar bunu yapamaz; su kisiyle bas eder bu kimseyle bas edemez" diye bir sey söz konusu olamaz.

Bu ifadeler bir insan olarak bizim için söylenebilir. Mesela ben 10 kiloyu çok rahat kaldiririm 20-30 kiloda biraz zorlanirim 50 kiloda çok zorlanirim ama 100 kiloyu asla kaldiramam.

Neden? Çünkü benim gücüm ve kudretim bellidir.

Nasil bellidir? Çünkü benim gücüm ve kudretimde mertebeler vardir. Az önce verdiGimiz örnekte olduğu gibi?

Ama Cenab-i Hak için aGir-hafif büyük-küçük az-çok asaGi-yukari gibi kavramlardan söz edilmez.

Allah'in kudreti karsisinda bir sinekle dünyamizdan 1 milyon 300 bin defa büyük olan günes aynidir.

Minnacik bir sineği ayni kolaylikla havada tuttuGu ve uçurduğu gibi koca günesi ayni kolaylikla uzayda tutar ve seyrettirir. Içinde milyarlarca yildizin yer aldiGi galaksiyi de ayni kolaylikla uzayda gezdirir.

Yine bir insani yaratmasiyla bütün insanlari yaratmasi Allah'in gücü açisindan aynidir. Âhirette bir insani diriltmesiyle ayni anda bütün insanlari diriltmesi arasinda bir fark yoktur.

Kur'an bu konuda diyor ki:


"Sizin yaratilmaniz da tekrar diriltilmeniz de tek bir kisinin yaratilip diriltilmesi gibidir". (Lokman 31:28)



Yine Ilahî kudreti bize anlatirken Kur'an su âyeti hatirlatir:


"Onlar Allah'i hakkiyla takdir edemediler. Oysa kiyamet gününde yeryüzü O?nun avucunda gökler de dürülmüs hal-de elindedir (kudreti içindedir)." (Zümer 39:67)



Kur'an özetle diyor ki: "Allah her sey üzerinde dilediğini yapmaya kadirdir." (Kehf 18:45)

Her sey Allah'in elinde her canli Allah'in idaresi ve iradesi altindadir.

"Hiçbir canli yoktur ki Allah onun alnindan yakalamis olmasin" (Hud 11:56) âyetinde ifade edildiGi gibi bütün canlilar sürekli olarak Yüce Allah'in kudretiyle ayakta ve hayatta kalmaktadir.

"Ahalisi zalim olan beldeyi Rabbin yakaladiGi zaman iste böyle yakalar. O'nun yakalayisi gerçekten pek aci ve pek siddetlidir? (Hud 11:102) âyeti ise âsi kavimleri peygamberlerin davetine karsi gelen azaptan baska bir yolla düzelmeleri mümkün olmayan zalim toplumlari Cenab-i Hakkin tarihin çesitli dönemlerinde helak ettiGini ülkelerini yerin dibine geçirdiGini onlari günahlar içindeyken yakaladiGini ve en siddetli azaba çarptirdiGini anlatiyor.

Israil oğullarini Firavunun elinden Ibrahim Aleyhisselama inananlari Nemrut'un zulmünden Mekke halkini Ebrehe'nin hücumundan ve Islamin ilk yillarinda Müslümanlari Ebu Cehil'in iskencesinden kurtardiği gibi her zaman ve her dönemde mazlumlari zalimlerin zulmünden kurtarmis ve kurtariyor.

Bu açidan bilir bilmez biçimde olur olmaz yerde anlamli anlamsiz durumlarda ileri geri konusup "Allah gelse seni elimden alamaz" gibi sözlerin hiçbir değeri kiymeti ve anlami yoktur.


Bu sözler söylenecek sözler olmadiGi gibi su veya bu sekilde söyleyen kimselerin söylediğine bin pisman olup bundan dolayi Allah'tan af dilemesi gerekir.
[/color]


Mehmet Paksu
« Son Düzenleme: Temmuz 10, 2009, 03:20:14 ÖS Gönderen: kuzu »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek