Ağlamayı düşünüyorum; kimi zaman zor geliyor dalıp gidiyorum düşüncelerin dipsiz kuyusuna...
İnsanlara soruyorum''ağlamak''diyorum nasıl bir duygu anlatırmısınız bana... Kiminin yüzünü acı bir tebessüm kaplıyor, sanki ağlamak onun için bir ızdırapmışçasına.... Kimi ise; sahte bir gülümsemeyle,ağlamak acizlik dermişcesine yüzüme bakıyor.
Benim için ise apayrı bir duygu ağlamak... İstemeyerek girdiğim, dertlerle, sıkıntılarla dolu siyah denizin limanından ayrılmak, her türlü kederin odama getirdiği karanlıktan sıyrılmak, aydınlanmak, huzur duymak...
Yağmurdan sonra temizlenen yollar, mis gibi toprak kokan doğa gibi ferahlamak, ruhunu tüm kötülüklerden arındırmak ağlamak....
Ağlamak; bir yol ucsuz, bucaksız ağlamak; bir nehir ki, ne kadar coşkulu ise, o kadar derin ve güzel...
Ağlamak;hissettiğine, sevdiğine işaret, umuda yolculuk,hayal dünyasından ayrılmanın verdiği kederden bir parça... Belki anlatmak isteyipte anlatamadığın, en kuytularda sakladığın düşlerin... Belki de içini dökmek istediğinde boğazına takılan sözcüklerin... Seni hiç bir anında yalnız bırakmayan, seni teselli eden yegane dostundur ağlamak...
Sadece üzüntünün dışheyecanlandığında, özlediğinde hep seninledir. Seni en güzel anlatan sözcük,tavırdır insanlara...
Ağlamak hayata karşı samimiyetindir.
Yanağına düşen her bir damla, bir zümrüt kadar değerli, manalı bir söz kadar önemlidir ağlamak...
Hayatın sana sunduğu tek hediyendir... tıpkı değerli üstadımızın ima ettiği gibi :
Yaradan rahmetini, kahrından üstün tutsaydı.
Ne olurdu halimiz, göz yaşı olmasaydı...