Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Leyali-i Aşere - Zilhicce Ayının Fazileti

Gönderen Konu: Leyali-i Aşere - Zilhicce Ayının Fazileti  (Okunma sayısı 4278 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Leyali-i Aşere - Zilhicce Ayının Fazileti
« : Kasım 29, 2008, 11:45:01 ÖÖ »
Ramazanın yarısından sonra başlayan ayrılık hüznü, Kadir Gecesi’nden sonra artar ve son teravih-son oruçla birlikte zirveye çıkar. Artık rahmet ve mağfiret ayı bitmekte, bire bin verilen geceler veda etmektedir. Maneviyata duyarlı nice mü’min gözyaşı döker, hatta bayramı buruk geçirir.

Şevval ayında tutulan altı oruç acılı yüreklerimizi bir derece teskin eder. Sanki Ramazan’ın küçük bir uzantısını yaşarız. Kurban Bayramı’ndan önceki Zilhicce’nin ilk on günü ise, Ramazandaki bol sevaplı ve çok feyizli ibadetlerden ayrılan mahzun gönüllerimize âdeta bir “teselli armağanı”dır. “Keşke Ramazan biraz uzun olsaydı…” ya da “Ah, Ramazanı hakkıyla ihya edebilseydim…” diye yanan gönüllerimize muhteşem bir fırsattır bu on gece.

Kur’an-ı Kerim’de Fecr Suresi’nin başında, “On geceye yemin olsun ki…” ifadeleriyle bahsedilen bu on gecenin ne muazzam bir hazine olduğunu ne yazık ki hakkıyla bilemiyoruz. Bazı kaynaklarda bu on gecenin Ramazan’ın son on günü veya Muharrem’in onuncu gününe (Aşure Gününe) kadar olan on gün olduğu kayıtlı olsa da genel görüş ve kabul, bu mübarek on günün Zilhicce ayının ilk on günü olduğudur. Yani her senenin Kurban Bayramından önceki ilk dokuz günü ve Kurban bayramı günü olmak üzere tam “on gün”

Zilhicce, umumi af ve bağışlanma ayıdır

Kamerî ayların 12’ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği umumi af ve bağışlanma ayıdır. İşte bu mübarek ayın yukarıda da ifade ettiğimiz birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâli-i aşere”, yani on mübarek gecedir. Onuncu gün Kurban Bayramı’nın ilk günüdür.

İşte bu günlerin kıymetini anlatan Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) muhteşem müjdesi:

“Allah'a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce'nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi: Savm, 52; İbn Mace: Sıyam, 39)

Demek ki, bugünlerde tutulan bir oruç, 360 gün oruca bedel olabilir. Rabbimizin rahmet ve bereketi o kadar coşmaktadır ki, bir günlük oruca bir yıllık oruç sevabı vermektedir. Böyle güzel ve tatlı bir müjdeye ilgisiz kalmak mümkün mü? Bu gecelerin Kadir Gecesine benzetilmesi ise, ayrı bir güzelliktir. Çünkü, Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır ve 83 yıllık ibadete bedeldir.

Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin

Yine Efendimizden (s.a.v.) harika bir teşvik cümlesi:
“Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257)

Tesbih, sübhanallah; tahmid, elhamdülillah; tehlil, lâilâheillâllah; tekbir ise Allahu ekber demektir. Tesbih, tahmid ve tekbirin namazın çekirdekleri hükmünde olduğunu düşünürsek, bugünlerde nafile namazları arttırmanın ne kadar büyük sevap olduğunu anlayabiliriz.

Yukarıdaki hadisi destekleyen şöyle bir rivayet daha vardır: “Günlerden hiçbiri yoktur ki onlarda yapılan bir iş Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan işten daha faziletli ve yüce, Allah’a daha sevimli olsun…” (Tirmizi, Savm: 52; Darimî, Savm: 52)

İbni Abbas'ın şu rivayeti ise, bugünlerdeki ibadetin cihattan bile faziletli olduğunu gösteriyor:

Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurdu:
“Allah katında içinde bulunduğumuz şu günler (Zilhicce'nin ilk on günün)deki salih amelden daha sevimli (salih amelin bulunacağı) başka günler yoktur.”
Sahabeler, sordular:
“Ya Resulallah, Allah yolunda cihat da mı?”
Resulullah (s.a.v.) cevap verdi:
“Evet, Allah yolunda cihat da. Meğerki bir adam canıyla ve malıyla cihada çıkıp da kendisine ait mal ve candan hiçbir şeyi geri getiremez olursa, o başka.” (İbni Mâce, Sıyam: 39.İbni Hacer, 5:119)

Buna göre, cihada çıkıp malını feda edip kendisi de şehit olan kimsenin ameli bu on gündeki amelden daha faziletlidir.

Arefenin yeri başkadır

Bugünlerde oruç tutup, gündüzünü ve gecelerini de ibadetle geçirmek hem affa, hem de büyük sevaplar elde etmeye vesile olur.

Bu on gün içinde Arefe gününün yeri ise bambaşkadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Arefe günü tutulan oruç hakkında şöyle buyurmaktadır:

“Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına keffaret olur.” (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 457)

Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman, Arefe günü kardeşi Hz. Aişe’nin (r.a.) huzuruna girdi. Hz. Aişe oruçlu olduğu için hararetten dolayı üzerine su dökülüyordu. Abdurrahman ona:
“Orucunu boz” dedi. Hz. Aişe:
“Resulullahın (s.a.v.), ‘Arefe günü oruç tutmak, kendisinden önceki senenin günahlarına keffaret olur’ dediğini işittiğim halde iftar mı edeyim?” dedi. (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 458)

“Keffaret olur”, günahları örter, affettirir, demektir. Bizim gibi neredeyse bir günah denizinde yüzen ahir zaman Müslümanları için bundan daha büyük bir müjde olabilir mi? İşte af ve mağfiret fırsatı!

Başka bir rivayette ise Hz. Aişe şöyle demiştir:
“Arefe gününün orucu bin gün oruç tutmak gibidir.” (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 460)

Demek ki, bir günlük arefe orucu, üç yıllık normal günlerde tutulan oruç sevabına denktir.

Efendimiz, bugünün faziletini şöyle anlatır:
“Arefe günü gelince, Yüce Allah rahmetini saçar. Hiçbir gün o günde olduğu kadar insan cehennemden azat olunmaz. Kim Arefe günü gerek dünya ve gerekse âhiret ile ilgili olarak Allah’tan bir şey isterse, Allah onun dileğini karşılar.”

Yine konuyla ilgili bir hadis şöyledir:
“Arefe gününden daha faziletli bir gün yoktur. Allahü Teala o gün, yer ehli ile meleklere karşı övünür ve (Arafat’taki hacıları kast ederek) şöyle buyurur:
‘Kullarıma bir bakın. Saçları başları dağınık, toz toprak içinde her uzak ilden bana geldiler. Bu hâlleri ile onlar, rahmetimi ümit etmekteler, azabımdan dahi korkmaktalar. Şahit olunuz, onları bağışladım. Onların yerlerini cennet eyledim.’
Melekler derler ki:
‘Onların arasında biri var ki; yalancıktan bu işi yapar. Falan kadın da öyle.’
Allahü Teâla şöyle buyurur:
‘Onları da bağışladım.’

Arefe günü olduğu kadar, hiçbir gün cehennemden daha çok azat edilen olmaz.”
Bu arada şunu hatırlatalım: Hadislerde zikredilen Zilhicce'nin ilk on gününden maksat ilk dokuz günüdür. Çünkü Zilhicce'nin onuncu günü Kurban Bayramı’nın birinci günüdür, bugün oruçlu olmak caiz değildir; ancak o gün de ibadet günüdür. Müstehap olan oruç, Kurban Bayramı’ndan önceki ilk dokuz gündür. On geceye ise, Kurban Bayramı’nın gecesi dahildir. Çünkü geceler önce gelmektedir.
Ayrıca Zilhicce'nin sekizinci gününe “terviye günü” dokuzuncusuna “Arefe günü”; Kurban bayramı gününe (onuncu güne) “nahr=kurban günü”, ondan sonraki üç güne de “teşrik günleri” denilmiştir.

Bu günlerde kazası olmayanlar, beş vakit namaza ilaveten nafile ibadetlere de ağırlık vermelidirler. Kazası olanlar ise daha çok kaza namazları kılmalıdırlar.

Bu on günü hangi ibadetlerle değerlendirmeliyiz?

Her şeyden önce her zaman ve zeminde en vazgeçilmez ibadet olan beş vakit namazı asla ihmal etmemeliyiz. Çünkü, hiçbir nafile ibadet farzların yerini tutamaz. Namazlarda cemaate katılmak için gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşu ile eda etmeliyiz. Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salavat, zikir ve dua ile geçirmeliyiz. Her zaman yapamayanlar bile hiç değilse bugünlerde kuşluk, evvabin, teheccüt gibi namazları kılmalı, affa nail olmak için çırpınmalıdır.

Hatta affa ve rızaya nail olmayı hedef kabul ederek, bu on günü sanki Ramazan’ın son on günüymüş gibi geçirmeliyiz. Buna güç yetiremeyenler, hiç değilse arefe gününü ve bir gün öncesini oruçla ve ibadetle geçirmelidirler. On gece içinde, bilhassa terviye, arefe ve bayram gecelerini ihya etmenin özel bir yeri vardır.

Arefe günü bin İhlâs Suresi okumak çok faziletlidir. Çünkü arefe, tevhidin, azamet ve kibriyanın tam hissedilip ilan edildiği gündür. Bunun için Arefe gününün sabah namazında başlayıp bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar 23 vakit farzlardan sonra teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir. Hatta bu tekbirleri on gün içinde müsait oldukça söylemek büyük sevaptır.

Bugünlerde milyonlarca mü’min haccetmek için mukaddes topraklara gitmiş, kimi Kâbe’yi tavaf ediyor, kimi ağlayarak dua ediyor, kimi Medine’de Ravza-yı Mutahhara’da gözyaşı döküyor, kimi zikir ve dua ile sa’y ediyor, kimi Makam-ı İbrahim’de gözyaşıyla namaz kılıyor, kimi Mültezem’de af için yalvarıyor… Hepsi kendileri ve mü’minler için af, mağfiret, rıza, tevfik ve hidayet istiyor. Arefe günü ise, hepsi Arafat’a gelmiş, “Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk” sadalarıyla asumanı inletiyor, gözyaşıyla kıldıkları namaz ve ettikleri dua ile Rabbimizin rahmetine sığınıyor.

İşte kendimizi hayalen hacda hissetmek, onları izleyerek kendimizi onların içinde saymak yoluyla manevî bir hâl kazanabiliriz. İnşallah dua ve ibadetlerimizin hacıların yaptıkları ubudiyete dahil olmasını ümit ederek ibadet edelim.

Şunu da unutmayalım ki, hadislerde verilen müjdelere nail olmak için o günleri nicelik ve nitelik olarak en üst seviyede değerlendirmemiz gerekir. Böylece bambaşka bir halete bürünür, ibadetin hazzını yaşar, inşallah Kurban Bayramı’na affedilmiş olarak girebiliriz.

-“Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257)

- Kamerî ayların 12’ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği umumi af ve bağışlanma ayıdır. Bu mübarek ayın birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâli-i aşere”, yani on mübarek gecedir. Onuncu gün Kurban Bayramı’nın ilk günüdür.

- Bu on günde beş vakit namazı asla ihmal etmemeliyiz. Namazlarda cemaate katılmak için gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşu ile eda etmeliyiz. Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salavat, zikir ve dua ile geçirmeliyiz. Her zaman yapamayanlar bile hiç değilse bugünlerde kuşluk, evvabin, teheccüt gibi namazları kılmalı, affa nail olmak için çırpınmalıdır.

On Günlük İhyanın Püf Noktaları

- Birçok insan bugünlerin kıymetini bildiği halde günlük işlerin ve ilişkilerin içinde tam bir ihya programı yapamıyor. Ya unutuyor ya dünya işlerine zaman ayırıyor ya da tam istifade edemiyor. Bunun için şu basit, ama etkili tavsiyelere dikkat edin:

- Her yılın Kurban Bayramı öncesi 9 günü ile Kurban Bayramı gününü yani Zilhicce’nin ilk on gününü ajandanıza veya her gün gördüğünüz bir yere not edin.

Bu on gün içinde sizi meşgul edecek misafirlik, yolculuk ve yorucu işlerden uzak durun. Bu tür programları ya öne alın veya erteleyin.

- Seçici olmadan maç, dizi, haber izlemek gibi boş ve sizi ilgilendirmeyen işlere zaman ayırmaktan her zaman kaçının; bu on günde ise daha bir titiz olun.

- Bugünlerde sağlığınıza özel bir önem verin ki, ibadet ve zikirden geri kalmayın. Ameliyat ve uzun tedavileri bugünlere denk getirmeyin.

-Eğer ev hanımı, emekli, yaşlı gibi mesaiye bağlı bir işiniz yoksa bu on günü sanki i’tikafa girmiş gibi dolu dolu geçirin.

- Öğrenci, memur, işçi gibi belirli bir uğraşınız varsa, mümkün olduğu kadar izin ya da tatil günlerinde oruç ve ibadete ağırlık verin.

- İş, okul vs. sizi mutlaka meşgul etse bile aralardaki “ölü zamanları” değerlendirin. Bunlardan kastımız, iş ve okula gidip gelirken, teneffüs, sıra bekleme gibi durumlardaki boş zamanlardır. Bu zamanları Kur’an, salavat, dua, istiğfar ve zikirle değerlendirin.

- Yanınızda sürekli küçük ebatlı bir Kur’an veya bir evrad kitabı taşıyın. Boş zamanlarda birkaç sayfa bile okusanız kârdır.

- Kur’an okumasını bilmeseniz bile, ezberinizde olan sureleri defalarca okumanız büyük sevaptır.

- Bu on gecede daha az uykuyla idare edin ve uykunuzu kaçıracak çay, kahve gibi içecekleri daha çok tüketin.

- On günün tümünde oruçlu olamadıysanız fırsat bulduğunuz gün Cuma’ya denk gelse bile yine oruç tutun. Çünkü, başka günlerde tutmaya imkanı olduğu halde Cuma günü tutmak mekruhtur. Öyle bile olsa, mekruh sevabından biraz eksilir demektir, yoksa hiç tutmayan zaten hiç sevap kazanmamış olur.

- Zaman kazanmak için bayramlık ve kurbanlık alış verişini önceden yapmaya çalışın.


Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Leyali-i Aşere
« Yanıtla #1 : Kasım 29, 2008, 11:52:41 ÖÖ »
zilhicceayının ilk 10 gününde sabah namazından sonra:

_kelime-i tevhid
_salavat
_tevbe istiğfar okunur

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Leyali-i Aşere
« Yanıtla #2 : Kasım 29, 2008, 11:53:57 ÖÖ »
İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Başka günlerin hiçbirinde, –zilhiccenin ilk on gününü kastederek– şu günlerde işlenecek amel–i sâlihten, Allah katında, daha sevimli hiçbir amel yoktur "
– Allah uğrunda yapılacak cihad da mı üstün değildir, Yâ Resûlallah? dediler
– "(Evet) Allah yolunda yapılacak cihad da Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehit olup dönmeyen kimsenin cihâdı başka (O, bundan üstündür), buyurdu

Buhârî, Îdeyn 11 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Savm 61; Tirmizî, Savm 52; İbni Mâce, Sıyâm 39


Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Leyali-i Aşere
« Yanıtla #3 : Kasım 29, 2008, 11:55:16 ÖÖ »
İçerisinde bulunduğumuz, Zilhicce ayı; kameri aylardan onikincisi, Haram aylardan ve dolayısıyla hürmete lâyık aylardan biridir (Haram aylar; Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb) Bu aylarda savaş yapmak yasak olduğu için “eşhuru hurum” diye de adlandırılmıştır Cahiliye devrinde Araplar arasında iç savaşlar eksik olmazdı Dört ayda savaşmak Kur’an’da Ayetle yasaklanmıştır
***
“Doğrusu ayların sayısı; gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah’ın kitabında oniki aydır Bunlardan dördü haram olanlardır İşte doğru din budur O halde bunlarda nefislerinize zulmetmeyin Müşrikler sizinle nasıl toplu olarak savaşıyorlarsa, siz de onlarla toplu olarak savaşın Ve bilin ki; muhakkak Allah, muttakilerle beraberdir” (Tevbe/36)
Zilhicce ayı, içerisinde birçok hikmetli olayları barındıran, çok önemli bir aydır Haccedenler, zilhiccenin dokuzunda Arafat’ta ihrama bürünüp adeta mahşeri yaşamaktadırlar Arafat, Hazreti Âdem’den bu yana bütün Enbiyanın, Evliyanın ve bütün Hüccacın istisnasız ziyaret ettiği, “Hac Arafat’tır” buyrulan, dualarının geri çevrilmeyeceği “mekan–ı mahsus ve zaman–ı mahsus” (özel bir yer ve özel bir zaman) bir yerdir Zilhicce, bu kutlu olayı içerisinde barındıran bir aydır
Peygamberimiz, adeta insanlığa hayat rehberi niteliği arz eden, “Müminler! Size iki emanet bırakıyorum Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız Bu emanetler, Allah’ın kitabı Kur’ân ve O’nun Peygamberinin sünnetidir” hitabını içeren veda hutbesini, veda haccında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa yine zilhicce ayının dokuzunda, Cuma günü Arafat’ta vermiştir
Zilhicce ayı Allah yolunda canların kurban edildiği, (Zilhiccenin 10’u) Kurban Bayramını da içinde barındırmıştır
Bu kadar mübarek olayların cereyan ettiği bu ayda biz Muhammed ümmetine ikramlardan nasiptâr olmamız için oruç teklif edilmiştir Bu ay içerisinde ilk 9 gün tutulacak oruç çok faziletlidir Gücü ve sağlığı yerinde olanlar, kurban bayr----- kadar yani Arefe günü dâhil (Arafat günü) oruç tutmalıdır

***

Resulullah (sav) bu konuda şu hadisi şerifleri buyurmuştur
“Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir” (İbni Mace)
Peygamber Efendimizin eşlerinden rivayet olunur ki;
“Resulullah (aleyhissalatu vesselâm) Zilhicce’den dokuz günle Aşura günü oruç tutardı Bir de her aydan üç gün, ayın ilk pazartesi ile perşembe günü oruç tutardı” (Kütübü Sitte/3133)
Zilhiccenin dokuzunda tutulan orucun faziletini yine Resulullah (sav) şöylece haber vermiştir
“Arafat günü tutulan orucun, geçen yılın ve gelecek yılın günahlarına kefaret olacağına Allah’ın rahmetinden ümidim var” (kütübü sitte/ 3135)
“Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise, on bin güne eşittir”( Beyhaki)
“Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Taberani)
(Tesbih: Sübhanallah, Tahmid: Elhamdülillah, Tehlil: Lâ ilâhe illallah, Tekbir: Allahü ekber, demektir)

***

“Peygamber efendimiz, Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Ashab–ı kiram,
– “Ya Resulallah, Allah yolundaki cihaddan da mı daha kıymetlidir?
Dediklerinde,
– “Evet cihaddan da kıymetlidir Ancak canını, malını esirgemeden harbe gidip şehid olan kimsenin cihadı daha kıymetlidir”
Buyurdu” (Buhari)

***

Oruç tutmayı sadece Ramazan ayına mahsus bırakmayıp, böyle önemli günleri fırsat bilip, oruç tutarak, namaz kılarak, Kur’an okuyarak, zikir ederek, velhasıl ibadetlerimizi artırarak, kendimize ahiret azığı hazırlamalıyız
 

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Leyali-i Aşere
« Yanıtla #4 : Kasım 29, 2008, 11:55:56 ÖÖ »
Büyük İslam alimlerinden biri diyor ki;
Zilhicce ayının ilk 10 gününde oruç tutan bir kimseye Allah (cc) bu 10 nimeti bahş eder:

1- Ömrüne bereket verir
2- Mal ve servetini arttırır
3- Ailesini ve çoluk çocuğunu korur
4- Kötülüklerini örter (affeder)
5- Sevap ve iyiliklerini kat kat arttırır
6- Son nefeste canını kolayca alır
7- Kabrini aydınlığa kavuşturur
8- Amel terazisinde iyiliklerinin ağır basmasını sağlar
9- Cehennem çukurlarına düşmekten kurtarır
10-Cennetteki dereceleri yükseltir

Peygamberimiz (sav) diyor ki:
Zilhicce'nin ilk 10 günü içinde bulunan arefe günü oruç tutan bir kimseye Allah 60 YIL oruç tutmuş gibi sevap yazarÜstelikte Allah kendisini mutiler safına sokar

Peygamberimiz (sav) diyor ki:
Allah katında en değerli ibadet, Zilhicce'nin ilk 10 günü yapılan ibadettirBu günlerin her birinde tutulan oruçlar bir yıllık oruca, her gecesinde yapılan ibadetler de KADIR GECESI işlenen ibadetlere denktir

Peygamberimiz (sav) diyor ki:
Bir gün Musa Peygamber (as), "Ey Rabbim!"der"Bunca dua ettim hiçbirini kabul etmedinSöyle bana, sana nasıl ve ne zaman dua edeyim?" Bu soruya Yüce Allah (cc) şöyle cevap verir: "Ey Musa!Zilhicce ayı nın ilk 10 günü, La ilahe illallah cümlesini söyle ki dileğini yerine getireyim"

Bu defa HzMusa, "Ey Rabbim, o cümleyi bütün kulları söylüyor" derYüce Allah da kendisine şöyle cevap verir "Ey Musa!Zilhicce ayının ilk 10 günü içinde BIR defa , LA ILAHE ILLALLAH diyen kimsenin bu sözleri amel terazisinin bir kefesine, 7 kat gök ile 7 kat yer de diğer kefesine konulsa şüphesiz ki birinci kefe ağır basar"

Peygamberimiz (sav) diyor ki:
Allah (cc) Adem peygamberi zilhicce ayının ilk 10 gününün birinci günü affetmiştirİşte bu günde oruç tutan kimsenin Allah (cc) ufak-tefek günahlarını affederAllah (cc), Yunus Peygamberin duasını Zilhicce ayının ilk onunun ikinci gününde kabul ederek kendisini balığın karnından dıþarı çıkarmıştırBu günde oruç tutan kimse, en ufak bir günah işlemeksizin,bir yıl ibadet etmis gibi sevap kazanır

Zilhicce'nin üçüncü günü Allah (cc) Zekeriya Peygamberin duasını kabul ettiBugünde bir dilekte bulunanların dileğini Allah (cc) muhakkak yerine getirir

Zilhicce'nin dördüncü günü İsa Peygamberin Doğduğu gündürBu günde oruç tutanlardan Allah (cc) umutsuzluk ve yoksulluk gibi kaygıları kaldırırO kimseler aynı zamanda kıyamet günü iyi kullarla beraber olacaktır

Beşinci günü Musa Peygamberin doğum günüdürBu günde oruç tutan kimse münafıklıktan ve kabir azabından kurtulur

Altıncı günü Allah (cc), sevgili peygamberi Hz Muhammed (sav)'e hayır kapılarını açarBu günde oruç tutanlara Allah (cc) rahmet nazarıyla bakar ve onları ebediyen azaba uğratmaz
Yedinci günü cehennem kapıları kapanırZilhiccenin ilk 10 günü geçene kadar asla açılmazBu günde oruç tutan kimseye Allah (cc) bilgisinin kavrayamayacağı derecede sayısız mükafatlar verir

Sekizinci günü İbrahim Peygamber (as)ın kurban kesme hususundaki rüyasını, gördüğü ve düşünmeye koyduğu gündürBu günde oruç tutan kimseyeAllah (cc) bilgisinin kavrayamayacağı derecede sayısız mükafatlar verir Dokuzuncu günü arefe ( İbrahim Peygamber (as)'in oğlu Ismail'i kurban kesmesi gerektiğini anladığı) günüdürBu günde oruç tutan kimsenin Allah (cc) geçis ve gelecek ufak-tefek bir yıllık günahını affeder"Bu gün dininizi (islamiyeti) son olgunluk derecesine eriştirdim ve size karşı olan nimetimi tamamladım" diyen Allah kelamı bugün inmiştir

Nihayet Zilhicce ayının ilk onunun sonuncu günü (onuncu günü) de KURBAN BAYRAMI günüdürbu günde kurban kesen kimsenin Allah(cc) kurbanın daha ilk kan damlası yere düser düþmez, hem kendinin hem de çoluk çocuğunun ufak-tefek tüm günahları affederYine bugünde bir mü'min karnını doyuran veya herhangi kimseye sadaka veren kimseyi Allah (cc) kıyamet günü bütün ahiret sıkıntılarından kurtulmıs olarak diriltirAmel terazisinin sevap kefesi de Uhud Dağı gibi ağır çeker
 


Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Leyali-i Aşere
« Yanıtla #5 : Aralık 07, 2008, 01:00:19 ÖS »
Allahü ekber, Allahü ekber, lâ İlâhe illallahü vellahü ekber, Allahü ekber ve Lillahilhamd''


Teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir.


Erkek, kadın, misafir, mukîm, her mükellefe vaciptir.


Arefe gününün sabahının farz namazını kılımıyla başlar, Kurban bayramının dördüncü günü ikindi namazı farzının kılımıyla biter.


Toplam 23 vakit farz namaz arkasından teşrik tekbirleri getirmek herkese vaciptir.


Tekbirler farz namazın selamına bitişik olarak bir defa söylenerek yerine getirilir.


Teşrik günlerinde namazı kazaya kalanlar, tekbirleride kaza eder.


Teşrik günleri dışında kazaya kalan namaz kılınırsa tekbirler getirilmez.


Kadınlar bu tekbirleri gizli olarak getirirler.



Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Leyali-i Aşere
« Yanıtla #6 : Aralık 07, 2008, 01:01:12 ÖS »
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurmuştur:

"Arefe gününde tutulan oruç geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına kefaret olur." (12)


Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Zilhicce Ayının Fazileti
« Yanıtla #7 : Ekim 28, 2009, 12:53:27 ÖS »
Kurban bayramının bulunduğu aya Zilhicce denir. Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan ibadetlerin kıymeti çoktur. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:
(Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir.) [İbni Mace]
(Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, 700 misli sevap verilir.) [Beyhekî]
(Zilhiccenin ilk dokuz gününde oruç tutan, her günü için, helal malından yüz köle azat etmiş veya yolundaki mücahidlere yüz at vermiş veya Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevaba kavuşur.) [R. Nasihin]
(Bu on günün hayrından mahrum olan kimseye yazıklar olsun! Bilhassa dokuzuncu [Arefe] günü oruçla geçirmelidir! Onda o kadar çok hayır vardır ki, saymakla bitmez.) [T. Gafilin]
(Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.) [EbulBerekat]
(Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise, on bin güne eşittir.) [Beyhekî]
(ALLAH indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!) [Taberânî]
[Tesbih: SübhanALLAH,
Tahmid: Elhamdülillah,
Tehlil: Lâ ilâhe illALLAH,
Tekbir: ALLAHü ekber, demektir.]
İlk on günün kıymeti
Peygamber efendimiz, Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Eshab-ı kiram, (Ya ResulALLAH, yolundaki cihâddan da mı daha kıymetlidir) dediler. Peygamber efendimiz, cevabında buyurdu ki: (Evet cihâddan da kıymetlidir. Ancak canını, malını esirgemeden harbe gidip şehit olan kimsenin cihâdı daha kıymetlidir.) [Buharî]
Ebüdderda hazretleri buyurdu ki:
(Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutmalı, çok sadaka vermeli ve çok duâ ve istigfar etmelidir! Çünkü Muhammed aleyhisselam, (Bu on günün hayır ve bereketinden mahrum kalana yazıklar olsun) buyurdu.
Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutanın, ömrü bereketli olur, malı çoğalır, çoluk çocuğu belâlardan muhafaza olur, günahları affolur, iyiliklerine kat kat sevap verilir, ölürken kolay can verir, kabri aydınlanır, Mizan’da sevabı ağır gelir ve cennette yüksek derecelere kavuşur.) [Şira]
Nafile oruç tutarken uygun bir davete gidilince, orucu bozmak günah değildir. Bir mümin arkadaşı sevindirmek ve onu üzmemek için davetine gidilir. Davete gidip de orucunu bozmayan bir kimseye Peygamber efendimiz, (Arkadaşın senin için bu kadar külfete girdiği hâlde, sen hâlâ “Oruçluyum” diyorsun. Şimdi ye, sonra yerine bir gün tutarsın.) buyurdu. Yine buyurdu ki: (Davete giden, Ramazan, kaza ve adak orucu değilse, [nafile] orucunu bozsun!) (Din kardeşinin hatırı için nafile orucu bozana, bin günlük oruç sevabı yazılır. Bu orucu kaza edince de iki bin günlük sevap yazılır.)
Öğleden sonra, bir zaruret olmadıkça, nafile orucu bozmamalıdır! Hadis-i şerifte, (Nafile oruç tutan kimse, öğleye kadar muhayyerdir.) buyuruldu.

Arefe günü oruç tutmanın önemi nedir?

Hadisi şeriflerde buyuruluyor ki:
(Arefe günü tutulan oruç, bin gün [nafile] oruca bedeldir.)
(Aşûre günü orucu bir yıllık, Arefe günü orucu da, iki yıllık [nafile] oruca bedeldir.)
(Arefede tutulan oruç, iki bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve yolunda cihâd için verilen iki bin ata bedeldir.)
(Arefe günü [Besmele ile] bin İhlâs okuyanın günahları affedilir ve duâsı kabul olur.)

--------------------------------------------------------------------------------

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek