Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Nebiler Nebisini Hz. Hubeyyb Gibi Sevmek

Gönderen Konu: Nebiler Nebisini Hz. Hubeyyb Gibi Sevmek  (Okunma sayısı 1818 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Nebiler Nebisini Hz. Hubeyyb Gibi Sevmek
« : Ekim 05, 2008, 09:32:59 ÖS »
Zaman zamanların en güzeli.Nebiler Nebisinin zamanı
.Yine ona aşık iki sahabi!
Lihyanoğulları tarafından Mekke’ye götürülen Hz. Hubeyb bin Adiyy ile Zeyd bin Desinne. Kureyş’in kararı bu iki Sahabîyi şehid etmekti. Bir müddet hapiste işkence ve eziyetlere maruz bıraktıktan sonra, bir gün alıp ikisini birlikte Ten’im mevkiine götürdüler. İki kahraman Sahabî son olarak kucaklastılar..
Ten’im denilen yer, sanki bayram yeriymiş gibi, çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkekle dolmuştu. Bu iki ma’sum Sahabînin ma’ruz kalacakları gaddar hareketi seyre gelmişlerdi. Sanki bedir ve uhud un intikamını alıyorlardı.Çukur kazılmış, direk dikilmişti. Hz. Hubeyb’i direğe doğru götürdüler.
Rasule aşık Hz. Hubeyb, telâşsız, tereddütsüzdü. Dini uğrunda şehid olmayı en büyük şeref biliyordu. İki rekât namaz kılmak için müsâade istedi. İzin verilince bütün samimiyeti ile Yüce Mevlâsının huzuruna yöneldi.Bu nasıl bir aşktır.ölüm anında bile namazla iç içe olabilmek. İki rekât namazını kıldıktan sonra müşriklere dönerek, “Vi,” dedi, “eğer Hubeyb ölümden korktu da namazı uzattı demeyecek olsaydınız, namazı uzatırdım.” Dedi.
Müşrikler ey Hubeyb.peygamberine bir ufacık kötü söz söyle seni affedelim dediler.
İstemezmisin su an evinde çoluğunun cocuğunun arasında olmak.değermi?ufacık kötü bir söz söyle serbestsin dediler.
Evinde serin hurmalıkların altında olmak istemezmisin?
Gönlü Resûlullah a muhabbetle aşkla yanıp tutuşan Sahabîden gelen cevap, tüylerini diken diken etti müşriklerin:

“Allah’a yemin ederek söylüyorum ki, Değil evde olmak ,değil ona kötü bir söz söylemek.su an olduğu yerde ayağına bir diken batmasına razı olamam. Peygamberimin ayağına bir diken batmaktansa, evimden, hayatımdan, çoluk çocuğumdan olmaya razıyım.”dedi.
Hz. Zeyd bin Desinne'ye de bu şekilde söylediler. O da aynı cevabı vererek şehid oldu.

Müşrikler böyle bir sevginin karsısında hayretler içinde kaldılar.bu nasıl bir sevgidir.herkes mal, mülk, para bırakırken geriye,onlar Allah ve Rasulü nü miras bırakıyorlardı.Şaşırmıstı müşrikler.Anlayacaktı Ebu Süfyan da bu sevgiyi ama çok sonra, Müslüman olduktan sonra.
Etrafına bakan büyük insan hiç bir nurânî yüz göremiyordu.son bir arzusu vardı.sağına baktı müşrik soluna baktı müşrik.önü arkası her taraf müşrik.son arzusunu sevgililer Sevgilisine kim ulaştıracaktı.duanın merkezine ,kimsesizlerin kimsesi,rahman ve rahim olan kudret sahibi mevlaya..semaya Rabbine doğru kaldırdı o mübarek kafasınıve basladı mevlaya halini arzetmeye

“Allah’ım, şu anda düşman yüzlerden başka yüz göremiyorum.senden gayri kimsem yok su an .ne olur Allah’ım! şurada selâmımı Resûlüne ulaştıracak hiç kimse yok. Ne olur Yarab! ona selâmımı Sen ulaştır “
“Allah’ım! Sen, bize Resûlünün peygamberliğini bildirdin. Bize revâ görülenleri de ona sabahleyin bildir.”dedi.

Bu hazin duâ yapılırken, Resûl-i Ekrem Efendimiz de Medine’deashabıyla oturmuş sohbet ederken Hubeyb’in selamını, “Aleykesselâm” diyerek aldı.sahabe şaşırdı.
Ey Allah ın Rasulü kimin selamını aldınız. Ashabına dönerek, “Kureyş, Hubeyb’i şehid etti.son arzusu bana selam yollamaktı ,o ulaştı .o yüzden,o yüzden diyordu ve nurlu yanaklarından damla damla hüzün dökülüyordu.SEN AĞLAMA EY SULTANLAR SULTANI.CANLARIMIZ KURBAN YOLUNA.
Hz. Hubeyb şehid edilmeden önce, eli kolu ağaçtan direğe bağlı bekletiliyordu. Karşılarında, babaları öldürülmüş kırk genç ellerinde mızraklarla duruyorlardı. Emir alınca dört bir taraftan mızrakları bu aziz Sahabînin vücuduna batırmaya başladılar. Hubeyb’in işkenceler altında ruhunu teslim etmesini istiyorlardı. Bir ara Hz. Hubeyb’in yüzü Kâbe’ye döndü. Allah’a bundan dolayı hamdetti, “Hamdolsun O Allah’a ki, yüzümü, kendisinin, Resûlünün ve mü’minlerin razı oldukları kıbleye çevirdi” dedi.

Kureyş müşrikleri buna da tahammül edemediler ve onun yüzünü Kabe’den çevirdiler. Fakat, hubeyb ,yüzü Kâbe’ye doğru iken şehâdet makamına erişmek istiyordu. Rabbine“Allah’ım! Eğer ben Senin katında hayırlı bir kul isem, yüzümü kıblene çevir,nolur” diye yalvardı.Allah kendisi için kıpırdayan dudakları boş bırakırmı?Siz Allah için dudaklarınızı kıpırdattığınız an ,o yanınızda hazır bulunur.
Kıbleye çevrilen Hubeyb Hazretlerinin yüzünü müşrikler bir daha başka tarafa çeviremediler.

Ruhunu teslim etmeden önce kendisine, Allah ve Resûlüne îmân ve muhabbetten dolayı bu zulmü, bu eziyeti revâ görenlere şöyle bedduâ etti:

“Allah’ım! Kureyş müşriklerini mahvet!! Onların birer birer canlarını al! Hiç birini sağ bırakma Allah’ım!”

Yüksek sesle yapılan bu bedduâ, Ten’im mevkiinde yankılandı. Îmânsız kalblere müthiş bir korku verdi. Kimisi yüzü koyun yere uzandı, kimi kulağını tıkadı. Bu korku Hubeyb Hazretlerinin şehadetinden çok sonraya kadar da devam etti.

Mızraklar göğsüne saplı Hz. Hubeyb LA İLAHE İLLALLAH-MUHAMMEDÜNRASÜLULLAH diyerek şehit oldu.
Hubeyb bin Adiy’in cenazesi kırk gün darağacında asılı kaldı. Bedeni çürüyüp kokmadı. Hep taze kan aktı. Peygaber efendimiz onun cenazesini getirmek üzere Eshâb-ı kirâmdan Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Esved’i gönderdi.
Gece gizlice Mekke’ye girip Hubeyb’i asılı bulunduğu darağacından indirip deveye yükleyerek Medine’ye doğru yola çıktılar. Durumu öğrenen müşrikler büyük bir kalabalık hâlinde üzerlerine hücum ettiler.
Hz. Zübeyr ve Mikdâd, kendilerini savunmak için cenazeyi yere koydular. Biraz sonra baktılar ki, Hubeyb’in cenazesini bıraktıkları yer yarılıp, cesedi içine alındı ve kapandı. Peygaber efendimiz, Hubeyb bin Adiy için:
- O benim Cennette komşumdur, buyurmuştu.

Nemutlu Nebiler Nebisini böyle bir aşkla sevebilenlere.Ne mutlu ümmet i Muhammed olmakla şeref duyanlara.Allahın selamı rahmeti bereketi üzerinize olsun…
« Son Düzenleme: Temmuz 22, 2009, 11:02:37 ÖÖ Gönderen: DER!N »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek