Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Gönlümün Sultanı

Gönderen Konu: Gönlümün Sultanı  (Okunma sayısı 1755 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kuzu

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 1379
  • <....Uzaklarda.....>
Gönlümün Sultanı
« : Şubat 22, 2009, 08:48:15 ÖS »
Naz makamının Efendisi, gecelerimin lem’ası…
Biliyorum bu gece de beni yalnız bırakmadın…
Hissedebiliyorum varlığını,Sıcaklığını ve kokunu …
Duyuyorum;
Gecenin sessizliğinin bile duyulduğu bu zamanda
Damlaların tenimle konuştuğunu duyuyorum,
Onların dahi Sana, salat ve selamını duyuyorum…

Az önce Rabbimi ve Seni andım Ey Sevgili,
Boş hayallerim, günahlarım, acizliğim ve gafletimden dolayı
Rabbimin af, Senin şefaat kapını gözyaşımla çaldım…
Çünkü biliyorum ki;
Af ve şefaat fermanın mürekkebi gözyaşıdır
Duası ağlamak ve sermayesi ümit olan bir ÜMMETİN olarak
Kapına geldim,
Yine diz çöktüm önünde, kerraten beyat ettim…

Ümmetin olarak dedim,
Dedim çünkü ümit ettim…
Senin tarafından sevilmek için,
Ümmetin olabilmek için Seni sevmek yetiyorsa
Seviyorum, elbette seviyorum, canımdan çok seviyorum
Ey Sevgili, En Sevgili, Gönlümün Sultanı…

Hem, hem nasıl sevmem ki;
Sen,
Sevginin kaynağı değil misin,
Rabbimin Habibi, Resulü Sensin…
Sen,
Mevlamın övdüğü değil misin,
Dürrü yekta, Hatibi enbiya Sensin
Sen,
Sevginin kaynağı, varlığın sebeb-i vücudu değil misin,?
“Levlake levlak, lema halaktul eflak” sözünün muhatabı Sensin…
Sen,
Hz İsa’nın müjdelediği, Hz İbrahim’in muştuladığı değil misin?
18 bin aleme rahmet olarak gönderilen Sensin…
Nasıl sevmem Seni Ya Rasulallah…
Seviyorum, elbette seviyorum, canımdan çok seviyorum…

Bakiliğimiz oldun, faniliğimizin içinde
Yolum, Senin yolun olunca
Senden başka kime bel bağlayayım
Nurum ve şefaatim Senden gelecekse
Seni bırakıp kime gideyim…
ALLAH (c c ) (c c) ‘ ın duası içinde Sen,
Senin duan içinde ben varken
Söyle, Seni bırakıp kimi seveyim…

Ey Sevgili ;
Bak, salati fecr vakti yaklaşmakta…
Susma…
Ne olur susma, kalbime dokun,
bu karanlık odamı nurunla şereflendir
Ey Fahri Kainat;
Kapına geldim diyorum, susuyorsun…
Şefaat dileniyorum, susuyorsun…
Kalkan ellerime dokun diyorum, susuyorsun…
Susma, ne olursun susma Sevgili…
Biliyorum , ellerim kirli, zihnim bulanık, nefsim hodbin
Ama yine biliyorum ki
Sen, Sana uzanan ellerimi geri çevirmezsin
Çünkü Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa (sav) ‘sın,
Habibi kibriyasın…Hatemu’n Nebiyyinsin…

Sen değil miydin “ Yeryüzünde Allah-ü teala’nın
seyyah melekleri vardır, ümmetimin selamını
bana ulaştırırlar” buyuran
Sana binler, Sana yüz binler, Sana milyonlar,
Sana kainatın zerratı adedince
Salat olsun ya Rasulallah,
Selam olsun ya Nebiyallah,
Salat ve Selam olsun ya Habiballah…
Ne olur cevapsız bırakma bu mücrimi
Biliyorum günahkarım ama Senin sevginin
üzerine hiçbir sevgi tanımadım,
Senin kadar hiçbir sevgiliyi arzulamadım,
hasret kalmadım…

Bak Rasul, bak şu damlalara…
İnan, inan senin için akıyor
Rabbim biliyor ki; bir o kadar da içime damlıyor…
Bu damlalar hürmetine, Senin sevginin hürmetine
şereflendirir misin beni,
Alır mısın selamımı…
Tıpkı, yıldızlarından olan Hubeyb (r a) ‘ın Mekke’den
Sana gönderdiği selamı
Medine’de ayağa kalkarak aldığın gibi benim selamımı da alır,
Ümmetinden sayar ve “Ve Aleykes Selam Hakan” der misin…
Ve şu gece gibi zifiri karanlık olan yüreğimi nurlandırır mısın…
İşte, işte bak karşı apartmandaki komşum Hayrullah amca…
Yine beni yalnız bırakmadı,
Her gece olduğu gibi aldı penceresi önündeki yerini
Belli, o da bekliyor birisini,
O da bekliyor Sevgililer Sevgilisini…
14 asır geçti ama hala talaal bedrularla bekleniyorsun
Ey sevgili…

Kimileri ümmeti Muhammed karanlıklar içinde diyor
Ben inanmıyorum, inanmıyorum Ya Rasulallah
Madem ki Sen karanlığı boğan nurunla doğdun,
karanlığın adı anılmaz
Sen karanlık gecelerimize sabahsın,
Kışta özlenen baharsın, Senli gönüllerde gece yaşanmaz
Karanlık Seni görmeyen gözlerde,
Kadrini bilmeyen gönüllerde olsa gerek…

Ey Nebi…
Bilmiyorum, Sana ahir zaman ümmetinin
hangi halini şikayet edeyim!
Senin aşkınla yanmayan kalpleri mi
Senin nurundan mahrum ruhları mı
Seni görmeye layık olmayan gözleri mi
Senin unutulduğun haneleri mi…
Neleri unuttuk şu fani hayat meşgalesi içinde bir bilsen,
Ne cürümler işledik utanmadan,
Bahaneler yaptık üstüne üstük havadan sudan…

Ya Rasul, kapında ümmet olamadık,
Gül değil diken dahi olamadık,
Toprak değil taş dahi olamadık
Belki rıza gösterdik kadere ama Sana layık ümmet olamadık…
Sen dünyaya geldiğin anda bile “ümmeti ümmeti” diye ağlarken
Biz Sana kısık sesle bile olsa selam gönderemedik,
Seni savunamadık, anlatamadık…
Buna rağmen biliyorum ki Sen bizi unutmazsın
Sahi unutmazsın değil mi Sevgili…
Ne olur affet bizi…

Efendim, artık elim kalemi tutamaz,
gözüm kağıdı göremez oldu yaşlardan,
Yüreğim ağrıyor artık, yüreğim sızlıyor…
Gücüm takatim kalmadı artık, yardım et…
Ey şefkat yağmuru, ey mü’minlerin umudu!
Şefkat kanatlarınla kucakla beni,
Sen sil göz yaşlarımı,
Bırakma beni ve bırakmama izin verme Seni…

Ve Rabbime sesleniyorum;
Ey ahdinde vefalı, ey vefasında kuvvetli,
ey kuvvetinde yüce, ey yüceliğinde yakın,
ey yakınlığında latif, ey lütfunda şerif,
ey şerefinde aziz, ey izzetinde azim,
ey azametinde mecid,
ve ey yüceliğinde hamid olan Rabbim…
Kalbim Sana emanet,
biliyorsun beni ve biliyorsun bendeki Seni…
Ulaştır selamımı ve sevgimi…
Esselatu vesselamu aleyke ya Resulallah,
Esselatu vesselamu aleyke ya Habiballah,
Esselatu vesselamu aleyke ya Seyyidel evveline vel ahirin
Ve selamun alel murselin ve alihim velhamdulillahi Rabbil alemin…

“GuL” kokusu doldu odama…

Şair: Hakan Alper Sönmez
« Son Düzenleme: Şubat 22, 2009, 08:48:54 ÖS Gönderen: kuzu »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek