Peygamber Efendimiz bir mecliste otururlarken, oraya İslâmiyet'in baş düşmanlarından Ebû Cehil geldi. Hiçbir şey konuşmadan Peygamberimizin yüzüne epeyce bir dikkatlice baktıktan sonra kinini kusarcasına:
"Ya Muhammed! Sen ne kadar itici ve acayip görünüşlü bir insansın." dedi. (Hâşâ) Peygamberimiz SallALLAHu Aleyhi ve Sellem onun bu sözlerine ne kızdı, ne de hiddetlendi. Gayet sakin bir şekilde ona:
"Doğru söylüyorsun." buyurdu. Orada bulunanlar bu duruma çok şaşırmışlar ve pek bir şey anlamamışlardı. Biraz sonra aynı meclise Hazreti Ebû Bekir RadıyALLAHu Anh geldi. O da bir müddet Resûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem Efendimizin mübarek yüzlerine baktıktan sonra:
"Ya ResûlALLAH! Anam, babam sana feda olsun. Sen ne kadar güzel yüzlü, tatlı sözlüsün. Ben, senden daha güzel bir insan görmedim." dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ona da:
"Doğru söyledin ey Ebû Bekir!" buyurdu. Tabi-î mecliste bulunan ashab–ı kiram bu duruma daha da şaşırmıştılar. Zira Peygamber Efendimiz birbirine taban tabana zıt olan iki söze de aynı şekilde mukabele ederek tasdik etmişti. Merakla sordular:
"Ya ResûlALLAH! Biri, 'çirkinsin' dedi; onu tasdik ettiniz. Diğer birisi de 'Güzelsiniz' dedi onu da tasdik ettiniz. Bunun hikmetini bize anlatır mısınız?" Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
"Ben aynayım. Kim bana bakarsa, kendi sûretini görür. Ebû Cehil, kendi çirkinliğini gördü, "Çirkinsin" dedi. Ebû Bekir ise, ben de kendi güzelliğini gördü, "Ne güzelsin" dedi.