Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Ilkyardim !

Gönderen Konu: Ilkyardim !  (Okunma sayısı 4281 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı musalli

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4058
Ilkyardim !
« : Haziran 30, 2008, 01:54:09 ÖÖ »
TANIM

Herhangi bir şekilde kazalanmış veya hastalanmış bir kişiye sağlık durumunun daha kötüye gitmesini önlemek ve iyileşmesini kolaylaştırmak için yapılan her türlü ilaçsız girişime ilkyardım denir.

ilkyardım;



*Hemen
*Olay yerinde
*Orada bulunan kişilerce veya bizzat yaralı tarafından
*Mevcut araç gereçlerle yapılır.

ilkyardımın amaçları;

*Hayat kurtarmaktır.
*Sakat kalmaları önlemeye çalışmaktır.
*Kaza geçirenlerin ikinci kazalardan korunmasını sağlamaktır.
*Kaza geçirenlerin daha fazla yara almasını önlemektir.
*Tıbbi bakıma kadar kişinin durumunu korumaktır.
*Kazalıya moral vermektir.

KAZALARA BAğLI öLüMLER

A) Anında gelişen ölümler
*%50 oranında
*ilk yarım saat içinde
*Ancak ilkyardımla müdahale imkanı vardır.

B) Erken ölümler
*%30 oranında
*ilk 30 dk-6 saat içinde
*ölüm nedeni çoğunlukla iç boşluklarda ve kafatası içine olan ciddi kanamalar.
*Doğru yapılan canlandırma girişimleri ve kazalıyı hızlı ve doğru şekilde nakletmeyle önüne geçilebilir.

C) Geç ölümler
*%20 oranında
*6 saatten sonra
*Genellikle hastane şartlarında gerçekleşirler.


iNSAN VüCUDUNUN YAPISI VE çALIşMASI

insan vücudunun temel yöneticisi beyindir.Beyin ve diğer organların çalışması için oksijen gereklidir ve bu oksijen solunum sistemi vasıtasıyla havadan alınır.Akciğerlere gelen oksijen burada kana karışır ve kalp vasıtasıyla tüm vücuda pompalanır.
insan vücudu birbirine bağımlı çalışan çeşitli sistemlerden oluşur.

a)Sinir sistemi:Beyin,beyincik,omurilik ve sinirler
b)Solunum sistemi:Ağız ve burun,soluk borusu ve akciğerler
c)Dolaşım sistemi: Kalp,atardamarlar,toplardamarlar,
kılcaldamarlar,lenf damarları ve lenf bezleri
d)Hareket sistemi:Kemikler,eklemler,bağlar ve kaslar
e)Sindirim sistemi:Ağız,yemek borusu,mide,ince ve kalınbarsaklar,karaciğer,safra kesesi ve pankreas
f)Boşaltım sistemi:Böbrekler,idrar yolları ve idrar torbası
g)üreme sistemi:iç ve dış üreme organları
h)Duyu organları:Göz,kulak,burun,dil ve deri

öncelikle ilkyardım açısından önemli iki sistemi kısaca incelemek gerekir.

SOLUNUM SiSTEMi

*En küçüğünden en büyüğüne kadar vücuttaki milyarlarca işlem oksijen sayesinde elde edilen enerji ile gerçekleşir. ihtiyaç duyduğumuz oksijeni vücudumuza sağlayan solunum sistemimizdir. Nefes alıp verme işlemi otomatik olarak gerçekleşir. insan bu hayati önemdeki işlem yerine getirilirken hiçbir emek sarf etmez, bir karar vermez ve hiçbir müdahalede bulunamaz. Solunum sistemi burunla başlar.Havanın vücuda ilk giriş yeri burundur.
 

Burundan giren hava solunumun bir sonraki aşamasında vücut içinde yol alarak biraz daha aşağılara doğru inecektir. Havanın burundan sonra geçeceği bölge nefes borusudur. Nefes borusu gırtlaktan akciğerlere kadar uzanan yaklaşık 30 cm uzunluğunda bir borudur. Bu boru her an açık olmak zorundadır. Aksi takdirde havanın ciğerlere iletimi durur ve insan boğularak ölür. Nefes borusundan geçen oksijen, nefes borusundan ikiye ayrılan broşlardan geçerek akciğerlere ulaşır. Göğüs boşluğunda, biri sağa diğeri sola yerleştirilmiş iki akciğer vardır. Akciğer en önemli organlardan biridir.
 

Kandaki karbondioksitin havadaki oksijen ile yer değiştirmesi için, kan sıvısı ve hava mümkün olan en geniş alan üzerinde birbirleri ile doğrudan temas etmelidir. ihtiyaç duyulan alan yaklaşık 100 metrekare büyüklüğünde olmak zorundadır. Aynı zamanda bu alan göğüs boşluğu kadar ufak bir alana sığdırılmalıdır.Akciğerin içine her biri toplu iğne ucundan daha küçük 300 milyondan fazla kesecik vardır ve oksijen-karbondioksit değişimi bu kesecikler vasıtasıyla yapılır. Bu keseciklerin toplam yüzey alanı hesaplandığında ortaya olağanüstü bir rakam çıkar. Bir insanın akciğerinin yüzey alanı yaklaşık 70-100 metrekaredir. Her nefes aldığınızda bu 300 milyon küçük keseciğin içi havayla dolar. Bu keseciklerin iç yüzeyinde kılcal damarlar bulunmaktadır. Balonlar havayla dolduğu anda, kılcal damarlarda bulunan kandaki karbondioksit, havada bulunan oksijen atomları ile yer değiştirir.
 

insan vücudundaki hücrelerin her birinin sürekli olarak oksijene ihtiyacı vardır. Her nefes aldığınızda vücudunuza 100 trilyona yakın hava molekülü girer. Bunun yaklaşık %21'i yani 21 trilyonu, oksijen molekülüdür. Solunum sistemi yoluyla vücudunuza giren ve kan dolaşımına yüklenen bu moleküller, yine kan yoluyla vücudun en derin noktalarına kadar ulaştırılır. Ve burada bulunan karbondioksit molekülleriyle yer değiştirir. Akciğer bir hava pompası gibi ömür boyu hiç durmadan vücut içine hava alıp, daha sonra bunu dışarı pompalar. Ancak akciğerin diğer tüm organlar gibi çalışabilmek için bir dış enerjiye, güce ihtiyacı vardır. Nefes aldığımız zaman, kaburga kemikleri dışarı ve yukarı doğru hareket eder. Akciğer nefes borusundaki havayı aşağı doğru çeker. Soluk verildiği zaman kaburga kemikleri içeri doğru geri çekilir. Akciğer sıkışınca küçük keseciklerdeki hava dışarı çıkmaya zorlanır. Zorlanan hava nefes borusundan yukarı doğru çıkar.
 
Göğüs kafesinin esnek oluşu da nefes alıp vermeyi kolaylaştıran çok önemli bir özelliktir.
Soluk alıp verme işlemi, omurilik ve beyindeki merkezlerle kontrol edilir. Diyafram ve kaburga kaslarına giden sinirler, bu yapıların düzenli olarak 4-5 saniyede bir kasılmasını sağlar. Eğer sinirler kesilirse soluk alış-verişi de durur.Solunumun ana amacı vücut hücrelerindeki karbondioksidin dışarı atılması ve yerine oksijen alınmasıdır. Bu işlemler vücut dokularından çok uzak bir yerde, akciğerde gerçekleşir. Bu durumda akciğerden vücuda giren oksijenin bir şekilde dokulara taşınması, dokularda ortaya çıkan karbondioksitin de aynı şekilde akciğere ulaştırılması gerekmektedir. Bu taşıma işlemini de kandaki alyuvar denilen hücreler yapar.

DOLAşIM SiSTEMi VE KALP

Kan, bedendeki haberleşmenin neredeyse tamamını üstlenir.
Hücrelerin ve dolayısıyla bedenin enerji kazanabilmesi için gerekli olan hammaddeler kanın içinde taşınır.
Bedenin sıcaklığını adeta bir klima gibi ayarlar. Vücut ısımız, kan sayesinde sürekli olarak sabittir.
Kanın dolaşımı sırasında, içindeki koruma birimleri sürekli olarak iş başındadır. Vücuda girebilecek mikroplara karşı her an tetiktedirler.
Kan, vücudun yiyecek servisini de üstlenmiştir. Besinler tüm hücrelere kan vasıtasıyla dağıtılır.
Atıkların ve zehirlerin toplanıp taşındığı bir kanalizasyon sistemi olarak da işlev görür.
*Kan, bir sıvıdan çok, vücudumuzdaki kemik veya kas dokuları gibi bir dokudur. Ancak kuşkusuz onlardan farklıdır, çünkü kemik veya kas dokularını oluşturan hücreler birbirlerine sıkıca kenetlenmiş durumdadırlar. Kan da bir doku olmasına rağmen böyle bir özelliğe sahip değildir. Kan sıvısı içindeki hücreler birbirlerinden bağımsız olarak, serbest halde dolaşırlar.Her bedende 5 ila 6 litre arası kan bulunur. Bu miktar ortalama vücut ağırlığının %7-8'ini oluşturur. Kanın yarısı, sıvı olan bölümden yani plazmadan meydana gelir. Diğer yarısı ise kanın içinde çeşitli görevler üstlenmiş olan hücreler veya moleküllerdir.
*Kırmızı kan hücreleri, yani alyuvarlar, kanda en fazla bulunan hücrelerdir. Görevleri ise hücrelerin yaşaması için en gerekli olan malzemeyi, yani oksijeni taşımaktır. Sadece bununla kalmaz bedeni temizlemek için hücrelerde birikmiş olan karbondioksiti de kalbe geri iletirler.
 

Doku ve organlara kadar gelen kanın taşıdığı oksijen burada,hücrelerden açığa çıkan zararlı maddeler ve karbondioksitle yer değiştirir

Kalp
Kalbin oldukça sistemli bir mekanizması vardır. Bu mekanizmada meydana gelen tek bir aksaklık o insanın hayatını sona erdirebilir. Kalbin sahip olduğu mekanizmalardan en önemlisi sağ ve sol tarafında bulunan pompalardır. Kalbin her iki tarafında da kulakçık ve karıncıklar bulunmaktadır. Küçük pompa her iki tarafta da kulakçıklardır, büyük pompaları ise karıncıklar oluşturur. Kalbin sol tarafı temiz kan ile ilgilenir. Gelen temiz kanı organ ve dokulara ulaştırmak, kalbin sol tarafında bulunan sol kulakçık ve sol karıncığa düşer. Kalbin sağ tarafı ise kirli kan ile ilgilenir. Sağ karıncık ve sağ kulakçık kirli kanı temizlenmek üzere akciğerlere ulaştırmak için görev başındadır.
 

*Temiz kan kalbe ulaştığında önce üst taraftaki küçük pompaya, yani sol kulakçığa dolar. Buradan alt tarafta bulunan büyük pompaya yani sol karıncığa iletilir. Kirli kan da, yine aynı şekilde sağ kulakçıktan sağ karıncığa iletilir. Kalpteki her kulakçık birbirlerinden farklı görünseler de aslında yaptıkları iş aynıdır. Her biri belirli bir hedefe doğru kanı iletmekle görevlidir.
 

*Kalp, vücuda yayılmış olan 96.560 km'lik bir damar ağına hiç durmadan kan pompalar. Bu uzunluk, dünyayı ekvatordan itibaren iki defa çevirebilecek bir uzunluktur.
*Kalp içindeki kanı hem akciğerlere hemde diğer vücut bölgelerine pompalar.
 

*Vücuda kanı dağıtan damarlara atardamar denir ve kalpten çıkan damarlardır.Vücuttan gelen kanı kalbe taşıyan damarlara toplardamar denir ve kalbe girerler.

iLKYARDIMIN AşAMALARI

*ilkyardım olay yerinden sağlık merkezine ulaşıncaya kadar geçen zamanı kapsar.
*Bunlar triyaj(yaralıların hayati tehlike derecelerine göre sınıflandırılması)
ilkyardım
nakil ve ambulans hizmetleridir.
 

Triyaj sınıflandırması

Yaralanma durumuna göre

1-Hafif yaralı
Diğer yaralılara yardım edebilirler
Sıyrık ve yüzeyel deri yaralanmaları
2-Ağır yaralı
Ciddi,fakat anında tedavi gerektirmeyen yaralılar
Solunum güçlüğüne neden olmayan göğüs yaralanmaları,şoka neden olmayan delici karın ve göğüs yaralanmaları
3-Kritik yaralı
Yaşam kurtarıcı,hızlı,anında tedavi gerektiren yaralılar
Masif kanama,şok,göğüs yaralanmaları
4-Umutsuz yaralı
Kaza yerinden götürülemeyecek kadar ağır yaralılar


iLKYARDIM HAREKET PLANI

1) önce kendinizi,sonra olay yerini ve kazalıyı emniyete alın.
2)Kazalıyı süratle ve paniğe kapılmadan değerlendirin.
3)Gerekli ilkyardımı şu sırayla yapın:
 

4)Tıbbi yardım çağırın ve tıbbi yardım gelene kadar kişiyi kontrol altında tutun.
5)Kazalıyı olay yerinden usulüne uygun taşıyın.

iLKYARDIMDA iLK YAKLAşIM

ilk değerlendirme
 

*Kazalanmış birisine ilk müdahale edilecek aşama
Solunum
Kalp masajı
Kanama durumlarıdır.

*Takip eden aşamalar bu ilk acil müdahaleden sonra düşünülmelidir.
*Bu bakımdan
Suni solunum yapmak
Kalp masajı yapmak
Ağır kanamalarda kanamayı kontrol etmek ilk anda yapılması gerekenlerdir.

iLKYARDIMDA iLK YAKLAşIMLAR

ilkyardımda öncelik hava yolunun açılmasıdır.
*Solunum durduğunda 0-1 dk içinde kalp sorunları başlar.1-4 dk arası beyin hasarına eğilim,4-6 dk arası beyin hasarı başlangıcı,6-10 dk arası beyin hasarında artma,10 dk nın üzerinde geri dönüşsüz beyin hasarı gelişir.
*özellikle bilinci kapalı hastalarda hava yolunun tıkanmasının en sık görülen sebebi dilin geriye düşerek soluk borusunu tıkamasıdır.
*Bu nedenle yaralının yanına gelir gelmez
Başını mümkün olduğu kadar geriye bükün.
çenesini yukarı kaldırılıp ağzını açın.
Gerekiyorsa dilini dışarı çekin.
*Bu işlemden sonra hasta kendi kendine nefes almaya başlayabilir.
 

*Nefes alıp vermiyorsa ağız içinde herhangi bir yabancı cisim olabilir.Bu yüzden ağız içi kontrol edilir.Varsa yabancı cisim parmakla çıkarılmaya çalışılır.
*Eğer elle çıkarılamıyorsa kişiyi öne doğru eğin ve kürek kemiklerinin arasına kuvvetlice vurun.Soluk yolu yine açılmazsa kişinin arkasına geçin.Elinizi yumruk yaparak göğüs kemiğinin alt kısmına koyun.öbür elinizle tutarak karına ve yukarı doğru bastırın.(Heimlich Manevrası)
 

*Bu işlemlerden sonra solunum olup olmadığını kontrol edin.
Solunum sesi
Göğsün inip kalkması,göğüs kafesi hareketleri
Ağız veya buruna,cam veya ayna tutulması gibi belirtiler aranmalıdır.
 

*Eğer herhangi bir solunum belirtisi yoksa vakit kaybetmeden suni solunuma başlayın.

Suni solunum

Amaç:Hastanın kendi başına alamadığı oksijeni dışarıdan vermek

1)Ağızdan ağıza suni solunum
*Hava yolu açılmış hastanın başını sabit tutmak için alından bastırılır ve aynı elin parmaklarıyla burun kapatılır.
*Hastanın ağzı genişçe açılır,derin bir nefes alınır.
*Alınan nefes kuvvetlice hastanın ağzından içeri verilir.
*Ağız kazalıdan uzaklaştırılır ve verilen havanın kendi başına dışarı çıkması beklenir.Bu arada hastanın göğsünün hareket edip etmediğine bakılır.
*Göğüs hareketi yoksa muhtemelen soluk yolunun daha alt kısımlarında bir tıkanıklık vardır.
2)Ağızdan buruna suni solunum
*Hastanın ağzını açmak mümkün değilse
*Yüzdeki ciddi yaralanmalar sonucu ağızdan suni solunum uygulamak mümkün değilse
*Uygulama prensibi ağızdan ağıza suni solunumla aynıdır.
*Bir el hastanın alnına bastırırken diğer elle alt çene kaldırılarak ağız kapatılır.
*Alınan nefes hastanın burnundan doğru verilir.
 

*Suni solunuma kişi kendi başına nefes alıp vermeye başlayıncaya kadar devam edilmelidir.
*Yetişkin bir insan dakikada ortalama 12 kez nefes alıp verir.Bu yüzden suni solunum sırasında bu sayı hesaplanmalı ve ortalama 5 sn de bir nefes verilmelidir.
*Bir kazazedenin yapılan ilkyardım girişimi öncesinde veya esnasında kalbinin çalışmadığı saptanırsa kalp masajına başlanır ve kalp masajı her zaman suni solunumla beraber uygulanır.
*Kalbin çalıştığının göstergesi nabız belirtisidir.Nabız vücutta en doğru olarak şahdamarından tesbit edilir.şahdamarı boynun iki yanında orta çizginin hemen gerisindedir.
 

*ilkyardımcı elinin işaret ve 3.parmaklarını birleştirerek şahdamarının üzerine koyar ve buradan nabız vuruşunu hissetmeye çalışır.Eğer nabız yoksa kalp masajına başlanır.

Kalp masajı

Amaç:çalışmayan ve kan dolaşımını sağlayamayan kalbi dışarıdan basınç ile sıkıştırarak içindeki kanı boşaltmasını sağlamak
*Yatan bir kişide kalp göğüs ön kemiği ile omurga kemiği arasındadır.
*Basınç noktası göğüs kemiğinin bittiği noktanın 4 parmak yukarısı ve göğüs kemiğinin üstüdür.
*Bir elin avuç kısmı basınç noktasına konur.Diğer elin parmaklarıyla göğüs kemiği üzerindeki elin parmakları yukarı doğru çekilir.
*Kollar gergin,dirsekler bükülmeden,göğüs kafesini 4-5 cm çökertecek şekilde ani basınç uygulanır ve bırakılır.
 

*Bastırma ve bırakma hareketleri düzgün,ritmik ve kesintisiz olmalıdır.
*Erişkin bir insanın kalbi ortalama dakikada 80 kez kasılıp gevşer.Bu yüzden basma ve bırakma hareketleri de buna uygun yapılmalıdır.
*Suni solunum ve kalp masajı aynı anda yapılmalıdır.
*Eğer kalp masajı ve suni solunum tek kişi tarafından yapılıyorsa
15 kez kalp masajı
2 kez suni solunum (15 basma 10 sn içinde solunum ise sonraki 5 sn içinde)
*iki kişi tarafından yapılıyor ise
5 kez kalp masajı
1 kez suni solunum şeklinde uygulanmalıdır
*Suni solunum ve kalp masajı(Kardiyopulmoner resusitasyon) esnasında her periyottan sonra solunum ve dolaşım kontrol edilmeli ve solunum ile nabız tespit edildiği anda bırakılmalıdır.
*Gerekiyorsa suni solunum ve kalp masajına hastayı taşırken de devam edilmelidir.
*Taşıma sırasında suni solunum ve kalp masajına en fazla 15 sn ara verilebilir.

****SUNi SOLUNUM VE KALP MASAJI HASTA içiN HAYATi öNEM TAşIDIğINDAN SOLUNUM VE DOLAşIM DURDUKTAN SONRAKi iLK 5 DAKiKA içiNDE CANLANDIRMA işLEMiNE BAşLAMAK GEREKiR.

TRAVMALAR

*Travma kelime anlamı olarak darbe demektir.Geniş kitleleri, çocuk veya erişkin fark etmeksizin sakat bırakan önemli bir toplum sorunudur.Travma hastalarında yaşam kurtarıcı temel faktör,yaralanma anından kesin tedaviye kadar olan süredir.Bir yaralının ölmesi ile yaşaması arasındaki temel belirleyici,yaralanmadan sonraki birkaç dakika içinde yapılan işlemlerdir.

Kafa Travmaları

*En ciddi travma biçimidir.Ağır kafa travmalarında ölüm riski %70 e kadar çıkabilir.Kafa travmasında darbenin geliş yönü önemli değildir.Darbe esnasında kafatası içerisindeki beyin hareket eder ve kafatasının değişik yerlerine çarparak beyin hasarı oluşur.Ayrıca eğer travma sonucu kafatası kırıkları oluşursa,beyinin kırık kemik uçları tarafından zedelenme riski de vardır.
 

*Kafa kırıklarında beyin bölgesindeki damarlarda yırtılabilir ve böylece ciddi beyin kanamaları gelişir.
*Kafa travmalarında bilinç kaybı,kulaktan ve burundan kan gelmesi görülebilir.Ani felç gelişimi,solunum düzensizliği veya solunum durması olabilir.Travma bölgesinde kanama veya şişlik görülebilir.
*Kafa travmasında ilkyardımda yine öncelik solunum ve dolaşımın sağlanmasıdır.Kanama varsa kontrol altına alınmalıdır.
*Burun veya kulaktan kan geliyorsa yaralıyı akıntının geldiği yer üzerine yan yatırmak gerekir.Kulağa veya buruna pamuk tıkanıp kanama durdurulmaya çalışılmamalıdır.
*Beyinle kafatası arasında gri renkli,sudan biraz daha katı bir sıvı vardır.Eğer kulak veya burundan buna benzer bir sıvı geliyorsa hasta yarı oturur pozisyona getirilmelidir.
*Mümkün olan en kısa zamanda,hasta hiç hareket ettirilmeden taşınmalıdır.

Boyun ve Omurga Travmaları

*Boyun ve bel bölgesine olan travmalarda kırılan kemiklerin omuriliği zedelemesi riski vardır.ilk başta bir zedelenme olmasa bile hastayı kontrolsüzce hareket ettirmek zedelenmeye yol açabilir.
 

*Omurilik zedelenmesi sonucu darbe alan bölgenin alt kısımlarında duyu kaybı ve felç gelişebilir.bazen kas spazmları görülebilir.Omurilikteki ciddi zedelenmeler iyileşmez ve kalıcı sakatlıklar gelişir.Boyun bölgesindeki zedelenmeler ise ölümcül olabilir.
 

*Bu yüzden boyun ve bel bölgesinde yaralanmaları olanlar,düz bir tahta veya kapı üzerine mümkün olduğunca az hareket ettirilerek yatırılmalı ve sarsmadan taşınmalıdır.

KANAMALAR

*Kanın çeşitli sebeplerle damar dışına çıkmasıdır.Yetişkin birisinde 5-6 litre kan vardır ve bu hacmin 1/5 i kadar kan kaybedilirse hayati tehlike başlar.
*Vücut boşluklarında(kafatası içi,göğüs kafesi içi,karın içi) olan kanamalara iç kanamalar
Vücudun dışına olan kanamalara dış kanamalar denir.
*Kanamalar atardamar kanamaları,toplardamar kanamaları ve kılcal damar kanamaları olarak gruplandırılır.

iç kanamalar


*iç organ ve dokuları besleyen damarlarda yırtılma sonucu oluşur.Başlıca sebepleri

Dışarıdan sert darbeler
Bazı hastalıklar
*Huzursuzluk,titreme,bayılma,zayıf ve hızlı soluma,zayıf ve hızlı nabız,nemli soğuk ve soluk cilt,göz bebeklerinde büyüme,kulak çınlaması gibi belirtileri vardır.
*Hava yolu açılmalı
Yaralı sırt üstü yatırılmalı
Ağızdan yiyecek ve içecek verilmemeli
Kısa sürede sağlık kuruluşuna götürülmeli

Dış kanamalar

*Delici,yırtıcı,kesici cisimler,ateşli silahlar ve uzuv kopmaları sonucu oluşur.
1.Atardamar kanamaları:Açık kırmızı,fışkırır tarzda
2.Toplardamar kanamaları:Koyu kırmızı,akar tarzda
3.Kılcaldamar kanamaları:Sızıntı şeklinde

Kanama durdurma yöntemleri

1)Bölgesel basınç uygulamak
Kanama az ise kanayan yere temiz sargı bezi konulup kanama duruncaya kadar elle bastırılır.
 
 

2)Tampon uygulamak
Basınç uygulama ile durmayan kanamalarda
Daha kalın bir sargı bezi gerekir
Bez iyice kanla ıslandığı zaman yerinden kaldırmadan üzerine ikinci bir tampon konur.
 

3)Turnike uygulamak
Sadece kol ve bacakta uygulanır.
Dizle kalça ve dirsekle omuz arasına uygulanır.(Diz ve dirseğin aşağısına uygulanmaz)
Prensibi kanama yerinin üzerinden ana damarı sıkıştırarak kan akımını kesmektir.
Turnike malzemesi olarak lastik, bez, kemer,kravat veya çorap gibi nesneler kullanılır.
 

Turnike uygulama prensipleri

*Kablo veya tel gibi kesici cisimler kullanılmaz.
*Turnike bölgesinin alt kısmındaki vücut bölgelerinde oksijensizlikten gangren gelişmemesi için her 20 dk da bir 10-20 sn gevşetilir sonra tekrar sıkılır.
*Turnike en fazla 2 saat uygulanır.2 saatten sonra gangren riski artar.
*Kol ve bacak kopmalarında turnikeden başka bir yöntemle kanamayı durdurmak mümkün değildir.Kopan organ da temiz bir şekilde yaralıyla beraber sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
*Vücudun herhangi bir yerine saplanmış yabancı cisim varsa bu cismi yerinden çıkarmamak gerekir.şiddetli kanama başlayabilir.Cisimle beraber nakletmek en mantıklısıdır.

Yardımcı kanama durdurma yöntemleri

*Buz uygulamak(soğuğun damarları büzücü etkisi nedeniyle)
*Kanayan bölgenin kalp seviyesinden yukarı kaldırılması
*Yardımcı kanama durdurma yöntemleri kılcaldamar ve toplardamar kanamalarında kullanılır. Atardamar kanamalarında fazla faydası yoktur.

şOK

*Kan basıncının veya miktarının ani ve fazla miktarda düşmesiyle oluşur.Hayati organlara yeterli miktarda kan gidemez.
*En sık nedeni kanamalardır.

*Başlıca belirtileri:
Halsizlik,bulantı,susama
Baş dönmesi,yorgunluk
üşüme,hızlı ve zayıf nabız ve solunum
Solgun,soğuk,nemli ve terli cilt
Genellikle şuur kaybı
*şokun ciddiyeti kaybedilen kan miktarına ve bu kaybın ne kadar sürede olduğuna bağlıdır.

*ilkyardımda;
*Hava yolunun açık kalması sağlanır
*Kanama varsa kontrol altına alınır
*Kırıklar varsa gerekli ilkyardım yapılır
*Vücut ısısının düşmesini önlemek için üzerine battaniye örtülür
*Sırt üstü yatırılır ve ayaklar 20-25 cm yukarı kaldırılır
 

*şoka girmiş bir kazazedede şuur kaybı varsa;
 

KIRIKLAR,çIKIKLAR VE EZiLMELER

*Kemik bütünlüğünün dışarıdan herhangi bir darbeye bağlı olarak bozulmasıdır.
*Kırıkla birlikte çevresindeki kas,sinir ve damarlarda da hasar oluşur ve hareket sistemi görevini yapamaz.
*Kırıkta en tehlikeli durum,ağrı ve kan kaybıyla kazazedenin şoka girmesidir.

Kırık çeşitleri
1)Kapalı kırık:Deri bütünlüğü bozulmamıştır.
2)Açık kırık:Kırık kemik uçları derinin dışındadır.
 

*Eğer kemik tek yerden kırılmışsa tek parça kırık,birkaç yerden kırılmışsa çok parçalı kırıktan söz edilir.

Kırık belirtileri
*şiddetli ağrı
*şişme
*Fonksiyon bozukluğu
*Anormal şekil
*Hareketsizlik

*Kırıkta yapılacak ilkyardımda temel prensip kırık kemik uçlarının hareketsiz kalmasını sağlamaktır.

Kafatası kırıkları

*Genellikle çökme şeklindedir.
*Hasta mümkünse hiç hareket ettirilmez.
*Baş,buz veya soğuk kompresle korunarak,yatar halde baş hafifçe kaldırılmış olarak taşınır.

Yüz kırıkları

*Genellikle alt çene kırıkları görülür.
*Alt çene başa yavaşça bağlanarak tesbit edilir.
*Yarı oturur pozisyonda,alt çene boyun altından elle desteklenerek taşınır.

Boyun kırıkları

*Baş travmalarının tümünde boyun kırığı düşünülerek hareket edilmelidir.
*Kazazede yatırılır,başının iki yanı desteklenir.
*Baş ve boyun sıkıca tesbit edildikten sonra,boyun hiç hareket ettirilmeden taşınır.
 

Omurga veya bel kırıkları

*Kırığın alt kısımlarında his kaybı ve karıncalanma görülebilir.Bu tip belirtilerde kesin teşhis konuluncaya kadar bel kırığı gibi davranılmalıdır.
*Hasta hiç hareket ettirilmez.
*Geniş tahta gibi sert bir malzemeye tüm vücudundan tesbit edilir ve sarsmadan taşınır.
 

Kaburga kırıkları

*Bu kırıklar göğüs hareketlerinin bozulmasına, akciğerlerin kısmen veya tamamen sönmesine neden olurlar.Nefes alıp vermek zorlaşır.
*Açık yara varsa kapatılır.
*Solunumu rahatlatmak için kırık tarafındaki kol askıya alınır.
*Mümkünse oturtularak taşınır.

Kol,bacak ve parmak kırıkları

*Tipik kırık belirtileri vardır.

*Kol kırıklarında kırık
dirsekten yukarı ise koltuk altından dirseğe kadar
dirsekten aşağıda ise dirsekten bileğe kadar tespit edilir.
*Kazazede oturur pozisyonda taşınır.

*Bacak kırıklarında kırık
dizin üstünde ise kalçadan dize kadar
dizin altında ise dizden ayak bileğine kadar tespit edilir.
*Kazazede yatar pozisyonda taşınır.

*Parmak kırıklarında tüm parmak tespit edilir.

*Kol,bacak ve parmak kırıklarında kırığı tesbit etmek için sert veya kolay bükülmeyen iki uzun cisim gereklidir.Bunlar karşılıklı konarak bir bezle sarılmalıdır.
*Bunun için birkaç kat karton veya tahta gibi malzemeler kullanılabilir.Bu malzemelere genel olarak atel denir.
*Tesbit sırasında bulunan malzeme yeteri kadar uzun olmalı ve kırığın üst ve altındaki eklemleri de içine almalıdır.Bu şekilde eklemler de sabitlenmiş olur ve taşıma esnasında kemik uçlarının hareket etmesi engellenir.
*Kırık olup olmadığından emin olunamadığı durumlarda kırık varmış gibi davranmak gerekir.

ATEL

*Kırık,çıkık ve yanıklarda,hareketsizleştirme için kullanılan malzemeye genel olarak atel denir.
*Atel malzemesi olarak,tahta,sert karton,kazma-kürek sapı v.s. kullanılabilir.Bunların dışında alçıdan da yapılabilir.özel olarak kol ve bacaklar için yapılmış şişme atel setleri de vardır.

*Atel uygulanan yerler

1-Kırıklar
Kol ve bacak kırıkları
Parmak kırıkları
Bilek kırıkları
2-çıkıklar
Dirsek ve diz çıkıkları
Parmak çıkıkları
Bilek çıkıkları
3-Kol ve bacaklardaki yanıklar

Atel uygulamasında temel prensipler

1-Atel için kullanılacak malzeme düz,sert ve yeterince uzun olmalıdır.
2-Atel malzemesi açık kırıklar veya yara üzerine konulmamalıdır.
3-Atel uygulanırken kırık veya çıkık olan bölgenin bir alt ve bir üst eklemleri de atel içerisine dahil edilmelidir.
4-Atel hareketsizleştirmeyi sağlayabilecek kadar sağlam ve sıkı,kan dolaşımını kesmeyecek şekilde gevşek olmalıdır.
5-Ateli sabitleştirmek için sargı bezi,kumaş parçaları veya kemer kullanılmalı,tel veya kablo gibi kesici malzemeler kullanılmamalıdır.
6-Atel uygulanırken kırık kemik uçlarını veya çıkığı normal pozisyona getirmek sakıncalıdır.önemli olan hareketi önlemek olduğundan,en son bulunduğu pozisyonda sabitlemek gereklidir.
7-Atel için ideal olan aynı malzemeden 2 tanedir.Eğer tek atel malzemesi bulunuyorsa,bu malzeme ,ile de atelleme yapılabilir.
8-Atel malzemeleri kırığın üzerine gelmeyecek şekilde karşılıklı konulur ve sarılarak sabitlenir.
9-Ateli uygularken mümkünse atel malzemesi ile deri arasına yumuşak bir madde(pamuk,battaniye,çarşaf v.s.) konulmalıdır.
10-şişme atellerde önce atel şişirilir sonra sabitlenir.
 
çıkıklar

*Hareketli eklemlerin zıt istikamette ani hareketlerle karşılaşmasıyla,kemik başlarının eklem kapsülü dışına çıkmasına çıkık denir.En çok omuz,dirsek ve alt çenede görülür.şekil bozukluğu,hareketsizlik ve ağrı başlıca belirtileridir.
*ilkyardımda
çıkık bölgesine buz uygulanır
Aynen kırıkta olduğu gibi tesbit edilir
Duruma göre oturur pozisyonda ya da yatar pozisyonda sağlık kuruluşuna sevk edilir.

Ezilmeler

*çoğunlukla yumuşak dokularda hasar olur.Ezilen kısımda yaygın kızarıklık ve şişme vardır.Deprem ve göçük gibi kazazedelerin uzun süre enkaz altında kaldıklarında ezilen bölgelerde deri ve kaslarda zehirli maddeler birikir.Bu maddeler kana karışarak şok ve ölüme sebebiyet verir.
*Kazalı sırt üstü yatırılır
Başı ve bacakları yükseltilir
Mümkünse hiç kımıldatılmadan taşınır.
« Son Düzenleme: Eylül 08, 2008, 04:44:42 ÖS Gönderen: hakkinihelalet »

Çevrimdışı Büsra

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 392
  • Cinsiyet: Bayan
ilkyardim !
« Yanıtla #1 : Ağustos 16, 2008, 01:22:42 ÖÖ »
teşekkürler öğrenilmesi gereken bilgiler hiç umulmadık bi anda ihtiyaç duyuluyor

Çevrimdışı musalli

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4058
ilkyardim !
« Yanıtla #2 : Ağustos 16, 2008, 01:25:53 ÖÖ »
Kesinlikle öyle;her vatandaşın bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor.
Bazen en yakınımız için bile ne yapacağımızı bilemez halde oluyoruz.
Ben teşekkür ederim kardeşim.

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek