Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Sıkıntılar Nasıl Sabırla Sevaba Çevrilir?

Gönderen Konu: Sıkıntılar Nasıl Sabırla Sevaba Çevrilir?  (Okunma sayısı 1362 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Sıkıntılar Nasıl Sabırla Sevaba Çevrilir?
« : Aralık 11, 2008, 09:41:34 ÖÖ »
Bir adam sorusunu şöyle sordu:

– Ya Resulallah, bana öyle bir şey haber ver ki onu yapınca cennete gideyim! Şöyle cevap verdi Resulü, cennete gitmek isteyen adama:

– ’ın senin hakkındaki kaza ve kaderine razı ol, şikâyet etme, istediğine kavuştun gitti!

- Neden böyle? Çünkü insanın hayatında hep iyi şeyler yaşanmaz Bazen yokluk, hastalık, çeşitli sıkıntılar hayatı sıkar, zorlaştırır Dayanma gücünü azaltabilir

İşte böyle zor anlarda ’ın takdirine rıza göstermek, Müslüman’ın temel vasfıdır Şayet bu temel vasfını koruyabilirise tabiBu vasfın imanlı insana kazandırdığı misilsiz sevabı Efendimiz (sas) bir hadislerinde şöyle ifade buyurmuşlardır: – Hayret edilir müminin ’ın takdiri karşısındaki teslimiyetine (cc)O'na üzücü bir musibet verse sabreder kazanır Sevindirici bir nimet lütfetse şükreder kazanır! Daha doğrusu kadere razı olan mümin, başına gelen her hali teslimiyetle karşıladığından rahatlık gelse de kazanır, sıkıntı gelse de kazanır Kadere razı olma hali onu her halde kazanma durumuna yükseltir

Şurası bir gerçektir ki; insan, hayatı boyunca maruz kaldığı sıkıntı ve musibetlere ne kadar dayanır, sabır ve teslimiyetle mukabele ederse o nisbette olgunlaşır, yanında makamı yükselir

Bu konuda bir hadislerinde Efendimiz (sas) Hazretleri şöyle buyuruyor:

– Sıkıntı ve musibetlere sabreden insanlar yanında öyle yüce makamlara mazhar olurlar ki, ibadetleriyle o makamlara çıkamazlar!


Nitekim bu konuyu bir misalle izah eden Lokman Hekim de şöyle der:

– Nasıl madenin kıymetlisi ateşe verilince üzerindeki pası dökülüp altından öz cevheri meydana çıkarsa, ’ın sevdiği kulları da maruz kaldıkları musibetleri teslimiyet ve sabırla karşılayarak olgunlaşır, ’ın saf, temiz kulları olduklarını meydana çıkarmış olurlar

Başa gelen musibet ve sıkıntıları ikiye ayıran alimlerimiz derler ki:

– Kulun maruz kaldığı musibetler bazen makamının yükselmesi için olur Bazen de işlemiş olduğu günahın cezasının ahirete tehir edilmeyip burada verilmesinden dolayı olur Her iki hal de kulun lehinedir Kul bu inceliği bilirse tabii

Bu konuda yaşanmış şu olay fevkalade çarpıcı bir belge mahiyetindedir Sahabeden bir zat, cahiliye devrinde tanıdığı bir kadınla karşılaşır yolda Sohbetten sonra ayrılıp da giderken kadına doğru bakarak yürüdüğünden ayağı çukura girip yere düşer, kolu kırılır Doğruca Resulüllah’ın huzuruna gelen sahabi, durumu aynen anlatınca Efendimiz (sas) şöyle açıklamada bulunur:

– , bir kulunu severse onun işlemiş olduğu günahının cezasını burada takdir eder, ahirete tehir etmez! Böylece kul, burada cezasını çektiğinden ahirette kurtulur Anlaşılan kolun kırılması, geriye doğru ısrarla bakmanın dünyevi bir cezası olarak yorumlanmıştır

Başa gelen sıkıntı ve üzücü o olaylar ister makamın yükselmesi için gelsin, isterse günahın cezası olarak musallat olsun sonuçta sabreden kazanır Hatta kaybediyor gibi görünürken kazanır ’ın takdirine rıza inancı insanı böylesine teslimiyetli hale getirir Bu inanç sıkıntılara dayanma gücü verir, imanlı insanlar kolay kolay yıkılmaz, hep ayakta dururlar Başkalarının boğulduğu yerlerde onların ayakları bile ıslanmaz

Aslında korkulacak musibet dine gelen musibettir Dinin emrini yaşama imkanından mahrum kalma musibetidir Bu musibetin insana kazandıracak bir şeyi yoktur Ama dünyevi musibetler zahmetini burada bırakır rahmetini ahirete seninle gönderir Onun kazancı kesindir


 


 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek