Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
İran Ve Türkiye'de Boşanma sebebleri

Gönderen Konu: İran Ve Türkiye'de Boşanma sebebleri  (Okunma sayısı 2330 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı hakkinihelalet

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2752
  • Canim Oğlum
İran Ve Türkiye'de Boşanma sebebleri
« : Haziran 28, 2008, 08:37:48 ÖS »
Şaşırtıcı gelebilir, ama İslâm dünyasında boşanma oranlarının yüksek olduğu iki ülke: “Türkiye ve İran”dır. Bu iki ülke karşıt rejim anlayışlarına sahip olmakla beraber birbirlerine fazlasıyla benzemektedirler. Her iki ülke de modern tarihte sömürge olmadılar, her iki ülke bölgenin büyük ülkesidir, her iki ülkenin nüfusları birbirine yakındır –bu kategoriye Mısır'ı da eklemek gerekir-. Modernleşme tarihlerinde ana kırılma noktaları –aradaki üç-beş sene farkıyla- hemen hemen aynıdır ve daha başka benzerlikler de vardır.
       
İran'da 1979'da devrim yapıldı, fakat orada, aslına bakılırsa ibadetler seviyesinde dini hayat zayıf. Yüksek seviyede bir dindarlık var, ama bu tabir caizse semboller-ritüeller seviyesinde tezahür ediyor. Türkiye'de dindarlık 2000'li yıllardan bu yana bir miktar zaafa uğradı. "Muhafazakâr kimlik" dindarlığı ikame edecek şeklide gelişti. Aslında Türkiye'de halk dindar, ama dinin itibarı giderek düşüyor. Çok önemli bir değişim sürecinden geçiyoruz.
     
Birçok sosyal bilimci kabul etmek istemese de, gerçekte boşanma oranları ile dindarlık arasında sıkı bir bağlantı var. Mısır'da boşanma oranları, Türkiye ve İran'daki kadar yüksek değil, fakat orada da 30 yaşın altında evlenmemiş 9 milyon kadın var. Toplumun yüzdesinde kadınların payı giderek artıyor. Üniversitelerde, iş hayatında veya genel olarak sosyal hayatta, kadınlar bariz şekilde görülüyor. Üniversitelerde, öğrencilerin yüzde 60-65'i kadınlardan oluşuyor. Mısır'da dindarlık oranı hayli yüksek. 20 milyonluk Kahire'de 200 tane başı açık kadın bulamazsınız. İran gibi başörtüsü mecburi değil. Buna rağmen hemen hemen bütün kadınlar tesettürlü. Oysa İran'da böylesine örtünmüş, saçının bir kısmı açıkta ve neredeyse başındaki örtüyü atmaya hazır kadınların sayısı giderek artıyor. Demek ki, başörtüsü (İran) veya başaçıklıkta (Türkiye) en önemli faktör, devletlerin emredici tutumlarından çok, dini bilinç ve sivil eğitim önemli rol oynuyor.
     
Boşanmanın hem İslâm dininde hem de bugünkü hukukta altı çizilmiş gerekçeleri var; boşanmanın gerçekleşebilmesi için ortada görünür, maddi sebepler olmalı. Bunlardan biri terk; mesela savaş münasebetiyle, kavga nedeniyle, uzun bir yolculuktan dönmemiştir eş, bunlar boşanma sebebidir. İkincisi eşlerden birinin akıl sağlığını kaybetmesi halidir. Üçüncü neden eşlerden birinin cana kastetmesi ve dördüncü sebep eşin yüz kızartıcı bir suç işlemesidir. 1 Haziran 2004 tarihine kadar zina da Türk hukukuna göre, boşanma sebebiydi, ama 1 Haziran tarihinden sonra değişti. İslâm hukukunda kadın ya da erkeğin zina yapması boşanma nedenidir. Bütün bunlar görünen maddi sebeplerdir. 
     
Türkiye'de boşanmalara baktığımızda en büyük sebep "şiddetli geçimsizlik" olarak karşımıza çıkıyor. Bu çok muğlâk bir kavram; şiddetli geçimsizliğin ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyoruz, her şey sebep olabiliyor. Boşanma oranlarındaki artışı ve bunun gerisinde yatan toplumsal çözülmeyi anlayabilmek için şiddetli geçimsizlik faktörünü anlamak lazım. Şiddetli geçimsizliğin kökenine inmeye çalıştığımızda birkaç faktör ortaya çıkıyor:
     
Bunlardan biri insanların birbirlerine tahammül etme becerilerini kaybetmeye başlamalarıdır. Sabır, fedakârlık sanki angarya veya kişilerin enayiliklerinin göstergesi olarak algılanıyor. Evlilik sevgi temeline dayanır, bunda hiç kuşku yok, ama herkes birbirine âşık olarak, severek evlenmez; önce kişi, eşi olacak adaya kanının ısındığına kanaat getirir. Belli bir yaşa gelen genç sosyo-kültürel olarak evlenme moduna girer. Bu açıdan bakıldığında –birçok kişiye tuhaf gelecek ama- evliliğin başlangıcında mutlaka sevginin olması gerekmez, sevgi faktöründen önce objektif şartlara bakmak lazım. Sevginin olması idealdir, ama başlangıç noktasında olmaması, iyi bir evliliğe engel değildir.


 
Ali  Bulaç

Çevrimdışı hakkinihelalet

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2752
  • Canim Oğlum
İran Ve Türkiye'de Boşanma sebebleri
« Yanıtla #1 : Haziran 29, 2008, 12:01:28 ÖÖ »
Teşekkürler... ::)

çok önemliii

rica ederim canim...
Okuyan gözlerine saglik...

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek