Dua; bir çağrı, bir yakarış ve küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya, arzdan, arzılardan semalar ötesine bir yöneliş, bir talep, bir niyaz ve bir iç dökmedir. Dua eden, kendi küçüklüğünün ve yöneldiği kapının büyüklüğünün şuurunda olarak, fevkalade bir tevazu içinde ve istediklerine cevap verebileceği inancıyla el açıp yakarışa geçince, bütün çevresiyle beraber semavileşir ve kendini ruhanilerin “hay-huy”u içinde bulur. Böyle bir yönelişle mü’min, ümit ve arzu ettiği şeyleri elde etme yoluna girdiği gibi, korkup endişe duyduğu şeylere karşı da en sağlam bir kapıya dayanmış ve en metin bir kaleye sığınmış bulur.
M. Fethullah GÜLEN