Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Nazar-ı Sathi ve Ülfet...

Gönderen Konu: Nazar-ı Sathi ve Ülfet...  (Okunma sayısı 2131 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Nazar-ı Sathi ve Ülfet...
« : Ağustos 02, 2008, 01:14:45 ÖÖ »
 Ülfet, çevremize, kainata 'ben bunları biliyorum' tarzında bakmaktır. Böyle bir bakış, etrafımızda olup biten harikaları görmemize engel olur. Etrafına dikkatle bakmayanlar, nazar-ı sathî (yüzeysel bir bakış) ile bakmaya mahkum olurlar. Böyleleri "kâinat kaplarında, ülfet kapağı altında olan gıda-yı ruhaniyi zevkedemediğinden, kabı ve kapağı yalamakla"7 oyalanırlar. Halbuki, kap ve kapağı yalamak yerine, kapağı açsalar, ruhun gerçek gıdasını elde edeceklerdir.

Harika bir şehir farzedelim. Bu şehirde her ev, planıyla, sitiliyle bir mimari şaheser; bu şehri meydana getiren evlerin her bir taşı, binler nakışla nakışlanmış, duvarları en antika tablolarla süslenmiş olsun. Şimdi bu şehrin sakinleri iki halden birisini yaşayacaklardır: Ya hayretten kendilerinden geçecekler veya ülfet sebebiyle bu harikalığın farkına varmıyacaklardır. İşte kainat o şehirdir. En küçük zerresinden en büyük kürelerine kadar baştan sona harikalarla doludur. Bunun farkına varanlar hayret ve muhabbetle kendinden geçmiş, ülfetle bakanlar ise, okuma bilmeyenlerin kitaba bakması gibi, bakıp geçmişlerdir.

Bediüzzaman'a göre ülfet:

- Cehl-i mürekkebin hemşiresi,
- Nazar-ı sathi'nin annesidir
.

Bir şeyi bilmemek, cehildir. Bilmediğini bilmemek, yani bilmediğinin farkına varmamak ise, cehl-i mürekkeb. İçinde yaşadığımız şu harika âlemde, güneşin her gün doğup batması, her sene bahar olması, kış olması gibi olaylar, devamlılık arzettiğinden, pek çok insanda harikalığı örten bir perde olmuştur. Ülfet perdesini yırtabilenler, kainata adeta başka boyuttan bakarlar. Başkalarının görmediğini görürler. İlmî keşiflerde bulunan kişilerin en seçkin bir meziyetleri, bu boyutu yakalamış olmalarıdır.

Bediüzzaman'ın şu açıklaması, gözümüzdeki gaflet ve ülfet perdesini aralayacak mesajlar verir:

"Beşer felsefesi, gayet harikulade olan kudret-i İlahiye mu'cizelerinin üstüne âdiyat perdesini çeker. O âdiyat altındaki vahdaniyet delillerini ve o harika nimetlerini görmüyor, göstermiyor. Fakat âdetten huruc etmiş, hususi bazı cüziyatı görür, ehemmiyet verir. Mesela, insanın yaratılışındaki kudret mu'cizelerini görmüyor, ehemmiyet vermiyor. Fakat kaideden çıkmış, iki başlı, üç ayaklı bir insanı görüp istiğrap ve velvele-i hayret ile nazar-ı dikkati celbeder. Küllî, umumî mucizeleri âdet perdesinde saklar. Cüz'î ve kanundan çıkmış ve taifesinden ayrılmış maddeleri medar-ı ibret yapar.

"Hem mesela, hayvandan insandan yavruların pek harika, pek mu'cizatlı iaşelerini görüp ehemmiyet vermiyor. Fakat bir vakit Amerika'da bir gazetenin neşrettiği gibi, taifesinden çıkmış, milletinden ayrılmış, denizin dibine girmiş bir böceğin, bir yeşil yaprak rızık olarak ağzına verilmesini gören balıkçılar ağlamışlar, şaşaa ile ilan etmişler. Halbuki, en cüz'î bir yavruda, memedeki ab-ı kevser gibi rızkında onun gibi binler rahmet ve ihsan mu'cizeleri var...

"İşte, hikmet-i Kur'aniye, o âdiyat perdesini yırtar. O küllî, umumî harika mu'cizeleri ve fevkalade nimetleri beşere ders verir; Allah'ı tanıttırır. Küllî şükür namına ubudiyete sevkeder."****.........
 
 Ya Rabbi...! Sen bizleri gafletten, ülfetten ve sath-i nazarla hadisata bakmaktan muhafaza eyle...........
« Son Düzenleme: Temmuz 18, 2009, 02:12:43 ÖS Gönderen: kuzu »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek