Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Gül İle Bülbül.....

Gönderen Konu: Gül İle Bülbül.....  (Okunma sayısı 5341 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Gül İle Bülbül.....
« : Temmuz 23, 2008, 06:56:54 ÖS »
 "İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
  Gül budağının mizacına gire kurtara su"

Şöyle demek: "Gül budağı meğer güle renk verme bahanesiyle bülbülün kanını içmek istiyormuş.

(Varın suya söyleyin de) su, gül budağının damarına girip (onun susuzluğunu gidererek) bülbülü kurtarsın."

Şöyle de demek: "Gül budağı meğer bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyormuş. (Varın suya söyleyin de) su, gül budağının mizacına göre hareket ederek (yolunca giderek) bülbülü kurtarsın."

Beytin edebiyat sanatına ilişkin açılımlarını bir yana bırakıp biz, gül ile bülbül arasındaki hileli durumu anlatalım isterseniz.

Hani bülbül, gül için yanıp yakılarak çılgınca aşk şarkıları söylerken gül dalları arasında dolanır durur ya!.. Onun isteği aslında güle karşı yaptığı niyazların kabulüdür. Ne var ki gülün (sevgilinin) çevresi dikenler (rakipler, düşmanlar) ile çevrelenmiş durumdadır. Üstelik gül budağı, o rakiplerin eline kılıç gibi dikenleri vermiş, bülbülün kanını içmek istemektedirler. Tıpkı efsanedeki gibi...

***

Efsane: Gül, su ile büyür ve susuz olamaz. Ancak efsaneye göre o, su ihtiyacını genellikle bülbülün kanıyla karşılamaktadır. Öyle ki çılgın âşıkı bülbül nağmeleriyle kendinden geçerken gül de naz uykusundan uyanıp onun kanını içiverir. Bilindiği gibi goncanın açılması için bülbülün bütün gece boyunca aşk neşîdelerine devam etmesi gerekir. Gül, âşıkının kendisi uğruna ne kadar fedakarlık yapabildiğini görmek için önce dallarına konmasına izin verir, sonra da onun mestliğinden yararlanarak dikenlerini batırıp bağrını kanatır. Böylece bülbülün kanı, gülün dikenlerine sızıp goncaya ulaşır ve ona renk katar. Güle kırmızı rengini veren de zaten bülbülün aşk için akıttığı bu kandır. Yoksa gülde bu kırmızı güzellik olmazdı. Öte yandan, bülbülün çığlıklarına aldırmayan gül, aslında seveninin kanına susamış, susuzluğunu bu yolla gidermeye çalışan bir sevgili konumundadır. Burada bir âşıkın yapacağı fedakarlığın son ucu, yani aşk şehidi olma tavrı vardır.

Şimdi beyte geri dönelim: Şaire göre su, bülbülün damarına girip, yani onun mizacına uygun hareket edip hile ile onu kandıracak ve belki bülbülün kanını içme niyetinden caydıracaktır. Diğer bakışa göre de su, gül budağının damarına bir renk olarak girip gülün kırmızı rengini sulandıracak, belki rengini açacak; gülün kızıl rengine âşık olan bülbül de böylece ondan soğuyup canını kurtaracaktır. Bülbül ile gülün arasındaki bu renk alış verişi doğunun en kadim efsanelerinden biri iken yukarıdaki beyitte Fuzuli'nin Hz. Peygamber'den şefaat dilemesine vesile olmuş (Su= Hz. Muhammed ve O'nun yolu; yani rahmet, Gül= masiva, Bülbül=Hak âşıkı, Budak ve Diken= nefis), ondan yaklaşık 500 yıl sonra da Oscar Wilde'ın "The Nightingale and the Rose" hikayesinde modern hayata merhaba demiştir.

***

Hikaye: Fakir bir öğrenci sevdiği zengin kızı dansa götürmek ister ve cesaretini toplayıp ona teklifte bulunur. Kız, eğer kendisine kırmızı bir gül getirebilirse sabaha kadar dans edebileceklerini söyler. Ne ki mevsim henüz gül mevsimi değildir. Buna rağmen delikanlı büyük bir sevinçle kırlara koşar. Arayıp tarar, ama gül bulamaz. Bu umutsuzlukla ağlamaya, inlemeye başlar. Bu arada onu işiten kertenkele, kelebek, papatya, menekşe vs. hep ona acıyarak bakarlar. Bir tek bülbül, onun şahsında gerçek bir âşıkı görür. Kendisinin, bir ömür boyunca aşkın acıklı şarkılarını söylemekle beraber böylesine ağlayamadığını düşünür ve delikanlıya yardım etmeyi aklına koyar. Çünkü aşk, dünyanın bütün hazinelerinden ve bütün ömürlerinden daha değerlidir. Bülbül hemen çimenliğe koşar, bütün gül fidanlarını tek tek dolaşır. Hepsinden, delikanlı için ertesi sabah kırmızı bir gül verip veremeyeceklerini sorar. Yalnızca bir tek fidan, ertesi sabah kendisine kırmızı bir gül açabileceğini ancak bunun için bir şartı olduğunu söyler. Dalları şiddetli kışın etkisiyle buz tutarak kırıldığı için bülbül kanını ona verebilirse tamir olup gül açabilecektir. Bülbül bu şartı, aşk uğruna can vermek olarak görüp kabul eder. Tesadüf o gece mehtap çıkmıştır, ve bülbül, kalbini gülün kırık dalındaki dikene dayayıp şarkılar söylemeye başlar. O gece, bütün öteki şarkılarından daha güzel şarkılar söylediğini fark eder ve bu coşku ile kendinden geçerek sabaha kadar yepyeni besteler yapar. Sabaha karşı gül fidanında eşsiz güzellikte kırmızı bir gül açmıştır, ama bülbül fidanın ayakları ucunda, çimenler arasında, kalbindeki diken ile cansız yatmaktadır.

Delikanlı sabahleyin sonsuz bir sevinç içerisinde kırmızı gülü dalından dikkatle koparıp doğru sevgilisine koşar:

- İşte kırmızı gülü getirdim!

Kız oralı bile olmaz. Çünkü sınıftaki bir başka delikanlı ona dans teklifi karşılığında mücevherler göndermiştir. Delikanlı kırmızı gülü öfkeyle yere fırlatır. O, burada ağlayıp aşkın saçma bir şey olduğunu düşünürken yere attığı gülün üzerinden bir otomobilin tekerleri geçmektedir.

(29 Ocak 2004, Zaman gazetesi)



İskender Pala
« Son Düzenleme: Temmuz 18, 2009, 01:58:01 ÖS Gönderen: kuzu »

Çevrimdışı sahra cold

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4439
  • Cinsiyet: Bayan
  • ........
Gül ile bülbül.....
« Yanıtla #1 : Temmuz 23, 2008, 07:15:57 ÖS »
tşkler.husrev_o6

edebiyatla bir ilginiz varmı acaba.(tamamen merak)

Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Gül ile bülbül.....
« Yanıtla #2 : Temmuz 23, 2008, 07:30:44 ÖS »

 Eğitimimi mühendislik üzerine tamamladım , ama edebiyat hayatımın ayrılmaz bir parçası oldu her daim.Kitapların kokusu bana dünyanın en güzel rayihasından daha hoş geliyor, lakin hayat her zaman her istediğimizi vermeyebiliyor.....

Çevrimdışı musalli

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4058
Gül ile bülbül.....
« Yanıtla #3 : Temmuz 23, 2008, 07:53:12 ÖS »
tesekkurler
+

Acsa bile butun cicekler
Asık bulbul gulunu ister...

Çevrimdışı Kelebekler Diyarı

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5131
  • ...
Gül ile bülbül.....
« Yanıtla #4 : Temmuz 23, 2008, 08:02:08 ÖS »
okumuştum bunu her okuduğumda gül le bülbülün hikayesi soluğumu keser teşekkürler allah razı olsun +

Çevrimdışı husrev_06

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 313
  • Cinsiyet: Bay
Gül ile bülbül.....
« Yanıtla #5 : Temmuz 24, 2008, 10:13:22 ÖÖ »

   Gül ile bülbülün hikayesi gerçekten çok çarpıcı ve üzerinde düşünmeye değecek bir durum.Yazıyı okuyup yorum yapan tüm arkadaşalar, teşekkür ediyorum sizlere...
 ...
  "Kuşlar meclisi toplanmış, Simurg'a gitmek için plan yaparlar. Hüthüte görev verilmiş, denmiştir ki, kuşları topla ve Simurg'a doğru yola çık! Nedir ki tüm kuşlar birer ikişer gelir, bahanelerini söyler, Simurg'a gitmeyi göze alamazlar.

Böyle bir kuş divanına bülbül tepeden tırnağa aşk içinde gelir. Gül bahçelerini coşturan, aşıkları feryat figan bırakan bülbül, bir yıldır aşık olamadığını, içindeki sırrı bir mahreme açamadığını söyler. Sevgilisi baharda açınca aşkla dolan kalbi, o sevgilinin gizlenmesiyle susar, kalır. Bülbülün sırrını ancak gül bilebilir çünkü. 'Bir bülbülün Simurg'a takati olmaz. Bülbüle bir gül sevdası yeter. Şimdi gül gönüller çeken bir dilber gibi açılıp da bütün özlem içinde güzel güzel yalnız benim yüzüme bakıp gülerse. Gül perde ardından çıkıp yüzüme bakarak gülümsemeye başlarsa. Bülbül bir gececik bile, öyle dudağı tatlı dilberin sevdasından nasıl vazgeçer? Buna nasıl tahammül eder?'

Bülbülün aşık hali hüthütü germiştir tabii. Bülbüle dönüp, 'ey surete kapılıp olan, bundan ileri gitme. Artık güzel aşkıyla öyle nazlanıp durma! Gülün aşkı seni nice dikenlere uğrattı. Neler etti, neler. Nihayet de seni işinden gücünden alıkoydu. Kamiller geçici bir şeye sevdalanmaktan usanır, bıkarlar. Gülün gülümsemesi sana tesir etti, ama gece gündüz de seni feryatlara düşürdü, ağlatıp, inletti...'

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek