Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
İdeal Muhâcirlerine, Selâm İle...

Gönderen Konu: İdeal Muhâcirlerine, Selâm İle...  (Okunma sayısı 1869 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı hakkinihelalet

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2752
  • Canim Oğlum
İdeal Muhâcirlerine, Selâm İle...
« : Aralık 26, 2008, 02:47:46 ÖÖ »
“Asıl hicret, nefsin istediği şeyleri terk etmektir.”
(Hadîs-i Şerîf)


Kimimiz yirmi yıl önce hicret ettik, kimimiz on yıl önce… Kimimiz ise daha yeni hicret edecek, onun hazırlığı içinde, azığını hazırlıyor. Sıranın kendisine geldiğini biliyor, tüm yıldırmalara rağmen kararlı. Tevekkül, sabır ve azmi koyuyor çantasına. Bir de kağıt mendillerini, gözyaşlarını silmek için. Çünkü biliyor ki, onun hicreti de zor olacak tıpkı Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hicreti gibi. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in giderken dönüp Mekke’ye baktığı gibi, bakacak geride bıraktıklarına, hasretle… Ve aynı Rasûlullâh’ın yaptığı gibi seslenecek:
“Ey hayallerim, hedeflerim, ideallerim! Vallâhi sizi bırakmak zorunda olmasaydım, asla sizi bırakıp gitmezdim!” diye.
Arkasından bakıp, “ne gerek vardı bunca zorluğa” diye düşünenlere belli etmeden gözyaşlarını silecek belki de.

Biz bu asrın muhâcirleri… Hicret ettik ideallerimizden, (en-Nûr, 31) Medîne’sine... Biz bu asrın başı dik, gönlü kırık muhâcirleriyiz. Kimimiz alıştı artık muhâcirliğine, hicretinin ölümle biteceğine inandı, ideallerini gömdü yüreğindeki mezarlığa. Yaşıyor, her gece mezarın başında inleyen rûhundan, bîhaber... Kimimiz ise hâlâ ümitli, avutmakta gönlünü... Kendine ve etrafındaki muhâcirlere sabrı ve hakkı tavsiye ediyor, bekliyor vuslat gününü, çünkü inanıyor ki, her hicretin bir dönüşü vardır.

Biz hicret ettik ideallerimizden -şimdilik-. Oysa kimimiz öğretmen olmak istiyordu, kimimiz gazeteci, kimimiz hemşire, kimimiz doktor, kimimiz mimar, kimimiz bilgisayar mühendisi, kimimiz tercüman vs… Her insan gibi hayallerimiz vardı bizim de... Kalplerimiz küçük yaşlardan beri bunlar için çarpıyordu. Heyecanlıydık, dilimizde hep hayalimizdeki meslek vardı. İdeal edindik bunları kendimize, ne olursa olsun başaracaktık. Yeni ufuklar açacaktık insanlığa, çok faydalı olacaktık. Bu dünyadan gitmeden önce arkamızda hoş bir sadâ bırakacaktık. Bunun için gereken her şeyi yapacaktık, okullarına gidecektik, çok çalışacaktık. Ne olursa olsun başaracaktık.

Ama bir engel çıkardınız önümüze. Öyle bir engel ki, her şeyi aşabilirdik de… Onu aşamadık. Dediniz ki:
“-Aç başörtünü, ulaş ideallerine!..” İlk başta şaşırdık kaldık, bu ne biçim istekti?!. Şaka yapıyorsunuz sandık, meğer ciddiymişsiniz. Şaşkınlıktan cevap bile veremedik.
“-Niye?” dedik, tatmin edici bir cevap alamadık. Kafamız iyice karışmıştı, biz daha böyle şeyler için küçüktük.
“-Ama” dedik,
“-en-Nûr… 31…” dedik.
“-Allâh’ın emri…” dedik.
Güldünüz. İnanmadınız Nûr-31’e. Siyâsî bir şifre sandınız. O kadar şeyi bilen sizler, Nûr-31’i anlayamadınız. Hayvan haklarını bile savunan sizler, insan olarak örtünme hakkımızı anlayamadınız.
Anlatmaya çalıştık. Direndik. Eylemler yaptık. Anlamadınız. Bir de vurdunuz üstelik, babalarımızın vurmaya kıyamadığı bizlere. Hapse bile attınız. İkna etmeye çalıştınız, en ikna edilmez şeye, ikna odalarında…
Fetvalar verdiniz sonra. Saça benzer bir şey verdiniz, elimize:
“-Başına tak, ulaş ideallerine…” dediniz.
Nereden bilecektiniz ki, onu başımıza taktığımız anda neler hissedeceğimizi... Irak’ta başına çuval geçirilen Türk askerlerinin hissettiklerinin aynısını hissedeceğimizi... Biz, Allâh’ın yeryüzündeki halifesiydik, ne hakla müslümanlığın izzetini böyle komik bir şeyle ayaklar altına alırdık. Bu bize yakışmazdı.
“-Hayır!” dedik.
“-Alın ideallerimiz sizin olsun, yeter!” dedik.
“-Gidelim arkadaşlar!” dedik.

Döndük, ama bir de ne görelim. O kocaman başörtülü kalabalık dağılmıştı. Kimisi başında o saç yumağıyla derse giriyor, kimisi başını açmış tuniğiyle koridorda yürüyordu. Bir avuç kalmıştık. Belki de 313 kişiydik.
Hicret ettik ideallerimizden, (en-Nûr, 31) Medînesine. Geride bıraktık eski yoldaşlarımızı, vicdan azapları içinde... Fetvâlarından yaptıkları kâğıt gemiler içinde ideallerine gidiyorlar, “ALLAH rızâsı” limanlarının onları kabul edeceğinden şüphe ede ede… Biz ise ideallerimizden uzak olsak da, “ALLAH rızası” limanlarından birinde sekînetle fırtınanın geçmesini bekliyoruz.
Biz ideal muhâcirleri, hatırladınız mı bizi? Yıllardır bu ülkenin yok saydığı, feryatlarını duymadığı topluluğuz biz… Oysa bizler bu ülkenin mutluluğunu ellerimizde inşâ edecektik, kırdınız ellerimizi. Kanatlarımızla mutlu geleceklere uçucaktık, kırdınız kanatlarımızı… Kırık kanatlarımızla, kırık ellerimizle unuttunuz bizi…
Ama unutmayın ki, her hicretin kutlu ve mübârek bir dönüşü vardır. Biz, Rahmet Peygamberi’nin yolundan gidenler, yine de sevgiyle döneceğiz aranıza… Ve o zaman anlayacaksınız -tam bir idrâkle-, arada kaybolan yılları ve kaybedilen insanları. Ve o zaman anlayacaksınız, bu ülkeye neler kaybettirdiğinizi.

Bizi birazcık hatırlamanız ve anlamanız ümidiyle…

alıntı..


Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
İdeal Muhâcirlerine, Selâm İle...
« Yanıtla #1 : Aralık 26, 2008, 07:23:25 ÖÖ »
Allah razı olsun,çok etkilendim

Çevrimdışı hakkinihelalet

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2752
  • Canim Oğlum
İdeal Muhâcirlerine, Selâm İle...
« Yanıtla #2 : Aralık 26, 2008, 01:24:41 ÖS »
Allah razı olsun,çok etkilendim

RABBIM cümlemizden razi olsun insALLAH...
Okuyan gözlerine saglik ebrar abla...

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek