Daha önce hiç duymamıştım ama bu konuyu okuyunca küçük bir araştırma yaptım ve hep aynı hikaye,ne kadar doğru bilmiyorum.....
İşte çiğköftenin hikayesi;
Bulgur, biber, yeşillik, ceylan eti var fakat ateş yok..
Hz. ibrahim, Nemrut'un putlarını kırarak, insanları Allah'ın varlığına inanmaya davet edince Nemrut öfkelenir ve Hz. İbrahim'in ateşe atılmasını emreder. Büyük bir ateş yakmak üzere yöredeki bütün odunlar toplanır. Tüm odunlar Nemrut'a lazım olduğu için Nemrut evlerde ateş yakmayı da yasaklar. Halk ateş yakmadan nasıl yemek yapacağını düşünür durur.
İşte bu günlerde bir Urfalı avcı, avladığı ceylanı eve getirerek hanımından yemek yapmasını ister. Hanım evde odun bulunmadığını söyler. Çevrede toplanacak bir tek dal dahi kalmamıştır.
Avcı, çoluk çocuğun aç kalmaması için hanımından bir çare bulmasını ister. Bunun üzerine kadın, ceylanın budundan yağsız et çıkararak bir tas üzerinde başka bir tasla döverek ezmeye baslar. Sonra ezilmiş eti bulgur, biber ve tuzla karıştırarak yoğurur, bahçesinden topladığı yeşil soğan ve maydanozla karıştırarak sofraya getirir. Böylece o leziz ve tadına doyulmaz 'çiğköfte' meydana gelir. Hz. İbrahim'in ateşe atıldığı yaklaşık dört bin sene önce ortaya çıkan çiğköfte, bir yemek çeşidi olarak o günden günümüze kadar gelir.