Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Dinimizde İpek Elbise ve Kumaş Kullanımı

Gönderen Konu: Dinimizde İpek Elbise ve Kumaş Kullanımı  (Okunma sayısı 4208 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YOLCU

  • ÜST YÖNETİCİ
  • *
  • İleti: 6397
Dinimizde İpek Elbise ve Kumaş Kullanımı
« : Temmuz 01, 2010, 01:36:21 ÖS »
İslâm her alanda olduğu gibi giyim kuşamda da itidal esasını getirmiş, Kur’an’da sıklıkla ölçülü hareket et-mek, aşırılığa, lüks ve gösterişe kaçmamak tavsiye edil-miş, Hz. Peygamber de hayatı boyunca daima şık, temiz, sade ve güzel giyinmiş ve bunda da her zaman için itida-li korumuştur. İslâm’ın giyim ve kuşama kural olarak müdahale etmediğini, bu konuda kişilerin zevk ve tercih-lerine önem verdiğini, sadece zorunlu ve gerekli gördüğü müdahaleleri yapmakla yetindiği bilinmektedir. Bunun için de, dinin giyinme ile ilgili kısıtlamaları sınırlı sayıda kalmıştır. İşte bu kısıtlamalardan biri de ipeğin kullanımında erkekler için bazı yasakların getirilmiş olmasıdır.
Peygamberimiz altın ve gümüşün kullanımında olduğu gibi ipeğin giyim ve kullanımında da, kadınlar için daha toleranslı davranırken erkekler için bazı sınırlamalar getirmiştir. İnsanın altın, gümüş, inci, ipek gibi kıy-metli maden ve eşyaya düşkünlüğü sebebiyledir ki Kur’an’da cennet hayatının tasvirinde bu öğeler sıklıkla kullanılır (bk. el-Kehf 18/31; el-Hac 22/23; el-Fâtır 35/33; ed-Duhân 44/53; el-İnsân 76/12, 31). Dünyada ipeğin kullanımına gelince, Kur’an’ın lüks ve israfı, gösteriş ve böbürlenmeyi yasaklayan genel hükümleri dışında doğ-rudan ipeğin giyilmesini ve kullanımını konu alan özel bir ifadesi yoktur. Hadislerde ise ipekle ilgili erkek-lere mahsus bazı kayıt ve yasaklamalar getirilmiştir. Ancak bu konudaki sınırlamaları, ipeğe ait özel bir hü-küm olarak almak yerine dinin, giyim kuşamla, altın ve gümüşün kullanımıyla, yeme içme ve tüketimle alâkalı diğer ilke ve hükümleriyle birlikte ele almak ve bunları İslâm’ın genel amaç ve prensiplerinin bir parçası veya örneklendirmesi olarak değerlendirmek daha isabetli gö-rünmektedir.

İpekli elbise giyme ve ipekli kumaş kullanma ile il-gili hadislerin başlıcaları şöyle sıralanabilir:

1. “İpeği dünyada giyen âhirette giyemeyecektir” (Buhârî, “Libâs”, 25; Müslim, “Libâs”, 2; Tirmizî, “Edeb”, 1).

2. Sahâbeden Huzeyfe, Medâin’de bulunduğu bir sırada içmek için su istemiş, o bölgenin ileri geleni ona gümüş bir kapla su getirince de, kabı elinden fırlatmış ve Hz. Peygamber, “Altın, gümüş, ipek ve dîbâc dünyada onlar i-çin, âhirette sizin içindir” buyurdu demiştir (Buhârî, “Libâs”, 25).

3. “İpek ve altın ümmetimin kadınlarına helâl, erkekle-rine haramdır” (Buhârî, “Libâs”, 30).

4. Sahâbeden Berâ b. Âzib şöyle demiştir: “Hz. Peygamber bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Hastala-rı ziyaret etmeyi, cenazenin arkasından gitmeyi, hapşırana iyi dilekte bulunmayı, yemini yerine getirmeyi, mazluma yardım etmeyi, davete icâbet etmeyi ve selâmı yaymayı em-retti. Altın yüzük kullanmayı, gümüş kaptan içmeyi, eyerle-rin üzerine konan ipek örtü (meyâsir) kullanmayı, ipek ile nakışlanmış kumaş (kassî) kullanmayı, ipek (harîr), kalın ipekli kumaş (istebrak) ve erişi ve argacı (çözgüsü ve at-kısı) ipek olan kumaş (dîbâc) giyinmeyi yasakladı” (Buhârî, “Libâs”, 45; Müslim, “Libâs”, 1).

5. Hz. Ömer, satılmakta olan bir ipek elbise görmüş ve Hz. Peygamber’e “Yâ Resûlellah! Şu elbiseyi satın alsan da, hem sana gelen heyetleri kabul sırasında, hem de cuma günleri giysen!” demişti. Resûl-i Ekrem, “Bunu ancak nasipsizler giyer” buyurmuştur. Hz. Peygamber, bu olaydan bir müddet sonra Ömer’e ipek bir elbise gönder-miş, Ömer, “İpek elbise konusunda o söylediklerinden sonra bana ipek elbise mi gönderiyorsun” diyerek şaşkın-lığını ifade edince Resûlullah, “Ben bunu sana satasın ya da birine veresin diye gönderdim” buyurmuştur (Buhârî, “Libâs”, 25, 30).

6. Ali b. Ebû Tâlib şöyle bir rivayette bulunmuştur: “Hz. Peygamber, bana ipek bir elbise göndermişti. Ben bunu giyerek dışarı çıktım. Hz. Peygamber’in yüzünde kızgınlık ifadesini görünce elbiseyi hanımlar arasında paylaştırdım” (Buhârî, “Libâs”, 30).

7. Berâ b. Âzib şöyle bir olay nakletmiştir: “Hz. Peygamber’e ipek bir elbise hediye edilmişti. Biz bu elbiseye dokunuyor ve güzelliğine duyduğumuz hayranlığı dile getiriyorduk. Hz. Peygamber ‘Siz buna çok mu güzel diyorsunuz! Sa’d b. Muâz’ın cennetteki mendilleri bundan daha hayırlıdır’ buyurdu” (Buhârî, “Libâs”, 26).

8. Ebû Osman en-Nehdî şöyle bir olay nakletmiştir: “Biz Utbe b. Ferkad ile Azerbaycan’da bulunduğumuz sıra-da bize Ömer’den bir mektup geldi. O mektupta, -işaret ve orta parmağını göstererek- şu kadarlık miktar hariç, Hz. Peygamber’in ipeği yasakladığı yazılıydı. Anladığı-mız kadarıyla şu kadarcık miktar sözüyle elbise üzerinde bulunan alâmeti (alem) kastediyordu” (Buhârî, “Libâs”, 25).

9. “Hz. Peygamber’e ipek bir ferace hediye edilmişti. Hz. Peygamber bunu giydi ve namaz kıldı. Sonra ondan pek hoşlanmamış bir biçimde üzerinden çıkararak ‘Bu müttakilere yakışmaz’ buyurdu” (Buhârî, “Libâs”, 12).

10. Bir rivayette de Hz. Peygamber’in, Züheyr ve Abdurrahman’a yakalandıkları cilt hastalığı sebebiyle ipek elbise giyme hususunda ruhsat verdiği haber verilir (Buhârî, “Libâs”, 29).

İslâm bilginleri, ipekli kumaş kullanımı ile ilgili görüşlerini çoğunlukla bu hadislere dayandırmışlardır. Bilginlerin çoğunluğu, söz konusu hadislerden hareketle ipek giymenin erkeklere haram olduğunu ileri sürmüşler-dir. İbnü’l-Arabî, ipek giymenin hükmü ile ilgili ola-rak, çeşitli durumlara göre, on kadar görüş bulunduğunu ifade etmiştir.

Hanefî mezhebinin üç büyük imamı (Ebû Hanîfe, Ebû Yû-suf ve Muhammed) erkeklerin, savaş durumu dışında ipek giymesinin câiz olmadığı görüşündedir. Ebû Hanîfe’ye göre bu hüküm savaş durumu için de geçerlidir. Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre ise, savaş durumunda ipek giyilebi-lir. Şu var ki bu iki imam, ipeğin savaş durumunda giyi-lebilmesi için, bedeni silâha karşı koruyacak sağlamlık-ta olmasını şart koşmuşlardır. Yine üç Hanefî imama gö-re, ipeğin atkısı veya örgüsü ipek değilse, savaş durumu dışında giyilmesinde bir beis yoktur. İmam Mâlik’ten meşhur görüş, ipeğin erkeklere savaşta da câiz olmadığı yönündedir.

Şâfiî âlimlerinden Nevevî bu konuda şu açıklamayı ya-par: “İpek, istebrak, dîbâc ve kassî giymek erkeklere haramdır. Kişinin bunu böbürlenmek amacıyla giymesiyle başka amaçla giymesi arasında fark yoktur. Fakat bir deri hastalığı sebebiyle giymişse bu takdirde haram de-ğildir. Kadınların ipek giymesi ise mubahtır”. Nevevî bu görüşü bilginlerin çoğunluğuna nisbet ettikten sonra, ipeğin erkeklere de mubah olduğunu ileri sürenlerin bu-lunduğunu, bu arada İbnü’z-Zübeyr’in ipeğin gerek erkek-lere gerekse kadınlara mubah olduğu kanaatini taşıdığını belirtmiştir. Öte yandan, çocuklara bayram günlerinde ipekli elbise giydirilmesinde bir beis olmadığını ifade eden Nevevî, bu yasağın sırf ipekli kumaşlar için geçer-li olduğunu, ipeği daha fazla olmamak kaydıyla ipek ka-rışımı kumaşların giyilebileceğini kaydeder (Nevevî, Şerhu Sahîhi Müslim, XIV, 32-33, 38).

Hanbelî âlimlerden İbn Kudâme, Ahmed b. Hanbel’den gelen bir rivayete göre, ipek giymenin iyi geldiği bir hastalığın bulunması halinde ipek elbise giymenin câiz olduğunu, Mâlik’in bu durumda bile ipek giymeye ruhsat vermediğini belirtmiştir. İbn Kudâme ipeğin savaşta gi-yilmesi ile ilgili olarak da şunları söyler: “Bu konuda Ahmed’den iki rivayet vardır. Birinci ve kuvvetli olan rivayete göre, savaşta ipek giymek mubahtır. Çünkü ipe-ğin yasaklanış sebebi, gösteriş yapma, böbürlenme ve fakirlerin kalplerinin kırılmasıdır. Savaş durumunda gösteriş yapma, böbürlenme kınanmış değildir”. İbn Kudâme, başka bir şey ile karışık dokunmuş ipek konusun-da ise şunu kaydeder: “Haram olan, saf ipektir. Başka bir şeyle karışık dokunmuş kumaşta, ipeğin oranı daha fazla olmadığı sürece bu kumaştan yapılan elbisenin gi-yilmesinde bir sakınca yoktur” (İbn Kudâme, el-Mugnî, I, 588-590).

Netice itibariyle, İslâm bilginleri ilke olarak er-keklerin ipekli elbise giymesinin câiz olmadığında hemen hemen görüş birliğinde olup, bu ilkenin nasıl uygulana-cağında ve hangi durumlarda erkeklere ruhsat tanınaca-ğında farklı görüş ve ölçülere sahiptir. Meselâ, fakihlerin çoğunluğu savaş dışında, bir hastalığın teda-visi, soğuktan korunma, koruyucu hekimlik açısından ge-rekli görülme gibi bir ihtiyaç ve mazeretin bulunması halinde erkeklerin ipek giyebileceği, fakat ipek kumaş-tan yapılmış yorgan, döşek, minder, halı, kilim gibi eşyanın kullanımının da erkekler açısından giyinme hük-münde olduğundan câiz olmadığı görüşündedir. Ebû Hanîfe ile bazı Mâlikî fakihleri ise hadislerdeki yasağın ipek-li kumaşın sadece giyilmesine mahsus bir hüküm olduğu, bu sebeple de ipeğin giyim dışı kullanımının câiz olduğu görüşündedir. Azınlıkta olsa da bazı âlimler ipekli ku-maş giymenin hem kadınlara hem erkeklere haram veya iki-sine de helâl olduğunu söylemektedirler.

İpekli Elbise İçinde Kılınan Namazın Hükmü. Hanefî-ler’e göre, ipekli elbise içinde kılınan namaz sahih olup iadesi gerekmez. Ancak ipekli elbise ile namaz kıl-mak mekruhtur. Ayrıca bu şahıs, giyilmesi yasak olan bir şeyi giydiği için de günah işlemiş olur. Şâfiî, Ebû Sevr ve bir rivayette Mâlik, “Bu kişi o anda ipekten başka bir elbise bulma imkânına sahip ise, namazı hemen iade etmelidir” demişlerdir.

Hz. Peygamber’in, Ömer’e ipek bir elbise gönderip, Ömer’in şaşkınlık ifade eden sözleri üzerine, “Ben onu sana giyesin diye değil, satıp yararlanasın diye gönderdim” buyurmuş olmasından hareketle bilginlerin çoğunluğu, ipekli eşyanın alınıp satılmasının ve hediye edilmesinin câiz olduğu sonucuna varmışlardır. Aynı şekilde Hz. Peygamber, Hz. Âişe’nin satın aldığı üzerinde resimler bu-lunan perdeyi kaldırtmış fakat yaptığı satım sözleşmesine ilişmemiştir. Bu iki uygulamadan hareketle kulla-nılması mekruh olan şeylerin ticaretinin mubah olduğu sonucu çıkarılmıştır.

Hadislerin genel içeriği göz önüne alınınca ipeğin lüks harcama kabul edildiği, böbürlenme ve övünmeye ve-sile olduğu ve bu sebeple de fakirlerin kalbinin kırıl-masına yol açtığı için yasaklandığı anlaşılabilir. İpek-le ilgili olarak Hz. Peygamber tarafından yerleştirilme-ye çalışılan anlayışın, toplumun zengin ve fakir üyeleri arasında çatışmanın engellenmesine yönelik ve belirtilen yasağın bu açıdan önemli bir tedbir olduğu dikkatten uzak tutulmamalıdır. İpeğin o dönemin en şatafatlı ve lüks giysilerinden olduğu düşünülürse bu durum daha iyi anlaşılır.

Konuya ilişkin hadislerin bütününden anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber ipekli giymeyi yasaklamakla hem müslümanları dünya nimetlerine gereğinden fazla dalıp âhireti unutmaktan korumak, hem de toplumda diğer insan-ların, özellikle üzerini örtecek bir parça elbiseyi bul-makta zorlanan fakir kimselerin rencide olmasını, top-lumda lüks ve israfın yaygınlaşmasını önlemek istemiştir. Bu itibarla yasağı ipeğe ait özelliklere bağla-mak ve sadece onunla ilgili olarak gelmiş sert bir yasak şeklinde anlamak yerine, müslümanları sade giyinmeye özendiren, lüks ve israftan, gösterişten, başkalarını rahatsız edici boyuttaki tüketimden kaçınmaya yönlendi-ren bir tavsiye ve tedbir olarak yorumlamak daha isabet-li gözükmektedir. Buna göre, günümüzdeki aşırı tüketim araç ve usulleri de dolaylı olarak, bu nevi dinî emir ve tavsiyelerin kapsamına girmiş olmaktadır.

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek