Efendim; en sonunda söyleyeceğim şeyi başından söyleyeyim;
"Sevgililer Günü diye bir gün yoktur..."
Sıradan bir "Sevginin günü olmaz" tespiti değil bu...
Gerçekten seven insan için zaman durmuştur; o gün günlerden ne ise, sevgililer günü odur...
Saflığı simgeliyor, sevgiliniz seviyor diye nilüfer peşine düştüğünüz tarih ne ise, o gün sevgililer günüdür...
Hepimiz nice 14 Şubat'lar biliriz de, hangi yılın 14 Şubat'ında, hangi sevgili ile kol kola olduğumuzu hatırlamayız...
Dolayısı ile 14 Şubat, belli bir sevgili için bize "işaret edilmiş" bir gün değil...
Bir Anneler Günü, bir Babalar Günü "genetizmi" taşımaz...
Yani Sevgililer Günü sevgilisi olmayanların ekstra üzüntü yaşayacağı, olanların bir kol boyu daha çok seveceği gün değil...
Derdim sevenlerin o gün sevmeyi bırakması, hediye alanların o gün almaktan vazgeçmesi de değil...
Demek istediğim; sevgiliyi hatırlamak için, güzel bir gün planlamak için, ya da hediye almak için özel bir güne ihtiyaç yok...
Beni üzen; insanoğlunun sahip olduğu en değerli duygu olan sevgi üzerinden çıkar sağlanması...
Sevenleri süslü dükkanların tüketim çılgınlığına iterek zaman ve mekan tanımayan "aşk"ın bir güne sıkıştırılması...
Sevgilinizle görüşebildiğiniz, elinin kıvrımlarının üstünden geçebildiğiniz, "Bugüne kadar yaşamamışım" dediğiniz her gün sevgililer günü...
Kısacası Sevgililer Günü, sevgililerin günü değildir...
Sevgililer Günü; kalp şeklinde kadife kutular içinde duygu satanların günüdür...
Üzeri kalpli çamaşırlar , kırmızı güller, kalpli yastıklar, love yazan kolyelerle aşkınızı anlatacağınızı iddia edenlerin günü...
Sevgililer Günü; "Şu özel güne bir iki güzel şey yazalım" diyen bizim günümüzdür...
Sevgililer Günü, sevgileri alıp satanların günüdür...
Sevgililer Günü, sevgilileri sevenlerin günüdür...