Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Çiçekleri dökmeyin, bırakın meyveye dönsün

Gönderen Konu: Çiçekleri dökmeyin, bırakın meyveye dönsün  (Okunma sayısı 1179 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı durmuş göktekin

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 197
Çiçekleri dökmeyin, bırakın meyveye dönsün
« : Şubat 21, 2016, 04:09:59 ÖS »
Çiçekleri dökmeyin, bırakın meyveye dönsün

İnanç sistemimiz zayıfladıkça fıtrat bozuldu. Peygamberimiz (sav) “Evleniniz, çoğalınız. Mahşerde, ben sizin çokluğunuzla sevineceğim” derken, bazı hamile kalan kadınlarımız nefsine uyarak kürtaja koşuyor. Biz, bu tartışmalı meseleye inanç ve fıtrat yönünden bakacağız. Kadın ve erkeğin birbirine yakınlaşma isteği fıtratlarına konmuş ve insan üremesini devam ettirmiştir. Allah, ağacı yaratmış, meyve yapsın diye. İnsanı, erkek ve kadın olarak yaratmış, insan cinsini üretsin diye. Bütün canlılarda üreme iki cinse bağlanmış, dişi ve erkek. Ağaçlar meyve vermek için çiçek açar. Bunun manası, çiçekten sonra meyve olacak demektir. Çiçekler bir sopayla çırpılır dalla irtibatı kesilirse meyve olmaz. Bizim yaptığımız bu işe, ağacı diken büyüten razı olmaz. Kızar, belki de ağacı dibinden keser.

Geçmişte dinin ön gördüğü korunma yöntemleri vardı. Bugün ilmin ilerlemesiyle bu yöntem alabildiğine gelişti. Çocuk istemeyen aileler o yöntemleri kullanarak tedbir alabilir. Onda dinen bir sakınca olmayabilir. Ama ana rahmine düşen bir çocuğun alınması her yönüyle mahsurludur. Dünyaya gelecek çocuğun nasıl bir insan olacağını, hangi vazifelerde bulunacağını bilmiyoruz. Belki de dünyayı gergef gibi işleyip yaşanacak bir hale getirecek insan olacaktır. Biz irademizle böyle hayırlı bir işin olmasını engellemekle ne büyük bir hata yapacağımızı düşününce, kürtaja gidemeyiz, elimizi süremeyiz. İnancımızla yaptıklarımız birbirine zıt ise hiçbir zaman mutlu olamayız. Mutluluk iyilik ve güzelliklerde saklıdır.

Yaptığımız iş, bir insanın dünyaya gelmesini engellemek olunca, ardından iyilik gelmez! Sorunsuz hayat arayan mezarlıklara gitmeli, orada bir müddet düşünmeli. İnsan, insanlığını kaybedince korkunçlaşıyor.  En korkunç hayvan bile insanın yanında masum ve zararsız kalıyor. Hangi insan size her gün 25-30 kilo bedava süt verir. İnek kendi cinsini çoğaltmak için dağ-taş dolaşır, karnını doyurur ve üremesini sürdürür. Allah,  ineğin yavrusu için ineğin dört memesini dört süt musluğu yapar ve süt akıtır. İnsan gider o sütü kendi namına sağar. Merhameti varsa biraz da yavrusuna ayırır. O yapısıyla ineğin aklı olsa insana zırnık süt vermediği gibi bir tekmede veya bir boynuz vurmada insanın canını çıkarır. Ne yazık ki fıtratı buna müsaade etmez. Çünkü Allah onları insanlara rızık vasıtası olarak yaratmış. Koyunlar ve kuzular ne kadar masum ve sevimlidirler. Adeta dünyamızın süsü ve zenginlikleridir. Yavrusunu kaybeden bir koyun meleyerek kuzusunu arar. Bir kuzu, yine anasını meleyerek arar. Annesini kaybeden bir çocuğun feryadına ne kadar benzer. Veya evladını kaybeden annenin feryadı koyunun meleyişiyle ne kadar özdeşleşir, değil mi? İnsan şeklinde öyle canavarlaşmış, anneler var ki, yavrusu doğar doğmaz, alelacele sarıp sarmalayıp, çöpe veya cami avlusuna veya bir evin kapısına bırakır. Biri doğurunca canavarlığını gösterir, diğeri doğurmadan canavarlaşır. Fark eden sadece şekil değişikliği, başka bir şey değil. Netice! İkisi de vahşet! İnsan kontrolden çıkınca dünya yaşanmaz hale geliyor. Kendimize acıyan merhamet eden insan olmaya çalışmalıyız.

Ölü, deli ve aptal düşünmez! İnsan diri dolaşır, düşüncesiyle ölüdür. Deli aklını kullanamadığı için sorumluluğu yoktur. Aptal zekâsı gelişmemiş, yaptığının önünü sonunu bilmeyen insan olduğu için ne yaptığını bilmez. Kürtajın değişik boyutları vardır. Siyasi, idari, ahlaki ve tıbbi boyutları olarak sayılabilir. Bizim düşüncemiz inanç boyutuyla ilgilidir. İnanan bir Müslüman kürtajdan önce korunma yollarını seçmeli. Bir insanın dünyaya gelmesine engel olmamalı. Çocuk yaratıcısı tarafından gösterilen adrese konmuş dünyaya gelmeyi bekliyor. İnsan, sağlığını ve ahiretini kendi eliyle tehlikeye atmamalı. İnsan vücuduna her türlü müdahale insanın orijinalliğini bozar. (Yaşatmak için yapılanlar hariç) Bugünün anlayışı, hayatı zincir gibi sallama şekline dönmüş. Hiç kimse hayatı elindeki zincire benzetmemeli. Hayat sallanacak bir zincir değildir. Hayatla dalga geçilmez. Hayat ciddi bir olgudur. Kurallarına göre yaşanırsa tat ve lezzet alınır, huzur bulunur vesselam!
                     20. 02. 2016
                     Durmuş Göktekin

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek