Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Eylemlerimiz meyvelerimizdir

Gönderen Konu: Eylemlerimiz meyvelerimizdir  (Okunma sayısı 1242 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı durmuş göktekin

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 197
Eylemlerimiz meyvelerimizdir
« : Şubat 13, 2016, 02:28:07 ÖS »
Eylemlerimiz meyvelerimizdir
 
İnsanı çok yaşamak ihtiyarlatmaz. İdealsizlik ihtiyarlatır. Olsa olsa, yıllar cildi buruşturur, idealsizlik ruhu pörsütür. Pörsüyen ruh cesede bir dinamizm katmaz. İnsan nefsinin istekleri istikametinde yalnız bedenine hizmet eder. İnsani hedeflere odaklananlar daima kendilerini aşmaya çalışırlar. Kendini aşan, hedefe koşan insanlara dikkat edin. Onlar başkalarıyla uğraşmazlar, sürekli işleriyle meşgul olurlar ve insanlığa faydalı olmayı düşünürler. İyilikte yarışı, menfaatte adil paylaşmayı severler. Yürekleri sevgi elleri ihsan doludur. O insanlar bir nevi ana yüreği taşırlar. Menfaatleri paylaşmayı hakça ve adaletçe yaparlar. Çünkü onlar tarihten ibret alan kimselerdir. Menfaat, herkesin ortak malıdır. Onda herkesin payı vardır. Hakça ve adaletçe paylaşılan menfaat ortamında kavga yoktur. Huzursuzluk yoktur. Sevgi saygı çoktur. İçtiğimiz su, teneffüs ettiğimiz hava, kullandığımız toprak, büyük şehirlerde toplu taşıt araçları gibi pek çok kaynak ve vasıtalar ortak menfaatlerimizdir. Suyumuzu bulandırana dur deme, havamızı ve çevremizi kirletene yapma, toprağımıza tecavüz edene etme demeye, araçlarda birbirimize saygı ve sevgi göstermeye haklarımız vardır.
 
Yukarıda saydığımız toplu menfaat vasıtalarından biri olan, büyük şehirlerdeki araçlardan bir örnek vereyim size: İstanbul’da, sabah ve akşam insanlar, otobüslere çuvala konan patates gibi dolarlar. Ayakta duran oturandan çoktur. Oturanlar diz dize, göz göze, sessiz ve masumca otururlar. Ayaktakiler bir elleriyle askıdan tutunmuş, diğer elini koyacak yer ararcasına yanına sarkıtmış, karşısındakiyle nefes nefese gelmiş, kucaklaşma pozisyonunda, en az bir saat yolculuk yaparlar. Ses seda çıkmaz. Hatta bazılarının elinde telefon onunla meşgul olurlar, herkes birbirine saygılı ve itirazsız yollarına devam ederler. Kısa mesafedeki bu paylaşım, parklarda, bahçelerde, denizde, suda, havada ve toprakta da aynı olmalı. Yani kimse kimsenin hakkını ihlal etmemeli. çalışanın hakkı teri kurumadan verilmelidir, hakikatini rahat rahat söyler, fakat emeğini kullananın canını burnuna getirmeden hakkını vermeyiz. Eeee… oldu mu şimdi bu böyle? Haklının hakkını zamanında vermeyerek Hakk’ın hukukuna, hak sahibine zulmettiğimiz için kulun hukukuna geçmiş olmaz mıyız? Bunların hepsi büyük vebaldir.
 
Şuna kati inanıyorum ki, kim kendi nefsini ölçü kabul ederse o kendini selamete çıkarır. Yani kendi nefsi için istediğini karşındaki için de istemek, nefsinin istemediğini istememek. Bu formülü hayat problemini çözmek için kullanan doğru sonuca ulaşır. İnşallah dünya ve ahiretini kurtarır. Bunu yapamayan, insan bir hayattan başka bir hayata geçer ki onun da sonu belli değildir. Hayatını seven ve değerlendirmek isteyen, ömrünü hayatından daha değerli bir yolda kullanmalıdır. Şunu unutmamalıyız! HAYATIMIZIN TOPLAMI, TERCİHLERİMİZE EŞİTTİR!
 
Sanal âlemde bir evlat, babasına sitem ederek şöyle bir şey paylaşmış: “Tarih benden bahsederken, bırakın şunu diyecek. Onun doğum gününü babası bile hatırlamazdı. Sağlık ve mutluluk seninle olsun” demiş. Hatırlaması iyi olurdu. Hatırlamamış. İnsanlar muhataplarına bir şey söylerken, düşüncelerini akıl ve hafıza süzgecinden geçirmeden, gırtlağının 40 boğumunu dikkate almadan rahat rahat konuşabiliyorlar. İnsan anne ve babasının sevgisini kendi dünyasında araştırmalı. Verdikleriyle aldıklarını bir karşılaştırmalı. Bazı ebeveynler bazı hadiselere karşı duyarsız olabilir. O baba sadece o evladının doğum gününü değil de bütün evlatlarının doğum gününü hatırlamıyorsa, demek ki o hadiseye karşı o babada bir duyarsızlık vardır. Kırılıp üzülecek kadar mühim bir mesele değildir. Yine de çocukların doğum günlerini hatırlayalım. Yapacaklarımızı, yapamayacaklarımızla engellemeyelim.
 
Gayretimizi faydasız yerlerde tüketmeyelim. Amaçsız yaşamayalım. Aksi halde ırmağa düşen saman çöpüne döneriz. Hedefsiz silah bir işe yaramaz! Yaptığımız işi bilmiyorsak, ne iş yaparsak yapalım, gittiğimiz yolu bilmiyorsak hangi yoldan gidersek gidelim, sonuca ulaşamayız. İnsanın güzel söz söylemesi önemli değil. Önemli olan söylediğini yapması, yapabildiğini söylemesidir. Fikirlerimiz tohum, dillerimiz saçan, ellerimiz eken, eylemlerimiz meyvelerimizdir.
11. 02. 2016 
Durmuş Göktekin 

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek