Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Fıtrata dönmek

Gönderen Konu: Fıtrata dönmek  (Okunma sayısı 1090 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı durmuş göktekin

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 197
Fıtrata dönmek
« : Şubat 09, 2016, 01:43:10 ÖS »


Fıtrata dönmek

Pek çok insanın bildiklerini, gördüklerini, duyduklarını, yaşadıklarını gözlemliyor ve yaşadıklarımı da içine katarak yazıyorum. Yani; bak bak, dikkatli bak! Dinle, dinle! Ne gördün, ne duydun? der gibi küçük uyarılarla farkındalık oluşturuyorum. Yaptığım iş basit. Ama gerçekte çok mühim. Çünkü her büyük küçüklerin bir araya gelmesinden meydana gelir. En güzel,  küçük güzelliklerden oluşur. Bu böyle olunca hiçbir şeyi bu küçük, bu da basit bir şey deyip geçememeliyiz. Kocaman gökdelenler, küçücük kum tanelerinin çimento ile birleşip, tek tek demirlere tutunarak, yine tek tek tuğlalar bir araya gelerek dev eserler oluyor.

Yapacaklarımızı erteleyerek kendimizi kandırmayalım, aldatmayalım, zulmetmeyelim. Hak ve doğru bir işi yapmayı ertelemek insanın kendini aldatması demektir. Çünkü gelmeyen bir zaman yoktur. Bugünden sonra yarındır o da hemen gelir. Bir gün sonra, bir hafta sonra, bir ay sonra, bir sene sonra diyerek geriye attığımız, her şey için zaman çabuk geçer ve o an geliverir. O gün geldiğinde de erteleyip yapmadığımız işin pişmanlığını duyar üzülürüz. Söz verip sözünde durmayanları Hakk ve halk makbul saymaz. Çünkü bu hal sosyal hayatımızda onulmaz yaralar açar. Bilhassa Müslümanlar çok dikkat etmek zorundadırlar. Sözünde durmak, ahde vefa göstermek toplumun vazgeçilmezlerindendir. İnsan olarak doğarız. İnsan kalmak için bir ömür çalışır dururuz. 

Farklı insan olmanın yolları vardır. Halk diliyle “bu adam delidir” denen ve toplumda yalnız kalan, bugünkü modern anlamda okumayan, üniversite vesaire tahsili olmayan başarılı insanlar toplumun yadırgadığı, farklı gördüğü insanlardır. Mesela siz bugünün insanına 7 yıl kaya kovuğunda yaşayan Mehmed-i Bican Hz. Lerini nasıl anlatırsınız? Bir kayaya kendi elleriyle açtığı kovukta 7 sene toplumdan uzak yaşayan bir insanı anlamak ve anlatmak kolay değildir. Amerikalı Edison’un okuldan kaçan, tahsil yapamayan serseri gibi görünen bir insan olması onu yolundan saptırmamış. Yaşanması zor şartlarda ve saat kullanmayarak çalışıp 700 defa yanılmış ve sonunda başarıya ulaşmış bir adama bugünün insanı akıl erdirebilir mi? Abdülkadir Geylani, İmam-ı Rabbani, Ali kuşçu, Hazarfen Çelebi, Mehmet Akif Ersoy, Peyami Safa, gibi insanlar tarihe geçmiş insanlardır. Onları anlamak ve anlatmak kolay değildir. Bu insanlar yaptıklarıyla ve hayatlarıyla tarihe geçmiş kişilerdir. Tarih bunları övgü ile yazıyor. Bunlar ve daha pek çokları insanlığın hafızasında sonsuza dek yaşayacaktır. Her insanın hedefinde bu kılavuz insanlar bulunmalıdır. Bu tip insanlar, toplumda ışık gibidir. Onlar bizim ufkumuzu açar, doğruya yönlendirir. Kutup yıldızı hükmündedir. Onları takip edersek yönümüzü ve yolumuzu daha rahat buluruz. Adres soracağımız insanları bilmek yolu bulmaktan daha önemlidir. Herkese adres sorulmaz. Şu kısa ömürde doğru adresi bulup menzile ulaşmak kolay değil! Askerler iyi bilir. Arazide nirengi noktaları vardır. Çok şeyler o noktalara göre tarif edilir. Toplumun nirengi noktaları da o tip insanlardır.

Elbette herkes böyle olamaz. Ama bunlar da hayatımızın hedefleridir. İstenirse böyle olunabilir. Çünkü bunlar örnek insandır. Mesela teknik, teknolojik, elektronik vasıtaları yapan insandır. Öyle ise diğer insanlardan da onları yapan çıkabilir. Yeter ki insan kendini o işe adasın ve imkân bulsun. Örnek, insan olduğuna göre mesele yok. Örneği olmayanları yapmak insanüstüdür. O da Yaratıcının işidir. Çünkü yoktan, örneksiz yaratan O’dur. Yok edecek olan yine O’dur. Bu husus okullarda okutulan, fen derslerinde geçen fizik kanunudur. Yani Allah’ın koyduğu kanundur.

Düşünmek çok önemlidir. Çünkü insan, düşünebildiği kadar insandır. Hayvanda düşünme yeteneği yoktur. Merhamet ve adalet edemez, iradesizdir. Fıtratındaki programa tabidir. İnsan fıtratındaki sıfatları kullandıkça insanlığı artar. Aksi halde hayvandan aşağı dereceye düşer. Ona Kur’anda  “belhum adal” (hayvandan aşağı) geçiyor. Fıtrata dönüp insanlığımızı yükseltmeliyiz!
                     09. 02. 2016
                     Durmuş Göktekin   

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek