Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Sevgi hayatın özüdür!

Gönderen Konu: Sevgi hayatın özüdür!  (Okunma sayısı 1000 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı durmuş göktekin

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 197
Sevgi hayatın özüdür!
« : Aralık 16, 2015, 12:42:37 ÖS »

Sevgi hayatın özüdür!

Hayatımız, sahiplenme ve mensubiyet duygularına dayanır. İnsan bu duygu ile dünyadaki varlıklara ve eşyaya hâkim olur. Aynı duyguları hayvanlarda ve bitkilerde de görebiliriz. Her cins kendi cinsinin üremesini ister. Yine her cins kendi cinsiyle hayat bulur. Bu hal, insanda değişik boyutlarda görünür. Her insan karşısındakinin de kendisi gibi olmasını ister. Mesela, fikri başkaları tarafından kabul görsün, sahiplenilsin, yaptığı bazı işler diğer kişiler tarafından da yapılsın ister. Bir kumarbaz, bir sarhoş, bir fuhuşperest; şu insanlar neden benim yaptığım gibi yapmıyor diyebilir. Bir başkası da; insanlar doğru, dürüst, çalışkan, ahlaklı, yardım sever ve faydalı, dinine, diyanetine bağlı, camiye giden, insanlar olmalı diye düşünür. 

Her cins hayvan, kendi cinsiyle ürer, yaşar ve hayat bulur. Kuşlar kendi cinsleriyle yaşarlar. Kartallar kartallarla, kargalar kargalarla, turnalar turnalarla, leylekler leyleklerle, bülbüller bülbüllerle, hakeza. Bitkiler kendi cinsleriyle büyürler, ürerler ve gelişirler. Her cins hayvanda sahiplenme ve mensubiyet içgüdüsü vardır. Her cins kendi cinsini korur ve sahiplenir. İfade etmeye çalıştığımız bu meselelerin tamamı Allah’ın koyduğu kanunla işler. O’nun kanunlarıyla nizam ve düzenini devam ettirir. İnsan ancak bu nizam ve düzene (bozmamak şartıyla) katkıda bulunabilir. Mesela, ekip-dikerken her cinsi kendi cinsiyle birlikte eker, diker. Koyunlarla keçileri birlikte gütmez. Kurtlarla kuzuları bir arada bulundurmaz. İnsan dünyayı imar edecek ama Yaratıcının nizam ve düzenine el sürmeyecek. El sürdüğünde zararlı çıkacağını bilecek. 

   Sahiplenme duygusu insanda başlayıp, toplumda ve devlette devam eder. İnsan evinde, ailesine, yanındaki komşusuna, oturduğu mahallesine, köyüne, kentine, milletine, devletine, vatanına sahip çıkar. Mensubiyet duygusuyla kollar, korur gerektiğinde o uğurda canını feda eder. Sahiplendiği bir şeyin varlığı devam ettiği müddetçe mutluluk içinde olur. Kaybedince üzülür. Evindeki kuşun, kedinin, köpeğin kaybolmasına gönlü razı olmaz. Gözyaşı dökecek kadar kalbi sızlar. Bir yakınını kaybeden insan kendinden geçer, krize girebilir. Bunun sebebi sahiplenmekten gelir. En basit eşyalarımızdan en kıymetli eşyalarımıza varıncaya kadar hepsine sahip olduğumuz müddetçe mutlu, huzurlu ve keyifliyizdir. Bir gün onu kaybettiğimizde üzüntü duyarız. En basiti gömleğimizden bir düğme düşse, eyvahhh düğmem düşmüş der esef ederiz.

   Devlet ve hükümetimiz de sahiplenme ve mensubiyet düşünceleriyle İstiklal ve hürriyetimizi, vatan ve milletimizi koruyup kollamaktadır. Yaratanımızın içimize koyduğu bu duygu ve düşüncelerle, sahiplendiklerimizi muhafaza etmeye çalışırız. Bu duygu ve düşünce bütün insanlarda mevcut olup adalet ve hukuk kuralları içinde yaşama hakkına sahibiz. Aile sığınılacak bir kale gibidir. Mensubiyet gereği kurulur. Fakat öyle zaman gelir ki İçerdekiler çıkmak için, dışarıdakiler girmek için çırpınır. Eşler hem cinslerinin üremesi ve sahiplenme duygusuyla çocuk sahibi olmak isterler. Çocuk, ailenin saadetidir. Her yüz unutulabilir. Yalnız anne yüzü unutulmaz. Çocuklarımıza bırakacağımız en iyi miras, vereceğimiz güzel terbiyedir. Anne ve babalarımıza iyi muamele etmeliyiz ki, çocuklarımız da bize iyi muamele etsin. Ne ekersek onu biçeriz! Nasıl muamele edersek öyle muamele görürüz! Nasıl yaşarsak öyle ölürüz! Evlenmek sahiplenmektir. Aynı zamanda haklarımızı ikiye bölmektir. Aynı zamanda iki kat daha fazla çalışmaktır. Sevdiklerimiz elde iken sevmeyi bırakmayalım. Zannetmeyelim biteviye elimizde kalacak. Bir gün elimizden beyaz güvercin gibi uçup gidecek. Sonra ihmallerimize, elle, dille itip kaktıklarımıza pişmanlık duyar üzülürüz. Nimet elimizdeyken doyasıya sahiplenelim, sevelim. Çünkü sevgi bitmeyen İlahi bir kaynaktır. Sevgi hayatın özüdür. Hayat gövdesini besleyendir.
                        13. 12. 2015
                        Durmuş Göktekin

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek