Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Sahurun Fazileti

Gönderen Konu: Sahurun Fazileti  (Okunma sayısı 1949 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ebrar

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2485
  • Cinsiyet: Bayan
Sahurun Fazileti
« : Aralık 25, 2008, 07:32:14 ÖÖ »
1232 Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır"

Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 45 Ayrıca bk Tirmizî, Savm 17; Nesâî, Sıyâm 18,19; İbni Mâce, Sıyâm 22

1235 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır



1233 Zeyd İbni Sâbit radıyallahu anh dedi ki: Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte sahur yemeği yedik sonra da sabah namazını kıldık

Sahur yemeği ile sabah namazı arasında ne kadar zaman geçti? diye soruldu " Elli âyet okuyacak kadar" cevabını verdi

Buhârî, Savm 19; Müslim, Sıyâm 47 Ayrıca bk Tirmizî, Savm 14; Nesâî, Sıyâm 21,22; İbni Mâce, Sıyâm 23

1235 numaralı hadis ile birlikte açıklanacaktır



1234 İbni Ömer radıyallahu anhümâ dedi ki, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in iki müezzini vardı: Bilâl ve İbni Ümmü Mektûm Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Bilâl geceleyin erkence ezan okur Siz İbni Ümmü Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyip içiniz"

İbni Ömer, "Bu ikisinin arasındaki zaman, biri inip diğeri çıkıncaya kadar geçen vakitten ibaretti" demiştir

Buhârî, Ezân 11, 13, Şehâdât 11, Savm 17; Müslim, Sıyâm 36-39 Ayrıca bk Tirmizî, Salât 35; Nesâî, Ezân 9-10; İbni Mâce, Sıyâm 30

Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır



1235 Amr İbnu'l-Âs radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir"

Müslim, Sıyâm 46 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Savm 15; Tirmizî, Savm 17; Nesâî, Sıyâm 27

Açıklamalar

Ramazan orucunun günlük hayatımıza kazandırdığı önemli güzelliklerden biri de hiç şüphesiz, halkımızın ifadesiyle söylersek, sahura kalkmaktır Bu kalkıştan maksat, "bir yudum suy ile de olsa" sahur yapmaktır Gecenin sonunda yenilen sahur yemeğinin "mübarek bir yemek" olduğunu ifade buyuran Peygamber Efendimiz, birinci hadiste görüldüğü gibi, bu yemeği teşvik ve tavsiye etmiştir Gerekçe olarak da sahura kalkıp yemek yemekte bereket ve bolluk olduğunu bildirmiştir Tek kelime ile artış demek olan bereket, mümkündür ki, hem seher vaktinin bereketi, hem de sahura kalkan kimsenin yapacağı ibadet, zikir ve diğer güzel işlerin toplamından meydana gelen bir hayır ve sevap bereketidir Hatta Peygamber tavsiyesine uymuş olmak da başlı başına bir bereket ve hayır vesilesidir Ayrıca, sahurda alınacak gıdanın, tutulacak oruca yardımcı olması da bir bereket sayılır Nitekim Hz Peygamber bir başka hadiste (İbni Mâce, Sıyâm 23; Hâkim, Müstedrek, I, 425 ) "Gündüz orucu için sahur yemeğinden, gece namazı için de öğle uykusundan (kaylûle) yararlanın" buyurmuştur Sahura kalkıp bir şeyler yiyip içmek farz ya da vâcip değildir Bu konudaki emir tavsiye anlamındadır Bu sebeple de sahura kalkmak sünnettir Yani sahura kalkmadan da oruç tutulabilir Ancak, sahur yemeği ile ilgili hadislerinde Peygamber Efendimiz'in haber verdiği bereketten nasip alabilmek için kalkıp bir bardak su ile de olsa sahur yapmak lâzımdır

Peki sahur vakti ne zamandır?

İşte bu soruya da ikinci ve üçüncü hadislerde cevap verilmektedir Büyük sahâbî Zeyd İbni Sâbit, bir keresinde Hz Peygamber ile sahur yemeği yediğini ve sonra kalkıp sabah namazını kıldıklarını haber vermektedir Onun bu tecrübesini nakleden diğer sahâbî Hz Enes, kendisine sahur yemeği ile sabah namazı arasında ne kadar zaman geçtiğini sormuş, Zeyd de, ne çok uzun ne de çok kısa âyetlerden olmamak kaydıyla ve mûtedil bir okuyuşla elli âyet okuyacak kadar bir sürenin geçtiğini bildirmiştir Bunun dört dakikalık bir süre demek olduğuna işaret edilmişse de, günümüzde imsakten 18 dakika sonra sabah namazının ilk vakti girmiş, fecr-i sâdık gerçekleşmiş kabul edilmektedir Sabah namazının efdal olan vakti, imsakten 50 dakika kadar sonradır Geçmişte bu iki durum (yani sabah namazının ilk ve efdal olan vakti) imsâkiyelerde belirtilirdi Şimdi ise sadece imsak ve güneşin doğuşu gösterilmektedir

İkinci hadiste, süre tayininde beden hareketlerini esas almanın mümkün olduğu görülmektedir Aslında Araplar zamanı genellikle "koyun sağımı" süresiyle tahmin ve takdir ederlerdi Zeyd İbni Sâbit'in bu hadiste sahur yemeği ile sabah namazı arasında geçen zamanı, âyet okuma (kıraat) süresi ile takdir etmesi, o vaktin ibadet vakti olmasından dolayıdır Bu bir irfan ve inceliktir

Üçüncü hadiste, Peygamber Efendimiz'in sahur vakti ile ilgili bir uygulamasını görmekteyiz İki müezzininden biri olan Bilâl-i Habeşî, biraz erkence ezan okur, sahura kalkacakları uyandırırdı İkinci müezzini İbni Ümmü Mektûm ise, sahur vaktinin bitip sabah namazı vaktinin girdiğini ilân etmek için ezan okurdu Bu ikili uygulama, büyük ihtimalle, daha sonraları özellikle memleketimizde sahura başlama ve bitirme toplarının atılmasına ve bu iki top atımı arasında da ramazan davulu ile müslümanları sahura kaldırma uygulamasına esas teşkil etmiştir

Ancak bu hadiste râvi İbni Ömer'in, "İki müezzinin ezanı arasındaki süre, birinin inip diğerinin çıkacağı kadardı" sözü üzerinde durmak gerekmektedir Söz doğrudur Ancak, uygulama farklıdır Bilindiği gibi Hz Bilâl, gece vakitlice ezan okuduğu yüksekce yere çıkar, ezanı okur ve orada oturur, zikir ve dua ederek gökyüzünü gözetler, şafağın sökmesini beklerdi Şafak sökmeye başlayınca iner ve âmâ olan İbni Ümmü Mektûm'a vaktin geldiğini haber verir, o da çıkar hem sahurun bittiğini hem de sabah namazı vaktinin girdiğini ilân eden ezanı okurdu Böylece bu ikisinin ezanı arasında, kalkıp yıkanacak olanların yıkanacağı, sahur yemeği yiyebileceği ibadet ve zikir yapacakların bunu yerine getirebilecekleri kadar bir süre bulunurdu Yoksa İbni Ömer'in sözünün zâhirinden anlaşıldığı gibi Bilâl'in inip İbni Ümmü Mektûm'un çıkacağı kadar bir süre -ki bu, iki-üç dakikalık bir süredir- söz konusu değildir

Bu iki hadisten anlaşıldığına göre sahuru mümkün olduğunca geciktirmek, maksada daha uygundur Zaten bilindiği gibi Resûl-i Ekrem Efendimiz, ümmetine en kolay gelecek uygulamaları yeğler ve tavsiye ederdi Şimdi bir düşünelim; hiç sahur yapmasaydı, şüphesiz bu, müslümanlara zor gelirdi Özellikle yaz mevsimi gibi uzun günlerde oruç tutmakta son derece zorluk çekilirdi Yine gecenin yarısında sahur yapacak ve yaptıracak olsaydı, bu da beklenen kolaylığı sağlamaz ve uyku severlere o saatte kalkmak çok zor gelirdi Netice itibariyle sahurun tamamen terkine sebep olabilirdi O halde bu durumları dikkate alarak, sünnetteki uygulamaya uyum sağlamış olmak bakımından sahur yemeğini son vaktine kadar geciktirmek uygun olur

Dördüncü hadis, sahur yemeği uygulamasının ümmet-i Muhammed'e has bir özellik olduğunu belirlemektedir Ehl-i kitap yani yahudi ve hıristiyanlar ile biz müslümanların oruçları arasında bir çeşit alâmet-i fârika, sahur sünnetidir Böyle olunca, sahura kalkıp bir yudum su ile de olsa sahur yapmak ayrıca bir önem kazanmaktadır Sahurun faziletinin bir yönü de onun müslümanlara has olmasıdır Sahura kalkmak, bu açıdan bakıldığı zaman bize tanınmış olan bu ruhsata, bu bereketli nimete şükür anlamı taşır

Hadislerden Öğrendiklerimiz

1 Ramazan gecelerinde sahura kalkıp bir şeyler yiyip içmek sünnettir

2 Sahur, ümmet-i Muhammed'in özelliklerindendir

3 Sahur yemeğini sabah namazı vaktine kadar geciktirmek, maksada daha uygundur

4 Sahur yemeği, geçmiş ümmetlerin orucu ile bizim orucumuz arasındaki en önemli farklılıktır

5 Sahur yemeği, İslâm dininin kolaylaştırılmış olduğunu gösterir

6 Sünnet-i seniyyeye uymak başlı başına bir berekettir


Alıntı
 


 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek