Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Çalışan Annenin Mutlu Çocuğu Olabilmek..

Gönderen Konu: Çalışan Annenin Mutlu Çocuğu Olabilmek..  (Okunma sayısı 1827 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı şeyma19

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 895
Çalışan Annenin Mutlu Çocuğu Olabilmek..
« : Ekim 09, 2008, 04:04:14 ÖS »
Tüm günü bebeğinizle geçirdiğiniz zamanların bitmesine çok az mı kaldı? Doğru bakıcıyı bulmak, iş kadınlığıyla anneliği dengeleyip mutlu çocuklar yetiştirmek için birkaç ipucuna ihtiyacınız olacak.
Ne zaman çalışmaya başlamalı?
Doğum sonrası ilk iki ay; zor aylardır. Tüm zamanınız, bakımı size ait olan bu yeni varlığa, onun hayatınıza getirdiği sorumluluklara, yeni bedeninize ve anneliğe alışmakla geçer. Bebeğiniz ele avuca gelmeye , etrafıyla iletişim kurmaya başladığında ilk zorluklar da bitmiş, anne olmak daha keyifli hale gelmiştir. Çalışan bir anneyseniz bu keyfi doyasıya yaşayamadan, işe dönme zamanı gelir. Bu dönemde, maddi durumunuz uygun değilse çalışmakla, çalışmamak arasında gidip gelirsiniz. Bu gerçekten zor bir karardır. Çünkü ister küçük bir bebek, ister 3-4 yaşlarında bir çocuk olsun ona en iyi bakacak olan anne babasıdır. Ve bu nedenle çocuğunuzu, her kim olursa olsun bir başkasının ellerine emanet etmek sizi de rahatsız eder. ‘Hiç çalışmamalı mıyım?’ ya da ‘Ne zaman çalışmaya başlamalıyım’ diye bir soru aklınıza gelebilir. Eğer çalışmak zorunda değilseniz ya da izin günlerinizi ayarlayabiliyorsanız, ilk dokuz – on ay süresince bebeğinizin bakımı ile kendiniz ilgilenmelisiniz. Çünkü yeni doğmuş bebeğin bakımı çok fazla zaman alan ve özen isteyen bir durumdur. Bu süre içinde içgüdüsel olarak ona aktardığınız sevginiz, ilginiz, gülümseyen yüzünüz ve bakımını yaparken gösterdiğiniz sabrınızı sizin dışınızda ve sizden daha iyi, bir başkası gösteremez. İlk aylarında bütün zamanınızı, ilkokula başlayana kadar vaktinizin çoğunu ona ayırarak çocuğunuzun hem fiziksel hem duygusal olarak sağlıklı gelişimi için çok iyi bir yatırım yapmış olursunuz. Unutmayın ki, küçüklüğünde ilginizi esirgerseniz, ileride fazlasıyla ilgi gösterseniz de, geçmişte duyulmuş eksikleri tamamen telafi edemezsiniz. Çalışma hayatınızı planlarken bunu mutlaka göz önüne almalısınız.
En uygun bakıcı nasıl seçilir?
Çalışma zamanını ayarladıktan sonra, verilecek en önemli kararlardan biri de çocuğunuzla kimin ilgileneceğidir. Anneanne ve babaanneler dönüşümlü olarak bu işi üzerlerine alırlar. Ama onların gösterdiği farklı disiplin yöntemleri çocuğunuzun duygusal gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle tek bir kişinin, sizin evinizde çocukla ilgilenmesi daha doğru olur. Maddi imkanınız varsa tamamen sizin yöntemlerinize göre çocuğunuza bakacak deneyimli bir bakıcıyla anlaşmalısınız.
Bakıcı seçmeden önce, titiz bir araştırma gerekli. Bu konuda çalışan ve eleman yetiştiren şirketlerle iki –üç ay öncesinden bağlantı kurup , bilgi alabilirsiniz. Bu bağlantıyı kurduktan sonra onların sizin isteklerinize uygun olarak gönderdikleri bakıcı adaylarında şu noktalara dikkat etmelisiniz:
1-) Bebeğin fiziksel ihtiyaçlarını hemen herkes karşılayabilir, önemli olan onun kişilik gelişiminde çok önemli bir yere sahip olan duygusal ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanmasıdır. Bu nedenle bakıcı adayları sıcak kanlı, duygularını gösterebilen, anlayışlı, uyum problemi olmayan, sabırlı ve tabii ki çocukları seven biri olmalı.
2-) Sıkıntılı ve çökkün , neşeli ve içten olmasını engelleyen kişilik özelliğine sahip kimseler çocuk gelişimindeki, çok önemli duyusal uyarıları sağlamakta yetersiz kalırlar. Bu tür özellikler gösteren bakıcılar, çocuk bakımı için hiç uygun değillerdir.
3-) Düzen ve temizlik konusunda fazla takıntılı kimseler için, çocuğun ihtiyaçlarından çok kendi tertip düzenleri ve rahatları önemlidir. Çocuğun oyuncakları ile oynamak için ortalığı dağıtması ya da yemek yerken üzerini kirletmesi, bu tarz insanları rahatsız eder ve olumsuz tepkilerine yol açar. Bu olumsuz tepkiler çocuğun duygusal gelişiminde zarar verici etkiler yaratıp, onun da ileride bu gibi durumlara karşı tahammülsüz biri olarak yetişmesine yol açabilir.
4-) Ne kadar iyi eğitimli, tecrübeli de olsa, çocuğunuz bulduğunuz bakıcıdan hoşlanmayabilir. Seçtiğiniz kişinin çocuğunuz üzerinde olumsuz etkisini, çocuğunuzun ondan hoşlanmadığını, ya da onun üzerinde güven duygusu oluşturmadığını sezinlediğinizde yeni bir bakıcı aramaya başlamasınız.
5-) Sürekli bakıcı değiştirmek çocukta güvensizlik duygusuna yol açar. Bu konuda son anda birine karar verip, ‘beğenmezsek değiştiririz.’ demek yerine, iyi bir araştırmayla doğru kişiyi bulmak daha sağlıklı olacaktır. Anneler işe başlamadan birkaç ay öncesinde bakıcıyla anlaşmalı ve onları evde gözlemlemelidirler. Çocuğunuz sizin yanınızda bakıcıya alışırsa, ayrılığınızın yarattığı olumsuz etkiyi daha hafif atlatacaktır.
İşle anneliği nasıl dengeleyebilirim?
Çalışma hayatıyla anneliği iyi bir şekilde dengelemek için tek yapılması gereken çalışma programınızı çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlemek. Bunun için fırsatları değerlendirmek çok önemli. Örneğin o üç yaşına gelene dek eğer iş yeriniz evinize yakınsa öğle yemeklerinde eve dönebilirsiniz. Ya da fırsat buldukça kısa ziyaretler yapabilirsiniz. Uzun bir ayrılık yerine kısa süreli de olsa sık sık beraber olmak, evde bulunmayışınızın huzursuzluğunu azaltacaktır. Sadece hafta sonları tam gün birlikteyseniz, vaktinizin çoğunda ev işlerine boğulmak yerine ona zaman ayırmalısınız. Çalışan bir annenin mutlu bir çocuğunun olması için; yeterli ilgi ve sevgi çok önemli.

Pedagog Bahar Alataş


 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek