Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Düğünler: Paylaşma Seferberliği

Gönderen Konu: Düğünler: Paylaşma Seferberliği  (Okunma sayısı 2138 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ZiKra

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 456
  • Ummaki, Küsmeyesin..!
Düğünler: Paylaşma Seferberliği
« : Temmuz 28, 2009, 02:17:40 ÖÖ »

Paylaşmanın manevi boyutu insanlara iç huzuru, maddi boyutu ise dünya huzurunu getirir. Neyi paylaşmalıyız sorusuna bir çok insan "Neyimiz var ki paylaşalım?" gibi birkarşı soruyla cevap verebilir.

Ekonomik şartlar düşünülecek olursa bu cevap doğru gibi görünebilir ama her kesin paylaşabileceği bir şeyi vardır. Mesela, evlilik üzerinde duralım. Evlenme çağına gelen gençler bu günleri büyük bir heyecanla beklerken; ailelerini düğün masraflarını nasıl karşılayacakları endişesi kasıp kavurur. Çünkü düğün hazırlıkları ve töreni bir ailenin altından kalkabileceği bir olay olmaktan çıkmıştır.

Helal dairesinde yaşamak için bir yuva kurmak, aile olmak, çoluk çocuk sahibi olmak her insanın arzu ettiği güzelliktir. Ancak evlilik için gerekli ihtiyaçların karşılanmasındaki zorluk, bir çok genci nikah yapmak yerine belki gayri meşru yolları tercih ederek bekar yaşamaya zorlamaktadır.

Oysa İslam inancına göre evlilik sünnettir. Ancak eğer bir kişi evlenmeye ihtiyaç duyuyorsa o zaman onun nikah yapması vaciptir. Bu halde çevresindeki yakınları onu evlendirmekle yükümlüdür.

Evlenmek istediği halde, ekonomik sebeplerden dolayı karar veremeyen birçok genç varken, nişanlanma cesareti bulmuş bir çok genç, ev eşyalarını alamadığı için düğün tarihini erteleyip durmaktadır.. Halbuki acele edilmesi gereken üç şeyden birisi nikahtır. Akraba ve dostların, komşuların bu konuda duyarlı olmaları ve evlenecek gençlerin yükünün paylaşılması için el birliği yapmaları gerekmektedir.

Aslında geçmişte "Yuva kurana Allah yardım eder" zihniyeti ile bu iş o kadar ciddiye alınmış ki; öksüz yetim ve fakir gençlerin evlendirilmesi için vakıflar kurulmuştur. Bazı vakıf kadınlar kendi kızları için hazırladıkları çeyiz sandığının yanında bir çeyiz sandığı daha hazırlayarak öksüz yetim ve fakir bir kızın çeyizini karşılamışlardır. Hala Anadolu’nun bir çok yerinde düğün dernek kurana el verilir, destek olunur ve bu güzelliğin kolaylaşması, daha az borçla yaşanması sağlanır.

Ancak aile ve akrabalarından uzakta, gelenek göreneklerin yozlaştığı büyük şehirlerde yaşayan gençler bu güzel adetlerden faydalanma imkanı bulamamaktadır. Yalnızlığın ve garipliğin cezasını ya geyrı meşru ilişkilerde arayarak, yahut uzun yıllar bekarlık çilesini çekerek sürdürmektedir.

Son yıllarda imkansızlık nedeniyle evlenememe problemine bazı mahalli idareler ve sivil toplum kuruluşları çözüm bulmaya çalışmakta, ancak bu güzel çalışmalar yeterli olamamaktadır.

Evlilik çok önemli bir kurumdur. Bu kurumun korunması için konu komşu ve akrabaların gençlere karşı daha duyarlı olmaları, evlenecek gençlerin zaruri ihtiyaçlarının karşılanmasında iş birliği yapmaları bir çok gencin yuva kurup mutlu olmalarına imkân sağlayacaktır. Bu konuda afaki düşündüğüm zannedilmesin. Çünkü bunu yapmak çok zor değil. Her mahallede birkaç kadının elbirliği yaparak işi ciddiye alması yetecektir.

Riya olarak kabul edilmesin ama biz birkaç arkadaş çevremizde yetim ve öksüz çocukların evliliklerine yardım ederek borçsuz evlenmelerine imkân sağladık. Bu hiç zor bir şey değil. Ayrıca bu güzelliği paylaşmanın zevki, harcanan zaman ve paranın kat be kat üstünde hissediliyor, bundan emin olabilirsiniz. Yeter ki yalnız Allah rızası için bunu gerçekleştirin.. Herkes en yakınındaki gençlere sahip çıksa yeterli olacaktır.

Bunca olumsuz ekonomik şartlara rağmen geleneklerine bağlı halkımız düğün törenlerinde hediyeleşmeye devam etmektedir. Ancak bu, adet yerini bulsun kabilinden olduğu için; düğün sahipleri bazı komik durumlarla karşılaşabilmektedir. Öyle ki evlenen çiftlere bardak, tabak, fincan, gibi çok zaruri olmayan hediyeler alınırken yeni evliler bir anda aynı eşyadan birkaç hediye sahibi olabilmektedir. Oysa akraba ve komşular evlenecek çifte neye ihtiyacı olduğunu sorabilir ve ona göre hediye alabilirler. Üç beş komşu, akraba bir araya gelip imkanlarını birleştirseler daha gerekli bir eşya alabilir, daha faydalı olabilirler. Böylece evlenen çiftin bir ihtiyacı karşılanabilir..

Sevgi’nin Düğünü izin seferberlik

Güzel bir örnek olacağını düşündüğüm bir gelenekten bahsetmek istiyorum. Bizim akraba çevremizde şöyle bir adet vardır. Hala uygulanıyor olması çevremizde evlilikleri kolaylaştırmaktadır.

Şöyle ki; "Düğün kararı alındıktan sonra düğün sahibi bir liste hazırlar. Bu listede kendi alabileceklerini belirtir. Akrabalardan hatırı sayılır bir kişi listeyi alarak diğer akraba ve komşularla görüşür. Herkes yapabileceğini işaretler. Kimi alabileceği eşyayı getirir, kimi düğün sahibine yapabileceği hediyenin parasını getirir. Böylece düğün sahibinin bütçesine önemli miktarda katkıda bulunulmuş olur. Gönül rızası ve sıra bir gün bizim çocuklarımıza da gelecek düşüncesi bu paylaşımı kolaylaştırmaktadır. Böylece güzellik paylaşılmış ve evlenecek gençlerin de borçlanması önlenmiş olmaktadır. Hele evlenecek olan yetim veya öksüzse hediyelerin kalitesi daha artarken; verdiği manevi huzur insanımızı çok mutlu etmektedir.

Akrabalarımdan uzakta yaşarken bu geleneği komşu ve arkadaşlarımla yaşatmaya karar verdiğimde çok güzel bir anlayışla karşılandım. Böylece çok zengin olmayan arkadaş ve komşularımla birkaç genç kızın evlenmesine katkıda bulunma imkanımız oldu.

Komşu ve arkadaşlarımla yaşadığımız bu güzellikten sadece birisini bir örnek teşkil etmesi için sizinle paylaşmak istiyorum. Yaşadığımız bu olay katkıda bulunan bütün arkadaş ve dostlarımın içinde ortak ve güzel bir hatıra olarak yaşayacaktır.

Sevgi Muş'lu bir ailenin en büyük kızıydı. Daha 10 yaşındayken annesini kaybeden Sevgi, üvey annesinin bir akrabasına gönlünü kaptırınca ailesi bu iki genci nişanlamışlardı. Kendisinden küçük 4’ü öz 3’ü üvey olmak üzere 7 kardeşi olan Sevgi 'in Kurban bayramından sonra düğünü yapılacaktı. Gece bekçilik yapan babası kızına çeyiz verecek güçte olmadığı için Sevgi evliliği ve çeyizi için yardım istedi.

Sevgi çok sevdiğini söylediği nişanlısı ile evlenebilmek için köyde oturmaya dahi razı olmuştu. Elbette böyle bir şeye razı olmak Sevgi'yi çok mutlu etmemekte, İstanbul 'da büyümüş bir genç kız olarak bu iş çok zor gelmekteydi. Ancak midye satıcılığı yapan nişanlısının ne ev tutmaya ne de eşya almaya gücü yetmekteydi. Çok uzun süre nişanlı kalamayacaklarından dolayı Muş'un bir köyüne gelin olacak ve kocası İstanbul'da midye satmaya devam edecekti. Yani Sevgi evlenince nişanlısından ayrılacak.. O Muş'ta, Ahmet İstanbul 'da yaşamaya devam edecekti.

Sevgi "annem" diye bahsettiği üvey annesini çok seviyordu. Annesinin ölümü üzerine üvey annesinin kendisine ve kardeşlerine çok iyi baktığını söylüyordu. Bu sevgisini ışıl ışıl parlayan gözlerinden anlayabiliyorduk. Nişanlısı Ahmet 22 yaşında. Askerliğini yapmış. Kötü alışkanlığı olmayan bir gençti. Her hangi bir sabıkası yoktu. O vakit arkadaşları ile bekar evinde kalıyordu. Sevgi nişanlısına yardım için bazı vakıf ve dernekleregideceğini söyleyince; Ahmet; televizyona çıkmamak şartıyla yardımı kabul edeceğini söylemişti. Bu sebepten dolayı biz kendisini hiç görmedik. Doğulu bir erkek için onur kırıcı olmasını istemiyorduk. Zaten bizim yardım ettiğimiz kişi de Sevgi idi. Sevgi'ye "Neye ihtiyacın var kızım?" diye sorduğumda yüzüme mahzun mahzun baktı ve başını önüne eğdi. Utanarak "Her şeye teyze, benim hiçbir şeyim yok ki" cevabını verdi ve devam etti "Sizin verdiklerinizin dışında hiçbir şeyim yok. Babam bizi ancak doyuruyor. Aşevinden yemek almasak çok zorluk çekeriz. Allah sizden razı olsun." cevabını verdi.

Arkadaşlarla yaptığımız görüşmede Sevgi 'ye yardım edebileceğimize karar verdik. Ancak bu yardımı nasıl yapabileceğimizi bilemiyorduk. Başaramamaktan korkuyorduk. Ama karşımızda öksüz, yoksul ve sevdalı iki genç vardı. Bu bizim için bir fırsat olabilir diye düşündük. Ve ilk iş olarak bir ihtiyaç listesi hazırladık. Hazırladığımız listenin uzunluğunu görünce biraz ürktük ama yapabildiğimiz kadarını başarmak için işbirliği yaptık. Önce kendi imkanlarımızı ortaya koyduk. Daha sonra yakınlarımızdan yardım istedik. Çekine çekine başladığımız yardım çağrısına çok güzel ve olumlu cevaplar aldık. Sanki herkes bu çağrıyı bekliyormuş gibi davranıyordu. Olay bir anda yarış haline geldi. Kimi çeyiz veriyor, kimi perde,kimi fırın alıyor, kimi halı, kimi mutfak eşyası, kimi geline giyecek, ayakkabı,kimi damada giyecek alıyordu. Düğün günü gelip çattığında toplanan yeni eşyalar karşısında hepimiz şaşırıp kaldık. Kısa sürede normal bir ev için gerekli zaruri eşyalar temin edilmişti.

Toplanan çeyizleri kamyonetle kız evine teslim ettiğimizde kucağımızda yeni bir gelinlik ve damatlık, cebimizde düğünde harcanmak üzere bir miktar para ve gelin kıza takmak için iki bileziğimiz vardı. Düğün evi kalabalıktı. Akşam yapılacak kına gecesi için İstanbul’da yaşayan akraba ve dostlar toplanmışlardı. Getirdiklerimiz karşısında herkes şaşkınlık içindeydi. Bilhassa Sevgi'nin annesi "Allah sizden razı olsun.. Ben ne yapacağım diye düşünüyordum. Kendi kızım olsa önemli değildi, ama ‘üvey anne değil mi!!, hiç bir şey vermeden gelin etti!’ demelerinden çok korkuyordum. Beni bu korkudan,laftan sözden kurtardınız." derken, gözyaşlarına hakim olamıyordu. Sevgi ise getirdiğimiz eşyalara bakarak sevinçten ağlıyordu.

Düğün evinden ayrıldığımızda arkamızda mutlu bir gelin, canı gönülden dua eden insanlar bırakmak bizi duygulandırmıştı. Sevgi'nin ailesi büyük kızını evlendirirken düğün masrafından kurtulmuştu. Bu olayın başarı ile sonuçlanması ile biz de yardım etmenin, bir güzelliği paylaşmanın mutluğunu yaşamış ve Allah'a binlerce kez şükretmiştik. "Kim iyi bir işe aracılık ederse, onun da o işten nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da o işten nasibi olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir." (Nisa 85).

Hatice Yıldız


 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek