Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Ayasofya'nın Derinliklerinde

Gönderen Konu: Ayasofya'nın Derinliklerinde  (Okunma sayısı 6521 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Kelebekler Diyarı

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5131
  • ...
Ayasofya'nın Derinliklerinde
« : Ağustos 03, 2009, 08:10:37 ÖS »


Ayasofya'nın derinliklerinde esrarengiz kanallar


Ayasofya'nın yaklaşık 1700 yıllık sırları için Ayasofya'nın sarnıç kapakları açıldı ve dalgıçlar tam 283 metre derinliğe daldı.
03 Ağustos 2009 / 09:31



Ayasofya’nınaltındaki yaklaşık 1700 yıllık sırların, efsanelerin peşine düşenbelgeselci Göksel Gülensoy, iki dalgıç ve dört mağaracıyla bugüne kadargirilmemiş mekânlara ulaştı.
Hürriyet'ten Serhan Yediğ'inhaberine göre Dalgıçlar, sarnıçların Yerebatan ve Topkapı Sarayı’ylabağlantılarını araştırdı. Mağaracılar Tekfur Sarayı’ndan, Adalar’auzandığı rivayet edilen gizli geçitleri bulmaya çalıştı. Çekimine1998’de başlanan belgesel, bütçe, resmi izinler ve müzede sürdürülenrestorasyon çalışmasının çıkardığı engeller nedeniyle ancaktamamlanabildi. 50 dakikalık “Ayasofya’nın Derinliklerinde”,sonbahardan itibaren uluslararası yarışmalara katılacak.

Ayasofya'nın derinliklerinde

Devkubbenin altında, ana salonun zeminine gömülü sarnıç kapaklarından öncegirişe yakın olanı açıldı. Çevresindeki betona bakılırsa, uzun zamandırkullanılmamıştı. Ayasofya Yıllıkları, 1945’te zemindeki suyunboşaltılıp araştırma yapılmasına karar verildiğini, ancak sarnıçlardakisuyun azalmadığını, motorun yanmasıyla bu işten vazgeçildiğiniyazıyordu. Yani, kapaklar 64 yıl sonra ilk kez açılıyor, tarihte ilkkez zemine bir dalgıç iniyordu. Saat sabahın 9.30’uydu, su sıcaklığıaralık ayının da etkisiyle 6 dereceye düşmüştü. Sarnıca kameraman EnginAygün ve ardından fotoğrafçı Ozan Çokdeğer indi. Bir hafta önceki ön
keşifçalışmasında, ucuna ip bağladıkları kamerayı suya sarkıtmış, geçidebenzer bölgeler görmüşlerdi. Kapak, dalgıç tüpünün geçemeyeceği kadardardı. Bu nedenle, 50 metrelik hortum hazırlanmıştı. Geçitler binanınderinlerine uzanıyorsa, dalgıçlar burada nargile sistemiyle hortumdansoluk alarak ilerleyecekti.

İlk kapağın altındaki sarnıç 12metre derinlikteydi. Ozan Çokdeğer, dibe yaklaştığında kürek sapınıandıran, ağacın damarlarını bile görebileceği kadar iyi korunmuş ikikalın sopaya rastladı. Dokunduğu anda toza dönüştüler. Ardından birkova çıktı karşısına. O da dokunur dokunmaz tuz buz oldu. Bunlarındışında bir hayvan iskeleti vardı zeminde. Yaklaşık 50 dakika sarnıçduvarlarını inceleyip, su üstüne çıktı.

HEYECAN YARATAN FOTOĞRAF

Araştırmaekibinin dalış için sadece bir günlük, yani 8 saatlik çalışma iznivardı. Hızla, kubbenin merkezine daha yakın olan ikinci kapağayöneldiler. Müzenin eski müdürlerinden Erdem Yücel, yönetmen GökselGülensoy’a yıllar önce eski bir fotoğrafgöstermiş, bunun Ayasofya’nın temellerinde çekildiğini söylemişti.Fotoğrafta, Yerebatan Sarnıcı’nı andıran suyla dolu bir mekânda botiçindeki araştırmacılar görülüyordu. Sismik araştırmalar da büyüksalonun altının boş olduğunu göstermişti. Ön inceleme sırasında ikincisarnıca kamera sarkıtan ekip, kapağın iki metre altında, binanınmerkezine ve çıkış kapısına uzanan iki geçit saptayıncaheyecanlanmıştı. Bu geçitler Yerebatan’dan, Topkapı’ya kadaruzanabilirdi.

KUTSAL SU MATARALARI

Dalışamiri Levent Karataş ve acil durum dalgıcı Kenan Ergüç, kameraman veardından fotoğrafçıyı iple ikinci sarnıca indirdi. Önce dibe kadarindiler. Balçıkla kaplı zemin aşağılara doğru gidiyordu. Sanki,çöküntüyle kapanmıştı. Dizlerine kadar balçığa batan Çokdeğer’in ilkgözüne çarpan, 1917 tarihli 10 civarında asker matarasıydı. İşgalyıllarında kutsal sudan almak isteyen İngiliz askerleri düşürmüştübunları. Ardından Ayasofya’yı aydınlatan dev avizelerdeki kandillerincamları çıktı. Biraz daha karıştırınca, eline bir zincir geldi. Ucunuçektiğinde, iki halkayla karşılaştı. Prangalı bir tutsağın hayatımuhtemelen burada sona ermişti. Bu düşünceyle ürperen Çokdeğer’in,gittikçe bulanan suda en son gördüğü vitray benzeri, 7 renkli bircamdı. Bulduğu objelerden birkaçını daha net görüntülenmesi amacıylasarnıç dışında bekleyenlere iletti. Bunlar daha sonra tekrar suyaatıldı. Taş örülü duvardaki, kapatılmış geçitleri de inceleyen,görüntüleyen iki dalgıç yaklaşık 50 dakika sonra sarnıçtan çıktı.Doğruca bahçedeki seyyar röntgen aracına gidip, film çektirdi. YönetmenGülensoy’un talebi üzerine, SağlıkBakanlığı’nca görevlendirilen aracın personeli, dalgıçların vücudundaherhangi bir yabancı cisim bulunmadığına dair rapor tuttu. Bakanlıkbulguların yerinde bırakılması, yapıda iz bırakacak herhangi birdeğişiklik yapılmaması koşuluyla çekim izni vermişti. Bu nedenle kapalıgeçitler de zorlanmamıştı.

Ayasofya’nın ana salonundan girilentünellerdeki araştırma ve görüntüleme çalışmasını ise Yaman Özakınyönetimindeki Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Mağara AraştırmaDerneği (BUMAD) üstlenmişti. Dört tecrübeli mağaracının, dalgıçlargibi, araştırma ve çekim için 8 saati vardı.

YERALTINDA 283 METRE

Kasklarınaprofesyonel kameralar yerleştirilmişti. Önce İGDAŞ ekibi geçidingirişinde zehirli gaz ölçümü yaptı. Tehlike yoktu. Ardından dörtkişilik ekibe gaz dedektörleri verildi. Aşağıya sarkıtılan mağaracılaraAyasofya Müzesi Başkanı Doç. Dr. Haluk Dursun da katıldı. İlk ayakbastıkları salon koridor gibi uzundu, sütunlarla güçlendirilmişti.Buradan Sultanahmet Meydanı ve Topkapı Sarayı yönüne, yaklaşık 70santim yüksekliğinde, taş örülü iki tünel uzanıyordu. 5. yüzyıldakigüçlü Bizans İmparatoru II. Teodosios’un halka görünmeden Ayasofya’danTekfur Sarayı ve Hipodrom’a geçtiği tünel bu olmalıydı. Mağaracılar ikiekibe ayrılıp, zıt yöndeki tünellere girdi. Tuğladan kemerlerlegüçlendirilmiş tüneller 50 metre sonra ikiye ayrılıyor, bir kollarıkubbenin altına doğru ilerliyordu. Bu uçlar kapanmıştı. Yaman Özakın veEmrah Çoraman, lazer yardımıyla ölçüm yaptı, kroki çıkardı. Pelin Kurtve Aydın Menderes, Topkapı Sarayı yönünde ilerlemeyi sürdürdü.Menderes, önce 25 santim yüksekliğindeki bir tünelden sürünerek,ilerledi. Taşların arasından, ışığın sızdığı bir noktaya rastlayıncakalem kamerasını buradan dışarı çıkardı. Avluya ulaşmıştı. Geri döndü,bu kez daha dar bir başka bölümden sürünerek geçip, iki metreyüksekliğinde, yaklaşık beşer metrekarelik iki odaya ulaştı. Çevredekemikler, testi kırıkları vardı. Kaynaklara göre Ayasofya’ya 13.yüzyıla kadar sadece bir kişi gömülmüştü: Çocuk Aziz Antinegenos. 200yıl sonra ise Patrik Athanasius defnedilmişti. Muhtemelen ulaşılan odabu iki kişinin mezarıydı. Ve Ayasofya zeminindeki 283 metreliktünellerdeki keşif turunun en heyecan verici bulgusu bu odaydı.

GÖKSEL GÜLENSOY (Yönetmen)
Altı, üstünden daha heyecan verici


1990’daSemavi Eyice’nin öğrencilerinden, dostum Doç. Dr. İhsan Tunay beniAyasofya’da gezdirmiş, birbirinden ilginç efsaneleri anlatmıştı.Sayesinde bu yapıya tutkuyla bağlandım. 1992’de efsanelerin ışığındayapıyı anlattığım “Ayasofya” belgeselini çektim. San Sebastian, Tampereve Ankara film festivallerinde ödül aldı. Bu şevkle, Ayasofya’nınsırlarını saklayan tünel ve sarnıçlar üzerine ikinci filmin çekiminebaşladım. Doç. Dr. Haluk Çetinkaya’nın danışmanlığında, zemindekigizemi araştırdım. Bence Ayasofya’nın altı, üstünden çok daha heyecanverici. Üçüncü filmimde, Apsis’in altındaki iki odanın izini sürmekistiyorum. Ayasofya’nın ilk papazının eşyalarıyla gömüldüğü, TopkapıSarayı’na tünelle bağlandığı söylenen oda daha önce derinlemesinearaştırılmamış.

DOÇ. DR. HALUK DURSUN (Ayasofya Müzesi Başkanı)
Müze birkaç yıl kapatılıp, kapsamlı bir restorasyondan geçirilmeli


1935’tenbu yana yerli ve yabancı araştırmacılar Ayasofya’da incelemeleryapıyor. Yine de birçok özelliği henüz bilinmiyor. Belgesel ekibi benceçok önemli iki bulguya ulaştı. Kaynaklarda papaz mezarı olarak geçenodaları keşfettiler ve sarnıçlar hakkındaki şehir efsanelerinin doğruolmadığını ortaya çıkardılar. Bu bulgular arkeolojik açıdan daincelenmeli. Aslında Ayasofya, bir süre ziyarete kapatılıp kapsamlı birtaramadan geçirilmeli. Türkiye’nin tüm restoratörleri toplanıp, hızlamozaiklerinin ve diğer bölümlerinin bakımı yapılmalı. Ayrıca İstanbul’aKlasik İstanbul ya da Doğu Roma Medeniyeti Müzesi kurulmalı ve buyapıdan çıkanlar bu müzede sergilenmeli.

PELİN KURT - AYDIN MENDERES (BUMAD üyesi mağaracılar)
Tarihin içinde yürüdük


BoğaziçiÜniversitesi’nde felsefe öğrenimi gören Pelin Kurt (21) ile İTÜ Gemiİnşaat Fakültesi mezunu Aydın Menderes (26), BUMAD’ın etkinliklerikapsamında birçok mağara keşfi yaptı. Ancak “Ayasofya’nınDerinliklerinde” belgeseli için ilk kez bir tarihi binanın dehlizlerinikeşfe çıktılar. 1.60 metre boyundaki, 55 kilo ağırlığındaki Menderes,dar geçitleri aşma konusundaki mahareti nedeniyle ekibe seçilmişti.“Öyle dar geçitlerden geçtim ki, başımı yan çevirip sürünmem gerekti.Ama ilk kez tespit edilen papaz mezarlarına ulaşınca bu çabaya değdi”diyor Menderes. Kurt ise daha önce Zonguldak’taki maden ocaklarıgezisinden bu tür ortamlara hazır olduğunu, yine de gazzehirlenmesinden endişe ettiğini söylüyor.

OZAN ÇOKDEĞER (Dalgıç, fotoğrafçı)
Tünelin çökmesinden korktum


Aslındainşaat mühendisiyim. Mağaracılık ve dalgıçlık hobim. Türkiye’nin tümönemli kara ve denizaltı mağaralarına girdim. Bu iş önerildiğinde,tarihi bir mekâna dalacağım için heyecanlandım. Ancak havakabarcıklarının basıncıyla tüneller çökebilir, soğuk suda hipotermitehlikesi yaşayabilirdim. Sarnıçlara yedek el tüpüyle indim. Neyse kisorun yaşamadım. Fakat sarnıçlardaki objelerle bu kadar yıldırilgilenilmemiş olması beni üzdü. Kapakların açılıp, kapsamlı birçalışma yapılması gerekiyor.

Ses Yetkin Dikinciler müzik Cahit Berkay’dan

“Ayasofya’nınDerinliklerinde” belgeselinin yapımı 11 yıl sürmüştü. 1998 Kasımı’ndaNTV için yapımına başlanmış, ancak maliyeti bütçeyi aşınca kanalprojeden çekilmişti. 2001’e kadar kendi kaynaklarıyla çekimi sürdürenGöksel Gülensoy, parası tükenince yurtdışına gitmiş, 2007’ye kadarçeşitli TV kanallarında çalışıp parabiriktirmişti. Dönüşte de gereken izinleri alıp filmi geçen aytamamlandı. Cahit Berkay müziğini besteledi, Yetkin Dikinciler metniseslendirdi. Film ekim ayında Antalya Film Festivali’nde gösterimeçıkacak. Daha sonra ulaslararası yarışmalara katılacak.
« Son Düzenleme: Ağustos 03, 2009, 08:18:15 ÖS Gönderen: elifsu »

Çevrimdışı ASLANAVCISI

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 192
  • Cinsiyet: Bay
  • Yalnız kaldığım Zaman Anladım ki tekgerçek "O"
Ayasofya'nın Derinliklerinde
« Yanıtla #1 : Ağustos 20, 2009, 03:17:58 ÖÖ »
siz İstanbuldaki arkadaslarıma ne mutlu tkınlık ler gorusmeler sohbetler ben izmire bole seyler varmı bılmıyorum varsada istanbul gıbı degıldır :(

Çevrimdışı Kelebekler Diyarı

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5131
  • ...
Ayasofya'nın Derinliklerinde
« Yanıtla #2 : Eylül 03, 2009, 09:16:15 ÖÖ »
siz İstanbuldaki arkadaslarıma ne mutlu tkınlık ler gorusmeler sohbetler ben izmire bole seyler varmı bılmıyorum varsada istanbul gıbı degıldır :(

izmirinde fuarları oluyor sizlerde oralara gidebilirsiniz... ama mutlaka ayasofya görülmesi gereken yerlerden birisi özellikle tarih sevenler için...

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek