Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Kendini arayan insan

Gönderen Konu: Kendini arayan insan  (Okunma sayısı 989 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı durmuş göktekin

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 197
Kendini arayan insan
« : Ocak 29, 2016, 08:36:14 ÖÖ »
Kendini arayan insan
 
İnsan nereye elini uzatsa, nereye baksa, ne söyle karşısına yine kendisi, yani insan çıkıyor. İnsan, yaratılışından bugüne kadar hep kendini aramış, sormuş, sorgulamış, kendisiyle uğraşmış yine de kendini çözememiş. Gelen insanı anlatmış, giden insanı anlatmış. Böylece anlıyoruz ki insan bir muammadır. Neyi anlatsanız, neyi yazsanız içinden yine insan çıkıyor. İnsan eli değen şeylerde bozulabiliyor. İnsan biteviye bu bozulmaları düzeltmeyle uğraşıyor. Doğu ve batı düşünürleri, bugüne kadar, bununla ilgili sayısız eserler yazmış. İnsanın insan kalabilmesi fıtratını korumasıyla mümkün görünüyor. Fıtratını zorlayan insan başını belaya sokuyor. Kuş fıtratı gereği uçar. İnsan fıtratındaki aklı vasıtasıyla uçabilir. Kuşun gücü kanatlarında insanın gücü aklındadır. Her insan aklının ve imkânlarının gücüyle uçabilir. İnsanın uçması kabiliyetiyle değildir. Aklın ürettiği bir hünerdir. Uçmak kuşun fıtratına konmuş bir kabiliyettir.
 
İnsan, ruh ve beden bütünlüğünden ibarettir. Yaratıcı, insanı kendine muhatap olacak kabiliyette yaratmış. Acziyetini kudretinden üstün kılmışki insan, kendini tanısın ve Rabbine dönebilsin! Anne, çocuğunun canını acıtsa da çocuk yine döner anneye sarılır. Çocuk, fıtraten bilir ki ihtiyaçlarını ancak annesi karşılayabilir. Aynen öyle de; insan her bakımdan düşkün olduğu zaman Rabbine yönelir ve ihtiyaçlarını O’ndan ister. Çünkü mülkün sahibi O’dur. Mülkünde istediği gibi tasarruf edebilir. Bir terzi, üzerine elbise diktiği müşterisini prova ederken, şekilden şekle sokar, bir model gibi kullanabilir. Müşterinin müdahale etmeye hakkı olmaz.
 
Bütün uğraşlar, çabalar, gayretler insanın insanlığını bulması içindir. İnsan insanlığını bildiği, bulduğu gün dünya kendisine cennet olacaktır. Bu hal sürekli olmayabilir. Geçici de olsa öyle cennet vari bir hayatı yaşamak herkesin hakkı ve isteğidir. Dünyada böyle bir hayatı görelim ve yaşayalım diye Allah, kitap ve Peygamber (sav) göndermiştir. Ne var ki imtihan sebebi olan nefsin istekleri içine zehirli bal hükmünde haramlar konmuştur. Bunu yiyenin cennetten uzak olacağı bildirilmiştir.
 
Mutlu olmak isteyen bir başkasını mutlu etmelidir! Bütünleşmek çok önemlidir. Ayrışmada ateş vardır. Bütünleşmede, huzur ve rahatlık vardır. Bütünleşmeye çalışmalıyız. Bütünleşemeyen iyi bir parça olup, bütüne katılmalıdır. Söylediklerimizden çok yaptıklarımız önemlidir. Gençliğimizde öğrendiklerimizi yaşlılığımızda anlarız. O bakımdan okulda öğrenilen bilgi ilmin alt yapısı, yani temelidir. O bilgi yaşandıkça pratiğe dönüşür ilim olur. Önce öğrenilenler teorik bilgiler idi. Yani bizim yaşamadığımız bilgilerdi. Yaşanmış bilgiler hüküm haline gelmiş ilmi gerçeklerdir.
 
İyi niyetliler kötülüğe takılıp kalmaz! Kötülükten korkulmaz, kötülerin hakimiyetinden korkulur! İçinden nehir geçmeyen şehre köprü yaptırma sözü verenlerden uzak durulmalıdır. İnsan bu dünyaya vazifeli bir memur ve misafir gibi gönderilmiştir. Ona çok önemli istidat ve kabiliyetler verilmiştir. O istidat ve kabiliyetlere göre vazifeleri vardır. O gaye ve vazifelerde çalıştırılmak üzere şiddetli teşvik ve tehdit edici donanıma sahiptir. Bu vazifelerin bir kısmı dünyaya bir kısmı ahirete bakar. Her ikisini de dengeleyerek yaşayan dünya ve ahiretini cennet eder.
26. 01. 2016
Durmuş Göktekin

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek