Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Ziyaretler

Gönderen Konu: Ziyaretler  (Okunma sayısı 977 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı durmuş göktekin

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 197
Ziyaretler
« : Temmuz 02, 2012, 04:14:46 ÖS »

   ZİYARETLER

   Görme, görüşme anlamına gelen; bazen birilerini memnun ve mesut etme, bazen ibret alıp ders çıkarma, bazen de keyif almak için yaptığımız ziyaretlerde bazen üzülür, bazen sevinir, bazen de tecrübeler kazanarak döneriz.

   Ziyaret deyince aklımıza; sılayı rahim (ebeveyn) akraba, dost-ahbap, fakir-fukara, hastane, hapishane ve kabristan ziyaretleri gelir. Bütün ziyaretlerin kendine has güzellikleri ve özellikleri vardır. Sebepsiz ziyaret olmaz! Her ziyaretin bir sebebi vardır.

   Sılayı rahim; İslam ahlakında anne-baba, akraba, ahbap ve dostların hal ve hatırlarını sormak gönüllerini almak maksadıyla yapılan bir ziyarettir. Yakınlarımıza yardım etmek, muhtaçların ihtiyaçlarını görmek dinin emirlerindendir. Sılayı rahim ziyaretleri yardımlar için birer fırsattır. Cenneti kazanmanın yollarındandır.

   Hastane ziyaretleri; hafif veya ağır, bugün hastalanmayan insan yoktur. Kendi baş ve diş ağrısını büyük hastalık gören, hastanelere gitmeli. Servisleri dolaşmalı. Acil bölümleri gezmeli. Oralarda birbirinden beter hastaları görmeli, sonra ne yapacağına karar vermeli.  Orada; ayağı, kolu kopmuşları, gözü çıkmışları, bedeni parçalanmışları gördükçe kendi hastalığını unutup sevinçten ayakları yerden kesilecektir. Baş, diş ağrıları buharlaşıp uçup gidecektir. Bundan daha hızlı bir tedavi olabilir mi?

   Hapishane ziyaretleri; hapishaneler kendi lisanıyla konuştuklarında şöyle derler: “Ey insan sen şanslısın. Çünkü ibret almak için buraya gelmişsin. Benim içimde barındırdığım insanların büyük çoğunluğu nefsine uyup insanlara kötülük yapan kişilerdir. Benim içime girdikten sonra gençlik heyecanlarının geçmesiyle sakinleştiler. Doğru olanı düşünmeye başladılar, pişmanlık duydular. Ne yazık ki hürriyetleri benim duvarlarımla sınırlandırıldı. Benimle birlikte olanların zamanı uzadıkça; keşke yapmasaydım, etmeseydim diyerek pişmanlıklarını dillendiriyorlar. Onları dinledikçe benim soğuk duvarlarım gözyaşı döküyor. Hürriyetleri duvarlarım arasında sıkıştıkça taş altında kalan insana benzetiyorum. Son pişmanlık fayda etmiyor. Onlarda da Allah korkusu, ahiret inancı olsaydı bu hatalara düşmezlerdi.”

   Kabristan da kendi lisanıyla dedi: Ey genç insan, orta yaşlı ve ihtiyar adam; benden korkma, ürkme, çekinme. İmanın sayesinde beni ziyarete gelmişsin. Bu berzah âleminden cennete gideceksin. Bir tohum gibi girdiğin bu toprakta yeniden dirilmek üzere bende misafir kalacaksın. Ansızın bana geleceğini düşünen birisin. Bu gün dirisin, yarın gelebilirsin. Bak burada yatanların da hepsi senin gibiydi. Dünyada yediler içtiler, gezdiler, tozdular, çalıştılar konuştular, küstüler, barıştılar. Yaptıklarının pek çoğundan pişmanlık duydular. Fakat iş işten geçmiş oldu. Bir daha onlar için dünya olmayacak! Hatalarını telafi edemeyecekler! Sen bunlardan ibret almalısın! Helal dairede yaşamalısın. Çünkü helal daire geniştir, keyfe kâfidir. Şimdi gelmiş sevgilinin mezarına gül dikmeye çalışıyorsun. O gülü, onun gönlüne dünyadayken dikmeliydin! Şimdi mezar taşına taç koysan ne fayda? Sen, gülü, çiçeği onlarla birlikte yaşarken dikmeliydin. Çünkü dünya ahiretin tarlasıdır. Nefislerinizin kurbanı olmayın. Dışarıda düşman aramayın!  Düşman içinizde pusuda, boş yere aramayın ne toprakta ne suda.

   Ömrünüz hayırlı ziyaretleriniz makbul olsun!
                        30. 06. 2012 
                        Durmuş Göktekin

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek