Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
İbretlik Yaşanmış Bir Olay

Gönderen Konu: İbretlik Yaşanmış Bir Olay  (Okunma sayısı 48240 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KeRvAnCaN

  • Grupsuz
  • *
  • İleti: 523
  • Cinsiyet: Bay
  • Kendi halime bırakın beni artık.
İbretlik Yaşanmış Bir Olay
« : Mart 16, 2010, 02:24:44 ÖS »
İbretlik Yaşanmış bir olay
Sizlere yasanmis ve basindan gecen gencin bizzat kaleme aldigi hikaye sunacagim.Kimi zaman üzüntüyle,saskinlikla,ürperek dehsete kapilara okuyacaksiniz ...

20 Temmuz 1999 aksamiydi.Bilgisayarimin basindaydim.Internete baglandim.Daha önce haberlestigim bir arkadasimin sifresinin bir numarasini (harfini) yanlis yazdigim icin karsima farkli birisi cikmisti.Selam ve " nasilsin" faslindan sonra söyle bir cevab aldim:

-Iyi sagol da sen kimsin neyin nesisin ,in misin , cin misin ,nerden ciktin böyle,zembille mi indin?

Bu, arkadasim Abdullah degildi ve sonradan ögrenecegim üzere Istanbul Sefaköy`den Sema isminde bir hanimefendiydi.Bayanlarla muhabbet etmek ádetim olmadigindan hatir sorma cümlelerinden sonra özür dilemis ve tanistigimiza memnunoldugumu bildirmistim.Iste zahirde cok basit gibi görünen bu hadise koca bir yilini harcayacagim bir hikayenin de baslangici olmustu.
Ortada herghangi bir mcburiyet yokken bayanlarla bilgisayar ortaminda muhabbet etmenin Islami kaidelerle bagdasmadigini bilen ve bunu uygulayan biriydim.Fakat sebebini su an bile cözemememe ragmen her nedense tevafuken karsilasmis oldugum bu sahsin numarasini listemden silmemistim.Ekran basina oturdugum sa sayet o da bilgisayarin basindaysa selam vermek ve hatir sorarak bir kac kelam etmek kisa bir süre icersinde adetim halini almisti.

Bu selamlasmalar sirasinda bi bilgisayar firmasinda programci olarak calistigini ögrenmis oldum.Aliskanligim üzere yazdiklarim icerisinde dini konulara ilgili de cümleler kuruyordum.Konusmalarindan tesettürlu,tam olmasa da islami yasantiyi benimsemis bir aileye mensup olmasina ragmen ;tarz ve fikir bazinda serbest hareket etmesine musaade edilerek yetistirilmis oldugunu anlamakta gecikmememistim.

Bu ilginc tanismanin ardindan 17 Agustos depremi oldu.Depremde hasarin yogun oldugu bölgeler arasinda Sefaköy de oldugundan icten ice bir tedirginlik yasiyordum.

Internetten göndermis oldugum "Nasilsin ,ne haldesin,depremden etkilendiniz mi ? yardima ihtiyaciniz var mi? " mesajina ancak bir hafta kadar sonra cevab geldi.Herhangi bir kayiplari olmadigini bildiren bu cevabin ardindan ben de rahatlamistim..

Bir gün cette Mevlana´dan söz acilmis ve Mevlevilik üzerine uzunca konuuslmustu.Sema vemevlevihanelerden bahis acildiginda bir sirada gitmis oldugu mevlevihaneleri anlatirken bunlarin icerisinde Galata Mevlevihanesi´nin hosuna gittigini ifade ederek ,sayet bir ara Istanbul´a yolum düserse kilavuzluk edebilecegini söylemisti.

Ramazan gelmisti.Isim geregi Almanya´ya gidecektim ve Ankara seferleinde yer olmadigi icin Istanbul´dan kalkacak Münich ucagina bilet almam gerekmisti. " ÖNümüzdeki pazar gecesi yurdisina gitmeyi planliyorumbiletimi ayirttim.Su Galata Mevlevihanesi daveti hala gecerliyse yolum düserse hafta sonunu Istanbul´da gecirmeyi dusunebilirim." diye bir mail gönderdim...

Aradan fazla bir zaman gecmeden. "Elbette sözüm hala gecerlidir" cevabi geldi.Islami kaideleri benimsemis bir bayanin,üstelik yüz yüze hic karsilasmamis oldugu bir erkege sehirler arasi bu tarz bir davette bulunmasini ilgimi cekmisti....
Ünlü bir ilim adaminin " Insanlar isledikleri fiillere bilinc altinda kiliflar uydurur ve yaptiklarini hakli görünecek yönden ele alirlar " sözünü farkinda omadan teyit ediyor,Islami hükümlerde hic bir sekilde müsaadesi olmamasina ragmen tanimadigim bir bayanla yapacagim ve sonradan diyeti cok agir olacak bu görüsmeyi , Davete icabet etmek sünnettir,nihayetinde sadece Ramazan etkinlikleri konusunda kilavuzluk edecek " sekilde tevil ediyordum.

Sema gösterileri icin dönüste vakit ayiracagimi bildirmemin ardindan gelen yazida beni hayretler icinde birakan bir olayi anlatiyordu.





Bir zamanlar bir erkekten Ingilizce dersleri aldigini,daha sonra onun kendisine farkli duygular besledigini ve bunlari söyledigini,fakat kendisinin reddetigini belirterek, "Bilmem sen ne dersin? " diyordu.

Fikirlerim alt üst olmustu.Islami bir kimlik icerisinde bulunan bir bayanin erkeklerle olan münasebetlerinde bu derece pervasiz olmasini kabbulenemiyordum.Acaba bu gercekten dindar birisi miydi? Cevremden de bu bayani arastirmalarini istedim.Bu arastirma devam ederken ben de gelen yazi üzerinde kirilmayacagi ve alinmayacgi sözünü aldiktan sonra biraz yorum yapmis,resmi kurumlar tarafindan verilen Ingilizce kusrlari dururken erkek bir hocadan tek basina ders alabilme cesaretini saskinlikla karsiladigimi ve kendisini fazlaca serbest yetistirdini söylemistim.

Bir iki gün zarfinda yapilan istihbaratin neticesi gelmisti.Evet tesettürluydu,ne derece ciddi bir yapiya sahip oldugu belli olamasa bile Islamiyeti yasayan ve abdestli,namazli bir aileye mensuptu.Bu bilginin üzerine hayretim bir kat daha artti.

Ileriki tarihlerde yasayacaklarimdan ötürü bu fikirlerle karsimdaki sahsi kinamis oldugumu cok daha sonra anlayacak ve Peygamber Efendimizin (a.s.m) mealen " Bir mü´mini bir hareketinden dolayi kinarsa ; o fiil basina gelmedikce ölmez.." seklindeki hadis-i serifini hatirlaycaaktim.Artan merakim ben de bu sahsi mutlaka görmek fikri körüklemisti.

Almanya´daki toplanti ve görüsmelerimi tahminimden önce bitirmistim." yarin sabah ucagiyla gelecegim,kilavuzluk edecek birileri illa ki lazim..Iftar Fatih´teki Ziya sark Sofrasinda yapmak geciyor icimden,programin müsait olursa,iftari beraber yapabiliriz " seklinde yazmis oldugum maile cevabin gelmesi gecikmemisti.Karsilikli birkac kez maillestik.Kendiisne telefonumu da verdim.Telefon acarak Pazartesi müsaid oldugunu ve iftara gelebilecegini bildirdi.sasirmis ,fakat bozuntuya da vermemistim. "Memnun olacagim" ifadesiyle pazartesi iftarda görüsmek üzere telefonu kapatmistik.

Ya rabbi ben ne yapiyordum? Ya gercekten iftara gelirse o güne kadar titizlikle savundugum fikirlerimle tezat bir hal icerisinde olurdum.Bu konularda cevremdeki insanlara,özellile yakin aarkadaslarima hassas davranilmasi gerektigini her firsatta söyeleyen ben degil miydim?
Ortada hicbir mecburiyet ,sevgi yokken namahrem birini karsima alip iftar etmek de neydi? Kalkistigim bu isi hangi kaliba sigdirmak lazimdi? Simdi is ciddiye binince en bastan beri hatali hareket ettigimin farkina varmaya baslamistim.Artik bahane üretme sirasi bana gelmisti.

( ....)

Iftar vakti gelmisti, namazdan sonra basimdaki agri daha da siddetlenmisti, doktorlarimin dedigi gibi zihin bulanikligi da basgöstermisti.Iftar icin lonataya giderek oturdum.Biraz rahatladim.Bu arada cicek almayi unutmustum.Yakindaki bir cicekciden beyaz gül getirttim.

Az sonra iftar odu.Corbadan bir kac kasik almistim ki , masama birisinin yaklasitigini gördum.Evet, orta boylu ,tesettürlu,$ik görünümüyle gelen oydu.Nezaket geregi oturdugum yerden kalkmis,verdigi selami aldiktan sonra iki kisilik olan masada karsima oturuncaya kadar beklemistim.

Iftar etmis olmama ragmen basimin agrisi ve zihnimin bulanikligi gitmemisti.Yemekten sonra aksam namazini kilip sema gösterisini seyretmek üzere bulundugumuz yerden ayrildik.

Disari ciktigimizda serin havanin tesiriyle biraz olsun kendime gelmistim.Sema Hanimin hareketlerinde herhangi bir hata yapmamak icin gayret sarfeden insanlarin tedirginligini
hissediyordum.Konusmalari,bahsettigi konular yetismis oldugu cevre konusundaki düsüncelerimi dogrular sekildeydi.Edindigim ilk izlenimler kendine güvenen,calisiyor olmanin verdigi ekonomik bagimsizligi nedeni ile de kendi ayaklari üzerinde durmasini ögrenmis biri oldugu yönündeydi.

Sema gösterisinin daha gec bir saatte oldugunu ögrenince Sema hanim :
-Buradaki program düsündügümüzden gec baslayacak herhalde.Kilavuz olarak teklifim,burada beklemektense baska bir yerde vakit gecirmek ; sen istersen tabii dedi.
Böylelikle programi degistirerek Fesha`deki Direklerarasi Ramazab senliklerine gittik.

Bu arada nefis muasebelerim bitmiyordu.......

Bu arada nefis muasebelerim bitmiyordu. " Ya Rabbi ben ne yapiyorum ? " sorusunun beynimde dönüp durmasina yol aciyordu.

Esasen böyle kalabalik mekanlardan hic hoslanmiyordum.Fakat sonradan farkettigime göre yeni arkadasimla birlikte olmanin cazibesi her seyi hos gösteriyordu.

Aklima, hediye olarak yanimda getirmis oldugum Cevsen gelince:
- Senin icin kücük bir hediye getirmistim yanimda, diyerek cantamdaki kucuk paketi cikartip uzattim.
- Zahmet etmissin, nedir bu , acabilir miyim ?
- Elbette acabilirsin,Cevsen almistim Sultan Ahmet´ten ,üzerinde de gecen aksam yanina ugradigim kiymetli bir buyugun duasi yazili, senin icin yazdirmistim.
- Cok düüsncelisin,tesekkür ederim dua yazdirdigin icin, böyle bir hediye beklemiyordum dogrusu.Ben de yanimda senin icin bir dergi getirmistim.

Cantasindan Islami cierikli taninan bir dergi cikararak bana uzatti.Böyle müsbet yayinlari takip ediyor olmasindan icten ice memnun olmustum.Biz kendi aramizda konusurken gösteri de baslamis ,meddah rolunde biri eski zamanlara has bir orta oyununu sahnelemeye koyulmustu.Oyunun ardindan gürültülü bir müzik baslamisti.Bu eglence türünden hosnut kalmadigim icin disari ciktik.

- Piyer Loti´yi biliyor musun, dedi.Oraya gidelim.Uzak degil ,basin fazla agrimiyorsa yürüyelim istersen.Gerci hafif yagmur var , ama semsiyem ikimize de yeter (!) .

Böylelikle semsiyesinin altinda Eyüp Sultan Camiinde ordan da Piyer Loti`ye dogru yürümeye basladik:Buraya geldiigmizde kapali mekanin tamamen dolu oldugunu görduk.Disarda agaclar altindaki masalardan birine oturduk Birbirimizi daha iyi tanima firsati buldugumuz bu mekanda gec vakte kadar durduk.


Gecenin gec vakitlerinde Sefaköy deki evine dogru bir taksiye binerek hareket ettik.Yol boyunca aklimda hep ,Islami görünüme sahip bir bayanin nasil olup da gecenin bu saatine kadar disarda kalabildigi ve ailesinin buna nasil musaade ettigi sorulari vardi.Evinin yakinlarina vardigimizda:

- Ankara`ya yarin dönüyorsun sanirim, bir daha Istanbul`a gelirsen tekrar görüsebilecek miyiz , diye sordu.

- Elbette , Allah izin verirse her geldigimde....

Oradan ayrilarak geceyi gecirecegim yere geldiigmde vakit gece yarisina gelmisti.Basimdaki agridan ziyade yapmis oldugum hareketin vicdanima yükledigi yükün agirligiyla o geceyi neredeyse uykusuz gecirdim.Bu halde sabahi ettikten sonra ertesi gün yola cikmadan evvel bir veda maili yazdim.Bu mailde, iyi bir gece gecirdigimizi ve ilgisine olan tesekkürümü belirttim.

Verdigi cevabi ise ancak Ankara da okudum.Bu cevapta gayet samimi ifadeler kullanmisti. " Ucaktan el sallamasan da en azindan asagida birinin seni ugurladigini unutma " diyordu .

Ankara`da yogun gecen bir günün yorgunlugu ve azalmis olan bas agrisiyla yatagima ne vakit girdigimi hatirlamiyorum.Gecenin bir saatinde bipleyen cep telefonumda okudugum mesaj fikrimi Istanbul cephesini alt üst etmeye yetmisti.:

"Belki su anda uyuyorsun,belki de uykunda rahatsiz ettim,ama Cevseni okuyordum ve dua yazdirdigin icin tesekkür etmek istedim.Sonra da Pazartesi günü gecti aklimdan .Bence kiymetli bir gündü: "

Bu mesaja yazacak bir cevab bulamadim:isnabul ziyaretimin birini ümitlendirmis oldugunu hissediyor ya da böyle düsündügümden bu tarz hissetmek istiyordum.
(...)
Cep telefonumun biplemeleri ertesi günde devam etti:Bir yil boyunca bütün gecen günler zarfinda simdiye kadar cok nadir kulandigim cep telefonu mesajlari hayatimin vazgecilmez bir parcasi olmus,Sema ile aramizda günlük ,hatta saatlik bir mecburiyet háline gelmisti.

On gün kadar sonra Istanbul´da kendime bir is uydurdum.Bu seferde de bundan sonra olacak bütün seferlerdiki gibi sehrin gezilecek yerlerini geziyor ,akabinde aksam yemegi yiyor ve Sema´yi gec vakit evine birakiyordum.

Bir ara sohbet icerisnde mevziu neren acildi bilemiyorum:
- Seni kirmam, bunu hic yapmam, dedigimde aldigim karsilik ileriye dönük düsüncelerimi etkileyen cümleler arasinda basi cekecekti:

- Ömür boyu mu ? Bunu ömür boyu yapabilecek misin ?

Ne demeliydim,kisa bir tereddütün ardindan:

- Elbet ömür boyu seni hic kirabilir miyim? Bunu ömür boyu hic yapmam !

Görüsmelerimizde baglayicilik kazandiran bu ve benzeri cümleler zaman icerisinde artacakti.
Hatta yine Istanbul seyahatlarimin birinde veda ederken :

- Kilavuzumun kabiliyetlerinden cok etkilendim,bir dahaki sefere de Istanbul´u yine a kilavuzla gezmek isterim , demistim.

- Bir dahaki sefere kilavuzlugum icin mi geleceksin ,yoksa benim icin mi , diye sormustu. Hemen cevapladim:

- Senin icin gelecem tabiki-

Mart ayiydi.Sema mailler yazdiktan sonra biraz uzanmistim.Gözlerimde kapandi ve elimdeki kitabi gögsümüm üsütne koydum


Yakaza denilen türden bir hadiseydi yasadigim.Uykuda olmadigim biliyor ,odama girip cikan olursa bunu farkediyor,söylenenleri anliyordum.Bu haldeyken hissetiklerim beni dehsete dusurmustu:

" Sema ile Istanbul`da oldugumu bilgidim,büyük ve lüks bir yerde yemek yemek üzere iki kisilik bir masada oturuyor ve tatli bir sohbetin icerisinde bulunuýorduk:Konusulan konu neydi bilmiyorum ama ikimizinde neseli oldugu her halimizden belliydi.

Bir ara servis görevlisi yanima gelerek bir beyefendinin disarida benimle görüsmek istedigimi söyledi.Sema´dan musaade isteyerek merak icerisinde disari ciktim.Kapinin önünde benim yaslarda gözlüklü ,o ana kadar karsilasmamis oldugum genc biri beni bekliyordu.Tavirlarinda heycan ve asabiyet arasinda bir hal vardi.

- Sizi bu sekilde yemeten kaldirdigim icin özürdilerim.Ama sizin icinde benim icin de önemli olan bir konuyu cözüme kavusturmamiz gerektigini düsünüyordum.
Heycanli oldugu konusmasindan da belli oliuyordu.

- Rica ederim ,rahatsizligin önemi yok.Durumunuzdan anladiigm kadaryila ciddi bir problemi dile getirmek istiyorsunuz.Buyurun sizi dinliyorum,dedim.

- Anlayisiniz icin tesekkür ederim.Sema`yi nereden taniyorsunuz ve burada bulunmanizin sebebini sorabilir miyim?

Sasirma ve tansiyonu yükselme sirasi bana gelmisti.Acaba onun akrabas miydi?

- Siz kimsiniz ve onun hakkinda nicin bilgi almak istiyorsunuz,diye sordum.

- Sema benim sözlüm olur.Biz Sema ile uzun süredir beraberlik yasiyoruz ve aile kurmayi ikimiz de istiyoruz.



Beynim zonklamya baslamis ,siniirmden bütün kaslarim gerilmisti.Bu olsa olsa kötü planlanmis bir oyundu.sakin olmaya calisiyordum:

- Sözlerinizi ispatlayabilir miisniz, peki ?

- Elbette, beraber cekilmis resimlerimiz var, bakin. .

Resimleri görünce sasirmistim.
- Size inaniyorum.Ama, biz uzunca bür süredir beraberiz.Ileriye dönük ciddi düüsncelerimiz var.

Rüyayla uyaniklik arasinda oldugumu bildugum halde müsahede ettiklerim beni öylesine etkilemisti ki, tansiyonum gercekten yükselmis nefes alis verislerimin síklastigini hisseder olmustum.

- iceriye gidelim, dedim.Ama icerde medeni bir sekilde ,taskinlik yapmadan centilmen bir tavirla hareket edebilecek miisniz? O kadar insanin arasinda bir hadise ciksin istemem.

- Konu benim acimdan bitmistir,sadece yüzlesmek istiyorum,bir taskinlik yapmam.Siz uygun görüyorsaniz birlikte iceri gecebiliriz.

Beraberce yemek yedigimiz salona girdik.Sema oturdugu masaya yaklastigimizi görünce rengi kipkirmizi oldu, sonra sarardi ve titremeye basladi.Biz hicbir sey olmamis gibi sakin tavirlarla masaya yaklasitk.Yanimdaki kisi elindeki bir paketi masanin üzerine birakti ve beraberce hicbir sey söylemeden oradan uzaklastik.

Yakaza olarak tedbir edilecek bu halden sonra uzandigim yerden kalktigimda terden sirilsiklam oldugumu gördüm.Ya Rabbi , bu ne haldi böyle ? Zamanla anlaycaktim ki , Rabbim bana her seyi göstermis,beni uyarmis, ama ben biraz gec uyanmistim.

Bu yakazadan hemen sonra mesaj cekerek müsait olup olmadigini ögrenip telefonactim.Söyle dedim :

- Su an telefonla görüsüyor oldugum ve kendime cok yakin hissetigim bir arkadasimi büyük bir hata üzere gördüm rüyamda.Bu arkadasim kendisini kontrol etmeli.eger islami yönden herhangi bir hata icersinde ise bunu düzeltmesini temenni ediyordum.

Ondan sonraki bir kac gün bu zihnimi mesgul etti.Bu acik bir ikazdi,iki yönde bir ikazdi.Ya hakikaten böyle bir hatasi var ya da benim yaptigim bir yanlisim var.Aramizda hic bir nikah vesaire olmadan cikiyoruz yemege gidiyoruz.Gerci baslangicindan bitisine kadar elim eline degmemistir.Bu kadra da hassastik bu konularda.

Bütün bu gecen zaman zarfinda e-mailler,cep telefonu mesajlari sürekli gelip guduyordu.Hatta bir seferinde ; "ben bu kadar üzerine düsmesem sen cesaret edip de benimle bu kadar görüsemezdin.Görüsmelerimizin,mesajlasmalarimizin bu seviyeye gelmesini ben istedim,sen musaade ettin " demisti.Yine gecenin gec saatlerinde telefon görüsmeleri,teheccüde kaldirmalar saat 2´lerde ,3´lerde,mutat vakitlerde haftanin üc günü,dört günü devam ediyordu.

Dogrusu bes vakit namazimi kücüklükten beri aksatmadan kiliyordum,ama teheccüd konusunda tamamen gevsek oldugumu itiraf etmem gerekiyor.Hasbelkader uyanmissam kiliyor,haricinde özellikle teheccüd icin kalkmiyordum.Ama Sema´yla tanistiktan sonra biraz progralanmis gibi,biraz da ,kendi kendime " Su hale bak,cemaatten olmayan birisi sevkle teheccüde kalkiyor,üstelik beni de kaldiriyor ,ben kalkmazsam cok ayip olacak diyerek,teheccüde kalkiyor ve bundan icten ice bir memnuniyet duyuyordum.

Yine Mart ayi telefonum caldi.Bu saatte arayan Sema´dan baskasi olamazdi.Actim.Müge ismindeki arkadasinin bir is icin Ankara`ya gelecegini kendisinde ona yol arkadasi olmak istedigi , saat 23´de yola cikacaklarini,benim isteyip istemedigimi sordu:Müge ismini daha öncelerden de duymustum ve cok yakin arkadas olduklarini biliyordum.

Tabii sasirdim.Saat 5 ´de Ankara`ya gelecek,aramizda hic bir akrabalik bagi yok ve ancak iki-uc aylik bir tanislikligimiz var.Arkadasinin acil bir isi oldugu icin geliyorlar ve kendisinin Ankara´da herhangi bi isi de yok.Ben simdi o saatte ne yapayim ? Yalniz basinayim.Eve götürsem olmaz, otele götürsem olmaz.Mart ayinda o saatler günes dogmamis ,ortalik karanli,hava soguk bahçede oturacak halimiz de yok.Ne yapayim ben simdi ? Gelme desem bir türlü.Gel desem bir türlü.Toplanti olacagindan bahsettim. " Sen zaten kararsisizsin,gelmemi istemiyorsun,ben de gelmiyorum." diyerek telefonu kapatti.

Biraz gelen misafire gelme demek gibi oldu;biraz da böyle telefonunun pat diye kapanmis olmasi acikcasi rikkatime dokundu.

Aradim tekrar ,hic degilse uygun bir vakitte gelmesini söyledim.Kabul etmedi.Olursa 23´de hareket edecegini olmazsa gelmeyecegini söylüyordu.Iki arada bir derede kalmistim,redddedemiyordum da.isin baslangicindan beri bu ise sevk eden her neyse iste o sey dilimi söyletmiyor, "Kusura bakma bu Islami yasantiya uygun degil ! " diyemiyordum. Öyle his ki , adini da o an bir türlü bulamadim.:
Sonradan anladim ki, o his nefisten baskasi degilmis:seytan ve ve nefis insana bin türlü yoldan yaklasiyor.Ücüncü sefer telefon actim :
.Tamam arkadasinla beraber gel.Sabahleyin telefon acarsin,ben sizi terminalden alirim, dedim.
Telefonu kapattim,gel demistim ama icim icimi iyor,büyük bir hatanin tam esiginde oldugumu hissediyordum.Niye geliyordu ? Herhalde gelecek icin olan düsüncelerimi ve fiilerimi tartmak;ben ciddi miyim,degil miyim ögrenmek icin geliyordu.

Hálá nefis muhasebesini tamamlamamisken ,o geceyi uykusuz gecirdim.O gelecegi icin toplantiyi yeniden organize etmem gerekmis, bütün bunlari yetistirmek icinde imsak vakti evden cikmistim.Saat 5´e dogru geldiklerini haber verdi.Arkadasinin bir tanidiginin evinde sabah kahvaltisi yapacaklarini,saat 9´da görüsebilecegimizi söyledi.

Benim kafamda hálá soru isaretleri vardi.En yakin sirdasi olan Müge´nin arkadasi kimdi?Nereye gelmisler ? Nerede kalacaklardi ?Bu sorularin cevabini hálá bulamamistim tabií.Karsilastigimizda sorularima gecistirerek bir cevap vermis,bu cevap da beni tatmin etmemisti.

Saat 9:30´da Bakanliklar´in önünde bir yerden Sema´yi aldim.sabah kahvalti yaptigini söylemisti,ama en azindan sicak bir süt icmek icin bir pastahaneye gittik.Daha sonra Atakule,Kocatepe,Haci Bayram dahil Ankara´nin gezilebilecek bütün yerlerine götürdüm.Yemekten sonra gece saat 23´de otobüse bindirip ugurladim

Henüz kis olmasi sebebiyle yollarda biraz beklemis olmalarina ragmen ertesi sabah sag salim Istanbul´a verdiklarinin haberini aldim.Bu seyahat ve konusmalarimizin ardindan bende artik Istanbulá yerlesme fikri olusmaya baslamisti.Bana, "Sen digerledinden farklisin " diyordu.Su soruyu sormam gerekiyordu kendime: Seninle nasil bu kadar rahat konusuyor "diger arakadaslari"yla da böyle mi acaba? Tabii bu soruyu o zamanlarda kendime sorma cesaretim yoktu.
(...)
Ben secimimi yapmistim.Secimin gayesi de ,belki nefsaní bir cümle ama dört dörtlük bir Islamí bir yasantiya sahip olmayan birini alip cemaate kazandirip ona dört dörtlük bir Islamí hayat yasatmak.Eksiklerini gidermek,birini kazanmak. " Biirnin imanini kurtarmaya vesile olmak sahralar dolusu kirmizi koyunu tasadduk etmekten daha hayirlidir " hadis-i serifine göre birini dört dörtlük bir Islami yasantiya kavusturmak niyetindeydim.

Artik tamamen Istanbulá tasinmistim.Isleriminve sirketlerimin tasinmasi maddi manevi bir yigin sikintiya da beraberinde getirmisti.Is cephesinde cok yogun günler geciriyordum.Sema´yla haftanin üc günü dört günü mutlaka görüsüyorduk.Hafta sonlari yemege gidiyorduk.Cep telefonu mesajlari hayatimin ayrilmaz bir parcasi olmustu.Telefon ayrintilarim geldiginde sayfalar dolusu mesaj göndermis oldugumu görüyordum ve bunlarin hepsi sadece ve sadece Sema´ya aitti.

Yine bana kilavuzluk yaptigi Istanbul gezilerinden birini daha tamamlamak üzereydik.Evine dogru gec bir saatte yol alirken
Eve gec vakit gidiyor olman ailende problem olmuyor mu, diye sordumda
cevaben şöyle dedi



Eve gec vakit gidiyor olman ailende problem olmuyor mu, diye sordumda.
- Arkadaslarimla beraber oldugumu ve benim yanlis hareket etmeyecegimi biliyorlar,ayrica sana karsi sonsuz güvenim var,cevabini verdi.Ondan sonra da acikcasi sorma ihtiyaci hissetmedim.Cünkü sorunca hatanin bende oldugu ortaya cikiyordu.Insani nefsi de bastiriyor,icimden " Sen gezdiriyorsun dolastiriyorsun ,isi iyice karistirma " diye sesleniyordu.

Haftalik bayanlara ait dini sohbet yerlerini ögreniyor,bu derslere katilmasini saglamak icin elimden gelen herseyi yapiyordum.O da yeni bir cevresinin olduugndan memnun görünüyor,bu derslerden cok memnun oldugunu söylüyordu.Sürekli yeni kitaplar,Risaleler veriyordum.cesitli sorulari geldigi zaman onca isimin arasinda cesitli eserlerden saatlerce arastirma yapip onlari yaziya dökmek benim icin tarif edilmez bir zevkti.

Zaman süratle ilerlemis takvim yapraklari nisan an 29´una gelmisti.Gecenin saat 23´unde telefonum caldi.Tabii ki bu saatte arayan ondan baskasi olamazdi ve actim.bana dedi ki:

- Ya biliyor musun ,bugun bir arkadasin nisanina gittim.Bir salonda nisan yapmislardi.Arkadasim o kadar güzel görünüyordu ki , kiyafetleri,takilari....Cok begendim,kapaliydi da.
peki bu ni$an misyonumuza uygun bir skilde mi tertip edildi ?
- Uygun olmayan haller de vardi,ama ben zaten fazla kalamadim.

(...)

Ondan sonra ben daha fazla üzerine düsmeye basladim.Özel telefon hatlari aldim onun icin kendime.Sirf onun arayabileyecegi ve sirf benim onu arayabilecegim.Kimsenin bilmedigi numaralar.hemen her zaman acik,topklantida derste ,nerde olursam olayim,ararsa kalkip konusuyorum.Hatta bir seferinde özel görüsme odasinda cok özel bir toplantidayken aradiigndan bile, özür dileyerek disari cikip telefonuna cevab verdigimi ve teamüle aykiri bu hareketimden dolayi da cevremde oldukca aydirgandigimi hic unutamiyorum.

Zaman ilerlerken üniversite yillarindan beri bekledigim bedelli askerlik firsati yüzümüze gülmüs ve bedelli son tertip olarak Temmuz 15 inde askere gitmistim.Cep telefonu mesajlari askerlik süresince de hic durmadan devam etti.28 günlük askerligin büyük bir bölümünü nüfuzumu kullanarak komutanlardan izin alip Istanbul`da gecirdim.Ne icin ? sadece ve sadece Sema icin....

Askerligi henüz yarilamstik ki,gecenin bir yarisinda cep telefonuma bir mesaj geldi.Mahreme (ayib) yakin bir mesaj,ama bana ait olmadigi kesinlikle belliydi.Bu mesaj bana gelmiyordu.Cünkü birkac mesajin ortasinda olan ve mana bütünlügünü ancak diger mesajlarla tamamlayabilecek bir mesajdi.Bu mesajin kesinlikle ve kesinlikle bir erkege yazildigi belliydi.

Fevkalade canim sıkıldı .Askerligin bitmesine yaklasik 10 gün vardi.Komutandan tekrar izin alarak Istanbul´a geldim.tabii bu arada moralim müthis derecede bozuk ve hicbir isle ilgilenemez bir duurmdaydim.Niyetim,bu tarz seylerden zaten nefret ettigimi ,bu ve buna benzer seylerin bir daha olmamasi gerektigini söylemekti.Ama bunu nasil söylemeliydim.Kirilmadan dökülmeden ,nazikane ve nihane olmaliydi.Sema´ya karsi öyle de bir huyum vardi.Konu ne olursa olsun aman kiirlmasin,aman dökülmesin...

Kadin erkek münasebetlerinin nasil olmasi konusunda kendi bilgilerim ve muhtelif eserlerden derledigim bir yazi yazdim ve Baltalimaninda bir restoranta yemek esnasinda yaziyi kendisine verdim.Ama bir sartim vardi,bunu sesli okuyacaktik.Okuduktan sonra tabii ne demek istedigimi anladi. " tamam ,bundan sonra senin istedigin sekilde daha düzgün yasayacagim " diye söz verdi.

28 günlük askerligin yarisini Istanbul´da gecirmis olmakla birlikte Agustos´un ikinci haftasi tezkereyi alarak Istanbul´a döndüm.Bu ayin sonuna dogru yine bir yemek esnasinda yanimda biriyle telefonla konusuyordu,o ara cep telefonunun sarzi bitti.haliyle benim telefonumu verdim;aradi ,fakat aradigi sahis bir erkekti.Is arkadasi oldugunu söylüyordu.Erkeklerle olan münasebetler konuusnda ne kadar titiz oldugumu bildigi ve yüz ifadelerimden canimin sIkIlmis oldugunu gördugu halde,bir de üstüne konusma esnasinda " canimcigim cicimcigim " ifadelerini kullanmaz mi?... Actigi sahis kendi is yerinde calisan birisiymis .Ama bu kadar da olmazdi,hatasini anlayarak özür dilemisti,ama bu beni sakinlestirmeye,bende olusan üzüntü ve kederi gidermeye yetmemisti.

Sema´nin bu ve benzeri hareketleri insanin sabir sinirlarini zorluyordu.Bu konuya artik bir kesinlik getirmek gerektigine karar vermistim.iste bu tarihlerde yine bir hafta sonunu beraber gecirmek üzere uzun zamandir planladigimiz Adalar´i ziyaret etmek icin yola ciktik.Tabii sinirlerimin cok gergin oldugunu hissediyor,beni sakinlestirmek icin türlü yollar deniyordu.Ama kendisi de sair zamanlarda beni sakinlestirebildigi halde o an bunu basaramadigini gayet iyi bilyiordu.Fayton gezintisi ve yemegin arrdindan :

- Seninle bir konusma yapacagim,ömrü hayatimizda bu tarz ilk ve son konusma olacak.Öncelikle bir soru : Sen benimle ömür boyu bir beraberlik düsünüyor musun?
- Tabi ki var , dedi.Elbetteki ömür boyu bir beraberlik düsünüyorum.Yoksa bu zamana kadar bosu bosuna miydi bütün yaptiklarimiz,bütün gezdiklerimiz,bütün tozduklarimiz ? Bosu bosuna mi gezdim seninle ,bosu bosuna mi görüstük,o kadar zaman harcadik?

Ben bu teyidi aldiktan sonra:
- madem öyle ,benim bazi prensiblerim var dedim.Eger benimle ömür boyu bir beraberlik düsünüyorsan bu prensibleri tatbik etmek zorundasin.Altini ciziyorum zorundasin ! Erkeklerle olan münasebetin su saatten itibaren degisecek.Ben geriye dönük mahalle,okul, is arkadaslari mefhumuna katlanamam.Erkek arkadaslarinla kesinlikle ve kesinlikle konusmak, mesaj yazmak, e-mail yazmak, görüsmek olmayacak.....
Eger bunlari yapacaksan benimle beraber olursun.Bunlari yapmayacaksan, sana ne kadar gün istiyorsan o kadar gün musade veriyorum.Eger benim cizdigim cizgide olabileceksen görüselim,eger olmayacaksan bundan böyle görüsmeyelim.Istersen ben yaninda olmadigim zaman iyice düsün.Su andan itibaren seni aramayacagim,bu aksamda da sehir disina cikiyorum,karra verirsen ararsin görüsürüz,yoksa bir daha görüsmeyecegiz ,dedim.

Bu görüsmenin ardindan hüzünlü bir sekilde ayrildik.Ve ben de Istanbul´u bir müddet icin terk ettim.Aradan gececek olan 4 gün icerisinde gercekten de aramadim.Bir yila yakin devam eden bu alislanligi frenlemek benim icin cok zor olmustu.Dördüncü gün gece bana telefon acarak ,söyle dedi:



Söylediklerin cok dogru, hepsine katiliyorum, hatali davrandigimi biliyor ve kabul ediyorum.Senin dediklerin hepsini yapacagim, ama bundan böyle tek basima yapacagim.Söyledigin sekildeki Islami hayati ben tek basima yasayacagim.Tek basima.

-Bensiz mi, dedim.
-Sensiz , dedi.
- Peki, diyerek kapattim telefonu.
Bir dakika gecmeden tekrar aradi.
- Sebebini sormayacakmisin ,dedi.
-Sebebini sormaya gerek yok.Sen kararini vermisin.Bana da bu karara saygi duymak kaliyor.

Aglamakli bir sekilde konustu:
-Sen cok iyi bir insansin .Herkesten farklisin,her seye olumlu yaklasiyorsun.Olgun bir insansin.

Bu sefer dedim ki:
-Sana sekiz ayimi harcadim.Bugüne kadar kimseyle konusmadigim sekilde konustum seninle.Bugüne hic kimseyle muhatap olmadigim halde seninle muhatap oldum.Hicbir arkadasimin söylemeye cesaret edemedigi seyleri,sen bana söyledigin halde ben bunlari kabulledim.Sen tuttun bu sekilde hareket ediyorsun .GÖNÜL TAHTIMA oturttugum yegane ve tek insansin.Bundan sonra baskasi o tahta oturamaz,orasi ebediyen bos kalacak.Buna ragmen mi?

Sustu:
- Sözlerimi geri aliyiorum ,dedi,kapatti telefonu.
Görüsmelerimiz yine devam ediyordu tabii.Hafta sonlari da mutlaka beraber oluyorduk.Ama ben hala bazi sorularin cevabini bulamiyordum.Niye erkeklerle bu kadar *** iliskileri vardi,niye mesajlar geliyordu,niye ben varken hala net arkadaslari vardi?

Bir gün , " Benden istediklerini,senin hosuna giden hareketlerimi,hosuna gitmeyen hareketlerimi bana not at.Ben de kendime ona göre cekidüzen vereyim " diye not atti.

Ben de ona tam cevab olabilecek bir mail yazdim.Özellikle kiyafet ve erkek arkadaslari noktasinda durdum.Ancak,icimde bütün bu yazdiklarimin pek de fazla bir seyi degistirmeyecegi hissi vardi.

Bu arada görüdügüm yakaza yani yari aygin yari rüya gercek payi vardi.Sema Erkan isimli yakisikli bir gencle nisanliydi.Onunla mutlaha görüsmek istedigimi haber salmistim.Nitekim de bir arkadas Erkan´i arayarakbenden bahsetmis numarami vermis.Nihayetinde Erkan´la telefonda karsilastik.Tam bir saat görüstük.Görüsme neticesinde öncede de anlattigim gibi , " Bir arkadasin nisanina gittim" dedigi tarihte nisanlandigini ögrendim.Erkan´in ifadesiyle cocukluktan beri arkadaslik etmis olduklarini, benim söylediklerimde bir hata olmasi gerektigini,benim yalan söylüyor olabilecegimi, eger dogruysa veya a kisiden bahsediyorsak mutlaka görüsmemiz gerektigini söyledi.Ertesi gün vakit ayirip görüsmek üzere telefonumu kapattim.

Benim hala zihnimde su iki ihtimal vardi.Ya farkli kisilerden bahsediyoruz, ama farkli kisi olmasi mümkün degil.Ya da Erkan´la nisanliydilar, büyük ihtimalle benim yüzümden nisani bozdular, Erkan da bunu gururunu yediremiyordu.Yani görüstügü insanla aralarini bozmaya calisiyordu.

Ben pervasizdim, her ihtimale karsi silahimi belime taktimve ertesi gün onun is yerine gittim.Erkan´la karsilastik.Cok yakisikli ve beyefendi biriydi.Gercekten ilk gördügüm anda acidim.Eger hakikaten böyle birsey varsa cocuga yazik olmustu.Bir toplanti odasina gectik.

-Bahsettigimiz kisinin a oldugunu anlayabilmemiz icin bir resim gösterir misiniz,dedim.

Cikartti cüzdanini ve nisanda cekilmis olduklari resimleri gösterdi.Resimdeki sahis Sema´nin ta kendisiydi.Orada bir ikilem yasadim.Benim yapmam gereken iki sey vardi.Birincisi, "Kusura bakma Erkancigim,farkli kisiden bahsediyormusuz.Senin nisanlin sana sadik biri,ben yanlis yaptim,özür dilerim " deyip cikmakti , onlari kendileriyle bas basa birakip ahirette hesaplasmakti.Ikincisi Sema´yi bu genc ve yakisikli dlikanliya o an icin layik göremedigimden bütün her seyi anlatmakti.

Ve .... secenegi kullandim.


Anladigim kadariyla Sema öyle kisilikteki biriydi ki , Erkan´dan baska erkeklerle de telefonlastigi, konustugu, samimi davrandigini biliyordum artik.Erkan´a ileriki hayatlarinda yazik olacakti.Coluk cocuk olduktan sonra böyle bir sey patlak verirse bu bir kisinindegil bircok kisinin kaldiramayacagi agir bir yük olacakti.Bu yakisikli delikanli insana bu kizi göremedigim icin dedim :

-Arkadas a sahistan bahsediyoruz.Bunu sana ispatlarim.

Bütün notlari döktüm ortaya .Kendi telefon ayrintilarimi ortaya koydum. "Ben istihbarat birimleriyle cok yakinim.Bir saat sonra onun telefon detaylarini da sana getirecegim" dedim. ve ??



Agladi, tabii bunaldi.Ramazan ayindayiz, üstelik günlerden Cuma.Erkani aldim Cuma namazina götürdüm.Biraz daha samimilestik.Son bir yili kapsayan bazi hadiseler anlattim ben ona.Aksam iftirdan sonra tekrar görüsmek üzere ayrildim.

Tekrar görüstügümüzde , Erkan bey´e :

-Bir aksam birlikte karsiya Anadolu yakasna gitmis miyidiniz,dedim.Gittiklerini söyledi.Hatirladiklarimi aktardim: Bir gün Valide Sultan Sofrasinda yemek yerken, telefoi calmisti.Meger arayan nisanlisiymis .Hemen kalkip ,uzakta konusmus , aceleyle gelip:
- Hemen kalkmamiz gerek, demisti.Annemler karsiya akrabalarima gidiyorlarmis, beni bir yerden alacaklar.

Ben de istedigi yere birakmistim.Megerse Erkan bey aramis, ablasina gidecegini, onun da gelmesini istemis .

Bu arada Erkan´in da anlattiklarindan anliyordum ki ;Sema bazen nisanlisiyla yaptiklarini birlikte yapmisiz gibi anlatir,sonra hatirlar,degistirirdi.Söz gelisi," Bir gün senine Fethi Pasa´ya yürüyerek cikarken..." diye baslamis,hemen degistirmisti.Cünkü,biz arabayla gitmistik.O aksam nisanlisina sordum:

-Siz yürüyerek Fethi Pasa´ya ciktiniz mi?
-Evet,ciktik cevabini verdi.
Erkan Bey ,bütün bunlardan sonra:

-Abi cesaretine hayranim,ben olsam senin bu yaptiklarina cesaret edemezdim,dedi.

Bu isi ortaya cikarisima hayran olmustu, beni tebrik etti.Fakat arkadasi pek ikna olmusa benzemiyordu.Hala nisandan vazgecirip kendimin devam edecegini saniyordu.Bana döndü :

-Peki, dedi.Madem böyle , kizla bir telefon konusmasi yapar misin? Biz de paralelden dinleyelim.

-Yaparim, diyerek hemen paraleli olan bir telefondan aradim.

Yaklasik bir saat konustuk.Tabii konusmamiz , cok samimiydi.Böylece benim aylardir cok iyi görüstügüme inandilar.Cünkü, paralelden dinliyorlardi.Hatta "Seni her zaman özlüyorum,daha eve gelir gelmez icimde icimde sana karsi bir özlem basliyor." cümlesi her seyi ortaya dökmüstü.Yaptigim bu konusmanin ardindan arkadasinin bana karsi olan tavirlari degisti ve "sana abi diyorum.Su ana kadar senden nefret ediyordum, ama bu andan itibaren benim abimsin.Bu tarz hareket edebidigin icin seni tebrik ediyorum,demisti.

Az sonra nisanlisi Erkan Bey,Sema`yi aradi.Onunla konusurken benim kadar icten ve yumusak degildi.Cok sert konusuyor,tartisiyorlardi.Dikkat ettim,Sema,Erkani sürekli kavgaya cekiyor,arkasindan:

- Sen böylesin zaten,hep bagirara konusursun ,diyordu.

Telefon konusmasi bitti.ben de paralelden dinledim.

Bu konusmanin ardindana aklimda yaptiklarimin dogru olup olamdigina dair bir soru isareti belirledi.Benimle cok samimi ve sevecen konustugu halde ,Erkanla hic de öyle icten konusmamisti ? Bu kiz ne yapmak ne istiyordu ? Bunu mutlaka ögrenmeliydim,yoksa ömür boyu vicdanimin sesini dinlemek zorunda kalabilirdim.

Gerci her sey ortaydi.Ikimizde aldatilmistik.

Ben bu nisani bitiririm, diye konustu Erkan.
Ben de iliskimi kesecegimi söyledim.Erkan Bey:
- Sen onu yarin aksam iftara cagir ,ben de geleyim ,yüzügü vereyim,dedi



Birden aklima konusmaya basladigim günlerde gördügüm rüya geldi.Hani biz onunla yemek yerken gelip nisanli oldugunu söyleyen kisi....Her sey tipli gördügüm gibi oluyordu.

Akilma bir sey takilmisti.


Erkan bey ,yüzügü verirken kendini tutamaz, kavga ederse ne olacakti ?

-Bak ,dedim.Ben yemege cagiririm,fakat sen kendine hakim olmaz,kavga edersen olmaz.

Dogrusu o da sinirlerine hakim olamayacagina düsünüyordu.

-Kavga ederim,dogru söylüyorsun,kendimi tutamam.

Baska türlü anlastik.Ben Sema´yi iftara cagiracak ve bir ara lavaboya gidince de o gelip yüzügü verecekti.

Bunu aynen uyguladik.Ben iftara davet ettim.O da kabul etti.Oysa o gun Erkan Beyin ailesi Sema`lara gelecek ve dugun gününü tespit edeceklermis.

A masada iftari yaptik.Ben gayet sakin bir sekilde ,hicbir sey yokmus gibi hareket ediyordum.Her türlü hadise karsisinda sogukkanli olusumu , Sema da daha önceki bazi olaylarda görmüstü.

Sonradan ögrendiigme göre, Erkan Bey a gün ögle vakti Sema`ya gitmis ,cicek götürmus ve telefonda sert konustugu icin özür dilemis.Henüz yüzügü vermemis tabii.Belli etmemis.

Her neyse.. Corbalarimizi ictikten sonra lavaboya gitmek icin kalktim.Onlara zaman tanimak icin on dakika oyalandim.

Döndügümde masada kimse yoktu .



Görevlilere sordum.Bir beyin geldigini,biraz tartistiklarimi,sonra ikisinin de kalip ciktigini ögrendim.hemen hesabi ödeyip disari ciktim.Sema´yi nasil olsa disarda bulurum diye dusundum.Gercekten de Sema`yi disarda taksi bekliyordu.Beni görünce uzaklasmaya calisti.
- Sema dur, dedimse de orali olmadi.
-Bekle diyerek yanina vardim.Durmak istemedi.Otoritemi kulaanmak zorundaydim.
-Dur, yoksa dünyayi sana dar ederim.Beni taniyorsun,dedigimi yaparim biliyorsun,simdi dur oldugun yerde.

Durdu agliyordu.
- Hayrola , ne oldu,kim geldi,neden agliyorsun ,dedim.

Bu arada telefonlar geliyor,bir taraftan onlari cevapliyor, " Tamam ben az sonra ararim " gibi sözler söylüyordu.

-Görevlilere sordum.Bir beyin geldigini , biraz tartistiginizi, sonra ikiniizn de kalkip ciktiginizi ögrendim.Bana ne oldugunu anlatir misin , diye israr ettim.

- Gercekten gelenin kim oldugunu bilmiyor musun?

Olaylari gercek yüzünü onun agzindan duymak ve gercekleri,yalnizca gercekleri ögrenip ömür boyu beynimde soru isaretleriyle dolasmama icin o güne kadar ilk defa yalan söylemek durumunda kaldim.

-Hayir kim oldugunu bilmiyorum.
-Bana iskence yapma, bal gibi biliyorsun !
-Hayir bilmiyorum.Anlat bana gelen kimdi, neler oldu?

Ne söylesem diye düsünüyordu.Hemen aklina bir sey geldi:
-Iliskimizin oldugunu kuzenim ögrenmis , o geldi az önce.Cok agir laflar söyledi,dedi.

Beni kandiracagini saniyordu.

-Bana bak, dedim.Eger kuzenin ya da ailenden biri gelse seni böyle birakip gitmez , alir götürürdü. Dogruyu söyle bana .

Hálá gitmeye yelteniyordu.Bir yere gidemeyecegini , uygun bir yere gidip konusmamiz gerektigini söyledim.
Bir yere girip birer nescafe ictik.Biraz sakinlesti.

Daha sonra Üsküdarda eskiden samimi oldugunu bilgidim Süheyla isminde bir arakadasina gitmek istedigini söyledi.Oraya götürdüm."Beni saat 23 de al " dedi.Dedigi saatte gidip aldim.Artik gercekleri söyletmenin zamani gelmisti.Her seyi anlatmasini istedim.Gelen kimdi ? Anlatmaya basladi.

- Mahallediki arkadaslardan biri, annesini bize göndermisti benim icin.Sonra olan oldu, aileler arasi birseyler yapildi....

-Sakin bana nisan yapildi deme !

-Dedim bile....

O ana kadar mutlaka gecerli bir sebebi vardir, belki de nisanlisindan coktan ayrilmisti, bunu bana söyleyemedi diye kendi kendime bahaneler cikariyordum, ama artik her sey bütün acikligi ile ortadaydi.


Yaptiginin büyük bir hayat oldugunu, iki kisiyi aldattigini, bir süredir her seyi hissettigimi, ama yorum yapamadigimi söyledim.

Üsküdar Meydanindaydik.O kadar agir ve bagirarak konusuyordum ki, tanidigi varsa coktan rezil olmustu.Daha sonra evlerine götürdüm ve biraktim.

Sonradan ögrendigime göre , evde herkes ona inanmis , suclu bulunmamis.Babasi Erkanin babasini suclamis.Cünkü , a gece nisanlisinin ailesi gelerek nisan hediye edilen her seyi iade etmis .

Beni daha sonra Erkan´in babasi aradi.Sema´nin babasinin anlatilanlara inanmadigini , her seyin bir iftira veya uydurma oldugunu , kizlarin ismini kirletmis olduklarini düsündüklerini, bir hadise varsa ispatlanmasi gerektigini söylemis.Ve bu yüzden kizin babasiyla görüsmemi istedi...Aslinda hadiseyi bu sekilde kapatmak istiyordum.Sema´nin hatasi yüzünden tüm ailenin rencide olmasina gönlüm razi degildi.Nihayetinde hata sadece Sema´daydi.

-Sizinle görüsürüm,ama babasiyla görüsmem.Cünkü kizin yaptigi hataya ailesini karistirmayalim,dedim.

Kabul etti.Belli bir yerde görüsmk üzere anlastik.Ama maalesef kizin babasini da cagirmis.
-Bunun gelmemesi gerekiyordu,dedim.

Hadisenin daha fazla dallanip budaklanmasini istemiyordum.Sorulan bütün sorulari gecistirerek cevab verdim.Kardesi Rahmi de ordaydi.Ikisinin sirdas olduklarini biliyordum.Kolundan tutarak biraz öteye götürdüm ve :

-Bak Rahmi, ablan büüyk bir hata yapti.Olayin daha fazla uzamamasini istemiyorum.Babana makul bir lisanla söyle,bu konu burada kapansin,daha fazla kimse rencide olmasin.

O da ikna oldu.

Kizin babasi olaydan sonra Sema´yi i$e göndermemis.Ama bu bir hafta sürmüs.Is yerinden gelerek,ona ihtiyaclari oldugunu söylemisler ve tekrar calismaya baslamis .Bügün nasil oldu da böyle bir hatayi yapti, nisanli oldugu halde benimle niye görüstü, anlayabilmis degilim.Hálà hakkinda iyi düsünmeye calisiyorum.


Acaba zorla mi nisanlanmisti da benimle görüsmeye basladi? hayir ! Kendi mahallerinden ve dört yildir görüstügü birisiymis nisanlisi.

Acaba, benimle bir dost veya arkadas olur diye tanisti da ,daha sonra ilgi duydu ve nisani birakacak miydi,desem,bu da zor.Cünkü ,is o kadar ilerlemis ki , nisanin bittigi gece dügün gününü tesbit icin bulusacaklarmis.

En olumlu aklima gelen $u:



Benimle öylesine öylesine tanisti.Bu arada da nisanlandi.Fakat zaman ilerledikce hem benim genis maddi imkanlarim hem insani iliskilerimi begendi.Nisanlisinin cevresi ve maddi imkanlariyla kiyasladi.Iki tercih arasinda bocaladi..Belki birini tercih edecekti,fakat nasil yapacagini bilemedi.

Her neyse....Hayatinin en büyük hatasini yapti.Iki erkekle iliskisini bir arada götürmeye calisti.Haydi erkek olsa ve iki kizla iliskis olsa ,bazen oldugu gibi birisini resmi ,digerini dini nikahla yürütebilirdi diyelim (ne kadar dogru ise) .Eslerinin de izini varsa,bu bir sekilde yürürdü.Ama, bir kizin iki erkek tarafindan paylasilmasi ,ne Islami , ne vicdani kaildere uymayan bir sey.

Eger bunu bilmeyerek ve cahiliginden yapmissa ,belki affolabilir.Gerci ben hic bir sekilde hakkimi hella etmiyecegim.Ancak mantikli gerekceleri var ve bunlari izah ederse,o baska.... Ya bir de bilerek bizim iyi niyetimizle ,oynadiysa,o zaman mahser gününde isi cok zor.


Evet,yaklasik bir bucuk yil süren bir hikaye , ardinda bes binin üzerinde cep telefonu mesaji, 450 civarinda mail ve paramparca olmus bir kalp birakarak böylece hazin ve hüzün bir sekilde sonuclanmisti. Tanistigim günlerdeki uc uyariyi unutamiyorum.

O günlerde ,ehl-i kalp olan babam, "Oglum dikkat et,ayagin kaymasin " demisti.Yazik ki ayagim kaydi, ama Allah´in inayetiyle ucuruma yuvarlanmadan atlattim.

Yine ilk konusmaya basladigim günlerde gördügüm bir yakazada, Sema´yla lokantada yemek yedigimi ve bir baskasinin uzaktan bizi seyrettigini görmustum.benzerini yasadim.

Ve kendisine hürmet ettigim ,látifevari "Hocam " dedigim bir büyügüm, " Dikkat et ,seni iyi görmüyorum bugünlerde,hareketlerini ve fiillerini kontrol et ! " demsti.aynen cikti.

Bana en yakin arkadaslarim diyerek taktim ettigi Müge ve Süheyla´nin da bu hazin hikayede yükümlü olduklarni düsünüyorum.Zira beneden haberleri vardi ve nisanli olan arkadaslarini yanlis olan bu tuutmundan dolayi ikaz etmemisler ve bu gidise bir dur dememislerdi.

Bu olay bana gösterdi ki , en huzurlu ,en zararsiz,en rahat yol ,mesru dairedeki yol.Gerci bir kez elini bile tutmadim.fakat dinen konusmamiz ve bulusmamiz ve bir masa etrafinda oturmamizda caiz degildi.

Bu arada anne ve babalara sesleniyorum: oglunuzu ve kizinizi iyi yetistirin,iyi takip edin.Özellikle kizini calistiran babalar ! Evladiniz is yerinde nasil ,biliyor musunuz? Belki bir kac kurus para kazaniyor,ancak iffet ,haya ve namusunu yeterince koruyabildiginden emin misiniz ? Ya oglunuzdan ....?

Özellikle kadin erkek karisik calislan is yerlerinde mahremiyet konusu, cok gevsemis durumda .Güya benim yasadigim olaydaki kiz, dindar bir ailenin cocuguydu.Ama yetmiyor , herkesin dindarlik anlayisi farkli.Her konuda ,tam ve eksiksiz Allah´in dediklerini uygulamak gerekiyor.

Rabbim ,bu karmakarisik cagda ,genc kardeslerimize ve büyüklerimize yardim etsin
ve onlari günahlardan korusun.
« Son Düzenleme: Mart 16, 2010, 02:35:00 ÖS Gönderen: sahra cold »

Çevrimdışı sahra cold

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4439
  • Cinsiyet: Bayan
  • ........
İbretlik Yaşanmış Bir Olay
« Yanıtla #1 : Mart 16, 2010, 03:27:30 ÖS »
Biraz uzun ve roman tadında bir yazı olmuş...
 
Ne oldum değil ne olucam demeli..Sizinde dediğiniz gibi;ne desem başıma geliyor fazla yorum yapmasam daha iyi...
 
 
« Son Düzenleme: Mart 16, 2010, 03:49:15 ÖS Gönderen: sahra cold »

Çevrimdışı Kelebekler Diyarı

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5131
  • ...
İbretlik Yaşanmış Bir Olay
« Yanıtla #2 : Mart 16, 2010, 06:55:31 ÖS »
Çok gereksiz uzatmışlar yazıyı sanırım gözlerim yandı okurken :)

Misali şu yani kısaca Meşru yollar içinde işlerimizi halletmeliyiz ...

 +-/*te

Çevrimdışı gözyaşı

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 1370
İbretlik Yaşanmış Bir Olay
« Yanıtla #3 : Mart 16, 2010, 09:14:09 ÖS »
Biraz uzun ve roman tadında bir yazı olmuş...
 
Ne oldum değil ne olucam demeli..Sizinde dediğiniz gibi;ne desem başıma geliyor fazla yorum yapmasam daha iyi...

Çevrimdışı KeRvAnCaN

  • Grupsuz
  • *
  • İleti: 523
  • Cinsiyet: Bay
  • Kendi halime bırakın beni artık.
İbretlik Yaşanmış Bir Olay
« Yanıtla #4 : Mart 17, 2010, 11:45:18 ÖÖ »
cefa cekmeden sefa olmaz bende sizlere  +-/*te ederim

Çevrimdışı gazoz

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 14
  • Cinsiyet: Bayan
İbretlik Yaşanmış Bir Olay
« Yanıtla #5 : Mayıs 03, 2010, 09:44:22 ÖS »
Gözlük taktığım halde gözlerimi yordu ama hakikaten ders alınmalı :) teşekkürler paylaşım için

kzltp34

  • Ziyaretçi
İbretlik Yaşanmış Bir Olay
« Yanıtla #6 : Mart 23, 2017, 02:45:01 ÖÖ »
Allah tüm müslümanlara yardım etsin özellikle genç kısmına bu devir çok kötü   +-/*te

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek